Emek Sineması Yaşamalı, Emek Film Merkezi Olmalıdır
Emek Sineması Türkiye’nin, Cumhuriyetimizle neredeyse yaşıt (1924), tarihi ve sembol sinemasıdır. Bu özellikleriyle sinemanın melek heykeli, süsü, tavanı değil, tamamı anıttır. Hiçbir mimari bilgisi olmayan birisi bile bir sözlüğe bakarak, anıtın tanımının “tarihi veya sembol niteliğinde yapı” olduğunu görebilir. Emek Sineması, hem tarihidir, hem semboldür, yani Emek’e “anıt kere anıt” denebilir. Sadece bu dilekçedeki imzalar bile sinemanın UNESCO mimari antlaşmalarına göre sosyal ve kültürel değerde anıt olduğunu ispatlamaya yetebilir. Ayrıca uzman mimari kuruluşlar, hem Mimarlar Odası hem de Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) Türkiye’nin görüşleri aynı yönde ve çok nettir.
Emek Sineması, Türkiye’nin en büyük salonudur. Bu gerçek, proje şirketi tarafından bir dezavantaj olarak, yanına 10 sinema salonu gelmesi önerisine destek olarak sunulmuştur. Gerçek, pek çok diğer iddialarında olduğu gibi bunun tam tersidir. Türkiye’nin bu en büyük salonuna ihtiyacı vardır. Festivallerde bu salonda pek çok filme yer bulmak imkânsızdır. Bu da bu büyüklükte bir salonunun bile sinemaseverlerin talebini karşılamadığını göstermektedir. Festivaller bile bu salona duyulan ihtiyacı göstermektedir. Film Merkezi olmasıyla sinemaseverler sene boyunca Emek’in Türkiye’nin en büyük sinema salonuna ihtiyacı olacaktır.
İşte Emek Film Merkezi önerisi
Öncelikle Emek, önerimle Türkiye’nin ilk film merkezi olacağını, bunun uzun yıllardır Türkiye’nin ihtiyacı olduğunu söylemek isterim. Kapsamlı bir restorasyon ve bilimsel çalışmalar gerekli olduğunu ortaya koyarsa, bir güçlendirme sonrasında ihtişamı en guzel bir biçimde ortaya konmuş, en son teknolojik imkânlarla donanmış bir film merkezi olarak açılmalıdır.
Bu film merkezi, yalnız Türk değil, dünya sinema sanatına ve bağımsız sinemasına hizmet edecektir. Sene boyunca Uluslararası İstanbul Film Festivali, If Bağımsız Film Festivali, 1001 Belgesel Film Festivali, İşçi Filmleri, Animasyon, Çocuk Filmleri Festivali gibi mevcut festivallere ev sahipliği yapacaktır. Buna ilâveten dijital projeksiyon sayesinde sinema öğrencilerini ve kısa film üretimini desteklemek için özel festivaller organize edecek, sinema sanatının gelişimine katkıda bulunacaktır.
Sene boyunca Michael Moore, Michael Haneke, Pedro Almodovar, Lars Von Triers gibi dünya sinemasının devlerinin filmleri “ilk hafta galaları” olarak Emek Sineması’nda yapılacaktır.
Haftada bir gün, son iki seans Türk ve dünya sinema klâsiklerinin Emek Sineması’nın dev perdesinde gösterimine ayrılacaktır.
Önemli Türk ve hatta kimi yabancı filmlerin dünya prömiyerleri ve ilk haftalari Emek Film Merkezi’nde yapılacaktır.
Pek çok sinemasever çocukluğunda gittiği Emek Sineması’nın büyülü atmosferiyle sinemayı sevmiştir. Cumartesi günleri ilk üç seans çocuk filmlerine, çocukların seveceği filmlere ayrılmalıdır.
