Nurdan Tümbek Tekeoğlu’nun İki Limon Satsam Daha İyi Adlı Kitabı Çıktı

İş dünyasının ünlü ve başarılı girişimcilerinden Dr. Nurdan Tümbek Tekeoğlu’nun satış ve pazarlama stratejilerini kaleme aldığı kitabı İki Limon Satsam Daha İyi, okuyucusuyla buluştu.Kendisini sıkı bir networkçü ve sivil toplumcu olarak tanımlayan akademisyen yazar, uzun yıllar perakende sektöründe üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra “ikinci bahar” olarak tanımladığı film yapımcılığını büyük bir keyifle sürdürüyor. Tekeoğlu’nun Öyle Sevdim ki Seni adlı filmi geçen sezon vizyona girmişti. Destek Yayınları tarafından piyasaya çıkarılan kitap, iş ve ticaret dünyasında kariyer ve başarı hedefleyenler için önemli saptamalarla dolu bir rehber niteliğinde.

Nurdan Tümbek Tekeoğlu’nun İki Limon Satsam Daha İyi Adlı Kitabı Çıktı yazısına devam et

Leblebi Tozu Filmi Afiş Çekimleri Keyifli Geçti

Önümüzdeki aylarda vizyona çıkacak Leblebi Tozu filminin afiş çekimleri gerçekleşti. Metin Yıldız ve Fulden Akyürek’in leblebi tozu yiyerek konuşmaya çalıştıkları anlar stüdyoda kahkahalara yol açtı. Eren Yiğit’in fotoğraflarından oluşan afiş tasarımında ise Galip Aksular imzası olacak. Kısa yoldan ve emek harcamadan zengin olmaya çalışan Ali isimli karakterin hikâyesinin anlatıldığı filmin çekimleri Çorum’un kent merkezinde yapıldı.

İçimdeki İnsan’a Rusya’dan Birincilik Ödülü

20 – 23 Ağustos tarihlerinde Rusya’nın Rostov kentinde ilki düzenlenen “Bridges Of Arts” Uluslararası Film Festivali’nde Aydın Sayman’ın yönettiği İçimdeki İnsan, En İyi Film Ödülü’nü aldı. Karadeniz kıyısındaki önemli ve tarihi bir liman kenti olan Rostov, Çehov, Solohov ve Soljenitsin gibi edebiyatçıların doğduğu kent olarak biliniyor. Rostov medyası, ayakta alkışlanan film için etkileyici bir film yorumunu yaptı. Festivalde filmi oyuncu Rıza Sönmez temsil etti.

İçimdeki İnsan’a Rusya’dan Birincilik Ödülü yazısına devam et

Kasap Havası

Çiğdem Sezgin’in yönettiği ve Şenay Gürler, İnanç Konukçu, Hakan Karahan ile Özay Fecht’in oynadığı Kasap Havası, 09 Aralık 2016’da MC Film dağıtımıyla 1 Mart Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Taksi şoförü olan Ahmet, annesinin uygun gördüğü birisiyle nişanlanmak üzereyken kendisinden yaşça büyük Leyla ile ilişki yaşamaya başlar. İkisinin arasındaki tutkulu birliktelik büyük bir aşka dönüşünce evlenme fikrinin eşiğine gelirler. Ancak Leyla’nın yıllar önce birlikte olduğu Semih, Almanya’dan geri döner. Semih’in gelişiyle ilişkilerindeki dengeler altüst olacaktır. Kasap Havası, geçmişe takılı kalma sorunumuza yoğunlaşıyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman: 1 / 2
  • IMDb
  • Korkut Akın Yazıyor

Kasap Havası yazısına devam et

Alanya Kristal Kale Forum 2015 Etkinlikleri Sona Erdi

2016 yılından başlayarak Alanya’da gerçekleştirilmesi planlanan Kristal Kale Uluslararası Film Festivali’nin öncülü olarak planlanan Kristal Kale Forum 2015 etkinlikleri 01 Eylül’de Alanya Utopya Otel’de verilen kapanış partisiyle sona erdi. ürk Sinema Vakfı’nın (TURSAV) öncülüğüyle gerçekleşen etkinliklerde Rusya’dan Türbulans Noktası, Erkekler ve Kadınlar, Yaroslav ve Tabur filmleri gösterilirken Türkiye’den Öyle Sevdim ki Seni ve Elveda Katya adlı filmler programa alındı.

Alanya Kristal Kale Forum 2015 Etkinlikleri Sona Erdi yazısına devam et

Sinema, Zorlukların Üstesinden Gelme Sanatı

Yedinci sanat olarak nitelediğimiz sinema, birçok sanat dalının aksine sanayi/endüstri aynı zamanda… Bütün hepsi için bilgi birikimi ve deneyim gerekiyor kuşkusuz ama sinema deyince, o bilgi birikiminin yanı sıra senaryolaştırma, mekân bulma, oyuncu seçimi, kamera, ışık, oyuncular… -eskiden banyo da vardı, teknoloji onu ekarte etti- montaj, seslendirme, kopya çoğaltımı… bitmedi, salon ve gösterim tarihi… Şöyle bir baktığınız zaman sinemacının (buna televizyoncuları da eklemek gerekir) işinin ne denli zor olduğunu görürüz.

Sanayi deyince, parasız yapılamadığını bilmem söylememe gerek var mı? “Benim hayatım filim ama yapamıyorum, çünkü param yok.” Parası olan, o filim olan hayatları mı çekiyor? Kuşkusuz evet. Benimkini değilse de arkadaşımınkini, onun değilse bir diğerini, sınırlar ötesi birilerinin hayatını… ama hep sahici olanları…

Piyasadan Alacağımız Var…

Herkes kalıcı olmak ister, herkes aklından geçeni bir başkasına aktarmak ister… Bu, kimi zaman yazıyla, resimle, konuşmayla olur, kimi zaman hepsini bünyesinde buluşturan sinema ile ancak toparlanabilir. Her ne kadar “imajın imajı olmaz, dolayısıyla yoruma açık değildir” dense de, diğerleri denli “soyut” olmadığı için insanların daha bir benimsediği daldır. Buna da bağlı olarak hemen her çocuk “Karpuz Kabuğundan Gemiler” yapıp yüzdürmek ister akıntılı sularda.

Bu hafta gösterime giren, “ama hiç ünlü oyuncusu yok ki” denilen “Piyasadan Büyük Alacağımız Var – Maddi Manevi” filmi, tam da yukarıda anlattığımız şeyi işliyor. Bir araya gelen, “Genç Kafa”lar hem para kazanmak hem düşüncelerini aktarmak hem de “zevahiri kurtarmak” için televizyona bir dizi önerirler.

İpin ucu orada kaçıyor…

Bu alanda çalışan hemen herkes, ekonomik gücü yetmeyeceği için öncelikle (tabii, daha iyi, daha güzel, daha doğru ve çok izlenebilirlik gibi düşünceler de var) para yatıracak birilerini bulmak zorundadır. Televizyon kanalları bunun için biçilmiş kaftandır ve ilk akla gelendir. Projenizi -ne kadar uyduruk olursa olsun- anlatmak zorundasınız… ama ya çalınırsa? Sahi, çalınabilir, küçük üç beş değişiklikle (ona bile gerek kalmayabilir çoğunlukla) onca kafa patlattığınız, umut bağladığınız düşünceniz kaçıverir elinizden de… eliniz böğrünüzde kalakalırsınız. Birçoğumuz yaşamadık mı bunları?

Hukuk da çözemez bu problemi… Yapabileceğiniz tek şey vardır (geçtiğimiz haftalarda gösterime giren Aşkın Ritmi ve girecek olan Sıradışı Anne -Ricki and the Flash- filminde olduğu gibi) ek iş yapmak ama o da kolay değildir bizim ülkemizde… Oralarda
parttime çalıştığınız zaman ölmeyecek kadar para kazanabilir ve sanat yapmaya fırsat bulabilirsiniz ama bizim ülkemizde fulltime çalıştığınızda bile karnınızı doyuramayabilirsiniz, kaldı ki sanata zaman ve zemin kalsın. Yani aynı alanda, belki yine kandırılmayı, dolandırılmayı kabullenmek dışında bir seçeneğiniz yoktur.

