Engellilerden Antalya Kültür Merkezi’ne Tam Not

Antalya Kültür Merkezi’nde (AKM) engelliler için yapılan düzenlemeleri Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın ve Sakatlar Derneği Antalya Şube Başkanı Mehmet Karavural yerinde inceledi. Başkan Akaydın, AKSAV Genel Müdürü Göksel Kumsal’dan çalışmalarla ilgili bilgi aldı. Akaydın, projeden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, emeği geçenlere teşekkür etti. Sakatlar Derneği Başkanı Mehmet Karavural ise çalışmalara tam not verdi; “İşlerin bu kadar hızlı ilerlemesi son derece sevindirici. Festivalle ilgili diğer projelerde de aynı hızla ilerleniyorsa bu yıl dört dörtlük bir festivale imza atılacak demektir” dedi.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Engellilerden Antalya Kültür Merkezi’ne Tam Not yazısına devam et
  • Anlamı Kapalı Filme Bakış

    Rüya araştırmacıları, film formatında anlattığımız rüyalarımızın aslında, parça-parça, aralıklı ve kısa olduğunu belirlemişler. Uzun uzun anlattığımız rüyamızı tamamen doğal, nasıl bütünleyip biçim kazandırdığımız ise beynin bir sırrı. Başlı başına bir tür olan David Lynch sinemasına bakarken, tipik bir ABD’li olan ustanın ressam, heykeltıraş, müzisyen ve fotoğrafçı olduğunu vurgulamak gerek. Filmlerinin kadrajını bir sanatçı duyarlılığında ve her karesini bir tablo olarak algılaması, özgün mastır plân anlayışı, tedirginlik veren ışık efektleri, müziği ve farklı dönemlerin mekân-kostüm anlayışında bilinçaltına yönelik alt mesajları bundandır.

    Yap-boz, çocukluğumda beni fazla sarmayan aktivitelerdendi. Benden daha hızlı ablamın etkisi midir? Bilemiyorum, ama bu karmaşanın süreci ve sonucunun beni heyecanlandırmaması neticesinde bu işi bırakmıştım. Oysa gerçek yaşam, karşılaştığımız tüm öznelerin detaylarını sunmayan, bilinmezlerle dolu bir yap-boz değil midir?

    Anlamı kapalı filmlere geçiş

    Ruhlarla konuşan, altı yaşındaki bir çocuğa yardımcı oluyor görünen, bir pedagogun filmini seyrettiğinizi zannederken, finalde düşen bir alyans ile aslında doktorun da çocuğun iletişim kurduğu ruhlardan biri olması hikâyesi popüler kültür izleyicisinde, soğuk duş etkisi yaratmıştı. (“Altıncı His” Yönetmen/Senaryo: M. Night Shyamalan – 1999) Shyamalan, o günlerde popüler kültür seyircisine yumuşak bir geçiş yapmış, farklı kitlelerin gönlünü kazanmıştı. İki üç parçalı, sonucu daha başından belli ‘yap-boz’ ile izleyicisini eğiten sinema ardından bütünü gördükten sonra bile çözmek için üzerinde düşünülmesi gereken çok bilinmeyenli denkleme dönüştü.

    Lumiere kardeşlerin buharlı treni, bugün artık en karmaşık beyinlerin labirentinde düşünce hızı ile ilerliyor!

