Bu Yıl Altın Portakal’da Kısa Film ve Belgesel Filmler Zamanı

Bu yıl 51.si düzenlenen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin kısa ve belgesel film dalında jüri heyetleri açıklandı. Heyetlere kısa film jürisine Tevfik Başer, belgesel film jürisine ise Can Candan başkanlık edecek. Kısa filmde jüri başkanı Tevfik Başer’e, jüri üyesi olarak Emre Akay ve Belma Baş en iyi kısa filmin belirlenmesinde yardımcı olacak. Belgesel dalında ise en iyi filmi Can Candan, jüri üyeleri Aylan Kanbur ve Cemal Gülas ile birlikte seçecek.

Bu Yıl Altın Portakal’da Kısa Film ve Belgesel Filmler Zamanı yazısına devam et

100 Kısa Filme 500.000 TL Büyük Destek Başvurusu İçin Son Günler

Uluslararası Boğaziçi Sinema Derneği, sinemamızın 100. yılında kısa filmcilere film üretimlerini kolaylaştırmak adına destek oluyor. Dernek, genç yapımcı ve yönetmenlerin yeni filmler üretmesine destek oluşturulması adına, kurmaca, belgesel ve animasyon türündeki her bir projeye 5.000TL olmak üzere 100 kısa filme toplamda 500.000TL destek imkânı sağlıyor. Son başvuru tarihi 15 Ağustos 2014 olan fonun ilk dönem kazananları, çekecekleri filmlerle 14 – 28 Kasım 2014 tarihleri arasında düzenlenecek olan 2. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali’nin hem Kısa Film Akademisi bölümünün 15.000 TL.lık, hem de Büyük ödül olan 50.000 TL.lık Ahmet Uluçay ödülü için yarışacak.

Minuscule: Kayıp Karıncalar Vadisi

Thomas Szabo ile Helene Griaud’un yönettiği animasyon film Minuscule: Kayıp Karıncalar Vadisi (Minuscule: Valley of the Lost Ants), 08 Ağustos 2014’de Medyavizyon Film dağıtımıyla Medyavizyon Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Ormanda yapılan neşeli bir piknikten geriye kalan yemekler, ormanın küçük sakinleri karıncaları çok sevindirir. Fakat iki farklı karınca grubunun yiyecekler yüzünden arası açılır. İki grup arasında başlayan yemek savaşı, kırmızı ve siyah karıncaları ikiye böler. Kendini bu kavganın ortasında bulan küçük uğurböceği Mandible, siyah karıncalardan biriyle arkadaş olur ve karınca yuvasını, kırmızı karıncalardan kurtarması için yardım eder.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Minuscule: Kayıp Karıncalar Vadisi yazısına devam et

Nuri Bilge Ceylan’ın Kış Uykusu Oscar Yolunda

Daha önce Üç Maymun filmiyle, 81. Akademi Ödülleri’nde son 9 film arasında yer almayı başaran Nuri Bilge Ceylan, Kış Uykusu filmiyle ikinci kez Oscar yolunda. Dünya prömiyerini yaptığı 67. Cannes Film Festivali’nden Altın Palmiye ile dönen Kış Uykusu, En İyi Yabancı Film dalında Oscar ödüllerinde aday adayı olarak gösterildi. Turizm Bakanlığı Sanatsal Etkinlikler Komisyonu tarafından Türkiye’nin Oscar adayı olarak gösterilen film için tanıtım çalışmalarına başlanacak. Yapımcılığını Zeyno Film’in üstlendiği Kış Uykusu’nun 87. Akademi Ödülleri’nde önce ilk 9, sonrasında ise ilk 5 aday film arasında yer alıp almayacağı ise 15 Ocak 2015 tarihinde belli olacak.

