Antalya Film Festivali Belgesel Film Yarışması’nda birinciliğe lâyık belgesel film bulunmaması üzerine kameraarkasi.org sitesinden Hayri Çölaşan konuyu inceliyor:
Merhaba; Ankara Film Festivalinde belgesel bölümü jürisi birinciliğe aday film bulamadı. Bunun nedeni yarışma şartnamesinde belirtilen; belgeselde yeni çekim teknikleri yaratmak, yeni anlatım dili oluşturmak şartalarına uygun film bulunamaması olabilir.
Antalya Film Festivali belgesel jürisi de yine belgesel dalında birinciliğe aday bulamadı. Bunun nedeni de resmi açıklanma yapılmadığı için söylenilenlere göre belgesel film çekim tekniklerinin yetersizliği olarak görünüyor. Bir durum değerlendirmesi yapalım.
Neden belgesel jürileri böyle kararlar alıyor? Belgesel hocaları, eski ve tecrübeli belgeselciler hatta iyi yönetmenler jüride yer alıyor. O zaman hemen jüriyi suçlamayalım.
Bu soruyu kendimize sormalıyız.
Cevabı ise tahmin edebiliyoruz.
Madde 1
El tipi (Hadycam) amatör kameralar ucuzladıktan sonra herkes artık bu kameralara ulaşabiliyor. Canon XL1 veya Sony FX1 gibi kameralar da amatör sınıfına giriyorlar. Diğerlerinden farkı yok.
Amatör olma nedenleri broadcast olmayışları ve broadcast gereklerini yerine getiremeyecek kadar basit olmaları.
Amatör kavramında en önemli unsur ışığı kontrol etmektir. Bu tip kameralar ışığı kontrol edemez. Bu nedenle de ürettikleri resim kötüdür.
Ancak ev kullanıcıları, evde çocuklarını çeksinler, anılarının çeksinler diye üretilmişlerdir. Film çekelim diye değil.
Ancak bizler özellikle içimizde mektepli olanlar bir belgeselin görüntü kalitesinin seyirciyi etkilemede önemli bir unsur olduğunu biliriz.
Madde 2
Pekiyi sadece iyi bir broadcast kamera ile belgesel çekmek yetiyor mu?
Hayır. Çünkü görüntü kalitesi kadar içerik yani ne çektiğin de önemli. Çektiğin görüntünün amaca hizmet etmesi, konuya yardımcı olması ve estetik olması lazım.
Bunu yapmak için örneğin ben 23 yıl önce fotograf çekmeye başladım. 9 yıl ışıkta çalıştım. 11 yıldır da kamera kullanıyorum ve zorlanıyorum, benim durumumda olan bir çok iyi kameraman da bazen uygun resim şartı sağlayamıyor. Çeşitli nedenlerden tabii.
Şimdi, biz kameramanlar iyi eğitim alıp, kendimizi doğru ve düzeyli yetiştirmemiz gerekir. Bir kere kameraman yönetmenden tecrübeli olmalıdır. Yönetmenin isteklerini yerine getirirken kendi yorumunu ortaya koymalı, amaca hizmet eden görüntüleri çekerken estetik resimler çekmelidir.
Eline her kamera alan belgesel çekerse tabii ki görüntülerin amaca hizmet etse bile estetik kaygısı taşımaması kaçınılmazdır.
Profesyonel bir kameraman montaja uygun çekim yapar. Kameram var diye çekim yapan ise montajda görüntüleri ekleyemez ve kurtarmaya çalışır.
Madde 3
Işık yapılmıyor. Belgesellerde ışık yapılmıyor, ışık yeterince kullanılmıyor, setlerde profesyonel ışık ekibi artık unutuluyor. Işığa uygun mekanlar seçilmiyor ve görüntü yönetmenine sormadan burada çekeceğiz diye set kuruluyor.
Madde 4
Ses alınmıyor. Profesyonel bir sesçi gibi ses alamazsınız. Kamera üzerine ses kaydı yapılırsa bunun bedeli ağır ödenebilir. Ekip sesli çekime uygun olmalıdır.
Örnek;
Ben sesçi olmadığım halde yeni çektiğimiz bir belgeselde sesleri ben almak zorundayım. Kocaman kulaklığı takıp kamera kullanırken sese mi dikkat edeceğim yoksa görüntüye, ışığa mı? Herkes bizi kahraman zannetmesin. Bu savaşta olur, biz ise belgesel çekiyoruz. Her işi erbabı yapmalıdır.
Ayrıca ses alırken yaka mikrofonunu saklamaya çalışıyorum, yönetmen aman görünse ne olacak dışarıda olursa ses daha iyi alınır diyor.
Şaşırıyorum, ben imkansızlıklar çerçevesinde durumu kurtarmaya çalışırken, kapıdan girip odaya gelen ve babaannesiyle konuşmaya başlayan bir kızın yakasında mikrofon olacakmış.
Madde 5
Neden kısa filmlerde ödül veriliyor da belgeselde aday film bulunamıyor?
Çünkü belgesel önemli bir formattır. Kısa film gibi değildir. Belgeseldeki konuyu iyice araştırırsınız, önce kendiniz öğrenirsiniz. Konuya iyice hakim olduktan sonra buradan bir hikaye çıkarıp bu hikaye üzerinden konuyu anlatırsınız.
Kısa filmde görüntü ne kadar iyi olursa olsun 5 – 15 dakikada biter. Ama belgesel 15 – 52 dakikadır. Bir seyirciyi bu kadar süre seyretmeye zorlamak zordur.
Görüntülerle onu kalbinden ve beyninden vurmalısınız. Ses etkileyici ışık ise bütünleyici olmalıdır. Sanki orada belgesel çekim ekibi yokmuş gibi her şeyi doğal şartlara uydurarak çalışmak tecrübe ister.
Belgeselde kameraman daha da önem kazanır. Kamera kaliteye yardımcı olur.
Madde 6
Mali sıkıntılar. Maddi imkansızlıklar, ucuza mal etmek, bir şey yapmamaktansa hiç yoktan bir şeyler yapalımlar…
Doğru bunlar. Ama ortaya çıkan esere yansıyor. Işık ekibinin olmaması ışığın yeteri kadar, ses ekibinin olmaması sesin eh işte kadar, iyi bir kameramanın bulunmayışı ve broadcast teknik malzemeler de görüntü kalitesinin kötü olmasına neden oluyor.
Çekim gününün azlığı çekim sırasında telaşa ve taviz verilmesine neden oluyor. Ama maliyeti düşürüyor.
Montaj gününü az almak sonlara doğru sıkışmalara ve bu kadar yeter’e neden oluyor. Bütün bunlar da ortaya çıkan belgeselin kalitesini bozuyor.
En ucuz malzemelerle en az ekiple çalışarak ne kadar iyi bir belgesel üretebiliriz?
Üretelim… Tabii ki üretelim. Ama böyle üretilmiş belgesellerden de ödül beklemeyelim. Jüri kötünün iyisini seçmek zorunda değil.
(01 Kasım 2007)
Hayri Çölaşan