Medyavizyon Film, 31 Mart – 06 Nisan 2006 Haftalık Box Office listesi için tıklayınız.
Umut Sanat Filmcilik
Umut Sanat Filmcilik, 31 Mart – 06 Nisan 2006 Haftalık Box Office listesi için tıklayınız.
35 Milim Filmcilik
35 Milim Filmcilik, 31 Mart – 06 Nisan 2006 Haftasonu – Haftalık Box Office listesi için tıklayınız.
Bir Film
Bir Film, 31 Mart – 06 Nisan 2006 Haftalık Box Office listesi için tıklayınız.
Gündelikçi
İletişim Yayınları’nca düzenlenen İletişim Toplantıları, Ücretli Ev Emeği ve ‘Kadınların Sınıfı’ başlıklı söyleşiyle devam ediyor. 25 Nisan Salı günü saat: 18.00’de yönetmenliğini Emel Çelebi’nin yaptığı Gündelikçi adlı belgesel film gösteriminin ardından saat: 19.00’da gerçekleşek söyleşiye konuşmacı olarak, Kadınların Sınıfı yazarı Aksu Bora, belgesel film yönetmeni Emel Çelebi, temizlik işçisi Yıldız Ay ve Gül Korkutan katılıyor. Film, ekmeğini başkalarının evini temizleyerek kazanan kırsal kökenli kadınların, göç ettikleri büyük şehirde tutunmaya çalışmalarının öyküsünü anlatıyor.
Gündelikçi yazısına devam et
Kısık Ateşte 15 Dakika
Neco Çelik’in yönettiği ve Metin Akpınar, Haluk Bilginer, Ata Demirer ile Özkan Uğur’un oynadığı Kısık Ateşte 15 Dakika, 19 Mayıs 2006’da UIP Filmcilik dağıtımıyla Med Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Kısık Ateşte 15 Dakika‘nın ana mekânı İstanbul’da çok tanınan ve bilinen şık bir Fransız restoranıdır. Film, bu özel restoranın sahipleri, çalışanları ve toplumun her kesiminden müşterilerini oluşturan çeşit çeşit karakterlerin her birinin hayatının, neredeyse bir yemek pişirme süresi olan 15 dakikalık kısa bir süreçte meydana gelen ve adeta birbirini tetikleyen zincirleme olaylar sonucunda etkilenerek normal seyrinden çıkmasını anlatıyor.
Kurt Kapanı (Yönetmen: Greg McLean)
Greg McLean’ın yönettiği ve John Jarratt, Cassandra Magrath, Kestie Morassi ile Nathan Phillips’in oynadığı Kurt Kapanı (Wolf Creek), 07 Nisan 2006‘da Medyavizyon Film dağıtımıyla Medyavizyon film tarafından vizyona çıkarıldı.
Olaylar, üç üniversite arkadaşının yaz tatili için Wolf Creek Ulusal Parkı’ndaki gizemli meteor kraterini görmek üzere parka gitmeleriyle başlar. Parktan geriye döndüklerinde arabalarının çalışmadığını görürler. Hiç kimsenin olmadığı bu geniş ve boş alanda çaresizce kendilerini kurtaracak birilerini beklemeye başlarlar. Üç arkadaş sıkıştıkları bu yerden kaçış yolu ararken, inanılmaz bir gerçekle yüz yüze gelirler
Bir Savaş Mağduru: Zozo
Adları savaşlarla anılan birçok şehir var günümüzde, geçmişte de vardı, gelecekte de olacak gibi görünüyor. Bunlardan biri Beyrut. 1975 – 1990 yılları arasında yaşadığı iç savaş sonucunda adı da kendi gibi neredeyse yok olmuş bir şehir, Beyrut. Josef Farez’in son filmi Zozo, Lübnan’daki iç savaşı bir çocuğun gözüyle anlatıyor. Film 1987 yılında Beyrut’ta geçiyor.
