Dünyanın en çok sevilen müzikallerinden biri olan Mamma Mia’nın beyazperde macerası başladı. Mamma Mia, S. O. S., Dancing Queen, Money Money Money, Chiquitita, I Have a Dream, Does Your Mother Know?… ve daha birçok Abba şarkısını Meryl Streep ve rol arkadaşlarının gösterdikleri yüksek performans eşliğinde izleme şansı buluyoruz.
Evlenmeden önce gerçek babasının kim olduğunu öğrenmeye çalışan Sohpie (Amanda Seyfried), ihtimal dahilindeki 3 baba adayını bir mektup yazarak düğüne çağırıyor. Tabii bu durumdan annesi Donna’nın (Meryl Steep) haberi yok. Donna’nın bir anda 3 gençlik aşkını karşısında bulmasıyla, hem müzikal hem de görsel bir şölen başlamış oluyor. O dakikadan sonra, nasıl geçtiğini anlayamayacağınız bir 108 dakika sizleri bekliyor.
Bu üç erkekten öne çıkan isim nam-ı diğer James Bond, Pierce Brosnan. Filmde oynaması için teklif geldiğinde, dans etmesi ve şarkı söylemesi gerektiğini duyunca soğuk terler döktüğünü itiraf eden Brosnan, çekimler başlayıncaya kadar kariyerinin en sıkıntılı günlerini geçirmiş. Brosnan filmde Meryl Streep ile birlikte S. O. S. şarkısını seslendiriyor. Üstelik hiç de fena sayılmaz. Brosnan, şarkı söylemeye başladıktan sonra çok rahatladığını söylese de, kontrolü elden bırakmayan hali gözden kaçacak gibi değil. Ama bu hali rolüne sevimli bir amatör ruh katmış.
Donna’nın hayatına giren diğer bir erkeği Colin Firth canlandırıyor. Bridget Jones’un biricik Marc Darcy’si bu filmde eski rocker Harry rolünde. Rockçı Harry yıllar içinde bir hayli değişmiş, saçları kesilmiş. Takım elbisenin içine girilmiş. Hele bir detay daha var ki yıllar yılı kadınların hayalindeki erkek profilini çizen Marc Darcy bayağı bir hayal kırıklığı yaratacak. Firth filmin erkek bloğunun en şen şakrak, biraz da saf ve naif kişisini temsil ediyor. Rockçı tiplemesinin biraz ti’ye alındığını da söylemeliyim. Ee ne de olsa dünyanın en büyük pop grubu Abba’nın ağırlık noktası olduğu bir filmdeyiz. Rockçı Harry tiplemesiyle yapılan bu gönderme de çok hoş görünüyor.
Üçüncü erkek Stellan Skarsgard. Genelde gösterişli kostümler ve koyu makyajlar eşliğinde gördüğümüz başarılı aktörü Skarsgard’ı çiçekli Havai gömleği ve terlikleriyle görmek de çok keyifiydi. Filmdeki ismiyle Bill, eski hippi ruhundan pek de bir şey kaybetmemiş. Ama diğerlerinden farkı evli, çocuklu ve biraz da göbekli bir adam olması. Ama Bill için bu detaylar bu pek de önemli değilmiş gibi görünüyor.
Mamma Mia’nın son erkeği Sophie’nin beyaz atlı prensinin canladıran Dominic Cooper. Bebek yüzlü aktör, 30’lu yaşlarının başında olmasına karşın, yeni yetme bir genci canlandırdığı Sky karakterine çok yakışmış. Filmde onu çok fazla görmüyoruz. Sophie ile birlikte kumsalda söyledikleri Lay All Your Love on Me isimli romantik bir şarkıları var. Performansı Pierce Brosnan’ın performansını andırıyor.
Ve filmin asıl karakterleri kadınlar… Bu durum ile ilgili Stellan Skarsgard’ın çok güzel bir tespiti var. “Filmin konseptinin kadın ağırlıklı olması nedeniyle biz erkek oyuncular bu filmde sanki yardımcı oyuncu konumuna düştük. Böylece erkek ağırlıklı filmlerde kadınların neler hissettiğini anlamış oldum. Hiç kimse biz erkeklerin psikolojisiyle ilgilenmiyordu. Kısacası biz üç erkek bu filmin ‘sürtükleri’ gibiydik” diyor. Gerçekten de öyle. Zavallı erkekler gittikleri her yerden kovuluyor, itilip – kakılıyorlar.
Donna’nın gençlik yıllarındaki Donna and the Dynamos adlı müzik grubundan arkadaşlarını Julie Walters (Rossie) ve Christine Baranski (Tanya) canlandırıyor. Kızlardan Rossie yıllar içinde ünlü bir yazar olmuş. Yemek kitapları yazıyor. Eski çılgın ruhundan o da pek bir şey kaybetmemiş. Filmin sonlarına doğru Stellan Skarsgard ile birlikte gösterdikleri performansa bayıldım. İkili çok sevimli görünüyordu. Diğer kız Tanya erkek grubu Harry’si gibi. Tanya, estetikle kafayı bozmuş durumda. Bir de adaya geldiği andan itibaren, peşinde dolanan çikolata renkli küçük bir çocuk var. O çocuğa hitaben söylediği Does Your Mother Know? adlı şarkısı çok eğlenceli.
Filmin yıldızı tabiki Merly Streep… Onun için söylenecek çok fazla bir şey yok. Kendi adıma Streep gibi muhteşem bir oyuncuyu izleme şansı bulabildiğim için çok sevinçliyim. Çünkü şu sıralar 20’li yaşlarını süren sinemaseverlerin izleme şansı bulduğu nadir oyunculardan. İlk defa bir müzikalde oynayan ve teklifi duyar duymaz kabul eden Streep’in ne kadar iyi olduğunu söylemeye gerek yok. 60 yaşına yaklaşan aktristi yaşına meydan okuyan dansı ve şarkılarıyla izlemenin keyfi bambaşka.
Donna’nın kızı Sophie’yi canlandıran Amanda Seyfried, hem rolüne hem de beyazperdeye çok yakışmış.
Mamma Mia gerçek insanların, gerçek hayatların filmi. Kuşaktan kuşağa süregelen ve hiç bir zaman değişmeyen aşk, pişmanlık, özlem, yaşlanma gibi duyguları, popun efsane grubu Abba’nın sımsıcak şarkıları eşliğinde fısıldıyor bizlere. 70’li ve 80’li yıllarda gençliğini geçirmiş olanlar için daha dokunaklı olacağı kesin. Hala genç olanlar içinse hayatlarını kontrol altına almaları ve içlerinden geldiği gibi yaşamaları konusunda çok iyi bir referans. Kısacası, her yaştan izleyicinin bir şeyler bulabileceği bir film Mamma Mia.
Bir müzikalin, gerçek hayatı nasıl bu kadar iyi anlattığına ve müzikaller hakkında ön yargıları olanlar için Karanlıkta Dans (Dancer in the Dark) filminden bir diyalog:
Jeff: – Ama insanlar gerçek hayatta durup dururken dans etmezler ki. (Peter Stormare)
Selma: – Doğru Jeff, sen etmezsin. (Bjork)
Bir de küçük dipnot: Mamma Mia müzikali Ekim ayında İstanbul’a gelecekmiş, ajandalarınıza not etmeyi unutmayın.
(20 Temmuz 2008)
Gizem Ertürk