Haber şöyle: Değerlendirme ve Sınıflandırma Üst Kurulu’nun aldığı kararı değerlendiren Günay, “Ben o karara itiraz ettim. Çünkü aldığımız bilgiler fevkalade argo ve küfürlerle dolu olduğuna ilişkindi. 13 yaşın altındaki çocukların anne ve babasıyla da olsa gitmemesi gerektiği doğru olacağı kanaatiyle itiraz ettim. Kurul bugün kabul etti. Ama 13 – 18 arasına bir kısıtlama getirmemişler. Benim şahsi kanaatim aslında 18 yaşın altına da kısıtlama getirilmesi doğrultusundaydı” dedi. Günay, “Her türlü özgürlükten yanayım; şiddet propagandası, küfür propagandası, vahşet propagandası hariç” şeklinde konuştu.
Gelişmeler de şu şekilde: Filmin ikinci haftasının ilk günü, “7+” ve “13A” almış filmin yaş alt sınırı “13+” olarak değiştirildi. Sinemalara, uyulup uyulmadığına dair denetleme ekipleri gönderildi. Peki, ilk hafta filmi izleyen 7 – 13 yaş arası çocukların, duydukları ‘kötü söz’lerden dolayı uğradıkları tahribat (!) ne olacak?
Sınıflandırma ve Değerlendirme Yönetmeliği’nde Bakanlığın yetkisi:
“Bakanlığın yetkisi
Madde 13 — Bakanlık, insan onurunun, kamu düzeninin, genel ahlâkın, çocukların ve gençlerin ruh sağlığının korunması amacıyla; şiddet, pornografi ve insan onuruyla bağdaşmayan görüntü ve etkiler içeren filmleri yeniden değerlendirilmek üzere Değerlendirme ve Sınıflandırma Kuruluna re’sen sevk edebilir.”
Hülâsa, durum budur. Bir bakalım:
Yönetmelik değişikliğinde, yaşlarla ilgili çeşitlendirmeye gidildiği halde, içerikle ilgili çeşitlendirmeye gidilmemiştir, örneğin “kötü söz” ibaresi yoktur. Dolayısıyla çocuğu ile filme girecek olan ebeveyn içeriği tam olarak bilememektedir.
Üç kişilik alt kurullar, yetersiz kalmaktadır. Bazen, daha önce örneklerini verdiğimiz yanlışlıklara imza atmaktadırlar.
“Recep İvedik 2”de de yanlışlık yapılmış olabilir. Ama bunun yolu bakanın yetkisini kullanarak, şahsi kanaat belirtmesi ve yaşı “18+” olarak belirlemesi olmamalıdır. Bu yanlışlıkların kaynaklarına inilip gerekli düzeltmeler yapılmadan, “bakan kızgınlığı ve -bir tür- fırçasıyla” ticari bir filmin ikinci haftasında yaş değiştirilmesi, kamuoyunda güvensizlik yaratır.
Bakan, film değerlendirme uzmanı değildir. Bu ülkede kimlerin hangi araçları kullanarak nelerin propagandasını yaptığı ortadayken bir filmi “küfür propagandası” olarak nitelemesi üzücüdür. Dünyadaki benzer örneklere bakıldığında bu tür bir film için “18+” yaşın insaf ölçüleri dışında olduğu görülür.
İstenildiği zaman, istenilen filmi, kesmeye ve yasaklamaya da olanak veren bu sansürcü yönetmeliğin yeniden düzenlenmesi ortada iken, bir sinema filmine bakan müdahalesi hukuken doğru ama teamüllere uygun değildir.
Mesele “Recep İvedik 2” meselesi olmanın ötesindedir. Yönetmelik ve kurulların oluşumu – çalışması yeniden düzenlenirse, bakanın kızmasına gerek kalmayacaktır.
(24 Şubat 2009)
Ali Ulvi Uyanık
(aliuyanik@superonline.com)