11 yaşındaki Zozo’nun ailesi, Beyrut’taki iç savaştan canlarını kurtarabilmek için, İsveç’e gitmek ister. İsveç’te, Zozo’nun büyükannesi ve büyükbabası yaşamaktadır. Büyükbabası da onları sabırsızlıkla beklemektedir. Pasaportlar hazırdır, biletler de alınmıştır. Yola çıkacakları gün, evlerinin bombalanması sonucunda Zozo ve ağabeyi dışında, Zozo’nun annesi, babası ve ablası ölür. Zozo’nun ağabeyi de Zozo’yu kurtarmak için kendini feda eder. Zozo, harabe olmuş bir yerde yapayalnızdır artık, elinde babasının hazırlamış olduğu pasaportlar ile kırmızı çantası dışında bir de çok yakın bir zamanda bulduğu civcivi vardır. Umutsuzluğa kapıldığı anda civciv yanındadır ve onunla konuşur. Zozo için yapacak tek bir şey vardır artık, elindeki pasaport ve bilet yardımıyla İsveç’e büyükbabasının yanına gitmek. Yolda kendi yaşındaki güzel Rita’yla tanışır ve onunla arkadaşlık eder. Ancak İsveç yolunda yolları ayrılır. Zozo’yu İsveç’te neşeli bir büyükbaba ve bir büyükanne beklemektedir. İsveç’te huzur vardır, en azından patlayan bombalar yoktur. İsveççe öğrenmeye başlar. Ancak Zozo’nun artık başka bir sorunu daha vardır. Bir yabancı olduğu için okulda arkadaşları tarafından kolay kolay kabûl görmez. O da kendisi gibi yabancı olan Leo ile arkadaşlık eder. Yine bir gece rüyasında annesine sıkı sıkı sarıldığı gecenin sabahında Zozo, her şeye rağmen yaşamaya devam eder.
Lübnan’daki iç savaşın bir kesitini bir çocuğun yaşadıkları üzerinden anlatan Zozo, zaman zaman duygu yüklü ve dramatik sahneleriyle izleyiciyi etkilemeyi başarıyor. Babam ve Oğlum (2005, Çağan Irmak) filminden etkilenen seyircilerin, bu filmdeki bazı sahnelerden de benzer şekilde etkileneceklerini düşünüyorum. Küçük Zozo, bir yandan ailesini kaybetmiş olmanın acısını yaşarken, bir yandan da yeni yaşamına ayak uydurmaya çalışmaktadır. Çoğunda da tökezler ama matrak büyükbabası hep yanındadır.
Bir ülkeyi, bir toplumu yok etme noktasına getiren iç savaşı beyazperdeye taşıyan Zozo, savaşın sivil toplum üzerindeki etkilerini göstermek, buna karşılık bir çocuğun yeniden yaşama bağlanma çabalarını sunması açısından önemli bir yapıt. Ayrıca görülüyor ki savaşta ölenler sadece insanlar değil, bunun yanında şehirler, kültürler, konuşulan diller de ölüyor.
(07 Nisan 2006)
Asya Çağlar
Lee Tamahori, Next’in Çekimlerine Başladı
Lee Tamahori’nin yöneteceği Next, ünlü bilimkurgu yazarı Philip K. Dick’in The Golden Man hikâyesinden uyarlanacak, başrollerini Nicholas Cage, Julian Moore ve Jessica Biel paylaşacak. 2007’de sinemalara gelecek olan filmin konusu şöyle: Chris Johnson, geleceği görebilen ve olay olmadan önce duruma müdahale edip değiştirme gücüne sahip biridir. FBI onun bu yeteneğini küresel terörist saldırılarını önlemek için kullanmayı istemektedir. Next‘in ülkemizdek hakları Chantier Films’te.
Aşkın Dansı (Yönetmen: Stephane Brize)
Stephane Brize’ın yönettiği ve Patrick Chesnais, Anne Consigny, Lionel Abelanski ile Georges Wilso’nun oynadığı Aşkın Dansı (Je Ne Suis Pas La Pour Etre Aime), 21 Nisan 2006’da Chantier Films dağıtımıyla Chantier Films tarafından vizyona çıkarıldı.
