Son Kumsal

Aydın Kudu ve Rüya Arzu Köksal, son kumsallarımızı kurtarabilmek için kasaba kasaba dolaşarak Son Kumsal adlı belgesel filmlerini gösteriyorlar.
4,2 milyar doların sarf edildiği Türkiye’nin bu en büyük inşaat projesinde Samsun’dan Sarp’a kadar, 6 il, 63 ilçe, 17 bucak merkezinin denizle bağı kesildi, koylar, kumsallar haritadan silindi.
Şimdi artık Doğu Karadeniz insansızlaştırılmış, hipnotize edici monotonlukta, hangi ilçeden geçildiği anlaşılamaz, hiçbir insani dokunun asfalt boyunduruğu aşamadığı, 6 şeritli, fantastik bir otobandır. (Haber: Serpil Boydak.)

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • Diğer basın bültenleri ve haberlere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Son Kumsal yazısına devam et
  • 25 Temmuz 2008 Haftası

    “Aşkın Yaşı Yok”, entelektüel bir ailedeki bireylerin, anneyi kaybettikten sonra birbirlerine yabancı gibi yaklaştıklarını ancak içlerine sızan üvey kardeş ile babanın eski öğrencisi sayesinde özel duyguları ‘yeniden keşfetme’lerini naklederken, mizahın, oyuncu performanslarının ve sımsıkı dokunmuş diyalogların en iyisini sunuyor: Dennis Quaid’in -bu filmdeki tarzıyla- fena halde Jack Nicholson’ı anımsattığını söylemem şart!

    “BenX”, eğer kendi ‘özel dünya’nızda rahat bırakılmıyorsanız (gelişmiş bir ülkede yaşıyor olsanız da), farklılığınızı kabul ettirmek için onlar gibi dürüst olmayan bir oyun oynamanız gerektiğini, ilgili disiplinlerin yöntemlerini tartışmaya açacak denli cesurca anlatıyor: Filmin zeki buluşu, otistik genç adamın gerçek dünyadan kaçarak kurduğu bilgisayar oyununa benzer ‘kaçışlara’ ihtiyacı olanlar, özellikle izlesinler!

    “Kara Şövalye”, bir gün gelip sadece ama sadece ‘kaos için kötülük yapan’ biri ile karşılaştığınızda ve suç – suçlu – polis – savcı – adalet – cezalandırma ezberiniz bozulduğunda, ruhunuzun en dibe, tam da kötülüğün merkezine ne kadar düşebileceğine dair çok esaslı bir sınava dahil ederken sizi, iki boyutlu bir çizgi romana her anlamda nasıl derinlik kazandırılabildiğinin de dersini veriyor: Hala insanlıktan umut kesilmemişken muhakkak görünüz; IMAX deneyimini tercih ederseniz, gerçeklik duygusunun katlanarak büyüyeceğini unutmayınız!

    (24 Temmuz 2008)

    Ali Ulvi Uyanık

    aliuyanik@superonline.com

    Kara Şövalye’nin Türkiye’deki İlk Özel Gösterimi Arena Dergisi İçin Yapılıyor

    2008 yazının heyecanla beklenen filmi Kara Şövalye filminin Türkiye’deki ilk özel gösterimi Arena Dergisi ve Warner Bros. Pictures işbirliğiyle Nişantaşı City’s Citylife Sinemaları’nda 22 Temmuz Salı akşamı yapılıyor. Modern, kendini güncelleyen, yenilikçi, enerjik, sıradan olmayı reddeden erkeklerin dergisi Arena’nın desteklediği Kara Şövalye adaletli, güçlü, dürüst ve lider yapısıyla 21. yüzyılın kahramanı olma özelliğini sürdürüyor. Arena Dergisi’nin, Christian Bale kapaklı, Temmuz sayısının içindeki özel davetiyeleri bulan şanslı 400 okuyucu filmi herkesten önce izleyecek.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü görsellere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Kara Şövalye’nin Türkiye’deki İlk Özel Gösterimi Arena Dergisi İçin Yapılıyor yazısına devam et
  • Kediler Şehri

    Bela Ternovszky’nin yönettiği ve Erkan Taşdöğen, Erol Eren, Erhan Abir ile Tugay Erverdi’nin seslendirdiği animasyon film Kediler Şehri (Macskafogo 2: A Satan Macskaja – Cat City), 22 Ağustos 2008’de Özen Film dağıtımıyla Özen Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Kedi Catcher ve diğerleri ilk filmin sonunda pasifize edilmişlerdi. Ancak Pafrika ormanlarında bir grup etkisiz hale getirilememiş kedi yaşamaya devam etmektedir. Bu kediler Stanley adında gazeteci bir fare tarafından ortaya çıkarılırlar ve şef Moloch tarafından yönetilen bir ordu ile dünyayı eski düzenine kavuşturmaya karar verirler.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Diğer basın bültenlerine haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Kediler Şehri yazısına devam et
  • Ben X

    Belçika’nın Oscar adayı filmi Ben X’de yönetmen Nic Balthazar, yarattığı “Ben” karakteri üzerinden bir toplum analizi yapıyor. Filmdeki sanatsal kaygısı, farklılıklara karşı ne kadar hoşgörüsüz ve bencil olduğumuzu anlatabilmek.

