On5 Sıfır7 Film Haftası Yayınları sinema kitaplarının tanıtım bültenleri ve kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Yeni eklenenler:
On5 Sıfır7 4. Film Haftası: Darbe Direniş Özgürlük (Broşür),
On5 Sıfır7 4. Film Haftası: Darbe Direniş Özgürlük (Katalog),
3. On5 Sıfır 7 Film Haftası: Darbe Direniş Özgürlük (Broşür),
3. On5 Sıfır 7 Film Haftası: Darbe Direniş Özgürlük (Katalog),
Darbe Direniş Özgürlük 2. On5 Sıfır 7 Film Haftası (Broşür),
Darbe Direniş Özgürlük 2. On5 Sıfır 7 Film Haftası (Katalog),
Darbe Direniş Özgürlük On5 Sıfır 7 Film Haftası (Broşür).
On5 Sıfır7 Film Haftası Yayınları yazısına devam et
Günlük arşivler: 10 Haziran 2022
Korkut Akın Yazıyor: Dünya Hepimizin, Dinozorlar da Olsun!
Bir kuşağın sinema deyince aklına gelen filmlerin başında gelen Jurassic Park, bu kez “Jurassic World: Hakimiyet” (Jurassic World: Dominion) ile gösterimde… Alan Grant’ın artık klasikleşmiş müziği, Sam Neill, Laura Dern, Jeff Goldblum gibi gelenekselleşmiş oyuncularıyla herkesin beklentisini yükseltiyor. Zaten, “dinozorlar Nubar adasından çıkıp tüm dünyaya yayılıyor” sözü bile yeterli buna. Paleontoloji ile hepimizi buluşturan, her … Devamı… »
Korkut Akın Yazıyor: Duygu Paylaşımı mı, Sapıklık mı?
Yoğun bir çalışmanın ardından tatili hak ettiklerini düşünen erkekler kardeş, eşleri arkadaş iki çift, hafta sonunu geçirecekleri bir ev tutarlar. Ağabeyin yakın iş arkadaşı kardeşin sevgilisidir, yani birbirlerini tanıyan insanlardır ve birlikte tatil yapmaları çok doğal bir gelişmedir. Orijinal adı The Rental (Kiralık) olan film, bizde Issız Ev olarak gösterime giriyor. Tatil modunda alınan alkol ve uyuşturucunun etkisiyle ağabey ile kardeşinin … Devamı… »
SinemADA Adalarda Sinema Günleri 2022
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Dairesi Başkanlığı, SinemADA etkinliğiyle son yılların ses getiren filmlerini sinemaseverlerle buluşturmaya bu yaz da devam ediyor. 18 – 26 Haziran 2022 tarihleri arasında FilmKoop iş birliği ile düzenlenen, SinemADA etkinliğinde film gösterimleri ile birlikte yönetmen ve oyuncularla yapılacak söyleşiler ve atölyeler yer alıyor. SinemADA, 18 Haziran Cumartesi 17:00’de oyuncu Deniz Türkali ve sinema eleştirmeni Alin Taşçıyan’ın katılımıyla yapılacak bir söyleşiyle başlıyor.
Fobi Serisinin Üçüncü Filmi Son Seans: MTTH’den Fragman Yayınlandı
Fobilerin korkutucu yüzünü ortaya koyan film serisinin son bölümü Son Seans: MTTH, 17 Haziran 2022 Cuma günü vizyona giriyor. Yayınlanan fragmanıyla dikkatleri üzerine çeken film izleyicileri yine benzersiz bir deneyime ortak ediyor. Çocukluğunda yaşadığı ebeveyn travması sebebiyle psikolojik sorunlar yaşayan Selim, rutin hayatına devam ederken bir yolculuk esnasında fobileri beklenmedik şekilde tetiklenecek ve şok edici tecrübelerle karşı karşıya kalacak.
- Basın Bülteni
- Fragmanı izlemek için tıklayınız.
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
6. Sağlıklı Fikirler Kısa Film Yarışması
T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla gerçekleştirilen ve teması “Gençlerin Gözünden Uyuşturucu Madde Bağımlılığı” olarak belirlenen 6. Sağlıklı Fikirler Kısa Film Yarışması’nın başvuruları 16 Eylül 2022 tarihine kadar devam ediyor. Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Peyami Çelikcan’ın başkanlık ettiği jüride; yönetmen Derviş Zaim; senarist, yapımcı ve yönetmen Birol Güven; yönetmen Mehmet Güleryüz ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Fecir Alptekin gibi isimler yer alıyor. Yarışmaya, Türkiye genelinde lisans ve yüksek lisans düzeyinde örgün eğitim gören tüm öğrenciler, kurmaca veya belgesel türünde eserleriyle katılabiliyor.
03 – 09 Haziran 2022, Haftalık Gişe Verileri
03 – 09 Haziran 2022, Haftalık (Weekly) Gişe Verileri için tıklayınız. Bu listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi’nin gösterilmesi rica olunur.
