Tüm Şirketler,
05 – 07 Şubat 2010 Haftasonu (Weekend),
05 – 07 Şubat 2010 Zirve 20 (Top 20) Box Office listeleri için tıklayınız. Bu listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.
Akbank Sanat’ta “Her İnsan, Bir Dünya”nın Mart Ayı Konuğu: Erol Günaydın
Fotoğrafçı ve yazar Merih Akoğul’un hazırlayıp sunduğu Her İnsan Bir Dünya başlıklı etkinlikler dizisinin beşincisinde, Türk tiyatro ve sinemasının duayen ismi Erol Günaydın Akbank Sanat’ın konuğu oluyor. Canlandırdığı tiplemeler, çizgi dışı rolleri ve hepsinden de önemlisi aktör duruşuyla çevresine örnek olmuş, çağdaş bir meddah Erol Günaydın, 17 Mart 2010, Çarşamba günü tiyatro ve sinemanın son 50 yılını izleyicilerle paylaşacak. Erol Günaydın’ın anıları, hüzünlü ve neşeli hikâyeleri ile renklenecek etkinlikte, günümüzün tiyatro kültürü tartışılacak.
30 Saniye Ara, Akbank 6. Kısa Film Festivali Başlıyor
Akbank Sanat, 01 – 11 Mart 2010 tarihlerinde gerçekleştireceği Akbank 6. Kısa Film Festivali ile yurtiçi ve yurtdışından geniş katılımı, yeni bölümleri, atölye çalışmaları ve söyleşileriyle sinemaseverlere keyifle izleyecekleri bir festival sunma hedefini sürdürüyor. Bu yıl 30 Saniye Ara sloganını taşıyan festival, 396 filmin başvurduğu yarışma ve yarışma dışı bölümünün yanı sıra, farklı renkler, coğrafyalar, kültürler, düşünceleri bir araya getiriyor. Yapılan değerlendirme sonucunda festivalin ulusal yarışmalı bölümüne 20 kurmaca ve 10 belgesel olmak üzere toplam 30 film alındı.
Sevgili John
Lasse Hallström’ün yönettiği ve Amanda Seyfried, Channing Tatum, Henry Thomas ile Richard Jenkins’ın oynadığı Sevgili John (Dear John), 19 Mart 2010’da Pinema Film dağıtımıyla Pinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.
John Tyree, orduya yazılır ve evden ayrılır. Gitmeden önce, hayır kurumlarında çalışan üniversite öğrencisi Savannah ile tanışır. Tesadüfler onları hep karşı karşıya getirir. Aralarındaki ilişki kıskançlık nedeniyle bozulur gibi olsa da, John genç kızın kalbini kazanmayı başarır. Ancak 11 Eylül’den sonra John orduya çağrılmıştır. Aralarındaki ilişki artık mektuplarla ilerleyecektir.
Sevgili John yazısına devam et
Ankara Büyülüfener Sinemaları
Bahçelievler Büyülüfener Sineması, Kızılay Büyülüfener Sineması, 12 – 18 Şubat 2010 seansları için tıklayınız.
Bahçeşehir Sun Flower Sinemaları
Bahçeşehir Sun Flower Sinemaları, 12 – 18 Şubat 2010 seansları için tıklayınız.
Altyazı Yazarları “Ben Küba”yı Tartışıyor
Altyazı Aylık Sinema Dergisi, !f İstanbul takipçileri için Mikhail Kalatozov’un 1964 tarihli şaheseri Ben Küba’yı tartışıyor. Film, Küba Devrimi’ni hazırlayan koşulları dört epizotla gözler önüne sererken seyirciye unutulmaz bir estetik deneyim yaşatıyor.
Ben Küba, 19 Şubat Cuma günü saat 17:00’de !f istanbul Festival Merkezi The Hall’da tüm sinemaseverlere açık olan bir tartışmayla Altyazı yazarlarınca masaya yatırılacak.
Senem Aytaç, Ayça Çiftçi, Zeynep Dadak ve Enis Köstepen’in yöneteceği tartışmada, filmin Küba Devrimi’ni temsil biçimleri üzerine konuşulacak.
Altyazı Yazarları “Ben Küba”yı Tartışıyor yazısına devam et
Beylikdüzü Markacity Cinemarka Sinemaları
Beylikdüzü Markacity Cinemarka Sinemaları, 12 – 18 Şubat 2010 seansları için tıklayınız.
