“Aşkzede” ya da aday olduğunuzu hissediyorsanız, seyrediniz, en bütünleştiğinizi sandığınız kişiyle aranızda -aslında- uzak bir duygusal mesafe olabileceğini ve bir gün gelip bu yüzden terk edildiğinizde, o güne dek kaçındığınız özeleştiriyle de pekâlâ tanışabileceğinizi öğrenin: Tabii, cinselliğin ‘kırmızı çizgileri’ni bol bol ihlal eden bir mizahın içinde gülerek, gülümseyerek…
“Hancock”, doğaüstü güçlerle donatılmış ‘çok özel bir insan’ın L. A. kentindeki kurtarma hikâyelerini, bu ‘serseri’ kahramanın ‘yitikliğine’ odaklanarak sürprizli ve gerçekçi anlatsa da, eğlenerek izledikten sonra unutulmaya mahkûm bir film olmuş: ‘Homo’ diye dalga geçtiği o çizgi roman kahramanlarının çok abartılı sahnelerine -bir noktadan sonra- geçiş yaptığı için gerçekçi bakış açısını kaybettiğini vurgulamak da şart!
“Kadavra”ya giderken yanınıza kalın giysiler almanızı, her anlamda soğuk ve işte bu sebeple de tam amaçlandığı gibi bir gerilim olması nedeniyle öneriyorum: Rafları kalabalık morg, parçalanarak üzerinde çalışılan cesetler, katil doktorlar, ‘buz gibi’ renkler, güneşsiz bir hava, inanılmaz cinayetler karşısında donakalacaksınız!
“Kung Fu Panda”, başarmak için aynaya bakmanızın ve kendi potansiyelinizi görüp harekete geçmenizin yeterli olduğunu vurgularken, Çin kültür ve sanatının binlerce ayrıntısıyla çekici – büyüleyici bir dünya kuruyor, bir; savunma sporlarını müthiş bir koreografi ve hızla çok eğlenceli hale getiriyor, iki: Aklınıza gelen her tür ve tip seyirci için!
(02 Temmuz 2008)
Ali Ulvi Uyanık