Jennifer Lawrence, Klak Sinema Programı’nda

Bugün TV, Klak Sinema Programı’nda yeni yılın ilk filmleri inceleniyor. Cem Yılmaz’ın stand-up show gösterileri beyazperdeye taşındı, CM101MMXI Fundamentals; 2013 Oscarlarında adını çok sık duyacağınız bir film, Umut Işığım; Nicole Kidman ve Nicolas Cage, zor durumda, Yakın Tehdit; 2012’nin en büyüleyici filmi Pi’nin Yaşamı usta yönetmeni Ang Lee’nin anlatımıyla Klak Arkası’nda sizi bekliyor. Henüz 22 yaşında ve Hollywood’un yeni gözdesi Jennifer Lawrence özel dosyası Klak Haber’de. Haftanın en çok izlenen filmleri ve çok daha fazlası Klak’ta sizleri bekliyor. Klak, 05 Ocak Cumartesi 13:20’de Bugün TV ekranında.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Jennifer Lawrence, Klak Sinema Programı’nda yazısına devam et
  • Şenay Yüzbaşıoğlu’nu Kaybettik

    1970’li yılların ünlü şarkıcılarından Şenay Yüzbaşıoğlu, 04 Ocak 2013 Cuma günü hayatını kaybetti. Sanatçı, şarkısından isim alan, Tarık Akan ve Hülya Koçyiğit’in başrollerini paylaştığı Sev Kardeşim adlı filmin müziklerini yaptı. Yüzbaşıoğlu’nun bir diğer ünlü şarkısınından isim alan Hayat Bayram Olsa adlı filmin başrollerinde ise Kadir İnanır ile Hülya Koçyiğit oynadı. Cenazesi, 05 Ocak Cumartesi günü Dolmabahçe Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip Ayazağa Mezarlığı’na defnedilecek olan merhumeye tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Şenay Yüzbaşıoğlu’nu Kaybettik yazısına devam et
  • Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan Uzun Hikaye’ye Ödül

    Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, “aile birliğinin oluşumunun sadece maddi değil, sevgi, sadakat gibi duygularla desteklendiğinde daha güçlü sağlanabileceği yönünde olumlu algılar oluşturması” nedeniyle, Osman Sınav’ın yönettiği, Kenan İmirzalıoğlu, Tuğçe Kazaz ve Güven Kıraç’ın başrollerini paylaştığı Uzun Hikaye filmini Aile Büyük Ödülü’ne layık buldu. Mustafa Kutlu’nun eserinden, Yiğit Güralp’ın senaryolaştırdığı, Sinegraf Film yapımı Uzun Hikaye, vizyondaki 12. haftasında sinemaseverlerden ilgi görmeye devam ediyor.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan Uzun Hikaye’ye Ödül yazısına devam et
  • Altmışlık Delikanlı Zor Durumda

    New York’lu genç yönetmen Nicholas Jarecki’nin bizde ‘Entrika’ adıyla gösterime giren ilk uzun metrajlı filminin özgün adı ‘Arbitrage’. Dilimizde ‘arbitraj’ olarak kullanılan bu finans deyimi, para, kıymetli maden, tahvil ve hisse senedi gibi menkûl değerlerin alım satımı yoluyla farklı piyasalarda oluşan fiyat farklarından yararlanarak kazanç elde etme işlemine verilen ad.

    Jarecki’nin özgün senaryosundan sinemaya aktarılan film, kurt iş adamı Robert Miller’ın zor günleri üzerine. 50’li yıllarda orta halli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş olan Miller, piyasa şartlarını çok iyi değerlendirmiş ve kendi adıyla anılan dev finans şirketini zirveye taşımayı bilmiştir. 60. yaş gününü kutlamaya hazırlanmaktadır ve ekonomi dünyasında işler hiç de yolunda değildir. Konut piyasasında daha önce şahit olunmamış bir yükselişin tam ortasında patlak vermiş olan son mali kriz, büyük risk almış tüm yatırım şirketleri gibi Miller Capital’i de olumsuz etkilemiştir. Deneyimli iş adamının yatırım firması, bakır arbitrajından 412 milyon dolar içeri girmiş ancak muhasebe kayıtlarıyla oynamak suretiyle zarar şimdilik kaydıyla hasıraltı etmiştir. Bu açığı kapatmanın yolu ise şirketin hakim hisselerini büyük bir kamu bankasına satmaktan geçmektedir. İlerlemiş yaşına rağmen dinç ve dimdik görünümüyle zor günleri karşılamaya hazırdır Miller. Ancak aklını başından alan bir gönül macerası ve sonrasındaki talihsiz kaza işleri çıkmaza sokacaktır.