Dışarda Kar Yağıyor
Yazıma başlık olan Ünol Büyükgönenç’in yüreğimize işlemiş klasik şarkısı, ‘zemherinin en acımasız günlerinde’ evsiz barksız yapayalnız bir çocuğun ‘sıcacık bir çörek gibi güneşi düşlediğini’ anlatır. Gerek yurt dışı gerekse yerli festivallerde övgüyle karşılanışının ardından uzun bir süre gösterime girmesini beklediğimiz ‘Okul Tıraşı’nda kar yağıyor yine. Doğu Anadolu’nun ücra bir köşesinde yatılı okulda geçen anlatıda öğrenci çocuklar bu defa aç açıkta değiller ancak yaşadıkları yer bir hapishaneden farklı değil. Haftalık toplu banyo sırasında su tası yüzünden tartışan Memo nöbetçi öğretmen tarafından soğuk su ile yıkanmaya zorlandığında en yakın arkadaşı Yusuf onu ısıtabilmek için elinden geleni yapıyor ancak gün doğduğunda düzelmeyince Memo’yu sırtladığı gibi raflarında ağrı kesiciden başka ilaç ve sağlık görevlisi bulunmayan revirin yolunu tutuyor. Baygın çocuğun acilen hastaneye götürülmesi için karın kapadığı yolların açılması beklenirken yerleşkede yaşayan her bireyin gizlediği sırlar ortaya dökülüyor.
2013 yapımı ‘Cennetten Kovulmak’ ile bilinen yazar yönetmen Ferit Karahan bu ikinci uzun metrajında ‘kendi çocukluk yıllarında benzer bir yatılı okulda yaşadığı travmatik deneyimlerin üzerine gitmeyi hedeflediğini ve gerçeğe yakın durmak istediğini belirtiyor’. Filme adını veren ‘Okul Tıraşı’ disipline riayet etmeyen öğrencilerin saçlarının tam ortadan sıfır numara kesilmesi ve bu şekilde günlük rutinine devam etmesi üzerine küçük düşürücü bir ceza biçimi. Açılıştaki banyo sahnesinden yatakhanede geçen bölümlere okulda askeri disiplini sergileyerek başlayan film, yatılı okulu bir tür cezaevi ya da kışla olarak tasvir ederken büyük resimde sistemin işleyişini daha doğrusu işlemeyişini sorgulamaya girişiyor. İşlevini yitirmiş toplumsal düzenin bireyler üzerindeki baskısını, sistematik ve psikolojik tacize maruz kalan öğrenciler kadar öğretmenler ve diğer görevlilerin de yaşadığının altını çiziyor. ‘Esas meselesini çok fazla korku ya da baskı olan bir yerde insanların esnemek için yalanı nasıl bir direniş biçimine dönüştürdüğü üzerine inşa ettiğini’ belirten Karahan’ın filminde herkes yalan söylüyor. Yusuf yalan söylüyor. Hamza hoca yalan söylüyor. Okul müdürü yalan söylüyor. Kantinci, diğer hizmetliler, hepsi yalan söylüyor. Hiçbiri masum değil çünkü yaşadıkları düzene uyum sağlamak için bunu yapmak zorundalar.
Kimseyi iyi veya kötü olarak damgalamıyor Karahan. Herkes sisteme uyum sağlama ve ayakta kalma derdinde. Yoksul aileler çocuklarının sisteme entegre olması kaygısıyla onları yüzlerce başka çocukla aynı kalıba sokulacakları yatılı okula göndermiş, ‘tek umudumuzsun’ dedikleri çocuklarının etliye sütlüye karışmadan derslerine çalışmaları, düzene uyum sağlamalarını istiyorlar. Öğretmenler de sistem onlara bastırmayı, sindirmeyi salık verdiği için her fırsatta şiddete başvuruyor. Güçlü güçsüzü ezerek kurtlar sofrasında ayakta kalmaya çalışıyor da o beton yığını içinde herkes tutsak aslında. Eve gitmek istiyorum diye ağlayan çocuğa Kenan öğretmenin ‘Ben de gitmek istiyorum. Yapacak bir şey yok’ demesi bu yüzden anlamlı. Kara saplanmış arabayı yürütmeye çalışan öğretmenlerin çabası nafileliği simgeliyor.
Karahan tek günde geçen ve otobiyografik özellikler içeren öyküsü aracılığı ile baskının olduğu yerde doğruyu söylemenin pek mümkün olmadığı, bürokrasiye takılmış kısır döngüyü aşmanın kolay olmadığı, işlevini yitirmiş eğitim sisteminin öğrenciler kadar öğretmenlerin ruhlarında da büyük tahribata yol açtığı, herkesin suçu birbirinin üzerine atmaya çalıştığı bir ülke panoraması çizmeyi; görünürde polisin olmadığı bir anlatıda sistemin çürümüşlüğünü polisiye bir gizem unsuru üzerinden son derece yaratıcı bir tercihle vermeyi başarıyor. Yönetmen karın estetik halini yansıtmaktan özenle kaçınmış. Bembeyaz örtü ve lapa lapa yağan kar bir hapislik, mahsur kalma duygusuna hizmet ediyor. Yakın çekimler ve hareketli omuz kamerası hem ana karakter Yusuf’un çocukluktan olgunluğa geçiş sürecinin yakın takibi hem de gerilim unsurlarına katkısı nedeni ile tercih edilmiş. Daraltılmış ekran formatı klostrofobik atmosferi ve sistemin dar görüşlülüğünü yansıtabilmek için özellikle seçilmiş. Dar bir renk skalası seçimi sorulduğunda ise ‘kar beyazının aydınlatamadığı bir karanlığı renklendirmenin anlamı olmadığını düşündüm’ yanıtını veriyor Karahan.
Kendisinin geçtiği yollardan geçen çocukların öyküsü aracılığı ile çıkmazda bir ülke panoraması çizen Karahan’ın ‘okul üçlemesi’nin bu ilk yapıtının günümüz Türkiye sineması için bir yüz akı olduğunun altını çiziyor, Yusuf’ların Memo’ların ülkenin makus kaderini değiştirecekleri umuduna sarılıyorum.
(17 Haziran 2022)
Ferhan Baran
ferhan@ferhanbaran.com