    Ben X, hem içerik hem de teknik olarak başarılı bir film. Çünkü her iki açıdan da ince elenip, sık dokunmuş, oldukça bir kafa yorulmuş. Ancak konu öyle sıra dışı değil. Bu yüzden de konunun içine orijinallikler katılmaya çalışılmış.

    Nic Balthazar, hikâyesini anlatırken seyircisinin sabrını zorluyor ve kendisiyle yüzleşmesini sağlamaya çalışıyor. Bu yönüyle Balthazar’ın yürümeye başladığı sinematografik yolun bazı bölümlerinde, büyük usta Haneke’nin nefesini hissediyoruz. Tıpkı Haneke gibi Balthazar’ın da tezi; şiddetin kaynağının kendimiz olduğu… Ne kadar rahatsız oluyormuş gibi yapsak da aslında şiddetten acayip keyif alıyoruz.

    Bir de filmde; “insanlar elindekilerin değerini ancak kaybettiklerinde anlar ama artık çok geç olmuştur” sözünü hem desteklemek hem de bu sözün klişe havasını yaşatmamak adına çok da zekice bir oyun hazırlamış. Zaten filmin en can alıcı, en yenilikçi tarafı da bu. Film boyunca bambaşka bir sona inandırılıyoruz. Üstelik bu son “Aaa kız gerçekte yokmuş, hayaliymiş vay be.” gibi bayat değil. Film bana bazı yönleriyle Biray Dalkıran’ın Cennet’ini anımsattı. Ayrıca Ben X’de hikâyeyi destekleyen efektler de gerçekten çok ustaca kullanılmıştı. Oyuncular çok iyiydi. Hikâye çok güzel beslenmişti. Keşke Cennet’in üzerinde biraz daha kafa yorulsaymış da bizden de Ben X gibi Oscar adaylık bir film çıksaymış, diye içimden geçirip, hayıflandım. Yani Cennet’te bulamadıklarımı Ben X’te buldum.

    Ayrıca Balthazar’ın edebiyatçı yönü filme çok şey katmış. Ben çok gerçek bir karakter görüntüsü veriyordu. Yönetmen çevresini, gençleri ve dönemini çok iyi gözlemlemiş. Bu yüzden “Ben”in filmde yaşadıkları hiç de yerel değil. Umarım bizlerde filmden üzerimize düşen rahatsızlığı duyar, geç kalmış olmanın sızısını yaşamayız.

    (24 Temmuz 2008)

    Gizem Ertürk

    Ustalara Saygı, Etkinliği 21 Temmuz’da Erol Evgin İçin Gerçekleştirilecek

    Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen Ustalara Saygı etkinliği Erol Evgin için gerçekleştiriliyor. Faruk Şüyün’ün hazırladığı ve yöneteceği Ustalara Saygı – Yaz Esintisi toplantısı, Beşiktaş Belediyesi Abbasağa Parkı’nda, 21 Temmuz Pazartesi akşamı saat 21:00’den itibaren takip edilebiliyor. Meryem ve Oğulları ile Renkli Dünya adlı filmleriyle beyazperde de seyrettiğimiz Erol Evgin, kültür ve sanat hayatımızda âdeta ‘çok yönlü sanatçı’ kavramının karşılığı olarak tanınıyor. Etkinlikte, Erol Evgin’in rol aldığı filmlerden kısa görüntüler de izleyicilere sunulacak.

  • Basın Bülteni
  • Televizyon ve Sinema Filmlerinde Rol Almak İsteyenlere Yeni Bir Fırsat

    Televizyon veya sinema filmlerinde rol almak isteyenler için 20 Temmuz Pazar günü saat 14:00 ile 17:00 arasında Münih – Weyprechtstr.’deki Kilisenin tiyatro salonunda Casting çalışması yapılıyor. İlgilenenlerin yanlarında Türk pasaportu taşıyorlarsa, oturma ve çalışma izinlerinin fotokopileri ile çalışma sigorta belgesinin aslı ve bir kereye mahsus olmak üzere senelik 25 € ile birlikte müracaat etmeleri gerekiyor. Ayrıntılı bilgi için: Cumhur Atalan, 0176 22 85 98 39, cumhur.atalan@hotmail.com, www.tutkum.eu Casting adresi: Weyprechtstr. St. Gertrudt Kirsche (Theatersaal) Harthof U2

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi