23. Uluslararası Adana Film Festivali’nin Jüri Üyeleri Açıklandı

Bu yıl 19 – 25 Eylül tarihlerinde gerçekleşecek olan 23. Uluslararası Adana Film Festivali kapsamında yapılacak olan Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nın jüri üyeleri belli oldu. Jüri başkanlığını ünlü yönetmen Tayfun Pirselimoğlu yapacak. Ayrıca Jüride yönetmen Emin Alper, görüntü yönetmeni Türksoy Gölebeyi ve oyuncular Hatice Aslan ve Muhammet Uzuner yer alacak. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, “Ulusal Uzun Metraj Film Yarışmamızda, sinema ve sanat camiamızın değerli isimleri, jüri üyesi olarak görev yapacak. Kendilerine festivalimize göstermiş oldukları ilgi çok için teşekkür ediyoruz.” şeklinde konuştu.

23. Uluslararası Adana Film Festivali’nin Jüri Üyeleri Açıklandı yazısına devam et

Sinemanın Işığı Antalya’dan Yükselir: Altın Portakal Dünyası Festival Afişinde

53. Uluslararası Antalya Film Festivali’nin merakla beklenen afişi yayınlandı. Altın Portakal heykelciğinin süslediği festival afişi, son yıllarda heyecanla beklenen bir merak konusu haline geldi. Geçtiğimiz yıl Altın Portakal ödülünün önemine değinmek üzere, ödülü odağa yerleştiren üç boyutlu festival afişi çok ses getirmişti. Bu sene de yine başrolde olan Venüs heykeli, bu defa doğduğu şehri, yani Antalya’yı da kendisi ile beraber dünyaya taşıyor. Ancak bu defa afişte, Antalya Kalesi’nden Yivli Minare’ye, Saat Kulesi’nden Antalya’nın parklarına, Hadrianus Kapısı’ndan Cam Piramit’e kadar kültürel simge, adeta Altın Portakal heykelciğinden doğuyor.

Nick Cave & The Bad Seeds’in Son Albümünün Hikâyesi Tüm Dünyayla Aynı Zamanda İstanbul’da

İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın özel film gösterimleri devam ediyor. Paul Thomas Anderson’un Junun ve Woody Allen’ın Cafe Society adlı filmlerinin özel gösterimlerinin ardından İKSV galaları Nick Cave hayranlarını mutlu edecek bir sürprizle devam ediyor. Nick Cave & the Bad Seeds’in 16. albümleri Skeleton Tree’nin yaratım sürecini belgeleyen One More Time With Feeling, tüm dünyayla eş zamanlı olarak ve tek bir kez 08 Eylül Perşembe günü Atlas Sineması’nda gösterilecek.

Nick Cave & The Bad Seeds’in Son Albümünün Hikâyesi Tüm Dünyayla Aynı Zamanda İstanbul’da yazısına devam et

2. Marmaris Uluslararası Kısa Film Festivali Başvuruları Sona Erdi

2. Marmaris Uluslararası Kısa Film Festivali başvuruları sona erdi. Festivale 247 film katılım yaptı. Ön jüri üyeleri Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Bülent Özkam, TRT Ankara Televizyonu Aktüel Kamera Servisi Görüntü Yönetmeni Serdar Gürcan ve Sinema Araştırmacısı Hayri Çölaşan yarından itibaren değerlendirmelere başlayacak. Festival kapsamında gösterime girecek olan filmlerin ve finalist filmlerin en geç 15 Eylül tarihinde kamuoyuna duyurulacağı açıklandı. Festivalde, Çevre Filmleri ve Liselerarası Kısa Film Yarışması bölümleri var. Ayrıca Ulusal Fotoğraf ve Afiş yarışması ile  kampı etkinlikleri yapılacak.

UNIQ Açık Hava Sahnesi’nde Başka Sinema ve BKM Seçkisi Devam Ediyor

Şehrin yaşam merkezi Uniq İstanbul’un Açık Hava Sinema’sında Başka Sinema ve BKM’nin seçtiği, festivallerde çeşitli ödüller almış çok iyi filmlerden oluşan seçkilerini izleyeceğiniz sinema geceleri Pazar, Pazartesi ve Perşembe akşamı asırlık ağaçların ortasında, yıldızların altında ve çimlerin üzerinde Eylül boyunca da devam ediyor. Eylül’de Sarmaşık, Hamlet ve Toz Bezi gösterilecek.

UNIQ Açık Hava Sahnesi’nde Başka Sinema ve BKM Seçkisi Devam Ediyor yazısına devam et

New York’un Küçük Adamları

Ira Sachs’ın adı konmamış New York Üçlemesi’nin son halkası ‘Küçük Adamlar / Little Men’. Amerikan sinemasının has bağımsızlarından Sachs ’14. If İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali’nde gösterilen 2012 yapımı ‘Işıklar Açık Kalsın / Keep The Lights On’ ile dikkatimizi çekmişti ilk kez. Otobiyografik özellikler taşıyan bu filminde otuzlu yaşlardaki New York’lu eşcinsel çiftin dokuz yıla yayılmış fırtınalı ilişkisini anlatır sinemacı. Belgesel filmler çeken Alman asıllı Erik ile uyuşturucu bağımlısı avukat Paul’ün New York sokaklarında sonlanan buruk aşk hikâyesinde, uyuşturucu bağımlılığının darmadağın ettiği tutkulu ilişkiyi aktarırken çoklukla iç mekânları tercih eder.

