İlişki Durumu: Karmaşık

Nancy Meyers’in yönettiği ve Meryl Streep, Steve Martin, Alec Baldwin ile John Krasinski’nin oynadığı İlişki Durumu: Karmaşık (It’s Complicated), 29 Ocak 2010’da UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
Jane’in üç yetişkin çocuğu ve boşandığı eski kocası avukat Jake’le dostça bir ilişkisi vardır. Fakat Jane ve Jake oğullarının mezuniyeti için kendilerini şehir dışında bulduklarında, işler karışmaya başlar. Birlikte yedikleri yemek yeni bir ilişkinin başlangıcı olur. Jake, Agness’le evlidir. Jane’in mutfağını değiştiren mimar Adam, Jane’e aşık olmaya başlar, ancak yeniden alevlenen bu aşkın ortasında kalır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • sadibey.com yazarlarının eleştirilerine ve diğer basın bültenlerine haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    İlişki Durumu: Karmaşık yazısına devam et
  • Zeki Ökten

    Televizyon haberlerinde, kaybettiğimizi öğrendiğim anda, düşündüm, hakkında ne yazabilirim diye ve bir şey gelmedi, yazamadım. Tekrar düşündüm sonra, filmlerinden hareketle bir şeyler, o da olmadı… Sonra sinema serüveni geldi aklıma. 1961’de Nişan Hançer’in çektiği Acı Zeytin ile başlamış asistanlıklardan sonra 1963’de Ölüm Pazarı’nı yönetmiş. Ben bu filmin çekildiğini, o günlerin popüler dergisi Ses’in arka kapağında okumuştum, o kadar, filme hiç bir yerde rastlamadım, hakkında hiç bir şey duymadım.

    Zeki’nin adını Atıf Yılmaz’ın filmlerinde görmeye başladım. Üç kişi idi onlar, yıllarca beraber çalıştılar. Yönetmen Atıf Yılmaz, asistan rejisör Zeki Ökten ve sanat yönetmeni Secat Kırmacı. Senaryo yazarları, görüntü yönetmenleri, oyuncular değişti ama bu üçlü değişmedi.

    1971’de çekilen Türkan Şoray’lı Güllü’de senaryo gereği Şoray’ın dama çıkıp “miyavlaması” gerekmektedir. Şoray dama çıkmayacağını söyler. sete gelinir, Atıf Yılmaz yoktur, çekimi Zeki Ökten yapacaktır. Şoray aldığı kararı uygulayamaz, “ciddi” Ökten, Şoray’ı dama çıkartıp miyavlatır. Bir yıl sonra Kadın Yapar isimli filmle yönetmenliğe 9 yıl ara verdikten sonra tekrar başlar. Bu filmin senaryo yazarı olarak Agâh Özgüç, sözlüğü’nde filmin yapımcısı olarak Mahmut Dedehayır’ı gösterir. Pazar günkü programında -eğer yanlış anlamadı isem- Selim İleri senaryoda katkılarının (belki tamamı) olduğunu söyledi. Kocasının suçsuzluğunu savunan ve kurulan düzeni ortaya çıkaran bir kadını ele alan film, yıllar sonra gördüğüm John Cassavetes’in Gloria filmi nedeni ile bana kendini hatırlatmıştı.

    Zeki Ökten bu ikinci başlangıcının ertesi yılı Selim İleri’nin senaryosundan çektiği Bir Demet Menekşe (1973) ile izlenmesi gereken bir yönetmen olduğunu duyurdu. Kemal Sunal ile yapılan Kapıcılar Kralı, Çöpçüler Kralı, Yoksul, Davacı ve Düttürü Dünya filmleri Sunal filmleri içinde -hele Düttürü Dünya– farklı konumları olan filmlerdi.

