Babil M. S.

Mathieu Kassovitz’in yönettiği ve Vin Diesel, Michelle Yeoh, Gerard Depardieu ile Melanie Thierry’nin oynadığı Babil M. S. (Babylon A. D.), 26 Eylül 2008’de Tiglon Film dağıtımıyla Tiglon Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Toorop, ücretli bir askerdir. Pek çok savaşta yer almış ve 21. yüzyılın başından beri dünyayı yerle bir eden savaşlardan sağ olarak kurtulmuştur. Doğu Avrupa’yı kontrol eden mafya, bu ücretli askere çok tehlikeli bir görev verir: Toorop, Aurora isimli gizemli bir kadını Rusya’dan alıp New York’a götürecek ve güçlü bir tarikata teslim edecektir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Sinema Sevgilim Programı’nda Quentin Tarantino

    Sinema Sevgilim, bu hafta Quentin Tarantino’nu mercek altına alıyor. Metin Güngör’ün yönetmenliğini üstlendiği, Renklerde Kaybolan Hayat filmi, bu hafta ziyaret edilen set. Haftanın kısa film konuğu Diriliş filmi ile Halit Aktı. Programda bu hafta vizyona giren 9,90 YTL, Akıllı Ol, Garfield Komedi Festivali, Kayıp Yüzük filmlerinin yanısıra Who Killed The Electric Var? ve 4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün filmlerinin yeni çıkan DVD’leri tanıtılıyor. Sinema Sevgilim, 30 Ağustos Cumartesi saat 12:00’de Kanaltürk’te.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü görsellere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Sinema Sevgilim Programı’nda Quentin Tarantino yazısına devam et
  • 24’ün gözüpek ajanı Jack Bauer, “Aynalar”la “Beyazperde”de…

    Ali Hakan ve Alin Taşçıyan Fuaye Sohbet bölümünde Aynalar, Kediler Şehri, Ruhuma Asla, Ca$h ve Üç Hanedan: Ejderin Dirilişi filmlerini değerlendiriyor. Sineklâsik’te L. A. Story’den bir sahne izleyicilerle buluşuyor. Dolandırıcılar ve Kan Dökülecek filmlerinin DVD’leri Ev Sineması bölümünde sinemaseverlere tanıtılıyor. Bu hafta sinemalarda yerini alacak Garfield Komedi Festivali, 9,90 YTL, Kayıp Yüzük, Akıllı Ol ve yeniden vizyona giren 120 filmlerinden görüntüler ekrana geliyor. Yapımcılığını Merve Genç’in, yönetmenliğini Ediz Gülten’in yaptığı Beyazperde, 28 Ağustos Perşembe saat 22:15’te 24’te.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    24’ün gözüpek ajanı Jack Bauer, “Aynalar”la “Beyazperde”de… yazısına devam et
  • Sun Flower Sinemaları 29 Ağustos’ta Açılıyor

    Esenkent – Bahçeşehir arasındaki Sun Flower Life Center’daki sinemaların işletmesini 29 Ağustos’tan itibaren 35 Milim Yapım ve Dağıtım’ın ortaklarından İskender Karakiraz üstleniyor. 4 sinema salonu ve 263 kişilik izleyici kapasitesine sahip Sun Flower Sinemaları 29 Ağustos’tan itibaren sinemaseverlere sezonunun seçkin filmlerini sunmayı hedefliyor.

  • Yüksek çözünürlüklü görsellere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Sun Flower Sinemaları 29 Ağustos’ta Açılıyor yazısına devam et
  • Beni Aya Uçur

    Ben Stassen’in yönettiği animasyon 3D film Beni Aya Uçur (Fly Me To The Moon), 05 Eylül 2008’de r Film dağıtımıyla r Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Kahraman olmak isteyen sinek Nat, 2 arkadaşını ikna ederek Apollo 11 ile Ay’a gitmeye karar verir. Astronotların uzay başlıklarının içinde unutulmayacak bir yolculuğa çıkan ve bir TV kanalında astronotların arkasından dünyaya el sallayan sinekler hem ailelerini telâşlandırır hem de Rusya’da televizyon seyreden sinekleri kıskançlıktan delirtirler. Rus sinekler, Amerikan kahramanlarımızın tamamlamaya çalıştıkları görevi sabote etmek için harekete geçerler.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Diğer basın bültenlerine haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Beni Aya Uçur yazısına devam et
  • Bahtı Kara