Programa alındığı halde bir talihsizlik sonucu bizdeki vizyonu iptal edilen bir sonraki çalışması ‘Aşk Başkadır / Love is Strange’ 2014 yılının en dikkate değer yapımlarındandır. Bu defa sokakları, parkları, ufacık daireleriyle East Village çevresi filmin baş aktörlerindendir. Kiliseye bağlı bir okulda müzik öğretmenliği yapan George, 39 yıllık partneri Ben ile evlendiğinde işinden olur. Geçim derdine düşen yaşlı çift başlarını sokacak mütevazı bir yer buluncaya kadar akrabaları ve yakın dostlarının küçük dairelerine sığınırlar. Evlerinde misafir kaldığı süre içinde hoyrat davrandığı aile büyüğü amcanın yaşama vedasının ardından gözyaşı döken 16 yaşındaki Joey’nin pişmanlığıyla sonlanır ‘Aşk Başkadır’.

Akşamüstü güneşinin aydınlattığı Manhattan sokaklarında kay kay’ını süren genç delikanlının görüntüleri yönetmenin bir sonraki çalışmasını haberlemektedir. ‘Küçük Adamlar’ın başkarakterleri Jake ile Tony (tam adıyla Antonio) Joey’den yaşça daha küçüktürler. Dedenin ölümüyle Manhattan’dan Brooklyn’deki daha büyük eve taşındıklarında huzursuzdur içe dönük Jake. Evin hemen altındaki dükkânın kiracısı terzi kadının oğlu yaşıtı Tony ile yakın arkadaşlığı onun mahalle havası taşıyan bu farklı çevreye tutunmasına vesile olur.

Resme yatkın Jake ile oyuncu olmak için yanıp tutuşan Tony’nin ortak hayali ünlü La Guardia Lisesi’nin görsel sanatlar ve performans sanatları bölümlerine kabul edilebilmektir. Ancak evlerinin arasındaki uzaklık yalnızca 12 dakika 23 saniye olan çocukların dünyaları çok farklıdır. Manhattan’dan gelmiş psikoterapist anne ve oyunculuk kariyerinde daha iyi bir yere gelmek için çabalamaktan yorulmuş baba, evden payını isteyen kız kardeşin de zorlamasıyla terzi dükkânının yıllar yılı aynı kalmış düşük kirasını rayiç değerine yükseltmek ister. Bunun doğurduğu çatışma iki çocuğun derin dostluklarını zedeleyecek, ekonomik gerçekler ve sınıf sorunsalına çarpan arkadaşlık tuzla buz olacaktır.

New York’taki kentsel dönüşüm ya da İngilizce söylenişiyle ‘gentrification’ süreci üzerine bir alarm çığlığıdır sinemacının son filmleri. ‘Aşk Başkadır’ın yaşlı çifti 2010’lu yıllarda ayyuka çıkan emlak krizi ve artan emlak vergileri ve daha başka metropol vergileri nedeniyle bütçelerine uygun bir küçük daire bulmakta zorlanır. Varlıklı ve eğitimli zümrenin yerleştiği mütevazı mahallelerde emlak ve kira fiyatlarının fırlaması gerçeği ‘Küçük Adamlar’ın temel çatışmasının nedenidir. Büyükbabanın evin ve mahallenin bir parçası olarak gördüğü göçmen terzi kadının işlettiği dükkânın yeni yaşam düzeninde yeri yoktur. Ekonomik gerçekler mahalleleri dönüştürmekte, kentin çehresi hızla değişmektedir.

Ozu’ya hayranlığı ile bilinen Sachs ‘Aşk Başkadır’da Japon ustanın ünlü klasiği ‘Tokyo Hikâyesi’ni örnek alır. Bu dokunaklı yaşlılık sonatını İdil Biret’in mükemmel Naxos kayıtlarından derlenmiş hüzünlü Chopin ezgileriyle süslemiştir. Ozu’nun başrolü çocuklara verdiği ünlü sessiz klasiği ‘Doğdum, Ama.. / I Was Born, But..’ ile ‘Günaydın / Ohayo’ filmlerine bir atıf gibi duran ‘Küçük Adamlar’ ise Tindersticks’in kurucularından Dickon Hinchliffe’in çağdaş ve kimi zaman meditatif müziğinden besleniyor. Sachs’ın oyuncuları yine mükemmel. İlk sinema deneyimlerinde Michael Barbieri (Tony) ile Theo Taplitz (Jake) çok iyiler.

Hayranı olduğu Al Pacino’nun havası sezilen Barbieri’nin gerçek hayatta devam ettiği performans atölyesinde çekilmiş oyunculuk egzersizinin yer aldığı bölüm gerçekten etkileyici. Babada Greg Kinnear, annede Jennifer Ehle ve terzi kadında ‘Gloria’nın muazzam oyuncusu Şilili Paulina Garcia harika bir ensemble oluşturmuş. Ira Sachs’in son üç filminde birlikte çalıştığı senaryo yazarı Mauricio Zacharias ile birlikte kaleme almış olduğu ‘Küçük Adamlar’ yönetmenin New Yokluların gündelik yaşamlarına ilişkin zengin gözlemler içeren eserinin son küçük mücevheri. Kaçırmamaya çalışın.

(09 Eylül 2016)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com