    Yılmaz Güney’in “ilk gerçek senaryom” dediği Sürü (1978) ile yurt dışına da çıkan Ökten, sanatçıların başarı kazanmaları halinde sonradan yapacakları şeylerin daha riskli olduğu bir noktaya gelmiş oldu. Sansürün büyük hışmına uğrayan ve budanan, yine bir Yılmaz Güney projesi Düşman (1979) bu hali ile bile belli değerlere ulaşıyordu.

    Sinemamızın en zayıf alanların biri olan “spor” alanında, güreş (yağlı güreş) ile ilgili filmi Pehlivan (1984) sırf sporu değil, sporcuyu da -insanı da- konu ediniyordu. Düttürü Dünya’da eski bir pehlivan olan, şimdi gazino çalışanının (Ayberk Çölok) sahnede sandalye ile yaptığı güreş gösterisi ile sanki Pehlivan filminin haberini verir gibi idi.

    Ses (1986) ’80 harekâtının sonuçlarına bakarak, topluma unutmaya yönelik olduğumuz dönemleri hatırlatıyordu. Daha da devam etti. Aslına bakılırsa kendisine -film ve yönetmen olarak- bir çok ödül kazandıran Sürü filminin afişlerinde senaryoyu yazan Yılmaz Güney’in adının Zeki Ökten’den daha büyük yazılmasını hiç bir zaman içime sindiremediğimi buraya yazmak isterim ama, filmleri ile -ve uzaktan- tanıdığım Ökten’in bunu kendisine dert edindiğini de zannetmiyorum. 2009 bitmeden Zeki Ökten’i de kaybettiklerimiz listesine almak, az hüzün verici bir şey değil. Çinliler Geliyor’dan sonra belki film yapmayacaktı, ama yaşam (?) bu, belki ikna eden birileri olabilirdi, ama artık kimse tarafından ikna edilemeyecek.

    Yönetmen, elindeki senaryoyu çeker, aslolan senaryodur, ama yönetmenler senaryoları farklı farklı çekerler, öyle ise aslolan yönetmendir.

    (26 Aralık 2009)

    Orhan Ünser

    Hisar Kısa Film Seçkisi 2010 İçin Başvurular Başlıyor

    Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi’nin 2005 yılından beri sürdürdüğü ve yılın en iyi 10 kısa filmini bir DVD’de toplayan Hisar Kısa Film Seçkisi’nde kısa filmiyle yer almak isteyenler için başvurular başladı. Hisar Kısa Film Seçkisi yıl içerisinde Türkiye’de çekilen yüzlerce kısa filmi tarıyor, başvuruları topluyor, elemelerden geçiriyor ve jüri kararıyla seçilen 10 kısa filmi bir DVD’de toplayarak sinema okullarına, ulusal ve uluslararası yarışmalara, festivallere gönderiyor. Seçkiye alınacak filmlerin ilk toplu gösterimi 03 – 18 Nisan 2010 tarihleri arasında İstanbul Film Festivali’nde gerçekleştirilecek.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Başvuru formu, yönetmelik ve yüksek çözünürlüklü afişe haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Hisar Kısa Film Seçkisi 2010 İçin Başvurular Başlıyor yazısına devam et
  • Adını Sen Koy’a Yeni Afiş Hazırlandı

    Tuna Kiremitçi’nin yönettiği ve Melis Birkan, Ali İl, Cemal Toktaş ile Ahmet Mümtaz Taylan’ın oynadığı Adını Sen Koy’a vizyonu sürerken yeni afiş hazırlandı. Yeni afişte filmin adının pembe basılan baş harfleri “AŞK” kelimesini çağrıştırıyor.
    Cine Film tarafından vizyona çıkarılan filmin konusu şöyle: Can, bir hafta sonra evleneceği Aybige’yi çocukluk arkadaşı Ilgaz’la tanıştırdığında, garip bir şey olur: Ilgaz, Aybige’ye şaşılacak kadar soğuk davranır. Arkadaşının bu tavrı, Can’ın nişanlısından kuşku duymaya başlamasına, Aybige’nin de huzursuz olmasına yol açar. Ama Ilgaz’ın ağabeyi Harun çıkagelince, olayların seyri değişir.

  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü afişe haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Adını Sen Koy’a Yeni Afiş Hazırlandı yazısına devam et
  • Tüm Şirketler

    Tüm Şirketler,
    11 – 17 Aralık 2009 Haftalık (Weekly),
    02 Ocak – 17 Aralık 2009 Yıllık (Annual), Eski Yıllar Yıllık (Ex Years Releases Annual), Hafta Hafta (Week by Week) Box Office listeleri için tıklayınız. Bu listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.

    Arka Pencere Dergisi, “Avatar”la Üçüncü Boyuta Geçiyor

    Arka Pencere Dergisi, 8. sayısında, her filminde teknik çıtayı yukarı çeken James Cameron’un, hayal ettiği şekilde filme alabilmek için 12 yıl boyunca teknolojisini geliştirdiği Avatar’ı kapağına taşıyor. Vavien’le yollarına devam eden Yağmur ve Durul Taylan kardeşlerle söyleşilen İtiraf Ediyorum köşesinde yönetmenler, etkilendikleri sinemacıları ve neden asla ayrı ayrı film çekmeyeceklerini anlatıyorlar.
    Online yayınlanan derginin yeni sayısında Çok Bilen Adam köşesinde okunabilecek vizyon filmi eleştirileri şöyle: Avatar, Başka Dilde Aşk, Vavien, Acı Aşk ve Süpürrr!

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Arka Pencere Dergisi, “Avatar”la Üçüncü Boyuta Geçiyor yazısına devam et
  • 4. Uluslararası 2. El Kısa Film Festivali

    Bu sene 27 Şubat – 07 Mart 2010 tarihleri arasında, dördüncüsü düzenlenecek Uluslararası 2. El Kısa Film Festivali’ne film başvuruları başladı. “Ön elemede elenmiş film, KÖTÜ film değildir!” diyen festival yine, festivale ulaşan her filmin seyirciyle buluşmasını sağlayacak. Kısa film severleri, yeni jüri sistemiyle birlikte dünya çapında film ve yönetmenlerle buluşturmayı hedefleyen festival, 2010 yılında ilk kez Uluslararası arenaya çıkıyor. 2. el filmlerden, 1. el kısa film festivali yapmayı başaran ekip, 4. yılında birincilikle taçlandırdığı Övgüye Değer Filmin Yönetmenini, Tim Burton ile 4 saat yalnız bırakıyor.

  • Basın Bülteni: 1 / 2
  • Web Sitesi
  • Tanıtım Filmi
  • Diğer haberler ve yüksek çözünürlüklü afişlere haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    4. Uluslararası 2. El Kısa Film Festivali yazısına devam et
  • Ödüllü Film “Başka Dilde Aşk”ın Vizyondan Önceki İlk ve Tek Özel Gösterimi Sabancı Üniversitesi’nde Gerçekleşti

    Yönetmenliğini İlksen Başarır’ın üstlendiği, Saadet Işıl Aksoy (Zeynep) ve Mert Fırat’ın (doğuştan işitme engelli kürek sporcusu Onur) başrollerini paylaştığı Başka Dilde Aşk, Sabancı Üniversitesi’nde gösterildi. Gösterimin ardından film ekibi ile bir söyleşi yapıldı. Söyleşide film ekibi, senaryo ile vurgulanan sosyal sorumluluk anlayışını, Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri kapsamında uygulanan Engelsiz Engelli Küreği Projesi’ni ve Engelleri Kaldır Hareketi’nin gerçekleştirdiği projeleri destekleyerek hayata geçirmeyi planlâdıklarının altını çizdi.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Ödüllü Film “Başka Dilde Aşk”ın Vizyondan Önceki İlk ve Tek Özel Gösterimi Sabancı Üniversitesi’nde Gerçekleşti yazısına devam et
  • Vavien’in Galası Büyük İlgi Gördü

