Sylvester Stallone’un yönettiği ve Sylvester Stallone, Burt Young, Milo Ventimiglia ile Geraldine Hughes’in oynadığı Rocky Balboa, 16 Mart 2007’de Özen Film dağıtımıyla Özen Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Bir zamanların ünlü boksörü Rocky Balboa, işletmekte olduğu restoranındaki müşterilerine eski efsanevi hikâyelerini anlatarak hayatını sürdürmektedir. Kalbinin derinliklerinde ise hâlâ o aynı azimli adam, hâla bir savaşçıdır. Bir bilgisayar simülasyonu Rocky ile yeni şampiyon Mason’ı karşı karşıya getirir. Mason’ın menajeri bunu bir fırsat olarak görür ve gerçek bir boş maçı yapmak ister. Rocky, kendinini kanıtlamak için yeniden çalışmalara başlar.
“Rocky Balboa” üzerine 2 yorum
Yorumlar kapalı.
Sylvester Stallone benim kahramanımdır, idolümdür. Bende bütün filmleri var. Ancak bir – iki ay önce Rocky Balboa filminden başka bir film daha çekmeye hazırlanıyormuş. İşte burada bir sorun var. Çünkü 1915 yılında ermenilerin tehcir kararıyla ilgili bir film çekecekmiş. Üzülerek söylüyorum ama Sylvester’i kınıyorum. Sylvester, sana ne bizim tarihimizden. Her neyse yine de gönülden tebrik ediyorum onu. Hayırlı olsun Rocky.
Rocky’nin bilindik spor müsabakalı filmlerden farkı her zaman hamurunda bulundurduğu gerçeklik hissi, duygusallık ve dram idi. İtalyan Aygırı lâkaplı boksörümüzün hümanist yapısı, sadakati, yüreğinin saf ve anlayışla dolu olması her zaman vurgulanan, bizim için Rocky’i farklı yere koymamıza neden olan artılardı. Bu son filmde de aynen korunan bu özellik ile daha baştan maça bir sıfır galip başlıyor kahramanımız.
Andrian’sız müthiş yalnız bir adam olmuş, oğluyla arasında bir türlü aşamadığı bir duvar var, yaşlılığın ağırlığı üzerine çökmüş ama Rocky bunu inkâr etmiyor zaten kucaklıyor. Sebzelerin fiyatlarını görmek için gözlük taksa da, kaplumbağa besleyip üç şınavın üzerine çıkamasa da… Restoranına gelen insanlar, maçlarını ezbere bilseler bile ona anlattıran insanlar var etrafında ve o da hiç gocunmadan her seferinde anlatıyor, resim çektiriyor, biliyor ki artık sermayesi bu.
Antrenman sahnelerini Rocky filmlerinin vazgeçilmezleridir ama izlerken şöyle düşündüm, bu adam nasıl her seferinde aynı sosla servis etmesine rağmen her bir film bu kadar zevkle izleniyor?
Flashback’ler yerinde ve çok başarılıydı. Eye Of The Tiger çalmaya başladığında kimin yüreği hızlanıp eskilere dalmaz ki? Suratı eğri büğrü ama kalbi büyük bir adamın son vedasını izlemek isteyen tüm sinemaseverlerin kaçırmaması gerektiğini düşünüyorum. Sondaki TV.den yayın! Maç bence kararında noktalandı. Rocky yıkılmadı ama kazanmadı da.
O salondan çıkmak üzere giderken iki şampiyon vardı. Kazanmış ama seyircilerin takdirini elde edememiş bir şampiyon, kaybetmiş ama seyircilerin gönlünü bir kez daha feth ederek veda etmiş bir şampiyon. Bir fan filmi gibi bitti. Böyle de olması gerekiyordu belki bu saygı duruşunun.
Belki sinemasal olarak 10 üzerinden 7 ya da 7,5 alabilir ama benim gibi hayranları bu filmle ancak 10 üzerinden 10 verebilir.
10/10 Neden?
Hayat hiçbir zaman adil darbeler vurmaz adama. Eğer izin verirsen dizlerinin üzerine çökertir ve engel olmazsan sonsuza kadar öyle kalmanı sağlar. Eğer başarısız olduysan bunun suçunu başkalarının üzerine atma. Onun yüzünden bunun yüzünden demek sadece korkakların yapabileceği birşeydir. Önemli olan darbeler ne kadar sık veya sert olursa olsun devam edebilme gücündür. İşte şampiyonlar böyle yapar. Şampiyonlar savaşanlardır…