Tiyatro sahnesinde, sunucunun arkasındaki Asteroit şehrindeyiz, yıl 1955. Alabildiğine yalın bir dekor var ve sunucu bilgileri sıralar. Önemli bir mekânda olduğumuzu, anlatılanlardan öğreniyoruz. Milattan önce, hem de çok önce düşmüş bir meteorun krateri yanında kurulmuş bir merkez burası. Geleceğe yönelik hayallerin gerçekleş(tiril)mesi için herkesin bilimsel çalışmalara canla başla katıldığı bu merkezde, günün anlam ve önemine uygun bir ödül töreni yapılacaktır. Ödül törenine, Augie Steenbeck (Jason Schwartzman), üç kızı ve ödüle layık görülen genç oğlu Woodrow (Jake Ryan) ile birlikte gelir. …kader ağlarını bundan sonra örer.
Hollywood sineması biz izleyicilere ya kovboy filmleriyle yarattığı soykırımı ya da gelişkin teknolojisiyle hükmettiği dünyayı anlattı bugüne değin. Tabii ki, istisnalar kuralları bozmaz, ama bu gerçeği de kimse inkâr edemez. Ancak bu kez bir hayal dünyasında, gerçeklikleri farklı bir yolla aktarıyor. Yönetmen Wes Anderson oyun içindeki oyun ve onun içindeki bir oyunu anlatırken (tabii, oyuncu içinde oyuncu ve onu da oynayan bir oyuncu) konuyu bir televizyon programı aracılığıyla işliyor.
Düşündüren, düşündürdükçe de ileride (çok değil, tam tamına 15 yıl sonra) Ay yolculuğu ile hayatı da içeren bir öykünün görselleştirilmesi… Sanki bir daha izlemek istiyor insan, kaçırdığı olası ayrıntıları yakalayabilmek için… Tanıdık oyuncular Tom Hanks, Scarlett Johansson ve Jason Schwartzman bize hayaller dünyasında gerçeklik duygusu doğuruyor.
Bizim için (uzak olasılık olsa da) gelişmiş ileri ülkelerin yeniden uzay çalışmalarına başlaması haberlerinin gündem maddelerini oluşturduğu günümüzde, “Ay’a gidilmedi, Ay nurdur gidilemez” ya da “Kur’an’da yeri var” gibi spekülasyonların önünü kesecek ilginç bir film.
Augie ile oyuncu Midge Campbell (Scarlett Johansson) arasında bir etkileşim yaşanıyor. Çocuklar başta olmak üzere kimse o yakınlaşmayı kabûl etmiyor (yoksa ediyor da göstermiyor mu). Bir savaş fotoğrafçısı olan Augie, yakın bir zamanda eşini kaybetmiştir. Bir tas içindeki küllerini ve küçük kızlarını büyükbaba Stanley Zak’a (Tom Hanks) vererek Midge ile yaşamını sürdürmeyi kararlaştırır. Pantolonunun beline sıkıştırılmış tabancasıyla Zak, pek farklıdır, çocukları yanında toplamayı başarır.
1950’lerin Amerika’sının iki kutbunun tarihi ve mitleriyle dolu Asteroit Şehir, yönetmen Wes Anderson’ın yaptığı tüm filmlerden çok daha anlam katmanı yüklü. Başa dönersek: Tiyatro sahnesinin önündeki sunucu (Bryan Cranston), “Bu geceki program bizi yaratılışa ilk elden tanık olmak için sahne arkasına götürüyor. Amerikan sahnesinde sergilenen yeni bir oyunun bitişi.” derken hepimize yeni bir pencere açtığının farkında aslında…
16 Haziran’dan başlayarak gösterimde…
(16 Haziran 2023)
Korkut Akın
korkutakin@gmail.com