    Yapımcılığını İmaj’ın, yönetmenliğini Taylan Biraderler’in üstlendiği, Vavien’in galası İstinye Park AFM Sinemaları’nda gerçekleşti. Galaya katılan sanat dünyasının değerli isimleri film hakkında beğenilerini film ekibi ile paylaştılar. Kasabalı bir ailenin yaşadığı olayları incelikli bir dille yansıtan Vavien, yılın en iyi Türk filmlerinden biri olacak. Tüm oyuncuların üstün performans sergilediği film, mizahi ve dramatik unsurları başarılı bir şekilde biraraya getirerek, şaşırtıcı hikâyesini son derece yalın bir dille anlatıyor.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Vavien’in Galası Büyük İlgi Gördü yazısına devam et
  • Ustalara Saygı’da, Feridun Karakaya Anılıyor

    Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen “Ustalara Saygı” toplantıları, 21 Aralık Pazartesi günü tiyatro ve sinemamızın önde gelen komedi sanatçılarından Feridun Karakaya için gerçekleştirilecek olan etkinlikle sürüyor. Faruk Şüyün tarafından hazırlanan gece, Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde (Akatlar Kültür Merkezi) saat 20:00’den itibaren takip edilebilecek. Feridun Karakaya’nın yeğeni Tuna Egemen’in sunuculuğunu üstleneceği geceye Erol Günaydın, Levent Tülek, Mehmet Dinler, Toron Karacaoğlu ve Yılmaz Atadeniz gibi sinema sanatçıları da konuk olacaklar.

  • Basın Bülteni
  • Feridun Karakaya fotoğrafları için tıklayınız.
  • Sugarworkz Film 5 Yaşında

    Sugarworkz, kuruluşunun 5. yılını kutluyor. Sugarworkz’un çekirdek kadrosu, yapımcı – yönetmen Murat Şeker, yapımcı Uğur Şeker, senarist Selami Genli ve Basın – Halkla İlişkiler Müdürü Hülya Şeker’den oluşuyor. Sugarworkz, Murat Şeker’in yönettiği Almanya Rüyası ve Türk Gibi Başla Alman Gibi Bitir gibi belgeseller ve kısa filmlerin yanı sıra, kuruluşunun ilk yıllarında yabancı film ithalâtçılığı da yaptı. Sugarworkz’un son filmi başrollerini Bergüzar Korel ile Tolgahan Sayışman’ın oynadığı, 2009 yapımı Aşk Geliyorum Demez adlı yeni bir romantik komedi oldu.

  • Basın Bülteni
  • Daha Önce Hiç Böyle Bir Aşk Filmi İzlemediniz: Acı Aşk

    Halit Ergenç, Cansu Dere, Songül Öden ve Ezgi Asaroğlu’nun başrol oynadığı Acı Aşk, önceki gün yapılan basın gösterimine katılan sinema eleştirmenlerinden geçer not aldı. Onur Ünlü’nün senaryosunu yazdığı, aşk, ihanet, intikam ve entrikalarla dolu filmle ilgili görüşleri alınan sinema eleştirmenlerinden Coşkun Çokyiğit, Alper Turgut ve Serdar Akbıyık filmi yeni Türk sinemasının en özgün örneklerinden biri, iyi kotarılmış bir seyirlik ve son dönem absürt sinema için çok önemli bir örnek olarak nitelendiriyor. İnsan ruhunun karanlık yönlerine eğilen film 18 Aralık’ta vizyona girecek.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Acı Aşk’ın Şarkısı “Seni Yakacaklar” Levent Yüksel’den