    Theron Patterson’ın yönettiği ve Reha Özcan, Yeşim Ceren Bozoğlu, Haktan Pak ile Kamer Çelenk’in oynadığı Bahtı Kara, 21 Mayıs 2010′da Tiglon Film dağıtımıyla Bulut Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Yıllar önce eşi Gül’ü kaybeden Adnan, hiçbir işte tutunamamış, lise son sınıfa giden oğlu Burak’a iyi bir baba olamamıştır. Burak, babasından göremediği aile şefkatini dayısı, yengesi ve kuzeninde arasa da gerçek bir ailenin eksikliğini hissetmektedir. Eşi Gül’le geçirdiği mutlu günlerin özlemini hisseden Adnan’ı çaresizlikten kurtaracak tek şey oğlu Burak’ın son anda ona uzatacağı el ve gelecek umudu olacaktır.

    Bahtı Kara yazısına devam et

    Cinedergi 5 Yayında

    Sanal dünyanın sinema dergisi Cinedergi beş yayında! Serdar Akbıyık, Banu Bozdemir ve Fırat Sayıcı’nın hazırladığı dergi yine dopdolu bir içerikle ile karşınızda. Bu ayın önemli yazıları, “Hellboy yeniden karşımızda”, “Fatih Akın ve Hüseyin Karabey’den dobra dobra söylemler”, “Son dönem Türk sinemasının yükselen mevzusu, Kasaba Öyküleri“, “Sinemada robot güzellemeleri” başlıklarını taşıyor. Eleştiri, vizyon, pek yakında, DVD’ler, kitaplar, hepsi Cinedergi’nin yeni sayısında, her ayın 25’inde bir sonraki ayın içeriğiyle bir tık ötenizde!

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Cinedergi 5 Yayında yazısına devam et
  • Yağmurdan Sonra

    Görkem Turgut’un yönettiği ve Serhan Yavaş, Pelin Batu, Turan Özdemir ile Demir Karahan’ın oynadığı Yağmurdan Sonra, 26 Aralık 2008′de Özen Film dağıtımıyla Uzman Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    12 Eylül askeri darbesi sonrasında tutuklanan Nuri, cezasını tamamlamasına 9 ay kala Gökçeada Yarı Açık Cezaevine sevk edilir. Cezaevinin karşıt görüşlü müdürü Halim ile aralarında oluşan gerginlik, değişik bir yola girer. Üzüm bağlarındaki çalışmalar sırasında tanışıp aşık olduğu Sumru, Halim ile yaklaşık 8 yıldır evlidir. Sumru, aralarında yaş farkı olan kocasını sevememiş, fikirleri ile yaşamı yorumlayışları hep farklı olmuştur.

    • Basın Bülteni
    • Fotoğraflar
    • Web Sitesi
    • Fragman
    • IMDb
    • Gizem Ertürk Yazıyor

    Yağmurdan Sonra yazısına devam et

    Kare As ve Yeni Kenarları, ya da Orhan Günşiray

    1957 yılında Lejyon Dönüşü (Orhon Murat Arıburnu) ile başlayan sinema serüveninde, Kıtıpiyoz (yahut MİT çalışanı Çetin) rolü ile Fosforlu Cevriye (-lerde) ünlenmeden önce Hayat Cehennemi’nde (Aydın Arakon – 1958) bir bestekârı oynayan Orhan Günşiray sonraki yıllarda avantür ağırlıklı filmlerin aranılan oyuncusu oldu. Fosforlu Cevriye (Arakon – 1959) Neriman Köksal’a yeni bir erkeksi tipleme kazandırırken, Günşiray’a da mizah ve avantürü birlikte yaşatan filmlerin kapısını açacaktır. Dolandırıcılar Şahı (Atıf Yılmaz – 1960) ve Tatlı Belâ (Atıf Yılmaz – 1961) Günşiray’ın başrol oynadığı filmlerdi. Her iki filmde de küçük rolleri bulunan bir oyuncu da Yılmaz Güney’di. Yılmaz Güney 1959’da Atıf Yılmaz’ın Bu Vatanın Çocukları ve Ala Geyik filmlerinde oynamıştı. Ama bir süre sinemaya ara vermek durumunda kalınca, yeni başrol oyuncuları ön plâna çıkar. Yıllar sonra, sinemada artık Çirkin Kral ünvanını taşıyan Yılmaz Güney başrolünü oynadığı (ve bir kısmını da yönettiği) İbret (1971) filminde senaryoyu da yazmıştır. Senaryodaki bir karakterin rolünü genişleterek (uzatarak) bu rolü -yıllar önce yanında ufak roller oynadığı– Orhan Günşiray’a verir.