Jean-Claude 51 yaşında, yaşamdan zevk alma arzusunu kaybetmiş biridir. Boşandıktan sonra yalnız ve mutsuz bir hayat yaşamaktadır. Bir gün ofisinin karşısındaki dans stüdyosuna gider, genç ve güzel Françoise ile tanışır ve bir anda yakınlaşırlar. Sorun, Françoise’nin yakında evlenmek üzere olmasıdır.
Festival, Konuklarını Seyirciyle Buluşturuyor
25. Uluslararası İstanbul Film Festivali, konuklarını seyirciyle buluşturuyor. Ünlü yönetmen ve oyuncular, kendi filmlerinin gösterimleri öncesi sinemada izleyicilerle buluşup sohbet edecekler, gösterimlerin ardından izleyicilerin sorularını cevaplayacaklar. Yönetmen ve oyuncularının katılımıyla gerçekleşecek 36 film gösterimi için festival kitapçık ve çizelgelerindeki yıldızlı filmlere dikkat edilmesi gerekiyor.
- Basın Bülteni
- Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Türkiyeli Belgeselciler Colombia Üniversitesi’nde
Entelektüel üreticiliği ve iletişimi arttırarak insanlar arasında küresel bir bağ kurmaya çalışan ve ticari amaç gütmeyen bir kuruluş olan Light Millennium altıncı yaşını kutlarken Türkiye’den altı belgesel yönetmenini Colombia Üniversitesi’ne davet etti. Üniversite 11 Nisan, Salı günü Türkiyeli belgesel sinemacıların filmlerini gösterecek.
Türkiyeli Belgeselciler Colombia Üniversitesi’nde yazısına devam et
Yaratıklar
James Gunn’un yönettiği ve Nathan Fillion, Elizabeth Banks, Gregg Henry ile Michael Rooker’in oynadığı Yaratıklar (Slither) 21 Nisan 2006‘da UNP Filmcilik dağıtımıyla UNP Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
Film yapımcısı James Gunn’ın çarpık zihninden korku komedi filmleri dizisinin son halkası geliyor. Basit ve inanılmaz şekilde kaçık bir film, ismi bile akıllara omurgasız belden aşağı dünyanın iğrenç devasa yumuşakçalarını getiriyor. Uzaydan gelen iri sümüklüböcekler, kana susamış zombiler ve yapışkanları üstlerinden akan böcek derebeyler sonunda bir sinema kreasyonunda bir araya geldi.
Yaratıklar yazısına devam et
İstanbul Film Festivali’nde Program Değişikliği
25. Uluslararası İstanbul Film Festivali programında Dünya Festivalleri bölümünde gösterilecek olan Danis Tanovic’ın Cehennem (L’Enfer) adlı filmi programdan çıkarıldı. Bu film yerine;
09 Nisan Pazar akşamı saat 19:00’da Emek Sineması’nda The Venedik Taciri (Merchant of Venice),
12 Nisan Çarşamba günü saat 13:30’da Atlas Sineması’nda Klimt ve
13 Nisan Perşembe akşamı saat 21:30’da Rexx Sineması’nda Crazy
adlı filmler gösterilecek.
Jeanne Moreau Geliyor
Fransız sinemasının efsane ismi, Jules ve Jim, Nikita ve Siyah Gelinlik filmlerinin unutulmaz oyuncusu Jeanne Moreau, Fransız Baharı etkinlikleri kapsamında, 25. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin konuğu oluyor. Fransız sinemasının unutulmaz ismi Jeanne Moreau, 8 Nisan Cumartesi günü saat 21:30’da Emek Sineması’nda başrolünde oynadığı François Ozon’un Veda Vakti (Le Temps Qui Reste) filminin gösteriminden önce izleyicilerin karşısına çıkacak. Jeanne Moreau’ya Emek Sineması’nda yapılacak törende İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın Yaşam Boyu Başarı Ödülü sunulacak.
Jeanne Moreau Geliyor yazısına devam et