    Eşinin ölümü ile ateist olan rahibin, tekrar tanrıyı bulma sürecindeki psikolojik çatışmasını, anlatan “İşaretler”i yine M. Night Shyamalan’ın sinematografisi ile izlerken, artık finalde verilen yanıtın yerini işaretler almış, izleyici bir kademe terfi ettirilmişti. Türkiye’de sinema izleyicisinin ya da sinema salonlarının ilgisi daha çok bu isimlere odaklanmışken, aslında 1968’de yarısı animasyon olan “The Alphabet”, ile David Lynch, bu türe imzasını atmıştı. Gerçekleşen kâbus boyunca doğuran harfleri anlatan film simgesel olarak kadınlık üzerine bir denemeydi. Ve sinema tarihi bugün artık kendi adı ile bir tür kabûl edilen David Lynch ile daha o yıllarda tanışmıştı. “The Straight Story” gibi deneysel; “Twin Peaks: Fire Walk With Me” gibi eleştirmenlerce giderek değer kazanan filmleri ile sinema tarihinde kendine önemli bir yer edinen bu özgün isim, anlaşılmaz sinemacı olarak betimlenir. “Blue Velvet” filminde, Jeffrey Beaumont’un babasının bahçedeki kalp krizinde damarlarının tıkanması, su hortumunun düğümlenerek tıkanması ile anlatılır. David Lynch felsefesinde yaşamı sembolize eden elektrik, “Mulholland Drive”de yönetmen Adam ile kovboyun çiftlikte yaptıkları görüşme süresince yanan bozuk bir lamba; “Eraserhead”de ise, Henry Spencer bebeğini öldürdüğünde sönen lambadır. İyilik – kötülük, aydınlık – karanlıktır. ‘Tüm zamanların en anlaşılmaz, rahatsız edici’ gibi kavramlar Lynch sinemasının karakteristik özelliğidir. “Eraserhead”de o güne kadar yaptığı tüm filmlerin, bir geçiş olduğunu anlıyoruz. Lynch’in bilinçaltının bu öyküsü, Kubrick’in ‘en sevdiğim film’ diye övdüğü, etkileyici bir çalışmasıdır. Dizi film olarak tasarlanmış “Mulholland Çıkmazı”nı beğenmeyen ABC yöneticilerine karşın, atılan köprülerde Lyhch’in işine kesinlikle yapımcıları karıştırmayan, uzlaşmaz tavrının da, etkisi büyüktür. “Eraserhead”de, yönetmen, yapımcı, senaryo yazarı, müzik, kurgu, sanat yönetmeni, ses ve özel efekt görevlerini Lynch üstlenmiştir. Filmografisinin en zayıfı “Dune” (1984), televizyon için kurgulanan 190 dakikalık versiyonunda, kendi ismi yerine senaryo yazarı olarak Judas Booth ismini kullanan, Lynch için bu önemli bir özeleştiridir (İsa’ya ihanet eden havari Judas ile Abraham Lincoln’ü öldüren Frank Booth’un bileşimi).
    “Rabbits”, “Mulholland Çıkmazı” ile aynı yıl içinde çekilmiş ve bu filmin izinden giderken, televizyon dünyası ile de alay eder. Tavşan kılığındaki oyuncuların, anlamsız soru ve cevapları ile geçen güldürüyü, aslında yerleri değiştirilmiş diyaloglar, fonda tedirgin edici Badalamenti’nin müziği ile izleriz. Yedi bölümden oluşan filmde sabit bir kamera ile bir odaya sıkıştırılmış üç karakter ve dört oyuncu ile anlaşılmaz görünen espriler, mutlaka izlenmesi gereken çok ilginç bir deneme, son filmin bir uzantısıdır.

    Anlamı kapalı filmlerin şahikası: “Mulholland Çıkmazı” Ustanın son filmi, sinemaseverlerin ya düşman ya da hayran olduğu “Mulholland Çıkmazı”, tüm ipuçlarını yakalayan sadık izleyicinin bile kafasını karıştıracak kadar sertti. Filmleri ile ilgili konuşmayı sevmeyen Lynch, daha sonra medyaya bu filmi için, bazı maddeleri tartışılır 10 maddelik bir izleme kılavuzu açıkladı. İlk yüz dakikası itibari ile film, ‘Lynch bu filmde neden şaşırtmıyor?’ dedirtecek kadar sıradan görünüyor ki, filmin en güzel tarafı budur. Filmde kovboyun sözleri dikkat çekicidir: ‘Eğer işini yanlış yaparsan beni bir kez daha göreceksin. Eğer işini doğru yaparsan beni iki kez daha göreceksin.’ Doğrudan izleyiciye söylenen bu söz, ‘Dikkatli izler, ipuçlarını yakalarsan kovboyu iki kez daha göreceksin’ mesajıdır. Ve filmin son 30 dakikasında arka plandaki kovboyu yönetmen Adam değil, sadece dikkatli izleyici yakalayabiliyor. İlk yarıda yanıtlanmayan sorular için, büyük bir açlıkla gözlemlediğiniz ikinci yarı sadece bilinmezlik girdabının boyutlarını büyütüyor. David Lynch’in kolâjında, sahnelerin yerinin montajda değiştiğini; zaman-mekân algınızın bozulduğunu hissediyorsunuz. Silencio Kulüp’te sunucunun, ‘Hiçbir şey gerçek değil, kaydedilmiş şeyleri beraberce izliyor ve dinliyoruz’ sözlerinde, Betty ve Rita karakterleri ile seyircinin ortak durumuna vurgu yapılıyor. Ve vurucu tümce: ‘Rüyalarda hiçbir şey gerçek değildir, her şey önceden zihnimize kaydettiklerimizin yansımasıdır’ sözleri ile her şeyin Betty’nin rüyası olduğunu anlıyoruz. Lynch burada izleyiciye, ‘Sadece sinematografiye odaklanmalı, kelimelere takılmamalısın. Zihninin sana oynadığı oyunlardan sıyrılıp, temayı algılamalısın’ diyor. İlk sahnede uçakta henüz tanışmışlar hissi veren yaşlı kadın ve adamla olan diyaloglardan sıyrılıp, satır aralarına bakabilenler, henüz isimler yazarken sunulan mutlu aile fotoğrafında ve ayrılıktan sonraki arabanın içinde çocuklarına istediğini veren mutlu ebeveyni görebilir. İşte o zaman, ‘kadın sevgilisi Camilla’ tarafından terk edilen, Hollywood’ta istediğini yakalayamamış Diane’nin, kendini başarılı oyuncu, masum bir köylü kız Betty karakterine saklayıp, bir erkeğe kaptırdığı Camilla’yı hafızasını kaybetmiş, kendisine muhtaç Rita olarak algılamasını anlayabiliriz. Bir başka kırılma noktası olan, Betty-Rita karakterlerinin Diane’yi evinde çürümekte olan bir ölü olarak görmeleri, aslında Betty’nin Diane karşısında, ne kadar ezik ve ilişkisinin çürümekte hissettiğinin bir tezahürüdür. Sevgilisi Camilla’yı tüm parasını vererek öldürtmesi ve intiharı da bu çürümüşlüğün sonucudur. Lynch, filmlerinde zaten izleyicisinden, henüz kör olmuş bir insanın el yordamı ile etrafındakileri yeniden keşfetmesini, her bir objeyi yeniden adlandırmasını istiyor. Bu isteğin ardında, Hollywood kalıplarının yıkılıp, şartların ve sinema dilinin yeniden yaratılması talebi yatıyor.

    Anımsatmak gerekir ki, David Lynch filmi en başta ABC kanalları için bir televizyon dizisi olarak çekmiş. Ama kanal bu diziyi seyirci için fazlasıyla anlaşılmaz bulup üzerinde değişiklikler yapmaya girişince Lynch anlaşmayı feshetmiş ve Canal Plus’un verdiği 7 milyon dolarlık destekle filmi uzun metrajlı bir sinema projesine dönüşmüş. İşte bu olayın etkisi ile filmdeki yönetmen Adam karakterinin hisleri, Lynch’e tercüman olmaktadır.

    “Mulholland Çıkmazı” ile David Lynch, Oscar’da en iyi yönetmen dalında aday gösterildi. Ayrıca Boston film eleştirmenleri en iyi film ve en iyi yönetmen olarak seçerken BAFTA, en iyi kurgu dalında ödüllendirdi.

    (09 Ekim 2010)

    Murat Bayar

    Manifesto: Sinemasal Gerçekçilik – 2010

    Bursa İnsanat Sinema Derneği, Sinemasal Gerçekçilik – 2010 başlıklı bir manifesto yayınladı. Manifesto önsözü şöyle başlıyor: “1895’te Auguste ve Louis Lumiere Kardeşlerin Cinematographe’ı icat edip, Georges Méliès’nin ilk konulu filmi Aya Yolculuk’un çekildiği günden bu yana sinema çok farklı bir noktaya geldi. Neden kolay, film çekmek bugün? Çok değil bundan 10 yıl öncesine kadar sinema yapabilmek büyük ve ulaşılmaz bir olayken, günümüzde teknolojik gelişmelerin getirdiği kolaylıklar, film üretim maliyetlerini aşılabilir düzeye taşıdı. Fakat sinema yapmak hâlâ çok zor: Çünkü, konu bulmak, çarpıcı senaryo yazmak …

  • Önsözün devamı ve manifestoya ulaşmak için tıklayınız.
  • Fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Manifesto: Sinemasal Gerçekçilik – 2010 yazısına devam et
  • Hırsızlar Şehri Filminin Sanatçıları ile Yapılan Röportajlara Ait Yayın Linkleri Açıklandı

    Ülkemizde 24 Aralık 2010 tarihinde vizyona girmesi Warner Bros. tarafından plânlanan Hırsızlar Şehri (The Town) filminin yönetmen ve başrol oyuncusu Ben Affleck ile diğer başrol oyuncuları, Jon Hamm, Jeremy Renner ve Blake Lively ile yapılan röportajlara ait yayın linkleri açıklandı. Filmin konusu şöyle: Doug, Boston’da acımasız banka soyguncularının lideridir. Ancak banka yöneticisi Claire’i rehin almalarıyla herşey değişir. Onun aynı mahallede oturduğunu öğrendiklerinde Doug, olayı kontrolü altına almaya çalışır. Doug ile Claire’in ilişkisi tutkulu bir aşka dönüşünce, kasabadan gitmek isterler, ancak federal ajanlar peşlerindedir.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Röportajları izlemek için haberin devamından üzerlerine tıklayınız.
    Hırsızlar Şehri Filminin Sanatçıları ile Yapılan Röportajlara Ait Yayın Linkleri Açıklandı yazısına devam et
  • Testere 3D