    Sinemamız zaman zaman yabancılarla ortak yapımlar yapmıştır. Ortak yapım yapılan ülkelerden biri de Yunanistan’dır. Komşu olmamıza rağmen Yunan filmleri sinemalarımızda ender görülür. Bu filmlerden biri de, gösterildiği zaman hayli ilgi gören Aliki Vuyuklaki’nin başrolünü oynadığı Dayak Cennetten Çıkmadır’dır. Filmin gördüğü ilgi üzerine Vuyuklaki’nin oynayacağı bir ortak yapım yolları aranır. Çevrilen ortak yapımı Yunanlı Alekos Sakalarios yönetir, Sıralardaki Heyecanlar adındaki filmde Aliki Vuyuklaki’nin karşısında Orhan Günşiray oynar. Ayrıca Şaziye Moral, Sedat Demir, Muallâ Kavur, Rıza Tüzün, Kenan Büke, Fatma Kara, Haydar Karaer ve Zeki Dinçsoy da oynar. Ama bu bizim gördüğümüz filmdir. Yunanistan’da gösterime çıkan film ise farklılıklar gösterir, Vuyuklaki’nin karşısında Orhan Günşiray’ın oynadığı sahneler Yunanlı bir oyuncunun oyunu ile yeniden çekilir –bu diğer oyuncular içinde geçerli olacaktır, sanırım.

    Dolandırıcılar Şahı, Vedat Türkali’nin Gogol’ün Müfettiş oyunundan çıkardığı bir senaryodan çekilir, Günşiray kendini “ünlü” bir futbolcu gibi göstererek bir kısım adamları dolandırır ve dolandırdıklarından kaçarak gittiği kasabada kendini “müfettiş” diye tanıtarak o güne kadar yapmadığı işler yapar ve komşu kasaba ile yapılan maçta futbol bile oynar.

    Günşiray, Türk James Bond’u olarak anılıyor. Bond “majestelerinin gizli servis ajanı”, Günşiray’ın canlandırdığı Murat Davman ise bir gazeteci. Ümit Deniz’in bir roman kahramanı üretir: Murat Davman. Romanlardan dördü filme alınır, Ölüm Perdesi (1960) ve Azrailin Habercisi (1963) uyarlamalarını Atıf Yılmaz yönetir ve Davman’ı Günşiray oynar. Diğer iki uyarlama Sessiz Harp (L. Ö. Akad – 1961) ve Yakut Gözlü Kadın (N. Saydam – 1966) filmlerinde Davman’ı birincide Müşfik Kenter, ikinci de Cüneyt Arkın oynar.

    Günşiray, Atıf Yılmaz ile birlikte kurdukları Yerli Film adına senaryosunu Safa Önal’ın bir öyküsünden Vedat Türkali’nin yazdığı ve Atıf Yılmaz’ın yönettiği Allah Cezanı Versin Osman Bey (1961) filminde oynadıktan sonra, Osman Fahir Seden’in senaryosunu yazdığı ve Mehmet Dinler’e yönettirdiği Erkeklik Öldü mü Atıf Bey? (1962) filminde de oynayacak (oynatılacak) ve sinemamız için ilginç bir zıtlaşma örneğini örneği olması yanında, filmlerin –diğer bir– ortak noktasını da oluşturacaktır.

    Günşiray, yapımcılığını da yaptığı Oğlum Oğlum (Mehmet Dinler – 1965) filminde yıllar sonra ağırlıklı olarak tiyatroyu seçecek, fakat sinemada da oynayacak olan oğlu Mahir Günşıray’ı da oynatacaktır.