Cuma Gecesinden Pazar Akşamına

Kısa bir beraberliğin, Cuma gecesinden Pazar akşamına yaşanmış duygusal bir birlikteliğin öyküsü ‘Hafta Sonu / Weekend’. Richard Linklater’ın 1995 yapımı ‘Gündoğumundan Önce’sini hemen akla getiren, kısıtlı bir sürede yoğun yaşanmış duyguların farklı bir çeşitlemesi izlediğimiz. Kurguculuktan gelme Andrew Haigh’ın büyük ilgiyle karşılanmış bu ikinci uzun metrajının karakterleri eşcinsel. Fakat kendisinin de bir söyleşisinde ifade ettiği üzere, bu onları tanımlayan tek öğe değil. Kapalı yüzme havuzunda cankurtaranlık yapan Russell ile sanat galerisinde çalışan Glen’in birliktelikleri bir gecelik ilişki olarak başlıyor. Dışa dönük Glen ile eşcinselliğini yakın dostlarından başkalarına açamamış Russell’ın farklı hayatları devreye giriyor daha sonra. Toplumda nasıl karşılandıklarını, duygusal anlamda ne gibi sıkıntılar çektiklerini tartışıyorlar. Özlemlerini, sıkışmışlıklarını konuşuyorlar. 14. katta oturmasına rağmen camlarının taşlanabileceği korkusunu üzerinden atamamış Russell’ın korkularına şahit oluyoruz. Orta sınıftan Glen daha özgüvenli. Koruyucu aile yanında yetişmiş işçi sınıfından Russell çok daha ürkek. Seks, uyuşturucu ve içten itiraflarla yüklü yoğun saatlerde isyanlarını paylaşıyorlar. Ancak kısa bir beraberliktir bu. Glen, Pazar akşama doğru her şeyin çok daha farklı olacağını düşlediği Amerika’ya uçmaya hazırlanmaktadır.

Daha önce ‘Gladyatör’, ‘Cennetin Krallığı’ benzeri gösterişli Amerikan yapımlarında kurgu asistanlığı yapmış olan İngiliz yönetmenin küçük bütçeli bu bağımsız çalışması haftanın en ilgiye değer filmi. Melodramın tuzaklarına düşmekten ustaca sıyrılmış Haigh. Ekonomik diyalogları karakterlerinin dertlerini doyurucu bir biçimde aktarıyor izleyiciye. Yine söyleşisinde ifade ettiği üzere, kamusal alan tartışması üzerine kuruyor filmini. Korunaklı evlerine yahut sınırları çizilmiş ghetto’larına hapsedilmiş olarak yaşadığını düşünen eşcinsel çiftlerin, hayatlarını kamusal alanlarda özgürce yaşayabilme arzularının altını başarıyla çizmiş. Finalde zum kullanarak çektiği üç dakikalık kesintisiz plân bu açıdan anlamlı ve etkileyici.

Minimalist çalışmasında görsel dünyasını titizlikle kuran İngiliz yönetmen, özgün film müziği kullanmamış. Buna karşılık özenle seçilmiş güncel şarkılar eşlik ediyor karakterlerinin inişli çıkışlı hayatlarına. Gerçek mekânlarda, gece kulübü, lunapark benzeri bölümlerde figüran kullanmadan gerçek insanlarla çalışmayı yeğlemiş. Senaryosunu kendi yazmış, filmin kurgusunu bizzat üstlenmiş. Oyuncuları da çok iyi. Sinemadaki ilk başrollerinde Chris New ve Russell kompozisyonuyla İngiliz Bağımsız Sinema ödüllerinden birini kapmış olan Tom Cullen gelecek vaad ediyor.

Yönetmen Andrew Haigh, şimdilerde HBO yapımı bir televizyon dizisiyle adından söz ettiriyor. San Fransisco’da yaşayan üç eşcinsel arkadaşın ilişkilerini anlatan ‘Looking’in, farklı dünyaları ezberlenmiş kalıpların ötesinde ele alışı ve San Fransisco kentini olanca güzelliğiyle tasvir edişi ile övgü aldığını son bir not olarak düşelim.

