Tüm Şirketler,
30 Ekim – 05 Kasım 2009 Haftalık (Weekly),
02 Ocak – 05 Kasım 2009 Yıllık (Annual), Eski Yıllar Yıllık (Ex Years Releases Annual), Hafta Hafta (Week by Week) Box Office listeleri için tıklayınız. Bu listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.
Günlük arşivler: 8 Kasım 2009
Son Buluşma, 10 Kasım’da TV.de İlk Kez TRT 1 Ekranlarında
Züğürt Ağa ve Selamsız Bandosu filmlerinin yönetmeni Nesli Çölgeçen’in yönettiği Son Buluşma, Atatürk’ün ölümünün 71. yıl dönümünde TV’de ilk kez, TRT 1 ekranlarında yayınlanacak. Kurtuluş Savaşı’nın son tanıkları, Gazi Ömer Küyük, Gazi Yakup Satar ve Gazi Veysel Turan’ın günlük yaşamları ve savaş yıllarına dair anıları Son Buluşma’da gözler önüne seriliyor.
Selim Evci’nin İkinci Film Projesi “Rüzgarlar”a Hollanda’dan Destek
39. Rotterdam Uluslararası Film Festivali’ne bağlı gerçekleşen Hubert Bals Fonu’nun 2010 yılı projeleri için 380 başvuru arasından seçtiği 13 uzun metraj projeden biri olan Selim Evci’nin ikinci filmi Rüzgârlar’a, 10 bin avroluk senaryo ve proje geliştirme desteği sağlanacak. Evci Film yapımcılığında gerçekleşecek filmin senaryosu, yönetmen Selim Evci ile yazar ve fotoğraf sanatçısı Murat Yaykın tarafından birlikte yazılıyor.
Selim Evci’nin İkinci Film Projesi “Rüzgarlar”a Hollanda’dan Destek yazısına devam et
Cemal Şan’ın “Dilber’in Sekiz Günü” Filmine Norveç’ten En İyi Film Ödülü
Bu yıl Norveç’te 11.si düzenlenen WT Os Uluslararası Film Festivali’nde yönetmenliğini Cemal Şan’ın yaptığı Dilber’in Sekiz Günü, En İyi Film ödülü aldı. Bağımsız filmlerin destekçisi olan festivalde ödül alan filmde Nesrin Cavadzade, Fırat Tanış ve Osman Akça başlıca rolleri paylaşıyorlardı. Bu yıl Moskova Film Festivali’nden sonra davet edildiği 2. festivalden ödülle dönen Dilber’in Sekiz Günü’nün senaryo yazarlığını ve yapımcılığını da Cemal Şan yapmıştı. Aşk üçlemesinin (kalp, akıl, ruh) son ayağı olan film böylece yurtiçi ve yurtdışı festivallerden 15 ödül sahibi oldu.
Beni Orada Arama (I’m Not There), Kanal 24’de
Ödül rekortmeni filmler bundan sonra Pazar geceleri Tematik Film Kuşağı’nda Kanal 24 izleyicileriyle buluşuyor. Bu haftanın filmi Beni Orada Arama’yı film eleştirmenleri Alin Taşçıyan ve Star Gazetesi Müzik Editörü Ayşe Düzkan, Film Önü’nde değerlendiriyor. Yönetmenliğini Ediz Gülten’in, yapımcılığını Merve Genç’in yaptığı Film Önü, 08 Kasım Pazar akşamı 19:30’da; Tematik Film Kuşağı’nda Beni Orada Arama, 20:00’de Kanal 24 ekranlarında. Filmde usta Bob Dylan, 6 farklı oyuncu tarafından canlandırılıyor.
Sinemamızın “Yönetmen” Doktorları
Önce terminoloji… Üniversitelerde lisans eğitiminden sonra, akademik kadro içinde veya dışında yapılan çalışmalar sonucunda alınan bir ünvandır; “doktor-luk”. Doktor ünvanı almak isteyen, diğer bir deyişle, doktora yapmak isteyen kişi, seçtiği dalda yapacağı çalışma ile bu ünvanı alır. Ve bu ünvanın başında seçtiği branşı da kullanabilir. (Tıp doktoru, ziraat doktoıru, edebiyat doktoru, hukuk doktoru, sinema doktoru gibi…) “doktora” yapılan bu çalışmanın, işin adıdır.