    Yeşilçam dönemindeki kadın oyuncular arasında kare as diye -hemen herkesin hem fikir olduğu- Girik / Şoray / Akın / Koçyiğit dörtlüsü gibi bir dörtlüyü (kare as’ı) erkekler için -herkesin kabûl edebileceği bir şekilde– kurmak olası değil gibi gözüküyor. Kadın oyuncular söz konusu olunca yukarıda verdiğimiz kare as’a Muhterem Nur ve Belgin Doruk’u da sokmak istiyoruz, ama o zaman kare’yi de bozuyoruz. Erkekler için, dediğimiz gibi hayli zor. Işık / Hakan / Kolçak / Arsoy’u söyleyebiliriz ama Yeşilçam’ın tamamını düşünürsek, bu kareye Günşiray / Hun / Günay / Tibet’i koyanlarda olacaktır. Güney kimlerle hangi kareye girecektir; dönemin sonuna yetişen İnanır / Akan’ı da sayarsak, dönem için genel kabûl gören bir kare as kurmak zorlaşır ama karelerden oluşacak bir küb’e dönüşüm içinde Günşiray mutlaka yer alacaktır.

    *****

    “AŞK – I MEMNU” Aman Dikkat (Özen)

    Bir gecede “iki film birden” gibi peşi peşine “diziler” yayınlayan Kanal D, bitirdiği dizilerinin arasını boş bırakmayarak yeni dizilere başlıyor. Bu dizilerden biride yıllar önce Halit Refiğ’in Halit Ziya’nın romanından uyarladığı -ve bana göre bunca dizi filmlerin içinde, halâ aşılamamış- Aşk-ı Memnu’yu yeniden çekip yayınlayacakmış. (İş nedeni ile yaptığım seyahatlerde, yanımda devamlı kitap bulundurur ve fırsat düştükçe okurum. Yıllar önce yine böyle bir seyahatte Aşk-ı Memnu’yu okuyordum. Yanımda oturan genç bir delikanlı “ne okuduğu mu” sordu, kapağını da göstererek söyledim. Bana kendisinin artık roman okumadığını, okumayı bıraktığını ve -artık- kendisinin yazmaya başladığını söyledi. Kimdi, ne yazmıştı, yazdıklarını bitirdi mi ve onları okuyan biri oldu mu bilmiyorum, bilmekte istemiyorum. Aşk-ı Memnu’ya karşı böyle cevap veren birinin, böyle tepki gösteren birinin yazdıkları beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor.)

    Refiğ bir sinema filmi gibi çektiği Aşk-ı Memnu’yu, sonradan yeniden kurgulayarak sinema için de bir versiyon hazırlar, ama asıl olan doğal olarak dizi olan halidir. Refiğ, güncel bir roman (1900) olarak yazılan Aşk-ı Memnu’yu bir “çağ filmi” televizyona uyarlar. Refiğ, Uşaklıgil’in 1924’de yayınladığı Kırık Hayatlar’ı 1965’de sinemaya uyarlarken, zamanına bağlı kalmaz ve güncelleştirir. Şimdi Kanal D’nin yapmayı düşündüğü de Aşk-ı Memnu’yu adını değiştirmemesine rağmen –eğer yanlış öğrenmedi isem- güncelleştirerek uyarlayacakmış. Dünya sineması da bir çok “çağ romanını” güncelleştirerek veya zamanı ileri veya geri alarak uyarlamıştır. Sinemamız, bir çok yabancı romanı ve filmi toplumuza (çevrildiği güne) uyarlamıştır, bir çok yerli romanı da.

    Reşat Nuri’nin hem oyun hem roman olarak yazdığı Yaprak Dökümü, fazla hacimli olmayan bir yapıdadır, bir ailenin dağılışını anlatır. Televizyon için yapılan üçüncü uyarlaması ise bu yılı da bitirdi, gelecek yılda devam edecekmiş, geliştikçe geliştirilmiş hali ile. Eğer Aşk-ı Memnu da güncelleştirmenin yanında böyle geliştirilecek ise hiç yapılmasın derim. Ve bu konuda “yanılmış” olmayı dilerim.

    (30 Ağustos 2008)

    Orhan Ünser

    Tüm Şirketler

    Tüm Şirketler,
    15 – 21 Ağustos 2008 Haftalık (Weekly),
    04 Ocak – 21 Ağustos 2008 Yıllık (Annual), Eski Yıllar Yıllık (Ex Years Releases Annual), Hafta Hafta (Week by Week) Box Office listeleri için tıklayınız. Bu listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.

    Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu