İnsanlıktan Uzakta

David Oelhoffen’in yönettiği ve Viggo Mortensen, Reda Kateb, Djemel Barek ile Vincent Martin’in oynadığı İnsanlıktan Uzakta (Loin Des Hommes – Far From Men), 21 Ağustos 2015’de M3 Film dağıtımıyla Fabula Films tarafından vizyona çıkarıldı.
Öğretmenlik yapan Daru, Cezayir’de doğmuştur fakat aslen İspanyol olduğu için hem etnik Cezayirliler hem de Fransız koloniciler tarafından yabancı etiketiyle hor görülmektedir. Daru’ya, bir muhalifi garnizona götürmesi emri verilir. Bir dönem Fransız ordusuna hizmet etmiş olan Daru, bu yolculukta kendi sadakatini sorgulamaya başlar. İki kaçağı Atlas Dağları’nda zorlu bir kaçış serüveni beklemektedir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Aşkın Dili

Anne Fontaine’in yönettiği ve Fabrice Luchini, Gemma Arterton, Jason Flemyng ile Isabelle Candelier’in oynadığı Aşkın Dili (Gemma Bovery), 17 Temmuz 2015’de M3 Film dağıtımıyla Fabula Films tarafından vizyona çıkarıldı.
İngiliz çift Gemma ve Charlie Bovery, bir Fransız kasabasına yerleşir. Gemma burada, fırıncı Martin’le tanışır. Gemma’nın ünlü roman kahramanı Madame Bovary ile olan isim benzerliği, bir edebiyat tutkunu olan Martin’i derinden etkiler. Güzelliğiyle bütün kasabayı büyüleyen Gemma, kasabadan yakışıklı bir delikanlının ve eski sevgilisinin de denkleme girmesiyle kendini bir aşk macerasının içinde bulur.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Yüzündeki Sır

Christian Petzold’un yönettiği ve Nina Hoss, Ronald Zehrfeld, Nina Kunzendorf ile Michael Maertens’in oynadığı Yüzündeki Sır (Phoenix), 10 Temmuz 2015’de M3 Film dağıtımıyla Calinos Films tarafından vizyona çıkarıldı.
2. Dünya Savaşı sonrası toplama kampından yüzünde tanınmayacak yaralarla kurtulan Nelly, ameliyat geçirerek yeni bir yüze kavuşur. Bu süreçte yeni bir hayata başlamayı reddeder ve Berlin’de kalarak hakkında duyduklarına inanmak istemediği eşi Johnny’i aramaya karar verir. Karşılaştıklarında  eşi Johnny, Nelly’yi tanımayacak ve ondan hayatını alt üst edecek şaşırtıcı bir istekte bulunacaktır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Güven Kıraç’tan Çok Konuşulacak Açıklamalar

Ünlü oyuncu Güven Kıraç, TV2′de yayınlanan sinema programı Film Koptu’ya konuk oldu. Ünlü oyuncu kendi hayatı ve sinema dünyasıyla ilgili şaşırtıcı bilgiler verdi. Güven Kıraç’ın açıklamaları şöyle: “Bağımsız sinema 90’ların başından bu yana ivme kazandı ve bağımsız sinema sayesinde ülkemiz dünyada konuşuluyor. Türk sinemasında ciddi anlamda senaryo sıkıntısı var. Maalesef ülkemizde iyi senarist yetişmiyor. Babam hiçbir zaman oyuncu olmamı istemedi; o yüzden ilk aldığım ödülün anlamı büyüktür. Babama başardığımı göstermiş oldu. Masumiyet filminin seti benim için çok özeldi. Yavuz Turgul’la çalışmak aynı şekilde.

Moskova’dan Türkiye Geçti

37. Uluslararası Moskova Film Festivali “Türkiye” bölümü, düzenlenen basın toplantısıyla sona erdi. Tarihi Kinoaktera Tiyatro Salonu’ndaki Kelebeğin Rüyası filminin özel gösterimi ardından düzenlenen basın toplantısına, Cinema of Turkey kurucusu ve direktörü, yapımcı Elif Dağdeviren’le birlikte FIPRESCI (Uluslararası Sinema Yazarları Derneği) Başkanı Alin Taşçıyan ile Kelebeğin Rüyası filminin başrol oyuncuları Mert Fırat ve Ahmet Mümtaz Taylan katıldı.

Moskova’dan Türkiye Geçti yazısına devam et

22. Altın Koza Film Festivali Yönetmelikleri Yayınlandı

Bu yıl 14 – 20 Eylül 2015 tarihleri arasında yapılacak olan 22. Uluslararası Altın Koza Film Festivali kapsamında yapılacak Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması, Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması, Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması ve “Adana” Konulu Senaryo Yarışması yönetmelikleri açıklandı. Son başvuru tarihi 31 Temmuz 2015 olarak belirlenen yarışmalarda 876.000 TL ödül dağıtılacak. Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması kapsamında En İyi Film seçilen eser 350.000 TL alacak. Festival kapsamında Dünya Sineması prömiyerleri, film gösterimleri, söyleşiler, atölye çalışmaları, konserler ve sergiler sinemaseverlerle buluşacak.

22. Altın Koza Film Festivali Yönetmelikleri Yayınlandı yazısına devam et

Hüddam

Utku Uçar’ın yönettiği ve Fatma Hun, Murat Özen, Çağrı Duran, ile Eray Logo’nun oynadığı Hüddam, 20 Kasım 2015′de Bir Film dağıtımıyla Hayal Sanat tarafından vizyona çıkarıldı.
Can, annesi Derya ile sıradan bir hayat sürmekte iken Derya’nın paranormal davranışlar sergilemesi üzerine hayatları allak bullak olur. Derya hiç bilmediği antik dilleri konuşmakta ve garip davranışlar sergilemektedir. Olayların nedenini araştırmaya başlayan Can, işlerin annesinin doğduğu köye kadar dayandığını öğrenir. Köydeki evlerine dönen Can ve Derya’ya burada sadece tek bir kişi yardım eli uzatacaktır. Bu kişi Havas ve Hüddam ilmiyle yakından ilgilenen Asaf’tır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Hüddam yazısına devam et

Deccal (Yönetmen: Özgür Bakar)

Özgür Bakar’ın yönettiği ve Öznur Serçeler, Bulut Köpük, Aysan Sümercan ile Sait Genay’ın oynadığı Deccal, 24 Temmuz 2015’de Mars Dağıtım dağıtımıyla Minus Green tarafından vizyona çıkarıldı.
Başka bir zaman dilimine girdik. Yüzyıllardır geleceği söylenen deccâl doğacak ve insanoğlu kabus dolu yıllar geçirecek. İstanbul’un göbeğinde küçük bir odada tohumlar atılıyor, bütün kehanetler tek tek gerçekleşiyor. Önce Mezopatamya’ya, sonra da tüm Dünya’ya kötülük bir virüs gibi yayılacak. Ona vücut verecek bedeni arayan şeytan ilk filmde doğum sancılarıyla bir gruba kabuslar yaşatırken devam filmlerinde aramızda dolaşacak.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Deccal (Yönetmen: Özgür Bakar) yazısına devam et

İntikam (Yönetmen: Kristian Levring)

Kristian Levring’in yönettiği ve Mads Mikkelsen, Eva Green, Eric Cantona ile Mikael Persbrandt’ın oynadığı İntikam (The Salvation), 03 Temmuz 2015’de Özen Film dağıtımıyla Özen Film tarafından vizyona çıkarıldı.
1864 yılında Yeni Dünya’ya gelen Danimarkalı eski asker erkek kardeşiyle birlikte Amerika’ya ayak basışından yedi yıl sonra karısı ve küçük oğlunu yanına aldırır. Lakin hasret dolu buluşma kısa sürer, aynı yolcu arabasını paylaştıkları iki haydudun saldırısıyla yeni kavuştuğu ailesini kaybeder. Adamları bulup intikamını alır ancak canını aldıklarından biri bölgenin belalısı Delarue’nün kardeşi olduğundan hesaplaşma sürecektir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ferhan Baran Yazıyor