    Kevin Greutert’in yönettiği ve Tobin Bell, Cary Elwes, Costas Mandylor ile Betsy Russell’in oynadığı Testere 3D (Saw 3D: The Final Chapter), 12 Kasım 2010’da Warner Bros. dağıtımıyla Fida Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Jigsaw’un ölümcül yasası devam ederken Jigsaw’dan kurtulan bir grup insan kendilerine yardımcı olunması için destek ararlar ve bu destekçilerin en başında Bobby Dagen adında Jigsaw’dan kurtulmuş biri vardır.
    Bobby Dagen’ın gizli sırlarından yeni bir terör dalgası ortaya çıkacaktır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Diğer haberlere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Testere 3D yazısına devam et
  • Altın Koza’da Jüri Özel Ödülü Kazanan Küçük Oyuncu Bora Altaş Ödülünü Aldı

    17. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’ne lâyık görülen Bal filminin küçük oyuncusu 9 yaşındaki Bora Altaş’a ödülü, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zihni Aldırmaz tarafından verildi. Babası Raşit, annesi Ümmü ve kardeşi Gökdeniz’le birlikte Adana’ya gelen 9 yaşındaki oyuncu Bora Altaş, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zihni Aldırmaz’ı makamında ziyaret etti. Koza Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sıtkı Özer ile Genel Müdür Ozan Aksu’nun da bulunduğu ziyarette konuşan Aldırmaz, başarısından dolayı küçük Bora’yı ve ailesini kutladı.

  • Basın Bülteni
  • Bora Altaş fotoğrafları için tıklayınız.
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Digital Film Academy – Altın Portakal İşbirliği

    Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) tarafından düzenlenen 47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde, Digital Film Academy (DFA) – Altın Portakal işbirliği sürüyor. Merkezi New York’ta, İstanbul’da da şubesi bulunan ABD’nin en iyi sinema okulu Digital Film Academy, kısa film alanında sunduğu eğitim ödülü ile Altın Portakal Film Festivali’ne geçen yıl olduğu gibi bu yıl da destek veriyor. Dünyanın her yerinde kısa film yapımcılarını ve sinemacıları destekleyen DFA, ikinci kez festival sponsorları arasındaki yerini aldı.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğrafa haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Digital Film Academy – Altın Portakal İşbirliği yazısına devam et
  • Hırsızlar Şehri

    Ben Affleck’in yönettiği ve Ben Affleck, Rebecca Hall, Jon Hamm ile Jeremy Renner’nin oynadığı Hırsızlar Şehri (The Town), 24 Aralık 2010’da Warner Bros. dağıtımıyla Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
    Doug, Boston’da acımasız banka soyguncularının lideridir. Ancak herşey, çetenin son işinde banka yöneticisi Claire’i rehin almalarıyla değişir. Onun aynı mahallede oturduğunu öğrendiklerinde Doug, olayı kontrolü altına almaya çalışır. Doug ile Claire’in ilişkisi tutkulu bir aşka dönüşünce, kasabadan gitmek isterler, ancak federal ajanlar peşlerindedir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Diğer haberlere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Hırsızlar Şehri yazısına devam et
  • Hayde Bre

    Orhan Oğuz’un yönettiği ve Şevket Emrulla, Nilüfer Açıkalın, İlker İnanoğlu ile Mustafa Yaşar’ın oynadığı Hayde Bre, 31 Aralık 2010′da MFP/Cine Group dağıtımıyla Kardeş Sanatlar Film Prodüksiyon tarafından vizyona çıkarıldı.
    Balkanlardaki hayatını mutlu bir şekilde geçiren Şaban Aga ile İstanbul’da yaşam savaşı veren üvey kızı Saadet’in hayatı beklenmedik bir şekilde kesişir. Saadet, oğlunun sünneti için Makedonya’ya gider, eşi vefat eden Şaban Aga’yı İstanbul’a getirir. Şehir hayatına uyum sağlayamayan Şaban Aga, devamlı misafir olduğunu düşünmekte, eski yaşamına dönmek istemektedir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Diğer haberlere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Hayde Bre yazısına devam et
  • Sihirbaz, 29 Ekim’de Sinemalarda

