Georgia Yasası filmini geçen hafta Sadi Bey’in düzenlediği basın gösteriminde izledim. Hayatımda gittiğim ilk basın gösterimi olduğu için kendimi epey yabancı hissettim, birde yanımda annem olunca kendimi şahsiyetsiz anne kuzusu gibi görmeye başladım ama öyle bir ortama da benim yaşımda bir çocuğun yalnız gelmesi doğru olmazdı.
Galada annemin öğrencileri ile karşılaştık, bende anasının oğlu olarak kokteyldeki misafirler tarafından tanındım. Alin Taşçiyan, Atilla Dorsay gibi ünlü eleştirmenler de basın gösterimine gelmişti.
Film başlamadan önce Sadi Bey cep telefonlarını kapatmamızı rica ettiğinde Atilla Dorsay, “Telefonumu kapatamam hayatımın en önemli telefonunu bekliyorum” diyerek espriyi patlattı.
Sadi Bey de arkasından “Hayatınızın telefonu yanınızda diyerek” Atilla Bey’in hanımını gösterdi ve film başladı.
Georgia Yasası filmini komedi türünde olarak tahmin ettiğim için psikolojik ağırlıklı bir filmle karşılaşınca şaşırdım. Film parçalanmış bir Amerikan ailesinin bunalımlarını anlatıyor.
Bir zamanların protest filmlerinin yıldızı ve aerobik hocası Jane Fonda’yı bu filmde kuralları olan disiplinli ve tatlı bir büyükanne rolünde izliyoruz. Zaten son dönemde hep bu rollerde karşımıza çıkıyor. Tıpkı Jennifer Lopez ile rol aldığı Vay Kaynanam Vay filmi gibi. Lindsay Lohan ise sorumluluk sahibi olmayan bir genç kız olarak karşımıza çıkıyor. Filmin içinde alınacak çok güzel mesajlar var örneğin; paranın bir süre sonra aile ilişkilerinin önüne geçemediği, kuşak çatışmalarının her zaman yaşanacağı, düzensiz yaşamanın verdiği zararlar anlatılıyor. Eğer aile ilişkilerini anlatan filmlerden hoşlanıyorsanız Georgia Yasası güzel bir film.
(09 Ağustos 2007)
Emir Batuş