Adana Film Festivali’nin eski ve bilinen adıyla ‘Altın Koza’nın kalplerimizdeki yeri başka. İsim değiştirme mevzusu açıkçası çok doğru bulduğum bir şey değil. Antalya ile başlayan, “Cannes Film Festivali’ne Altın Palmiye diyor muyuz” diyerek 40 yıllık geleneği bir çırpıda çöpe atmak çok doğru gelmiyor. Ama en nihayetinde önemli olan festivallerin devam etmesi.
Geçen yıl ülkemizdeki terör olayları gerekçe gösterilerek törenleri iptal edilen ama gösterimlerin yapıldığı ve ödüllerin sessiz sedasız verildiği Adana Film Festivali’ni özlemiştik. Çünkü Adana, festival kelimesinin içini tam anlamıyla dolduran bir festival. Bunda zengin film seçkisinin payı büyük. Gereksiz gösterişten uzak, karakterli, duruşu olan bir festival. Hep kıyaslanan ve aralarında tatlı bir rekabet olan Antalya ise ailenin popüler çocuğu, onu öyle seviyoruz, Adana’yı da böyle.
Festivalin açılış töreninde Onur Ödülü alan sanatçılardan Ayla Algan’ın öğrencilerine dileğiymiş umarım Adana’dan ödül alırsınız diye. Tam bir film platosu olan ve Türk Sineması’na nice oyuncular, yönetmenler kazandırmış Adana’nın yeri gerçekten çok özel. Bu yüzden genç bir oyuncunun buradan ödül alması elbette çok kıymetli. 2 sene önceki Mehmet Aslan’ın sunum rezaletinden sonra gecenin sunuculuğunu üstlenen Çiğdem Tunç’un samimiyeti ilaç gibi geldi. Yer yer abartıya kaçsa da gayet güzel idare etti geceyi.
Artık festival açılışları şenlikten çok hüzünlü geçiyor. Her geçen yıl artan yaprak dökümü kalplerimizi çok acıtıyor, eksiliyoruz. Bu sene de Türk Sineması’nın en yakışıklısı, en karakterlisi, 3 neslin aşık olduğu Tarık Akan ve yine Yeşilçam’ın bir diğer kıymetli ismi Mahmut Hekimoglu’nun kaybı yüreklerimize ateş düşürdü. Çiğdem Tunç’un dediği gibi, ‘hayat devam ediyor, bu lafı hiç sevmesem de öyle’…
Ayşegül Aldinc’in leziz konseriyle iyice duygusallaşan gece, Murat Soydan’in ödül almaya çıkmasıyla tam bir duygu seline dönüştü. Hafta boyunca yerli ve yabancı güçlü filmlerle dolu harika bir seçki Adanalıları ve tüm sinemaseverleri bekliyor.
Gösterimlerin ücretsiz olması da tüm yaşanan kötü günlerden sonra sanattan iyice uzaklaşan halkımıza yeniden sinema salonlarının büyüsünü hatırlatmak için doğru bir tercih. Ayla Algan’ın dediği gibi, ‘sanat bizi birlestirir, ruhumuzu iyilestirir. Sakın ha eğlence zannetmeyin.’
(21 Eylül 2016)
Gizem Ertürk