Umut Sanat Filmcilik
Umut Sanat Filmcilik, 05 – 07 Şubat 2010 Haftasonu Box Office listesi için tıklayınız.
Suya Yazılan Tarih
Eksantrik Prodüksiyon’un sosyal sorumluluk projesi Suya Yazılan Tarih, reklâm filmi yönetmeni Elvin Ekşioğlu’nu sualtı belgesellerine yeni bir yaklaşımıyla karşımıza çıkarıyor. Sivil dalışların ilk olarak ülkemizde başladığını biliyor muydunuz? İlk dalış tüplerinin yangın söndürme tüplerinden, balıkadam kıyafetlerinin ise el örgüsü yün kazaklardan yapıldığını hiç duymuş muydunuz?
Suya Yazılan Tarih, bugüne kadar hiç konuşulmayanları, dalışın gelişimini ele alıyor. İlk balıkadamlardan biri olan Berk Or’un anıları Suya Yazılan Tarih’de şiirsel denizaltı görüntüleriyle bütünleşiyor.
2. El Kısa Film Festivali’nde FestCard Sahibi Olmayan Birinin Yararlanamayacağı Etkinlikler
2. El Kısa Film Festivali bu yıl FestCard uygulaması ile takipçilerine birçok imkân sunuyor. Ancak FestCard’ınız yoksa 05 – 07 Mart tarihlerinde Natali Yeres ile sinemaya bir sanat yönetmenin gözünden bakamayacak, Cumhur Canbazoğlu ile sinema üzerine eleştirilerde bulunma imkânını ve Ali Murat Güven ile Din ve Sinema kavramları hakkındaki tartışmayı da kaçıracaksınız. Ayrıca daha birçok etkinliğe ve film gösterimlerine katılmak, açılış ve kapanış partilerindeki indirimlerden ve festival süresince düzenlenecek sayısız organizasyondan ücretsiz yararlanmak için hemen bir Fest-Card edinin.
Dağ Kedisi, Alman Kültür Merkezi’nde Gösteriliyor
Alman Kültür Merkezi, Ernst Lubitsch’in filmlerini göstermeye devam ediyor. Lubitsch’in Dağ Kedisi adlı filmi 12 Şubat Cuma günü 19:00’da Türkçe altyazılı ve ücretsiz gösteriliyor. Filmin konusu şöyle: Dağdaki bir kaleye sürgüne gönderilen teğmen Alexis, haydut çetesinin reisi olan Claudius’un haşarı kızı Rischka’ya (Dağ Kedisi) aşık olur. Kızının aklına delice fikirler gelmesin diye Claudius onu haydut Pepo ile evlendirir. Rischka, sevdiği teğmenin başkasıyla evlenmek zorunda olduğunu duyunca hemen kaleye gider.
Dağ Kedisi, Alman Kültür Merkezi’nde Gösteriliyor yazısına devam et
Büşra’nın Müziklerinde Cahit Berkay ve Teoman İmzası
Başrollerini Mine Kılıç, Tayanç Ayaydın, Coşku Cem Akkaya ve Çiğdem Batur’un paylaştığı Bahadır Boysal’ın aynı eserinden sinemaya uyarlanan Büşra, 19 Mart 2010 Cuma günü vizyona giriyor. Cahit Berkay ve Teoman’ın da müzikleri ile katkıda bulunduğu film çağdaş bir kent masalını anlatıyor. Büşra üniversiteden mezun olmuş, muhafazakâr ve varlıklı bir ailenin türbanlı kızı, Yaman liberal bir gazeteci, Ferit ise Büşra’nın ailesinin sıcak baktığı bir damat adayıdır. Alara, Yaman ile ilişkisini kaybetmemek için her şeyi yapabilecek bir genç kadındır. Tüm farklılıklara rağmen, Büşra ile Yaman arasında naif bir aşk alevlenir.
Memleketim
Teknoloji o kadar hızlı gelişim gösteriyor ki, belirli yaşın üzerine çıkmış bizim gibi vatandaşlar intibak etmekte ya zorlanıyorlar veya geç kalıyorlar. Ancak gelişmeleri takip etmek ve faydalanmak da gerekiyor. Netekim Sadi Bey’de facebook ve twitterbook meselelerine girmek zorunda kaldı. Her ne kadar tam randımanlı kullanamasa da aklına geldikçe küçük notlar alıyor, sağa sola lâflar atıyor. Şu kadar zamandır web sitesi zamanının tümünü kapsadığından taze yazı servis edemiyordu. Artık dönüşü muhteşem mi oldu, gayrimuhteşem mi bilemiyorum, yeni yazılarına “Twitter Günlükleri” altbaşlığıyla başladı. Filhakika bu günlüklerin Narnia Günlükleri’yle bir ilgisi yoktur, mümkün mertebe orijinal olmaya çalıştık.