    Jarecki’nin yaşadığı şehir New York’u eksen alan öyküsü güncel çağrışımlarıyla ilgi uyandırıyor. Piyasadaki kısıtlı para üzerine yapılan kıyasıya rekabet, ekonomide alınan büyük riskler ve patlayan balonlar üzerine ilginç bir gözlem sunuyor. Üst Batı Yakası’ndaki malikanelerinde sefa süren kendini işine ve ailesine adamış hayırsever piyasa aktörlerinin maske ardına gizlenmiş gerçek yüzleri sergileniyor.

    Emektar Susan Sarandon ile Tim Roth, Fransız Laetitia Casta, 11. Filmekimi’nin ilginç filmlerinden ‘Başka Bir Dünya / Another Earth’de izlediğimiz Brit Marling gibi isimlerin yer aldığı parlak oyuncu kadrosunun esas yıldızı ise kuşkusuz Miller rolündeki Richard Gere. Deneyimli oyuncu Altın Küre adayı kompozisyonunda izlenmeyi hak ediyor.

    (11 Ocak 2013)

    Ferhan Baran

    [email protected]

    İstanbul Kısa Filmciler Derneği’nden Yaratıcı Yazarlık, Senaryo ve Kısa Film Öyküsü Yazma Seminerleri

    İstanbul Kısa Filmciler Derneği, 12 – 13 Ocak tarihlerinde başlamak üzere Cumartesi ve Pazar günleri 11.00 ve 14.00 saatleri arasında Yaratıcı Yazarlık, Senaryo ve Kısa Film Öyküsü Yazma Seminerleri düzenliyor. Kotası 15 kişi ile sınırlı olan seminerlerin herkese açık olduğu belirtiliyor. Oktay Güzeloğlu, Orkide Ünsür, Haşmet Zeybek, Emrah Dönmez ve Aydın Bağardı tarafından “Gazeteci Erol Dernek Sokak, Kat: 2, Beyoğlu, İstanbul” adresindeki Sinemaevi Ders Salonu’nda verilecek olan seminerlerin haftalık ders ücreti sivil / öğrenci 40 TL olarak belirlendi.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    İstanbul Kısa Filmciler Derneği’nden Yaratıcı Yazarlık, Senaryo ve Kısa Film Öyküsü Yazma Seminerleri yazısına devam et
  • Dünyanın Sonu Üzerine Fantastik Bir Deneme

    ‘Düşler Diyarı’ ya da özgün adıyla ‘Vahşi Güneyin Canavarları (Beasts of the Southern Wild)’, 2012 yılının en dikkate değer çalışmalarından, mucizelerinden biri. Kotarılışından, gerçekçi sinemayla fantezi dünyasını ustalıkla harmanlayan anlatım biçimine, her anlamda bir mucize.

    New York doğumlu yönetmen Benh Zeitlin’in bu ilk filmi, yılın başında Sundance Film Festivali’ndeki ilk gösteriminde büyük ilgi görmüş, daha sonra Cannes Film Şenliği’nde ilk filmlere verilen ‘Altın Kamera’ ile ödüllendirilmişti.

    Zeitlin bizleri altı yaşındaki Hushpuppy (bizde cimcime olarak çevrilmiş) ve babasının küçük bir toplulukla birlikte yaşadığı Louisiana’da Bathtub adlı yöreye götürüyor. Bölgenin dilimizde küvet anlamına gelen isminden anlaşılacağı üzere yaşamın suyla iç içe sürdüğü bir dünyadır burası. Su tüm canlılar için hayattır, elle tutulan ve hep birlikte paylaşılan balıklar başlıca besin kaynağıdır. Bathtub sakini bir avuç insan ırk, cinsiyet ayırımı gözetmeksizin doğanın kucağında bir komün hayatı yaşarlar. Ancak yaşamları tehdit altındadır. Deniz seviyesi gittikçe yükselmektedir. Çevredeki sanayi bölgesi bu nedenle yüksek setlerle koruma altına alınmıştır. Günün birinde korkulan olur. Bathtub sular altında kalır. Tuzlu su ağaç köklerini kurutur. Hayvanlar beslenemez ölür. Suyun çekilmesi ve evleriyle yaşam alanlarının kurtulabilmesı için bölge sakinlerinin sanayi bölgesini koruyan setleri havaya uçurmaktan başka çaresi kalmamıştır.