(11 Ağustos 2014)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Lucy

Luc Besson’un yönettiği ve Scarlett Johansson, Morgan Freeman, Chai Min Sik ile Amr Waked’in oynadığı Lucy, 08 Ağustos 2014’de UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
İnsanların beyin kapasitesinin çok küçük bir yüzdesini kullandığı biliniyor. Spekülatif bilim, yüzyıllardır insanın o sınırı aşması halinde neler olacağı konusunda tahminler yürütüyor. Aslında beynin bütün bölgeleri aynı anda etkin olsaydı bilincimize ve yeni keşfedilen yeteneklerimize ne olurdu? Film, bir insanın beyin kapasitesinin %100’ünün kilidini açtığında ve zihninin en uzak noktalarına erişim sağladığında gerçekten neler yapabileceği olasılığını inceliyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Lucy yazısına devam et

Umran Ertok’u Kaybettik

Tiyatro, dizi oyuncusu ve sinema sanatçısı Umran Ertok, 02 Ağustos Cumartesi günü İstanbul’da hayatını kaybetti. İstanbul Konservatuarı’nda tiyatro eğitimi alan sanatçı 1962 yılında sinemamızın ünlü yönetmen ve yapımcılarından Hulki Saner’le iki filmde birlikte çalıştı. Ayşecik Canımın İçi filminde reji ekibinde yer aldı, Küçük Beyin Kısmeti filminde ise yönetmen yardımcılığı yaptı. Umran Ertok son yıllarda Öyle Bir Geçer Zaman ki, Sevdaluk, Kalbim Seni Seçti gibi TV dizilerinde önemli rollerde oynadı. Cenazesi, 04 Ağustos 2014 Pazartesi günü öğle namazını müteakip Üsküdar Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verilecek olan merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Mustafa Suphi Baltacı’yı Kaybettik

Sinemamızın sevilen oyuncularından Mustafa Suphi Baltacı bugün (02 Ağustos 2014) hayatını kaybetti. Kuşatma, Yoksul, Azap, Fikrimin İnce Gülü, Gölet, Japon İşi, Kiracı, Yolun Sonundaki Karanlık, Aşka Vakit Yok, Bıçkın, Can Borcu, Yedi Uyuyanlar, Öğretmen, İnatçı, Fazilet, Zehir Hafiye, Kiraz Çiçek Açıyor, Seni Seviyorum Rosa, Arayış, İstanbul Kanatlarımın Altında, Böcek, Yara gibi filmlerde rol alan sanatçının cenazesi 03 Ağustos 2014 Pazar günü Kırkpınar Merkez Camii’nde ikindi namazı sonrası kılınacak cenaze namazının ardından Kırkpınar Hasanpaşa Mezarlığı’na defnedilecek. Merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.
Mustafa Suphi Baltacı’yı Kaybettik yazısına devam et

Türkiyeli Sinemacılar Dünyaya Sesleniyor: Suça Sessiz Kalmayın

İsrail Devletinin masum Gazze halkına karşı sürdürdüğü soykırıma Türkiyeli sinemacılar sessiz kalmadı. 11 meslek örgütünün ve 153 sinemacının imzaladığı metin dünya sinemacıları ile de paylaşıldı. Metin, imzalamak isteyenler için https://www.change.org/ sitesinde imzaya açıldı. Duyuru şöyle: “SUÇA SESSİZ KALMAYIN – Masum Gazze halkı günlerdir sistematik bir şekilde soykırıma uğratılıyor. Çocuklara, kadınlara, yaşlılara, gazetecilere ve canlı olan her şeye hedef gözetmeksizin saldıran İsrail devleti insanlık suçu işliyor. Dünyanın bütün sinemacılarına sesleniyoruz: SUÇA SESSİZ KALMAYIN İSRAİL SAVAŞ MAKİNASINI İFŞA EDİN!”

2. San Francisco Türk Filmleri Festivali

2. San Francisco Türk Filmleri Festivali (2. San Francisco Turkish Film Festival), T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle Pinema Film tarafından 19 – 21 Ağustos 2014 tarihleri arasında San Francisco Embercadero Center Cinema’da gerçekleştiriliyor. Festival kapsamında Hakan Yonat’ın Sadece Sen, Uğur Yücel’in Benim Dünyam, Maryna Er Gorbach ile Mehmet Bahadır Er’in Sev Beni ve Kemal Uzun’un Vay Arkadaş adlı filmleri gösterilecek. Vay Arkadaş, içine kapanık Manik’in, İmam Hatip Lisesi mezunu Tik’in, Kazanova karakterli Dildo’nun, komiser kızı Nil ve arkadaşı Sevtap ile kesişen hikâyelerini anlatıyor.

2. San Francisco Türk Filmleri Festivali yazısına devam et