Sinema bir eğitim alanı olarak, uzun süre akademik ortamın dışında kalmıştır, genç yaşında sinemaya merak saran ve bu konuda eğitim almak isteyen Metin Erksan, o yıllarda sinema okulu olmadığı için, Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü eğitimini seçmek durumunda kalmıştır. (Konservatuarlardaki tiyatro eğitimini ileri sürecek olursanız, aynı şey olmadığını ve sinemanın hiçbir zaman tiyatronun alternatifi olmadığını söylerim.)
Zaman içinde üniversitelerde sinema okulları açılmasına gelindi ve sinemamızın ilk akademik ünvanlı kişisi Prof. Dr. Âlim Şerif Onaran oldu. Onaran, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu bir kişi olarak bir süre kaymakamlık yaptıktan sonra Emniyet teşkilâtı içinde görev aldı ve Filmlerin ve Film Senaryolarının Denetleme Kurulu’nda (yaygın adı ile “sansür kurulu”nda) çalıştı. Bu sırada fark dersleri vererek aynı üniversitenin Hukuk Fakültesi’ni de bitirdi ve burada doktora yaptı, tezi “Sinematoğrafik Hürriyet” idi. Bu Hukuk Fakültesi’nde savunulup kabûl görmüş ve sahibine “hukuk doktoru” ünvanı kazandıran bir tezdir. (Bu konuda ikinci bir tez, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde “Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Sinema Filmlerinin Sansürü” ismi ile Özkan Tikveş tarafından savunulmuş ve kendisine “hukuk doktoru” ünvanı kazandırmıştır.)
Onaran, sonradan kuruluşunda yer aldığı Dokuz Eylül Üniversitesi Sinema Bölümü’nde, Lütfü Ömer Akad’ın Sineması kitabı ile doçent, Muhsin Ertuğrul’un Sineması kitabı ile de profesörlük payesi alır ve sinemamızın ilk akademik kariyer sahibi hocası olur. Onaran sinema konusunda birçok kitap daha yazacaktır, fakat yönetmenlik yapmamıştır. Bu okul sonradan bir çok sinema akademisyeni yetiştirmiştir. Bunlar içinde akademik ünvan sahibi Ragıp Taranç Bir Düğün Masalı (1993) isimli bir filmi öğrencisi Faik Kartelli ile çekerek yönetmenlikte yaptı. Yine bu okuldan Oğuz Makal, henüz gösterime çıkmamış Kumdan Kale (2007) filmini çekti. Sinemamızın akademik ünvan sahibi bir diğer yönetmeni ise, oyuncu, senaryo yazarı, yazar, Yavuzer Çetinkaya’dır. (1948-1993) Psikoloji eğitiminden ve sinema üzerine yüksek lisans yaptıktan sonra Fransa’da Sorbonne Üniversitesi’nde “günlük yaşamı sinema ile betimlemek” üzerine olan tezini savunarak, sinematoğrafi doktoru ünvanını aldı (1983) ve ülkemizdeki sinema çalışmaları arasında 1987’de Deniz Kızı isimli filmini yönetti.
Zaman ilerledi, birçok sinema okulu açıldı, süreç içinde bunlar kendi akademisyenlerini yetiştirmeye başladılar. Bunlar içinde -benim izleyebildiğim kadarı ile- film yöneten başka akademisyen olmadı. Bu arada, devlet tarafından çeşitli dallarda faaliyet gösteren birtakım kişilere düzenlenen yasalarla, akademik ünvanlar verildi. Klüp Sinema 7’yi kurup geliştirerek Mimar Sinan Üniversitesi Sinema Televizyon Bölümü haline getiren Sami Şekeroğlu’na da Profesör ünvanı verildi.
13.11.2009 günü, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi tarafından “sanata yaptığı katkılardan dolayı” tiyatro-sinema oyuncusu, yazar, yönetmen, senaryo yazarı Fikret Hakan’a “onursal doktor” ünvanı verildi. (Kendisini kutlarız.) Böylece Hakan, sinemamızın onursal doktor ünvanı alan ilk kişisi oluyor. (Yoksa, yıllar önce, ilerlemiş yaşında, sanata -özellikle tiyatro’ya, sinema çalışmaları dikkate alındı mı bilemem!- Muhsin Ertuğrul’a verilen fahri doktor ünvanı verilmesinden sonra ikinci mi oluyor?)
Not: Sinemamızın bir de ‘tıp doktoru’ olan yönetmenleri var: Cüneyt Arkın ve Mustafa Altıoklar, ‘diş doktoru’ yönetmenleri: Arşevir Alyanak, Tunç Okan ve Ahmet Yüzüak, ‘pedagog doktor’u ise Nuran Şener.
(15 Kasım 2009)
Orhan Ünser