Çilingir Sofrası (Sadi Bey’in Facebook Günlükleri):
Yüzlerce güzel yabancı film izlememize sebep olan Calinos Film’e ne oldu? Radikal ve Habertürk Gazetesi gibi faaliyetini sonlandıran veya geçici durduran yapım ve ithalatçı film şirketleri de “Bu bizim son filmimiz.” şeklinde duyurmalı ki o şirketler ve filmleriyle olan anılarımızın ucu açık kalmasın. Örneğin yabancı film ithalatını durdurduğuna bir vesileyle vakıf olduğumuz ve “Belge Film seçkin filmler sunar.” cümlesiyle hafızalarımıza kazınan Belge Film’i, “Ağlayan Çayır” ile “Sonsuzluk ve Bir Gün” adlı filmleri ne zaman aklıma gelse minnetle anarım. Calinos Film’i de minnetle anıyorum ama akıbeti hakkında bilgim olmadığı için bir burukluk duyuyorum. Yüzlerce güzel yabancı film izlememize sebep olan Calinos Film’e ne oldu? (05 Temmuz 2018)
Alkole zam gelmiş diyorlar. Ben hep 3 kadeh içiyorum; niye şikâyet edeyim ki? (10 Temmuz 2018)
Töreni TV.den izlerken lahmacun yiyelim dedik, telefonla sipariş verdik. Her zaman yeşilliğin yarısı soğan olurdu, bu sefer gelende hiç soğan yoktu. Bundan sonraki aşamada sanırım lahmacun da tamamen kıymadan yapılacak. Soğanlı lahmacunu özleyeceğim hiç aklıma gelmezdi. Allah devlete, millete zeval vermesin. Amin. (18 Temmuz 2018)
İki seçenek var: Ya söylediğini yapacaksın veya yapmayacaksan söylemeyeceksin. Neden Didim bu lâfı, şundan Kuşadası(*): İlk iki film çok sevilmişti, tam o aşamada yönetmen “Üçüncü son olacak, tadında bırakacağım.” demişti. Bırakmadı, devam ediyor. Muhtemelen “Hızlı ve Öfkeli” veya “Uzay Yolu” gibi 8, 9…. gidecek. Hayırlısı. En azından Recep’ten (**) daha iyi bir film dizisi.
(*) Farkındayım, kötü bir espri oldu.
(**) Recep İvedik (14 Temmuz 2018)
Günün müjdesi: Bugün itibariyle zengin olma ihtimalimiz yüzde yüz arttı. Dünkü Sayısal Loto çekilişinde hiçbir şey çıkmayınca umudumu taze tutmak için lotocuya gittim, “Abi bu Çarşamba günkü oluyor, haberin olsun.” dedi. Şaşırdığımı görünce “Sayısal Loto bundan böyle haftada iki kez oynanacak.” diye izah etti. Sayısal Loto’ya haftada 12 TL yerine 24 TL vereceğimi görmezden gelirsem, zengin olma ihtimalimi ikiye katladığım için sevindim tabi ki. Dolarsa ne olur, dolmazsa ne olur hesabı yani. (15 Temmuz 2018)
Bu ifadeye bayıldım: “Mevsim etkilerinden arındırılmış işgücü göstergelerine göre” işsizlik azalmış. “Çevir kazı yanmasın.” ifadesi yerine de pekâlâ kullanılabilir. (17 Temmuz 2018)
Tek kürdan ambalajı jelatini atacak çöp kutusu bulamayınca bir süre elimde taşıdım. Sokakla caddenin birleştiği köşede elindeki süpürge ve yarım teneke benzeri saplı faraşıyla dinlenen işçi kardeşimizi görünce eğildim, hava hafif rüzgârlı olduğu için “Uçacak ama…” diyerek bıraktım. İşçi arkadaş güldü, “Sağol abi” dedi. Sanıyorum işinin ne kadar değerli olduğunu hissettirdiğim için mutlu oldu. (19 Temmuz 2018)
Eski Türkiye’de gazeteler 8 sütun olurdu. Az önce, eskiden “Amiral gemisi” dediklerinin bugünkü sayfalarını karıştırdım, genelde 6 sütun, bazı sayfalarda daraltılmış 7 sütun. Merak bu ya niye böyle diye arşivimde bulunan 8-10 yıl önceki bir gazeteyle karşılaştırdım. Günümüz gazetelerinin eni 5 cm daha küçülmüş. İyi tarafından baktığımızda memleketin kâğıt tasarrufuna katkı gibi görünen bu durum, kötü tarafından bakıldığında gizli zam gibi görünüyor. Artık varın siz, milli irade olarak karar verin. Ne diyorsanız kabulümdür, yeter ki % 50,01 olsun. (19 Temmuz 2018)
Lahmacunun adı mermacun olsun. Önce kıyma terketti garibimi, şimdi de soğan. Meydan mercimeğe kaldı; onunçün adı mermacun olsun. (21 Temmuz 2018)
Bilmeyenler için yazayım. Bizim sinema sektöründe filmleri sinemalara dağıtan şirketlere ve çalışanlarına genelde “Dağıtımcı”, seyirciye gösteren salon sahip ve yöneticilerine “Sinemacı” denir. Bu arkadaşlarımız veya kardeşlerimiz veya dostlarımız bu vatanın çocukları ve çalışanları olduklarından doğal olarak Türkçe konuşurlar. O zaman “Dağıtımcı” dediğimiz kardeşlerimizin bazıları, sinemacılara ve basına gönderdikleri önümüzdeki günlerin filmlerini gösteren listelere, hadi yabancı filmlere henüz Türkçe isim konulmamıştır, onların isimlerini İngilizce, Alamanca, Fransızca, İtalyanca, Sanskritçe, vs.ce yazsınlar da, neden ısrarla removed, untitled, live action, project gibi kelimeleri kullanırlar? Bu kelimelerin Türkçelerini kullansalar da biz yabancı dil fukarası vatandaşlar konuyu daha iyi anlasak ve hafızamıza nakşetsek olmayor mu? (Son kelime Özdemir Asaf özentisidir.) (22 Temmuz 2018)
IMDb, Türkiye’de gösterilen yabancı filmleri TRT’den daha iyi takip ediyor. Şu anda TRT 1′de “Bir Zamanlar Batıda” (C’era Una Volta il West – Once Upon a Time in the West) Türkçe adıyla gösterilmekte olan Sergio Leone’nin, başrollerinde Henry Fonda ve Charles Bronson’un oynadığı western filmini Türkiye’de sinemalarda gösterildiği “Batıda Kan Var” Türkçe adıyla kayıtlarına almışlar. Özel TV.ler ilk yıllarında yabancı filmleri ısrarla Türkiye’de sinemalarda gösterildiği Türkçe adlarıyla oynatırlardı. Tabi bu ısrarın programları düzenleyenlerin danıştığı sinema yazarı arkadaşlarımızın titiz araştırmalarından kaynaklandığını bilmiyor değiliz. Örnekte anlatıldığı üzere devlet kurumu TRT bu özeni göstermiyor. “Orijinal ismin tam çevirisiyle sunmak da bir çeşit özen göstermektir” diyerek zevahiri kurtaralım. Yabancı filmler TV.lerde mutlaka sinemalarımızda gösterildikleri Türkçe isimleriyle sunulmalıdır. Böylece aynı film muhtelif TV.lerde onlarca farklı isimle gösterilmemiş ve seyirci de yanıltılmamış olur. (22 Temmuz 2018)
(05 Ekim 2018)
Sadi Çilingir
sadicilingir@sadibey.com