Cuma günü en sevdiğim günlerden biridir, üstelik daha okullar da açılmamış, saat 13:15 matinesine “Sonsuz”a gideyim dedim, iyi ki de gitmişim. Film en iyi Türk filmleri listesine girebilecek kadar muhteşem bir film olmasa da hoşça vakit geçirtti, hem eğlendirdi hem de duygulandırdı. Her şeyden önce oyunculuklar iyi ve samimiydi. Ferhat Gündoğdu namuslu Anadolu gencini iyi canlandırmış, İsmail Hacıoğlu ise rolüne tam uyacak kişiydi, zaten burada oynadığı Volkan karakteriyle “Kabadayı” filminde oynadığı Murat karakteri birbirine oldukça benziyor. Bana göre filmin yönetmeni Cemal Şan “Kabadayı” filminden esinlenerek “Sonsuz”u çekmiş. Bu iki filmin ortak özelliği; ikisinde de bir gece mekânının içindeki kız kavgası var, ikisinde de genç bir barmenin mafyadan kaçışı var. Zaten “Kabadayı” filmini iyi hatırlayanlar bilir; orada da Şener Şen fotoğraflar çekip defterine koyuyordu, “Sonsuz” filminde de mafya babasını canlandıran Şevket Çoruh öldüreceği kişilerle önceden fotoğraf çektirip defterine koyuyor. Bu kadar da benzerlik olamaz demeyin, Şener Şen’in de Şevket Çoruh’un da kullandıkları fotoğraf makinesi aynı model. Bu arada Şevket Çoruh da mafya babasını çok iyi canlandırmış, hele “Var mısın, yok musun” yarışmasını ti’ye aldığı sahne beni çok güldürdü. Filmde gülünecek çok sahne var ama esasında bir dram anlatılıyor.
Serhan (Ferhat Gündoğdu) küçük yaşta ailesinin zoruyla töre cinayeti işlemiş saf bir Anadolu genciyken, Volkan (İsmail Hacıoğlu) discoda dj.lik yapan, daha asi ve hayatı bilen bir karakterdir. Tek ortak noktaları ikisinin de kanser hastası olmalarıdır. Buna rağmen, tedavi sürecinde hastanede tanıştıkları ve onlar gibi hasta olan Süleyman abilerine gençliklerini yaşayacaklarına ve hayata bağlanacaklarına dair söz verirler. Mutluluğun anahtarını bulmak üzere Foça’ya doğru yol alırlar fakat Volkan’ın bir mafya babasına bulaşması sonucu maceralı bir kovalamaca başlar. Foça’nın göz alıcı manzarası filme hoş bir hava vermiş.
Film boyunca zaman zaman gülecek, düşünecek ve duygulanacaksınız. Bir başyapıt beklentisiyle değil, bayramda hoşça vakit geçirmek için gidilebilecek bir film.
(19 Eylül 2009)
Emir Batuş
Çok güzel bir yazı olmuş, ellerinize sağlık. Filmlerdeki makinenin aynı model olmasını farkedebilecek kadar dikkatlisiniz, tebrik ederim. En yakın zamanda filmi izleyecekler arasındayım. İyi çalışmalar.