    Lucy Alibar’ın ‘Juicy and Delicious’ adlı oyunundan uyarlanan ‘Düşler Diyarı’, son dönemde gerçek anlamda bağımsız sayılabilecek sayılı çabalardan biri. 2006’dan beri New Orleans’da yaşayan ve bölgenin tutkunu olan Zeitlin, Güney Louisiana’daki bataklık bölgelerindeki hayatla ilgili izlenimlerinden yola çıkmış. New Orleans vahşi doğanın göbeğinde, her an felâket korkusuyla yaşanan bir yer. Hatırlanacağı üzere son dönemin en büyük afeti Katrina kasırgasından en fazla etkilenen bölge olmuştu.

    Zeitlin’in filminde yörenin yerlileri çalışmış. Film neredeyse imece usulü çekilmiş. Katrina afetini bizzat yaşamış başrollerdeki baba kızı canlandıran ve daha önce deneyimi olmamış Dwight Henry ve küçük Quvenzhané Wallis’in bu ilk oyunculuk denemeleri. Film bu açıdan bir belgesel, bir cinema verite (gerçekçi sinema) üslûbuyla yola çıkıyor. Bölge yerlilerinin yaşam kavgası politik bir mücadeleye dönüşüyor. Dünyası yok olan Hushpuppy cephesinde ise şaşkınlık hakim. Küçük kız buna anlam veremiyor. Yaşanan kâbusun bir nedeni olsa gerek. İşte film bu noktada küçük kızın dünyanın sonu üzerine düşlerinden beslenen fantastik bir masala dönüşüyor. Ve Zeitlin’in gerçekçi politik öğelerle fantastik unsurları ustaca harmanlanması filmi unutulmaz kılıyor. ‘Düşler Diyarı’ küresel iklim değişikliğinin dünyamızı tehdit ettiği gerçeğinden beslenen şiirsel bir fantezi. Kaçırılmaması gereken filmlerden.

    Not: Yeni aldığımız habere göre ‘Düşler Diyarı’ En İyi Film, Yönetmen, Kadın Oyuncu (minik Hushpuppy) ve Uyarlama Senaryo gibi 4 önemli dalda Oscar’a aday gösterilmiş. Akademi üyelerinin bağımsız sinemaya verdiği desteği kutluyoruz.

    (11 Ocak 2013)

    Ferhan Baran

    [email protected]

    Kanunsuzluğun Kanun Olduğu Yıllar

    Western türünü yenileyen ‘Kanlı Teklif / The Proposition’ filmiyle hayranlığımızı kazanan Avustralyalı yönetmen John Hillcoat’un 2012 Cannes Film Şenliği yarışmalı bölümünde yer almış son filmi ‘Kanunsuzlar / Lawless’, türün ilgiye değer bir yeni örneği.

    Hillcoat’un 2005 yapımı ‘Kanlı Teklif’i İngiliz yönetimi altındaki 19.yüzyıl sonları Avustralya’sının çorak ve zalim topraklarında geçen şiddet yüklü bir tragedyadır. Kendisi gibi Avustralyalı olan çok yönlü sanatçı (rock müzisyeni, besteci, roman yazarı, oyuncu) Nick Cave’in George Borrow alıntılı şiirsel senaryosu, Fransız Benoit Delhomme’un mükemmel görüntü çalışmasıyla yakın yılların en iyi western çalışmalarından birisidir.