    18 Aralık’ta vizyona girecek Acı Aşk filmi oyuncuları ve senaryosu kadar müziğiyle de dikkat çekiyor. Filmin müzikleri alternatif müziğin sevilen grup Fairuz Derin Bulut tarafından yapıldı. Ayrıca filmde Ferdi Özbeğen “Yok Yok Yalan Deme”, Zeki Müren “Yaralı Gönül”, “Beni Terketme”, Sertab Erener “Sevdam Ağlıyor” gibi unutulmaz şarkıları da yeniden dinleme fırsatı sunuyor. Filme adını da veren, sözleri Ali Tekintüre’ye ait “Seni Yakacaklar” şarkısını ise Levent Yüksel seslendirdi. 80’li yıllarda Müslüm Gürses’ten sonra İbrahim Tatlıses’in de seslendirdiği arabesk şarkıyı Acı Aşk filmi için Levent Yüksel yorumladı.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğrafa haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Acı Aşk’ın Şarkısı “Seni Yakacaklar” Levent Yüksel’den yazısına devam et
  • Güzellik Çağında Aşk

    Aşkım (Chéri)
    Yönetmen: Stephen Frears
    Eser: Colette
    Senaryo: Christopher Hampton
    Müzik: Alexandre Desplat
    Görüntü: Darius Khondji
    Oyuncular: Michelle Pfeiffer (Léa), Rupert Friend (Chéri), Kathy Bates (Charlotte Peloux), Frances Tomelty (Rose), Felicity Jones (Edmée)
    Yapım: BK Films-Pathé (2009)

    İngiliz yönetmen Stephen Frears’ın “Chéri-Aşkım” filmi, orta yaşlı bir kadınla jigolosu Chéri’nin tutkulu aşkını anlatıyor. Yönetmen, “Belle Epoque” diye adlandırılan burjuvaların Avrupa’daki “altın çağı”nı görselleştiriyor bu filmiyle.

    Stephen Frears’ın Colette’in 1920’de yazdığı “Chéri”yle 1926’da devamını yazdığı “Le Fin du Chéri” (Chéri’nin Sonu) romanlarından beyazperdeye aktardığı “Chéri-Aşkım”, eski fahişe Léa de Lonval ile Léa’nın “Chéri” (canım veya sevgilim) dediği genç Fred Peloux’nun tutkulu aşklarının peşlerinde dolaşıyor. Fred de, kendisine Chéri diyen Léa’ya nine gibi bir anlama gelen “nounoune” diyor hep. “Chéri” romanı, Ezra Erhat’ın çevirisiyle “Cicim” adıyla Can Yayınları’ndan 1991 yılında çıkmıştı. Uzun adı Sidonie-Gabrielle Colette olan Fransız kadın yazar Colette, 1873-1954 yılları arasında yaşadı. Colette, 19. ve 20. yüzyılları gördü. Colette’in “Gigi” romanı, 1958’de Vincente Minelli tarafından müzikal olarak sinemaya uyarlanmıştı. 59. Berlin Film Festivali’nde “Altın Ayı” için yarışan “Chéri-Aşkım” filmi 1900’lerin başında Paris’te geçiyor. O devirlere “Belle Epoque” deniliyor, yani “Güzellik Çağı…” 19. yüzyılda başlayan ve I. Dünya Savaşı’na kadar süren burjuvaların altın çağı bu. Otomobiller, trenler, telefonlar ve fotoğraf makineleri de hayatın içine iyice girmiş. Ama, kostümler ve dekorlar bu modernizmle daha buluşamamış gibi. Zengin orta yaşlı kadınlar oğulları yaşlarındaki gençleri para karşılığında kendilerine alıyorlar. Yani gençler birer jigolo. Gelenekler de sürüyor modern gelişmelere rağmen. Zengin aileler, daha az parası olan yakışıklı gençleri kızlarıyla servetlerinin gücüyle evlendirebiliyorlar. Chéri’nin de başına gelen bu. Léa’nın jigolosu Chéri, zengin kızı Edmée’yle evleniyor annesi Charlotte’un yönlendirmesiyle. Léa da, aşkını kalbine gömüp bu evliliği onaylamak zorunda kalıyor. Colette’in “Chéri”si, sanatın vazgeçemediği romanlardan biri. Müzikâller ve tiyatro oyunlarıyla da hayat bulan “Chéri-Aşkım”, modernizmle gelenekleri iyi gözlemleyen, modern sancıları sezen bir yapıt. Belki de bu yüzden sanatın diğer dalları Colette’in bu yapıtına uzak duramadılar hiç. “Chéri-Aşkım” filminde, bir dış erkek sesiyle hikâyenin içerisinde dolaşılıyor. Bu film, orta yaşlı bir kadının tutku dolu ve fedakâr aşkının hikâyesi her şeyden önce. Léa’nın, pencereden Chéri’nin gidişini umutsuzca seyredişi aşkın gücünü de hissettiriyor. Belki de aşk onun için fedakâr olmaktır. Bu filmin son sahnesi belki de en unutulmaz andı. Léa’nın, aynaya (seyirciye) bakışı, “ölüm kadına yakışır” bakışı gibiydi. Léa’nın gözlerindeki hüzün sinemaya bir armağan gibiydi. Bu aşkta trajedi Chéri’yi mi, yoksa Léa’yı mı bulacak? Dış ses hikâyenin sonunda ne olduğunu söyleyecek belki.