Danimarkalı Yönetmenden Western’e Saygı

Günümüzde eski popülaritesini yitirmiş olsa da sinema tarihinin en köklü türlerinden biri olan Western, Amerika Birleşik Devletleri’nin sancılı kuruluş yıllarını öyküler. Öte yandan eski kıtadaki yoksulluk ve kargaşa ortamından daha özgür bir yaşam hayaliyle vaadler ülkesine akın etmiş Avrupalıların hikâyesidir anlatılan. Vahşi Batı’nın sınır bölgesinde hayatta kalma savaşı verenler o veya bu nedenle yollara düşmüş Avrupalı göçmenlerdir. Kristian Levring’in bu hafta ‘İntikam’ adıyla gösterime giren filminin (özgün adı ‘The Salvation’ ‘Kurtuluş’ anlamına geliyor) ana karakteri Jon da bunlardan biri. 1864 yılında Almanlara karşı verilen savaşta bozguna uğradıktan sonra şansını Yeni Dünya’nın verimli topraklarında denemek isteyen Danimarkalı eski asker erkek kardeşiyle birlikte Amerika’ya ayak basışından yedi yıl sonra karısı ve küçük oğlunu yanına aldırır. Lakin hasret dolu buluşma kısa sürer, aynı yolcu arabasını paylaştıkları iki haydudun saldırısıyla yeni kavuştuğu ailesini ebediyen yitirir. Adamları bulup intikamını alır ne var ki canını aldıklarından biri bölgenin gözü dönmüş belalısı Delarue’nün kardeşi çıktığından hesaplaşma sürecektir.

Lars Von Trier, Thomas Vinterberg, Soren Kragh-Jacobsen ile birlikte Dogme 95 manifestosunun dört imzacısından biri olan Levring, gerçekçilik ve Fransız Yeni Dalgası’ndan etkilenmiş akımın öne çıkan filmlerinden 2000 yapımı ‘The King Is Alive / Kral Yaşıyor’ ile bilinir en çok. Otobüsleri bozulunca Güney Afrika sahili boyunca uzanan Namib çölünde mahsur kalmış bir grup yolcunun yardım gelene kadar oyalanmak için Kral Lear’i sahneleme girişimlerini öyküleyen bu özgün çalışmanın ardından fazla film çekmedi Levring. Dördüncü uzun metrajı olan ‘İntikam’ sinemacının çocukluğundan beri tutkunu olduğu Western’e, hayranlıkla takip ettiği John Ford, Howard Hawks, Sergio Leone gibi ustaların işlerine bir saygı duruşu adeta.

Dogme 95 kurallarını çoktan rafa kaldırmış olan sinemacının bir kez daha Anders Thomas Jensen ile birlikte kaleme almış olduğu bu son çalışmasının ‘Kral Yaşıyor’ ile tek ortak noktası yaşanan serüvenin kızgın güneş altında cereyan etmesi herhalde. Danimarkalı yönetmen türü yenilemiyor belki ancak dersini iyi çalıştığı ve intikam temalı klasik ve spagetti westernlerin ana izleği doğrultusunda temiz bir iş çıkardığı inkâr edilemez. Bunda değişmez görüntü yönetmeni Jens Schlosser’in dijital teknoloji destekli gece çekimleri ve geniş perdede etkisi güçlenen kusursuz sinematografisinin büyük payı olduğunun altını çizmekte yarar var. Kasper Winding’in yaylılar ve vurmalı çalgılarla tedirgin atmosferi destekleyen etkileyici müzik çalışması ise uzaktan uzağa Ennio Morricone’nin işlerini anımsatıyor. Çekimlerin ekonomik avantajlar nedeniyle Güney Afrika’da gerçekleştiğini, 1930’lardan beri western ikonografisinin ayrılmaz parçası haline gelmiş Monument Valley mekânlarının bilgisayar müdahalesiyle stüdyoda kotarıldığını da not olarak ekleyelim.