    Hillcoat son filminde yine aynı ekiple çalışmış. Cave’in senaryosu bu kez gerçek bir hikâyeye dayanıyor. Mekân bu defa ABD toprakları. 1931 yılındayız ve içki yasağı yasası çıkalı on yılı geçmiş olduğu halde, yasa ABD’nin birçok bölgesinde işlememektedir. Öykümüzün geçtiği Virginia’nın Franklin kasabasında istisnasız herkes kaçak içki işindedir. Yörenin en ‘ıslak’ kasabası olarak anılan Franklin’de hemen her şeyden kaçak viski yapılır. Turp, balkabağı, böğürtlen, mısır unu hatta kına kına ağacının bitkisinden bile. Tepelerde yanan kazanlarda viskinin her çeşidi imâl edilir ve bunlar kamyon sevkiyatıyla Chicago’ya ve yakın şehir merkezlerine gönderilir. Şehirlerde ise adı efsaneye çıkmış Al Capone, Tommy Maloy ya da çılgın köpek Floyd Banner gibi gangsterlerce dağıtımı yapılır. Yasa uygulayıcısı kanun adamları da işin içindedir. Avantalarını alır görmezden gelirler, gangster takımı kendi yasalarını uygular. Kısacası kanunsuzluğun kanun olduğu yıllardır bunlar.

    Franklin kasabasında da işler bu minval üzerinde yürümektedir. Ta ki eyalet baş savcı yardımcısı Charlie Rakes kasabadaki kaçak viski imalâtından savcılık haracı isteyinceye kadar. Şerifin ‘birşeylerin düzgün gitmesi için çarkı yağlamak gerekir’ şeklindeki uyarısı doğrultusunda kasabalılar bu isteğe çaresiz boyun eğer. Aile geleneğini sürdüren kasabanın eskilerinden Bondurant kardeşler dışında. Onlar kimseye boyun eğmezler. Onları kimsenin, hiçbir şeyin öldüremeyeceğine dair türemiş anlı şanlı efsaneleri vardır. Birinci Dünya Savaşı’nda en büyük kardeş Howard’ın taburu denize uçup yokolurken bir tek o sağ kurtulmuştur. Aynı yıl İspanyol gribi tüm kasabayı vurduğunda, hastalığın bulaştığı ortanca kardeş Forrest’e hiçbir şey olmamıştır. Bizim Keşanlı Ali’ninkine benzer bu efsaneye kasaba halkı denli kendileri de inanmışlardır. Otoriteye karşı duruşları da bundandır. Bundan sonrası ise Bondurant kardeşlerin kanunsuz kanun adamlarıyla mücadelesi üzerinden gelişecektir. John Hillcoat’un son filmi, zaman mekân birliği kuralına uygun önceki tragedyası ‘Kanlı Teklif’ ayarında olmasa da ilgiyle izlenen bir çalışma. Değişmez görüntü yönetmeni Delhomme bu kez Virginia kırsalından olağanüstü görüntüler yakalamış. ‘Kanlı Teklif’in vicdan sahibi haydudu Guy Pearce ise bu defa, dağ çocuklarına haddini bildirmeye kararlı sadist savcı yardımcısında döktürüyor.

    (11 Ocak 2013)

    Ferhan Baran

    [email protected]

    Umut Işığım Yarın Vizyonda

    Başrollerini Bradley Cooper, Jennifer Lawrence ve Robert De Niro’nun paylaştığı tüm dünyanın merakla beklediği film Umut Işığım, yarın (04 Ocak 2013) Türkiye’de vizyona giriyor. Umut Işığım (Silver Linings Playbook), Toronto Film Festivali, Hollywood Film Ödülleri ve Los Angeles Film Eleştirmenleri Ödülleri’ndeki başarısının ardından Oscar’ın en önemli göstergesi olarak görülen Altın Küre’ye 4 dalda aday oldu. Yönetmenliğini David O. Russell’in yaptığı ve başrol oyuncularının da birçok ödül aldığı film, hayatlarında kötü bir dönem geçiren komşuların tanışmasıyla, yaşamlarında yeni bir döneme geçişlerini konu alıyor.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Dünyada Onca Yoksulluk Var

    Düşler Diyarı (Beasts of the Southern Wild)
    Yönetmen: Benh Zeitlin
    Oyun: Lucy Alibar
    Senaryo: Lucy Alibar-Benh Zeitlin
    Müzik: Dan Romer-Benh Zeitlin
    Görüntü: Ben Richardson
    Oyuncular: Quvenzhané Wallis (Cimcime), Dwight Henry (Wink), Levy Easterly (Jean Battiste), Lowell Landes (Walrus), Pamela Harper (Küçük Jo), Gina Montana (Bayan Bathsheba)
    Yapım: Fox Searchlight (2012)

    Amerikalı yönetmen Benh Zeitlin, “Düşler Diyarı” filmini Lucy Alibar’ın oyunundan beyazperdeye aktardı. Bu filmde, iklimi değişen dünyada yoksulların daha yoksul olacağını keşfediyorsunuz. Zenginler, yoksullarla aralarına yüksek setler örüyorlar.