    Çarpıcı mekânlar…

    1941’de doğan İngiliz yönetmen Stephen Frears ülkemizde 1985 yapımı “My Beautiful Laundrette-Benim Güzel Çamaşırhanem” filmiyle tanındı. Frears’ın ününü çoğaltan filmse Choderlos de Laclos’un aynı adlı eserinden uyarlanmış 1988 yapımı kostümlü film “Dangerous Liaisons-Tehlikeli İlişkiler”di. “Chéri-Aşkım” filminin etkileyici dekor ve kostümlerinin hangi deneyimlerden geldiği anlaşılıyor. Yönetmen Frears, yoğun olarak iç mekânları kullansa bile dış mekânlar da yansıyor bu filmde. Bazı dış mekânlar stüdyo dekoru tadı da veriyor seyirciye. 1958’de doğan sinemanın en güzel kadınlarından biri olan Amerikalı oyuncu Michelle Pfeiffer’ı en azından bu taraftakiler Brian de Palma’nın 1983 yapımı “Scarface-Sicilyalı” filmindeki Elvira karakteriyle tanıdı. “Scarface-Sicilyalı”, DVD’de “Yaralı Yüz” olarak yayımlanmıştı. Ülkemizde pek tanınmayan Chéri rolündeki 1981 doğumlu İngiliz oyuncu Rupert Friend, Jean-Marc Vallée’nin 2009 yapımı kostümlü “The Young Victoria-Genç Victoria” filminde de Prens Albert karakterini canlandırdı. Bu sinemaskop filmin kameramanı da ünlü bir isim. 1955’te Tahran’da doğan kameraman Darius Khondji’nin babası İranlı, annesiyse Fransız. Bu önemli kameraman, Jean-Pierre Jeunet-Marc Caro ikilisinin ortak yönettikleri filmlerden hatırlanıyor. 1991 yapımı “Delicatessen-Şarküteri” ve 1995 yapımı “La Cité des Enfants Perdus-Kayıp Çocuklar Şehri” hemen öne çıkıyor. Khondji’nin “Şarküteri” filmindeki dışavurumcu görüntüleri gerçekten unutulmazdı. Karanlıkların ve iç mekânların kameramanı Khondji, Frears’ın Chéri-Aşkım” filminde parlak ışıklar kullanarak dönemin renkli atmosferini yansıtabilmiş.

    Ali Erden

    (03 Ocak 2010)

    sinerden@hotmail.com