Sadi Bey’in Twitter Günlükleri 1
Başbakan Erdoğan ve Kültür Bakanı Günay’ın yönetmen Yücel Çakmaklı’nın cenazesine gelmeleri takdir edilesi bir davranış.
Demek ki bundan böyle sinema sektöründe herhangi bir kaybımız olduğunda sayın büyüklerimizi daima yanımızda görebileceğiz.
Hıncal Uluç’un zaman zaman film eleştirmenlerine -hadi giydirdiğine demeyelim- yol göstermesine şahit olmuştuk.
Sadık Battal hocamız Ülke TV.deki programında maşallah işi toptan halletti, “Bu eleştirmenlerin hepsi işi bırakmalıdır” deyiverdi.
Nil Burak’ın her konuşmasında şarkısının kullanıldığı “Issız Adam”dan herhangi ücret almadığını belirtmesinden şahsen bana gına geldi.
Fikret Hakan, İpek Yolu Film Festivali’nde sahneye spor kıyafetle çıkan eski başkan Hikmet Şahin’i azarlar gibi kınamıştı.
Başkan Fikret Hakan’a cevap vermeden konuşmasını yapıp oturdu. Fikret Hakan’ın asabiliği ve Hikmet Şahin’in sükûneti anılarda yerini aldı.
94 yıllık sinemamızı “Türk Sineması” olarak biliyorduk. MAFM sinemamızın adını açılıma uygun, yeniden belirlemiş: Yeni Türkiye Sineması.
Bence Antalya’da “En İyi Film Ödülü” verilmedi, “En İyi 2 Film Ödülü” verildi.
Birden fazla filme “En İyi” ödülü verilmesi gerekirse ödül adının “En İyi 2 Film Birden Ödülü” olmasını öneriyorum, hem nostaljik olur.
Keza yine bence bu yıl Antalya’da “En İyi Film Ödülü” verilmedi, “En İv” ve “En ıi” Film Ödülü verildi, “İyi” kelimesini böyle bölebildim.
Festival yönetmeliklerine tek film ve tek sanatçıya ödül verilmesi gerektiği yazılmalıdır, çünkü “En İyi” bir tanedir.
Geçen yıl Altın Koza’da da “Made in Europe” filminin erkek oyuncularının hepsine “En İyi Erkek Oyuncu” ödülü verildi. Hangisi En İyi?
“Kosmos” ve “Bornova Bornova” filmlerinin afiş ve reklâmlarına En İyi Film Ödülü’nü diğer filmle paylaştıklarını yazacaklar mı?
Sigara tiryakisi vatandaşlar önceleri dumanları ile taciz ediyorlardı, şimdi de kaldırımlarımızı elimizden almaya başladılar.
Gariban seyyar arabasıyla domates, biber, patlıcan satmaya kalksa zabıta kovalar, ağaların masaları kaldırımları işgâl eder, ses çıkmaz.
Şehit anası şöyle feryat ediyordu: “Keşke oğlum terörist olsaydı. Dağdan dönünce onu kucaklardım. Şimdi oğlumun mezarını kucaklıyorum.”
Arif Verimli, TV programlarına çıkmayı bıraksa da asli görevi Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastahanesi Baş Hekimliği görevini dönse.
Türk sinemasının başlangıcı kabûl edilen 14 Kasım günü İstanbul dışında herhangi bir sinemasal bir etkinlik olmamalı.
Sanatçılar ve sektör ilgililerinin bir kısmı 14 Kasım’da İstanbul dışına çıkınca sinemanın merkezinde kutlama ihmal ediliyor gibi oluyor.
(16 Kasım 2009)
Sadi Çilingir
Tüm Şirketler
Tüm Şirketler,
29 Ocak – 04 Şubat 2010 Haftalık (Weekly),
01 Ocak – 04 Şubat 2010 Yıllık (Annual),
01 Ocak – 04 Şubat 2010 Eski Yıllar Yıllık (Ex Years Releases Annual),
Box Office listeleri için tıklayınız.
Bu listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.