Sinemaya gideceğim zaman salonun rahat, klimalı, büyük ve temiz olmasını isterim, hâttâ bugünlerde böyle bir ortamda bulunmak benim için tam bir şölen. Sıcaklardan bunalıyorum ve hemen hemen her gün sinemaya gidiyorum.
Zamanımın birazını farklı dünyalarda geçiriyor, salondan çıktığım zaman hayatın gerçeklerine geri dönüyorum ve her şeyin ne kadar sıradan olduğunun farkına varıyorum. İnsanlar sabah işe, akşam işten eve gidip geliyor, televizyon karşısında aynı olayları, aynı sunucuları izliyorlar, hayat dümdüz bir çizgi gibi çiziliyor sanki ve bu sıcakta daha da çekilmez bir hâl alıyor.
Eğer yaşamınızda çok kısa bir süre için, günün yarısını bile doldurmayacak kısalıkta da olsa bir değişiklik yapmak istiyorsanız evinizden çıkın, farklı bir ortama, sinemaya gidin, başka bir dünyaya girin, bu dünya gerilimlerle dolu olabilir, dramlar içerebilir, komik ya da fantastik bir dünya da olabilir.
Siz yeter ki yaşadığınız dümdüz hayattan kopup gidin. Şu sıcaklarda eğer tatilde değilseniz buz gibi bir sinema salonundan daha rahatlatıcı ne olabilir?
Bu hafta, Harry Potter’i arkadaşlarımla birlikte göreceğim için Şüphe filmine gittim. Şüphe (Disturbia) ilk yarısı biraz durağan geçse de gerilim dolu bir film.
Babasının ölümünden sonra bunalıma giren Kale, okulda bir öğretmenine şiddetle karşı geldiği için üç ay ev hapsi cezası alır. Uzun günler ve geceler boyunca dürbünüyle komşu evleri izler ve karşı evdeki esrarengiz cinayetlere tanık olur. Ama polisin gözünde suçlu olduğu için buna kimseyi inandıramaz. İki arkadaşının da yardımıyla sonunda her şey açığa çıkar.
Bu film insanın tüylerini ürpertirken Amerika gerçeğini de ortaya koyuyor. Yalnız, mutsuz, bunalımlı insanlar, hayatla tek başlarına başa çıkmak zorunda olan gençler, temiz ve düzenli bir monotonluk Amerika’da geçirdiğim bir seneden hiç de farklı değil. Bütün sıkıntılarına rağmen bizim ülkemizde yaşam çok daha insancıl. Acaba Kale’nin başına gelenleri ben yaşasam o kadar yalnız kalır mıydım, yoksa o üç ay boyunca bütün aile bizim evde mi yaşardı, ne dersiniz?
(17 Ağustos 2007)
Emir Batuş