31. İstanbul Film Festivali’nin Altın Lale Ulusal ve Uluslararası Yarışma Jürileri, 10 Nisan Salı günü yapılacak bir toplantıyla basına tanıtılacak. Saat 10:00’da yazar Murathan Mungan, yönetmen Yüksel Aksu, Selânik Film Festivali temsilcisi Dimitris Kerkinos, oyuncu Nazan Kesal ve yapımcı Alexandre Mallet-Guy’den oluşan Altın Lale Ulusal Yarışma Jürisi basın mensupları ile bir araya gelecek. Saat 11:00’de ise Nuri Bilge Ceylan’ın başkanı olduğu Altın Lale Uluslararası Yarışma Jüri üyeleri tanıtılacak. Jüride, oyuncu Alexander Fehling, yönetmen Brillante Mendoza ve Corneliu Porumboiu ile gazeteci Elçin Yahşi bulunuyor.
31. İstanbul Film Festivali Altın Lale Ulusal ve Uluslararası Yarışma Jürileri Basın Toplantısı yazısına devam et
Josh Trank’ın yönettiği ve Dane Dehaan, Alex Russell, Michael B. Jordan ile Michael Kelly’nin oynadığı Doğaüstü (Chronicle), 13 Nisan 2012’de Tiglon Film dağıtımıyla Tiglon Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Steven Soderbergh’in yönettiği ve Channing Tatum, Ewan McGregor, Antonio Banderas ile Michael Douglas’ın oynadığı Çapraz Ateş (Haywire), 13 Nisan 2012’de Pinema Film dağıtımıyla Pinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Ferzan Özpetek’in sırlarla dolu yeni filmi 
Baharın müjdecisi Leylek, Kırlangıç, Ebabil, Arı Kuşu ve Guguk Kuşu’nun gelişinin kutlandığı Yaşayan Bahar Etkinlikleri, Doğa Derneği’nin koordinasyonunda Türkiye’de de kutlanmaya başlandı. Doğa Derneği’nin de aralarında olduğu Dünya Kuşları Koruma Kurumu’nun (BirdLife International) 39 ülkeden ortağı olan sivil toplum kuruluşları, Yaşayan Bahar Etkinlikleri’yle baharın gelişine, kuşların göç yolculuğuna ve karşılaştıkları sorunlara dikkat çekmeyi amaçlıyor. Herkes ilk gözlem kayıtlarını 
Yalnızca Türkiye değil, dünya sinemasının da en önemli auterlerinden Nuri Bilge Ceylan, filmlerinin gösterimlerinin yanı sıra fotoğraf sergisi ve sinemasını konuşacağı sinema dersiyle 
pazarlık yapıyor. Kenneth, yeni operasyonun başına Mallory’yi getiriyor. Görev, Barcelona’da rehin tutulan Çinli muhalif Jiang’ı kurtarıp Rodrigo’ya teslim etmek. Barcelona’daki operasyon başarıyla gerçekleşiyor. Mallory’ye Dublin’de yeni görev verildiğinde hikâyenin görünmeyen tarafları da ortaya çıkıyor. Dublin’e Studer’in Russborough Evi’ne parti için Paul’le gelen Mallory olayların göründüğü gibi olmadığını fark ediyor ve yeni bir maceranın içinde buluyor kendini burada. Mallory, görünüşte başka bir işte çalışıyor. New Mexico’da yaşayan babası John Kane bir yazar. Mallory, yakın geçmişte Kenneth’le de ilişki yaşamış. Barcelona operasyonunda Aaron’a da ilgi gösteriyor. Aşk, daima onun yakınında. Tıpkı dövüş gibi. 
doldurarak her şeyi tamamlıyor. Soderbergh, dövüş sahnelerinde yüksek bir estetik yaratmış. Mallory’nin dövdüğü her erkek kadınları mutlu edecek gibi. Estetik sadece dövüşlerde değil, Barcelona ve Dublin şehirlerinin yansıyışlarında da öne çıkıyor. Yönetmen, kamera açılarıyla seyircilerini bu iki şehrin ruhuna alıyor. Dublin’de, sabahın alacasında peşindekilerden kaçan Mallory’yi “steadicam” kamerayla takip eden yönetmen, şehrin tüm çarpıcılığını da yaşatıyor. Elbette gerilim de üst noktada bu anlarda. Fonda da David Holmes’ın “Dublin Chase” tınıları duyuluyor. Bu filmin müzikleri gerçekten arşivlik. Filmi seyrederken, Amerikan politikaları üzerine de bilgi sahibi oluyorsunuz. Amerikan hükümeti, pis işlerini taşeronlar aracılığıyla görüyor. 
performans ortaya koyuyorlar. Bir de Fransızların ünlü yönetmeni Mathieu Kassovitz de Studer karakteriyle arz-ı endam etmiş. Kassovitz’in 1995’te Cannes’da “En İyi Yönetmen” ödülü kazandığı siyah-beyaz “La Haine-Protesto” filmiyle hatırlayabilirsiniz. Zaman zaman oyuncu olarak da görünüyor. Hollywood’un yeni yükselen oyuncularından Channing Tatum, yönetmen Kevin McDonald’ın 2011 yapımı 
İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından gerçekleştirilen