Film Merkezi her sinema gibi kapıdan bilet satmasına ilaveten bir kombine / üyelik bilet sistemine sahip olmalıdır. Barkodlu kredi kart büyüklüğünde bir karta internetten istediğiniz sayıda film yükleyebilecek, tabii çok sayıda olursa indirimli olmak üzere ve barkodlu kartınızla girişte yer durumuna göre anında biletinizi alabilecekseniz. Ayrıca kartınızı arkadaşlarınıza, eşinize, çocuklarınıza vererek de onların kullanımına sunabileceksiniz. Kart sistemiyle Film Merkezi hem düzenli bir gelire kavuşmuş olacak, hem de sanatseverle bütünleşecektir.
İnteraktif internet sitesi sayesinde film merkezi seyirciyle sürekli iletişim halinde olacaktır. Program konusunda talepler, öneriler, dilek ve şikayetler Film Merkezine düzenli olarak iletilecek, internet sitesi aynı zamanda film sonrası tartışma panosu olarak film tartışmalarına vesile olacaktır. Yer rezervasyonları, bilet satışları internet sitesi uzerinden yapılabilecektir.
Koltukları tahta sırtlı özel ergonomik koltuklar olabilir. Koltukların sırtında sinema tarihimizin bugün hayatta olan ve olmayan değerli yönetmen, oyuncu ve sinema emekçilerinin isim levhaları olacaktır. Yer numarasına ilaveten dileyenler bu koltukları ismiyle gişeden isteyebilecektir. Bu da isimlerin yaşamasına güzel bir katkı olabilir.
Tabii isim levhalı koltuklar yer numarasına da sahip olacaktır. Çok az sayıda sinemasevere bağış karşılığı koltuğa isim yazdırma imkânı verilebilir, ama tüm koltuklara isim yazılmasında çok dikkatli olunmalıdır ki geleceğe yönelik de yeterince boş koltuk kalsın. Tabii ki isim sahiplerinin koltuklarına oturması gibi birşey söz konusu değildir. Her sinemada olduğu gibi yerler önce gelene verilecektir.
Film Merkezi sayesinde, bugün AVM sinema zincirleri ve eğlence sineması tarafından ezilen yalnız Türk değil Dünya sanat ve bağımsız sinemasının nefes alması imkânı olacaktır. Bilindiği üzere AB’de uzun yıllardır tam da bu sebeple sinemaya olağanüstü bir devlet desteği vardır. Sinemaseverlerin isteği çok nettir: bağımsız sanatın, kültürün, tarihin, rant zihniyeti ve küresel sermaye tarafından yok edilmesine engel olmak, kültürü ve tarihi geleceğe taşımak, sinema sanatının, bağımsız sinemann geleceğini korumaktır.
Film Merkezi önerisi olarak aklıma ilk gelenleri saydım. Tabii ki ilâveler ve çıkartmalar olacaktır. Ancak bu noktada basının bugüne kadar bakışıyla ilgili birkaç cümle söylemek istiyorum.
Maalesef basının neredeyse tamamında olduğu gibi sinema dergileri, sinema yazarları, birkaç istisna hariç sinema siteleri kısaca sinema dünyası iki aya yakın bir süredir imza kampanyamıza dair bir yazı veya haber yayınlamadı. Zaten basın konuyu biz sinemaseverlerin çabasından önce konuyu kıyıda köşede birkaç haberle ve vahvah yazılarıyla geçiştiriyordu. Bu umursamazlık, teslimiyet ve geçiştirmenin yaygınlığı düşündürücüdür. Burada Atatürk’ün “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” sözünü hatırlatmak isterim. Bugün özgür düşünce ve düşünceyi çekinmeden ifade etmek maalesef az rastlanır olmuştur.
Ancak sevindirici olan önce onlar, sonra yüzler, sonra da binlerin ve bugün 6400’ü aşkın sinemaseverin Emek Sineması’nın yaşatılması ve Film Merkezi olması yolunda isteklerini aşağıdaki dilekçe etrafında oluşturmuş olmalarıdır.
Emek Sineması yaşamalı, Emek Film Merkezi olmalıdır.
(21 Mayıs 2010)
Mehmet Kurtkaya
emeksinemasiniyasatalim.org
-
DİĞER YAZILARI