Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde güzel ama mutsuz bir prenses ile yakışıklı ama mutsuz bir prens yaşarmış. Birbirlerini çok sevmelerine rağmen bu prens ve prenses bir türlü buluşamazlarmış. Çünkü onlar farklı yıllarda yaşarlarmış. Göl Evi (The Lake House) konusu itibariyle böyle bir film. Dr. Kate Forster (Sandra Bullock), hayatında bir değişiklik yapmak ister ve şehirdeki hastanede çalışmaya başlar, böylece çok sevdiği göldeki evinden de ayrılmak zorunda kalır. Ayrılırken, sonraki kiracısına eğer mektupları yanlışlıkla yine o eve gelirse, yeni adresine göndermesini isteyen bir mektup bırakır. Göl evinin yeni kiracısı mimar Alex Wyler (Keanu Reeves), mektubu görür ve bir süre Kate ile mektuplaşır. Ama ters giden bir şeyler vardır, çünkü Alex, Kate’in bahsettiği ne kapıdakı köpek patisi izine ne de tavan arasındakı kutuya rastlamıştır. Sonunda farkederler ki, Kate 2006’nın kışını yaşamaktadır, Alex ise 2004’ün Nisan ayındadır. Senaryosundaki sorunlara takılmadan başrollerini Sandra Bullock ve Keanu Reeves’in paylaştığı bu masalımsı filmi bir çırpıda izleyebilirsiniz. Filmden çıkınca da yıl hesaplaması ya da mantık hataları bulmaya çalışmanın çok da faydası yok. Göl Evi, masal tadında bir romantik film çünkü.
Sandra Bullock ve Keanu Reeves ikilisi daha önce Hız Tuzağı (Speed) filminde bir araya gelmişlerdi. Ancak romantik bir film için de aranan çift olduklarını söyleyebiliriz.
Hollyood bugüne kadar birçok konuda romantik filmler çekti. Kimi zaman aşıklardan biri bir kaza sonucu ölünce, öbür dünya ile bağlantı kurup aşıkları buluşturdu. Kimi zaman her iki taraf da başkalarıyla birlikteydi, zorlu bir mücadeleden sonra aşıkları biraraya getirdi. Bazen birbirlerine çok kızgın iki kişiyi birbirine aşık etti, bazen de internet aşklarını beyazperdeye taşıdı.
Alejandro Agresti’nin yönettiği Göl Evi ise farklı zamanlara ait iki sevgilinin aşkını anlatıyor. Aralarında iki koca yıl olan Kate ve Alex’in mektuplaşmayla başlayan aşkları işleniyor filmde. Bu Hollwood için yeni bir romantik film konusu.
Sandra Bullock’un deyişiyle film, “İzleyicinin yavaş yavaş çözülen hikâyeye kendi yorumunu getirmesine ve kendi hislerini yansıtmasına olanak tanıyor, üstelik bizim size sürekli olarak nasıl hissetmeniz gerektiğini söylememizden çok daha kolay bir şekilde yapıyor.”
Aslına bakarsanız filmin başrol oyuncusu gölün üzerine kurulan, her tarafı açık, camlarla kaplı o güzel göl evi. İki sevgilinin de bir zamanlar içinde yaşadıkları göl evi, sonunda sevgilileri bir araya getiren bir mekân oluyor. Göl Evi’nin mimarı ise Alex Wyler’in babası Simon Wyler (Christopher Plummer). Simon Wyler, ailesini, kariyeri ve çizimleri için feda için hırslı bir mimardır. Oğlu Alex de başarılı bir mimar olmasına rağmen, babası gibi hırslı değildir.
Yaz sıcağında, sinema salonlarının boş olduğu bir dönemde, keyifli vakit geçirmenizi sağlayacak hafif bir film.
(07 Ağustos 2006)
Asya Çağlar
Fazla yorum yapmak istemiyorum, güzeldi.
Hayatımda izlediğim en güzel filmlerden biri. Arşivime katacağım. Hemde Top 10’umda 3 numara olarak. Herkese ama herkese şiddetle tavsiye ediyorum.
Lake House filmi, Güney Kore sinemasından Il Mare adlı filmin Hollywood versiyonudur. Eminim filmi izleyen pek az kişi bunu biliyordur, sizin de yazınızda mevzu bahis olmamış zaten. Filmin orjinalliği konusundaki tüm krediyi Il Mare’ye vermek gerekir. Yakında yine Güney Kore’nin tüm dünyada büyük beğeni kazanan My Sassy Girl filminin Hollywood uyarlaması da çekilecektir. My Sassy Girl’in orijinalini izlemiş biri olarak, Hollywood kopyasından önce orijinalini izlemenizi tavsiye ederim. Muhteşem bir filmdir. Oscar ödüllü Departed filmi de Güney Kore filmi Infernal Affairs’in bir uyarlamasıdır.
İyiki bu filmi izlemişim. Öyle iyi bir zamanda geldi ki…