    Oscar adayı Belleville’de Randevu filminin yazar ve yönetmeni Sylvian Chomet’nin yolu Fransa’nın efsanevi komedyeni Jacques Tati ile kesişiyor. Uzun yıllar önce Jacques Tati’nin, kızı Sophie’ye yazdığı mektubundan uyarlanan Sihirbaz,yaşlı bir sahne göstericisiyle, hayatı yeni tanımaya başlayan genç bir kızın hikâyesi. Dünya prömieri Berlin Film Festivali’nde yapılan Sihirbaz, 29 Ekim’de Chantier Films dağıtımıyla Türkiye’de gösterime girecek. Belleville’de Randevu’nun ardından, ince çizgiler ile yaratılan dokunaklı görsellikteki Sihirbaz ile Sylvian Chomet’nin yeniden Oscar’a aday olması bekleniyor.

    Almeda Abazi, Komedi Filmi Şov Bizınıs’da Seyirciyi Ağlatacak

    2008 Miss Globe Kainat Güzeli seçildikten sonra ülkemize yerleşen Almeda Abazi “Nerede yaşıyorsanız orasının dilini, örf, adet ve geleneklerini iyi bilmeniz gerekiyor” dedi. Arnavutluk ile Türkiye arasında yaşam tarzı bakımından fark olmadığını dile getiren Abazi, önümüzdeki günlerde Şov Bizınıs isimli komedi filmiyle izleyiciyle buluşacak. “Komedi filminin tek dramatik sahnesinde gülen izleyiciyi ağlatacağım” diyen Almeda Abazi, filmde Avrupa’da yaşayan bir Türk kızının sevgilisinden ayrılık sahnesini başarıyla oynarken filmin yeni sezonun en iddialı komedi yapımı olduğunu dile getirdi.

  • Basın Bülteni
  • Almeda Abazi fotoğrafları için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Dijital Miras: 1963 Yılından Bugüne Almanya’daki Video Sanatı Sergisi

    Dijital Miras: 1963 Yılından Bugüne Almanya’daki Video Sanatı adlı sergi, 07 – 10 Ekim 2010 tarihleri arasında İstanbul Modern ve Goethe Institut İstanbul işbirliğiyle gerçekleştiriliyor. Almanya Cumhuriyeti Kültür Vakfı tarafından desteklenen Record > Again! projesi, bir sergi çerçevesinde geniş kapsamlı bir katalog ve bir DVD edisyonu eşliğinde, son 40 yıla ait 50 kadar video çalışmasını sergiliyor ve Alman video sanatının çeşitliliğini örneklerle yansıtıyor. Sergideki çalışmalar ağırlıklı olarak günümüzün aletleriyle gösterilecek.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Görsele haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Dijital Miras: 1963 Yılından Bugüne Almanya’daki Video Sanatı Sergisi yazısına devam et
  • Filmekimi Biletleri, 02 Ekim Cumartesi Günü Satışa Çıkıyor

    İKSV tarafından 08 – 14 Ekim tarihleri arasında, LG sponsorluğunda gerçekleştirilecek Filmekimi, Emek Sineması’nın yokluğunda Atlas, Beyoğlu ve Cinebonus Maçka G-Mall Sinemaları’nda, 4 ayrı salonda izleyiciyle buluşacak. Sinemaseverler, Filmekimi biletlerini 02 Ekim Cumartesi günü saat 10:30’dan itibaren Biletix satış noktaları, Biletix çağrı merkezi (0216 556 98 00), Biletix internet sitesi (www.biletix.com) ve Atlas Sineması gişesinden alabilecekler. Filmekimi’nde geçtiğimiz yıllarda büyük ilgiyle karşılanan hafta içi gündüz seanslarındaki indirimli fiyat uygulaması bu yıl da devam ediyor.

  • Basın Bülteni
  • Filmekimi hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Köprüdekiler’in Oyuncusu Fikret Portakal’a Ödül

    Yönetmenliğini Aslı Özge’nin yaptığı, 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde Altın Lâle En İyi Türk Filmi ve 16. Adana Altın Koza Film Festivali Ulusal Film Yarışması’nda En İyi Film ödülü başta olmak üzere dünya çapında katıldığı festivallerde çok sayıda ödül alan Köprüdekiler’in başrol oyuncularından Fikret Portakal, jüri başkanlığını Eric Rohmer, Godard, Fassbinder gibi yönetmenlerle çalışmış oyuncu Macha Meril’in yaptığı, Fas’ta düzenlenen Uluslararası Sale Kadın Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü kazandı.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.