    Louisiana… Bu film, bataklıklı kol (bayou) denilen bölgede tecrit edilmiş insanların, yoksullukla ve küresel iklim değişikliğiyle hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Bu yoksul insanlar, sanki tarih öncesi devirlerde yaşıyorlar. İlkel bir topluluk gibi. Atalarımız gibi avcı-toplayıcı gibiler. Şehirle bataklık bölgesini ayıran set var. Fırtına koptuğunda ve aşırı yağmur yağdığında kapaklar açılıyor, sular bataklıklı kola geliyor. Buranın sakinleri yoksullar bataklıklı kola “leğen” diyorlar. Kasırga ve yağmurun üstüne şehirden gelen su leğende sele neden oluyor. Derme çatma evler yıkılıyor, sular yükseliyor ve yiyecek bulunmuyor. Bunca yokluğun üzerine açlık da biniyor. 2012 yapımı “Beasts of the Southern Wild-Düşler Diyarı” filmine fantastik, hatta bilimkurgu bile diyebilirsiniz. Küresel ısınma bu kadar hızlı dünyayı kuşatınca bu filmde gördükleriniz uzakta değil. Evet, yine kaybeden yoksullar. Yiyecek, su ve barınma en büyük sorun olacak. Bu filmdeki gibi. Kutuplarda buzlar eriyor ve sular yükseliyor. Deniz suları verimli toprakları öldürüyor. Hatta erozyon çoğalıyor.

    Cimcime’nin gözleriyle…

    Filmi Cimcime’nin gözleriyle ve düşleriyle izliyorsunuz. Cimcime, İngilizcesiyle Hushpuppy. Babasıyla yaşayan altı yaşlarında nadir bulunan inci tanesi gibi. Annesine ne olduğunu tam bilmiyoruz. Babası ona, annesini anlatıyor arada bir. Cimcime’nin annesi öyle güzelmiş ki, rüzgârıyla ocağı yakıyormuş, bir bakışıyla tenceredeki suyu kaynatıyormuş, timsahı korkmadan öldürüp pişiriyormuş. Cimcime, filmin bir yerinde leğenin sakini kız çocuklarıyla okyanusta yüzerler, tekne onları alır ve yüzer eve götürür. Orada annesine benzeyen bir kadını gören Cimcime, babasının annesi için anlattığı hikâyenin içine düşüveriyor. Cimcime’yle ilk hayvanlarla iletişim kurarken tanışıyor seyirci. Babasının barakasının biraz ötesindeki barakada kalan Cimcime, babasının pişirdiği tavuklarla karnını doyuruyor. Okulda, diğer çocuklarla Bayan Bathsheba’nın derslerinde küresel ısınma, neolitik devir ve öncesini öğreniyor. Cimcime, mağarada yaşayan atalarımız gibi resimler çiziyor hep. Yüzbinlerce yıl sonra insanların Cimcime’yi hatırlamaları için. Kendi domuzlarını da düşlerinde devasa Avrupa bizonu gibi hayal ediyor. Film, gerçeklikle Cimcime’nin düşlerini iç içe geçiriyor. Cimcime öyle küçük ki. Karnı doyduğunda mutluluğun sıcaklığı perdeden seyircilere doğru esiveriyor. Leğenin sakinleri, bataklıkta tutulmuş kabuklu deniz ürünlerini de çiğ çiğ yiyorlar. Ateş olmasına rağmen. Filmde, dayanışma duygusunun insanlık tarihinde ne kadar önemli olduğunu fark edeceksiniz belki. Biz homo sapiensler (akıllı insan) beraber olunca bu zamana kadar geldik. Avrupa’daki yakın akrabamız neandertal insanı, topluluk ve dayanışma oluşturamadığı için 40 bin yıl önce dünyadan silinmişlerdi.