Teknik başarısının yanında oyuncu seçimiyle de göz dolduran bir yapım bu. Thomas Vinterberg imzalı ‘Onur Savaşı / Jagten’deki pasif direnişçiden Arnaud des Pallières’in ‘Adalet İçin / Michael Kohlhaas’ının intikam savaşçısına uzanan TV’nin ünlü Hannibal’i Mads Mikkelsen karakteristik fiziği ve güçlü oyunculuğuyla Jon karakterinde göz doldururken, yerlilerin kaçırıp dilini kestikleri sessiz Madelaine’e öfkeli kırılgan bakışlarıyla hayat veren Eva Green bu erkekler filminin kadın oyuncusu olarak öne çıkıyor.

Başlangıçta Avrupalı göçmenlerin hayatta kalma mücadelesine odaklanacak gibi görünen ana hikâyenin ilerleyen bölümlerde (bizde ‘Kahraman Şerif’ adıyla gösterilmiş) ‘High Noon’ benzeri kötülere karşı tek başına bırakılmış yalnız kovboyun öyküsüne dönüştüğünü gözlemlediğimiz çalışmada diyalog minimal düzeyde. Karakterlerin psikolojik derinliği yetersiz belki ancak öykünün kapitalizmin doğuş yıllarına ilişkin kısa gözlemleri etkileyici. Çorak toprağın altında yatan petrol sularına karıştığı için ‘Black Creek’ adını almış küçük yerleşim bölgesi sakinlerinin onurunun peşindeki göçmeni yalnız bırakmaları sinmişlikten, başlarındaki ceberrut muktedirin estirdiği terör korkusundan. Kendi iptidai bankasını da kurmuş olan Delarue, kasaba başkanının bölge sakinlerinden ucuza kapattığı tapuları tetikçiliğini yaptığı şirket sahiplerine aktarmakta, bu şekilde Black Creek’in üzerine kurulmuş olduğu paha biçilmez arazinin birkaç ay içinde tümüyle büyük sermayenin eline geçmesi planlanmaktadır. Film özgün adının tersine kurtuluşu değil teslimiyeti ifade eden ve yükselen kapitalizmin ayak seslerini simgeleyen petrol kuyularının görüntüleriyle noktalanırken Paul Thomas Anderson başyapıtı ‘There Will Be Blood / Kan Dökülecek’e gönderme yapar gibidir.

(03 Temmuz 2015)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Beyaz Balina

A. Uygur Öztürk’ün yönettiği ve Efe Karaman, Kaan Ürkmez, Erden Alkan ile Umut Karadağ’ın oynadığı Beyaz Balina, 24 Mart 2017′de Özen Film dağıtımıyla Erk Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Hayatları Anadolu’nun ihmal edilmiş ücra bir köyünde kesişen Ali ve Vahap’ın samimi hikâyesi. Film, anne ve babasını kaybettikten sonra büyük şehirden dedesinin köyüne gelen Ali ile köyün oldukça yaramaz çocuğu Vahap’ın önceleri iki düşmanken sonrasında nasıl bir dostluk kurduklarını anlatıyor. Ali’nin okumaya başladığı ama bitiremediği Moby Dick romanı bu ikilinin ortak tutkusu olur. Fakat kitabı bulmak ve okumak hiç de kolay değildir.

  • Basın Bülteni: 1 / 2
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman

Beyaz Balina yazısına devam et

Beykoz Açık Hava Sinema Günleri

Beykoz Belediyesi bu yıl Ramazan Ayı etkinlikleri kapsamında ilçe sakinlerine açık hava sinema keyfi sunuyor. İstanbul’un yaz aylarına özgü açıkhava sineması Beykoz’da yeniden canlanıyor. 19 Haziran – 11 Temmuz tarihleri arasında düzenlenen etkinlikte son ayların ilgi gören filmleri gösteriliyor Boğaz’a nazır yapılacak gösterimlerde ilçe sakinleri açık havada ailece film izlemenin keyfini yaşıyor.

Beykoz Açık Hava Sinema Günleri yazısına devam et