Emek yoğun çalışma koşulları

Bir de emek yoğun çalışma koşulu vardır ki, hemen bütün çalışanlar emeklerinin karşılığını alamazlar. Gün ağarmadan başlayan çalışma -çoğunlukla ünlü başrol oyuncusuna göre planlanır- ertesi gün gün ağardıktan çok sonra biter… Dinlenmeye fırsat bulamayan set çalışanları yorgun argın yola düşerler yeniden. Doğal olarak ne güçlü bir (dizi için geçerli tabii) senaryo beklenir bu durumda ne de iyi bir mizansen ve set çalışması… Zaten herkes, bir an önce bitsin de gidip dinlenelim derdindedir… Bir de acaba emeğimizin karşılığını alabilecek miyiz?

Anlatılan bizim hikayemiz…

“Piyasadan Büyük Alacağımız Var” filmi, bizim hikayemiz… birebir gerçeklerle örülü. Bir arkadaşımız bile dışında değildir bu yaşananların… Filmi birlikte seyrettiğimiz bir arkadaşım, Yadigar
Ejder’in (çiçekler çelenk örsün başucunda) küçük bir rolün ardından günlerce parasının peşinde koştuğunu, parasının yine de ödenmediğini, üstüne üstlük ulaşım için de onca para verdiğini
anlattı. Yadigar’a verilecek para da zaten öyle çok değildir ya, ayrı mesele. Güleriz ağlanacak halimize ya… mizahla anlatmışlar bu yaşamsal dramı, hem de hiç dilini bozmadan, düzeyini yitirmeden.

Bu filmi öncelikle düşünce hırsızlarına izlettirmeli, ardından da yapımcılara… Gerçi onlar hepimizden iyi biliyorlar yaşananları… Salonda (evde) koltuğa kaykılıp izlediğimiz bir filmin ardında ne sorunlar yaşanıyor, ne umutlar sönüyor ve doğuyor anlamak için…

“Piyasadan Büyük Alacağımız Var”, yönetmen Ekin Akçay, oyuncular İzzet Başlak, Baran Erdoğan, Ali Yiğit San, Rabia Tutal, Okan Sağlam Ali Rıza Kara ve Salih Kalyon.

(10 Eylül 2015)

Korkut Akın

15. Frankfurt Türk Film Festivali’nde Geri Sayım Başladı

15. Frankfurt Türk Film Festivali, Frankfurtlu sinemaseverlerle buluşmak için gün sayıyor. 02 – 09 Ekim 2015 tarihleri arasında düzenlenecek olan festival kapsamında izleyicilerin beğenisine sunulacak olan 30’a yakın film, CineStar Metropolis, Orfeo’s Erben ve Film Forum Höchst Sinemaları’nın yanı sıra, Preungesheim Cezaevi’nde ve Anne Frank Okulu’nda gösterilecek. Festivalde, film gösterimlerine ek olarak söyleşiler, paneller, konserler ve sergiler düzenlenecek.

15. Frankfurt Türk Film Festivali’nde Geri Sayım Başladı yazısına devam et

Karayel Poyraz

Levent İnanır’ın yönettiği ve Emre Gülcan, Numan Çakır, Buket Gümüş, Hikmet Karagöz, Yüksel Arıcı, Levent İnanır, Tonguç Oksal ile Şebnem Congar’ın oynadığı Karayel Poyraz, 04 Eylül 2015’de Özen Film dağıtımıyla Siz Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Samsun 19 Mayıs Üniversitesi’nin müzik bölümünde okuyan Emre ve Birtan’ın bir müzik grubu vardır. Bu grubun adı Nazar saz ekibidir. Nazar saz ekibi Samsun’da kafeteryalarda, barlarda ve hatta düğünlerde müzik yapmaktadır. Ekstraya gittikleri tüm müzik aletleri okulun malıdır. Düğünde dayak yedikleri yetmemiş gibi müzik aletleri de parçalanmıştır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Karayel Poyraz yazısına devam et