    FBI acımaz…

    “Düşler Diyarı” filmindeki yoksulluğa çok az filmde tanık olmuşsunuzdur. Sinema tarihinin gelmiş geçmiş en sosyalist filmi, William Wyler ustanın 1937’de MGM’e yaptığı siyah-beyaz “Dead End-Çıkmaz Sokak” filmiydi. 1990’ların sonuna kadar FBI’ın gözü “kızıl komünist” olarak değerlendirilen bu filmin üzerindeydi. Michael Curtiz’in Warner Bros’a çektiği “kızıl komünist” görülen 1935’teki yoksul madencilerin dramını anlatan “Black Fury-Kara Öfke” filmi de var FBI’ın hışmından kurtulamayan. Biz de de Yılmaz Güney ustanın 1970 yapımı siyah-beyaz “Umut” filmi hatırlanabilir. Dünyada onca yoksulluk var işte. “Düşler Diyarı”, Lucy Alibar’ın “Juicy and Delicious” (Sulu ve Lezzetli) piyesinden uyarlanmış. Senaryoyu da Alibar’la beraber yönetmen Benh Zeitlin yazmış. 1982 New York doğumlu yönetmen Zeitlin, kısa filmlerin ardından ilk uzun filmini “Düşler Diyarı” filmiyle gerçekleştirmiş. Yönetmen müziğin kıyılarında da dolaşıyor. Zeitlin bu filmiyle 65. Cannes Film Festivali’nde “Camera d’Or-Altın Kamera” ve FIPRESCI ödüllerini de kazandı. Yönetmen filminde çoğunlukla hafif el kamerası kullanmış ve öfkeli fotoğraflar oluşturabilmiş. Yönetmenin kamerası 16 mm. 2003 Louisiana doğumlu Quvenzhané Wallis, filmde altı yaşlarında bir kızı canlandırmış. Cimcime’nin babası Wink’i oynayan Dwight Henry, kariyerine 2012’de TV dizilerinde başlamış. Aslında bu filmde çalışan birçok insan için “Düşler Diyarı” ilk uzun metrajlı film.

    (10 Ocak 2013)

    Ali Erden

    [email protected]

    Bursa Kadın Filmleri Festivali Yayınları

    Bursa Kadın Filmleri Festivali Yayınları sinema kitaplarının tanıtım bültenleri ve kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Yeni eklenenler:
    5. Bursa Kadın Filmleri Festivali (Broşür 1),
    5. Bursa Kadın Filmleri Festivali (Broşür 2),
    5. Bursa Kadın Filmleri Festivali (Broşür 3),
    2. Bursa Kadın Filmleri Festivali (Broşür).
    Bursa Kadın Filmleri Festivali Yayınları yazısına devam et

    Parker’ın Türkçe Facebook ve Twitter Sayfaları Yayına Girdi

    25 Ocak’da Amerika ile aynı anda ülkemizde de gösterime girecek olan Parker’ın Türkçe Facebook ve Twitter sayfaları yayına girdi. Donald Westlake’in çok satan romanı Flashfire’dan uyarlanan filmde eşsiz profesyonel hırsızı Parker emlâkçı bir kadın ile iş birliği yaparak son zamanların en unutulmaz soygununa imza atıyor. Filmin başrollerini Hollywood’un sevilen aksiyon oyuncusu Jason Statham ile güzel yıldız Jennifer Lopez paylaşıyor. Şeytanın Avukatı (The Devil’s Advocate) ve Ray filmlerinden tanıdığımız Taylor Hackford’ın yönetmenliğini yaptığı filmin senaryo yazarı ise John J. McLaughlin.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Türkçe Facebook ve Twitter sayfalarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Parker’ın Türkçe Facebook ve Twitter Sayfaları Yayına Girdi yazısına devam et
  • Parker

    Taylor Hackford’un yönettiği ve Jason Statham, Jennifer Lopez, Michael Chiklis ile Nick Nolte’un oynadığı Parker, 25 Ocak 2013’de Medyavizyon Film dağıtımıyla Medyavizyon Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Parker, imkânsız gibi görünen soygunları gerçekleştirme uzmanıdır. Büyük soyguna katılmayı reddedince soyguncular Parker’a cephe alırlar ve onu ıssız bir yolun ortasında bırakırlar. Çeteden intikam almaya and içen ve Palm Beach’e gelen Parker yeni tanıştığı Leslie’nin yardımıyla çetenin son soygunundan haberdar olur ve ganimetlere el koymak için plân yapar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman: Türkçe Altyazılı / Orijinal
  • IMDb
  • Ali Erden Yazıyor
  • Diğer haber ve bağlantılara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Parker yazısına devam et
  • Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu