Filmekimi’nin İstanbul Ayağı Sona Erdi

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen Filmekimi’nin, 08 – 15 Ekim 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilen İstanbul ayağı sona erdi. Geçtiğimiz haftasonu boyunca İzmirli sinemaseverlere de film keyfi yaşatan Filmekimi, Ekim ayı boyunca Bursa, Konya, Trabzon ve Diyarbakır’da sinemaseverlerle buluşmaya devam edecek. Filmekimi’nin yoğun ilgi gören İstanbul gösterimleri 15 Ekim Cumartesi günü 21:30 seansıyla sona erdi. Filmekimi’nde, 8 gün boyunca 4 salon ve 161 seansta gösterilen 40 film, 47 bin sinemaseverle buluştu ve salonlardaki doluluk oranı % 99’a ulaştı.

  • Basın Bülteni
  • Filmekimi hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü afişe haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Filmekimi’nin İstanbul Ayağı Sona Erdi yazısına devam et
  • KALENDERhasan: Yeri Geldiğinde Görüntünün Bile Duygunun Önüne Geçmesine İzin Vermiyorum

    48. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde 4 dalda ödül alan Güzel Günler Göreceğiz isimli filmin ekibinden “En İyi Kurgu” dalıyla ödül almış olan reklâm yönetmeni KALENDERhasan (26) ile içten bir sohbet gerçekleştirdik. Kendisi ile reklâm yönetmenliği, çektiği belgeseli ve kısa filmleri hakkında konuştuk.

    Güzel Günler Göreceğiz isimli sinema filmi ile 48. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde çok iyi bir başarı elde ettiniz ve film festivalden sizin tarafınızdan yapılmış olan kurgu dahil toplamda 4 dalda ödül ile ayrıldı. Bu konuyla ve de filme yöneltilen “TV dizisi estetiği ile çekilmiş bir Yeşilçam melodramı” eleştirileri ile ilgili fikirlerinizi alabilir miyiz?

    Açıkçası ortada bir başarı var. Sinemanın temel taşları olan senaryo, kurgu ve oyunculuk dallarında ödül aldı bu film. İyi bir film derdini karşı tarafa-izleyiciye anlatabilmelidir. Bence bu film senaryosuyla kurgusuyla bunu çok iyi başarıyor. Ben oratada bir dizi estetiği göremiyorum. Filmimiz eleştirmenlerin beklediği alternatif sinemaya örnek olmadığı için bu şekilde yaklaşmışlardır belki de. Ben bu eleştirileri pek de cidiye almıyorum açıkçası. Çok iyi bir jüri tarafından verildi bu ödüller. Jüri özellikle hiçbir baskı ve etki altında kalmadan özgürce karar verdiklerini açıkladı zaten. Bu hep böyledir; birileri başarır birileri de konuşur…

    Bu filme nasıl dahil oldunuz?

    Filmin yönetmeni Dokuz Eylül Üniversitesi Sinema Bölümü’nden arkadaşımdı. Senaristi de. Üçümüz de sınıf arkadaşıydık. Haliyle ilk çaldıkları kapı benimkiydi…

    SANIRIM ALTIN PORTAKAL’I REKLâMCI YANIMIN KATKISIYLA KAZANDIM

    Aynı zamanda genç bir reklâm yönetmeni olduğunuzu biliyoruz, neden böyle bir projede kurgu yapmayı tercih ettiniz ve de sizce reklâmcı yönünüzün filme kattıkları nelerdir?

    Söylediğim gibi projenin yapımcıları üstümde nazları geçen arkadaşlarımdı. Açıkçası başka şansım yoktu. Daha önce hiç başka bir yönetmenin işini kurgulamamıştım. Sinema filmi gibi uzun bir iş de kurgulamamıştım. Kendi çektiğim reklâm filmlerinin kurgusuna otururum. Kendi işlerimin kurgusuna oturmam aslında kurguya çok önem veriyor olmamdan kaynaklı. İyi çekilmiş bir iş kurguda batırılabilir, aynı zamanda eksik çekilmiş bir iş kurguda kurtarıladabilir. Ben post aşamasında çok titiz ve yaratıcı etkiyi öldürmeyecek, duyguya yönelik çalışmayı tercih ederim. Tolga da bu yanımın filme katkısı olacağına inandı ve bunu benimle yapmak istedi. Sanırım Altın Portakal’ı da bu reklâmcı yanımın katkısıyla kazandım.

    YERİ GELDİĞİNDE GÖRÜNTÜNÜN BİLE DUYGUNUN ÖNÜNE GEÇMESİNE İZİN VERMİYORUM

    Türkiye’deki reklâmcılık konusunda neler düşüyorsunuz? Reklâm filmi çekerken dikkat ettiğiniz hususlar ve detaylar nelerdir?

    Reklâm sektörü sinema veya dizi sektörü gibi değil ülkemizde. Aslında bir pazarlama türü ve bu nedenle gerekli yatırımlar yapılıyor. Bir reklâm metninin doğru çekilmesi için gerekli bütçe önünüze koyulabiliyor. Çünkü ürün sahipleri ürünlerinin kusursuz tanıtılmalarını istiyor. Böyle olunca reklâm yönetmenleri daha iyisini çıkarmak için çaba sarfederek sürekli kendilerini geliştirme fırsatı bulabiliyorlar. Bir reklâm filmi çekerken çok fazla özgür değilsinizdir. Kreatif direktörün önünüze koyduğu reklâm metnini sınırları delmeden en iyi görsel ve en ikna edici şekilde anlatmanız gerekiyor. Bu noktada yetenekli olmanız yetmiyor, iyi bir bilgi birkimine de ihtiyaç duyuyorsunuz. Hata yapma olasılığınız çok az ve hata yapmamak için herşeyi hesaplamanız gerek. Ben ilk olarak metnin yüklediği mesajı karşı tarafa doğru duygu dramasıyla nasıl anlatabileceğime bakarım. Duygunun çok doğru şekilde karşı tarafa geçmesi gerekli. Bunun için yeri geldiğinde görüntünün bile duygunun önüne geçmesine izin vermiyorum.

    TOPLAMDA 14 ÖDÜL VE PLAKETİM VARDI. ALTIN PORTAKAL’LA 15 OLDU

    Daha önce yönetmenliğini üstlenmiş olduğunuz birkaç kısa metrajlı film ve bunlardan almış olduğunuz ödüller var. Ayrıca bir de 44 dakikalık bir belgesel film çektiniz. Bu konularda daha geniş bilgi alabilir miyiz? Sinema filmi çekmeyi de düşünüyor musunuz?

    Öğrenci olduğum yıllarda Tarihten Kalanlar isimli bir belgesel çekmiştim. Yine Son Bir Nefes İçin ve Kültür Bakanlığı’ndan aldığım destekle çektiğim Son Karar adlı kısa filmler çektim öğrenciyken. Son Karar benim bitirme tezimdi. Yurt içi, yurt dışı bir çok festivalden ödülle döndü. Bu filmlerimle toplamda 14 ödül ve plaketim vardı. Altın Portakal’la 15 oldu. Sinema filmi çekmeyi tabiki düşünüyorum. Kafamda anlatmak istediğim çok güzel şeylerim var. Benim için anlatma şekli de çok önemli. O yüzden reklâm çekip sürekli kendimi geliştiriyorum. Birgün herşey hazır olduğunda bunu yapacağım. Sinema filmi çekeceğim.

    (25 Ekim 2011)

    Demet Doğan

    İstanbul Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (İSUZEM) Kısa Film Yarışması İçin Son Başvuru: 04 Kasım 2011

    İstanbul Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (İSUZEM) Kısa Film Yarışması başvuruları 04 Kasım 2011 tarihinde sona eriyor. Eğitim ana temalı yarışmaya, Türkiye genelindeki tüm üniversitelerin fakülte, yüksekokul, meslek yüksekokulu ve enstitü öğrencileri animasyon, kurmaca, deneysel filmleriyle katılabiliyor. Katılımcıların, filmin DVD formatında kaydedilmiş 6 adet kopyası ile birlikte imzalı katılım şartnamesini, eksiksiz doldurdukları katılım formunu, filmin kısa özetini, bir adet fotoğraf ve kısa özgeçmişlerini İSUZEM’e göndermesi gerekiyor. (Haber: Gizem Ertürk.)

  • Basın Bülteni
  • Yarışma hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Zenne Filminin Yönetmenleri M. Caner Alper ve Mehmet Binay’dan Basın Açıklaması

    Zenne filminin yönetmenleri M. Caner Alper ve Mehmet Binay, son 24 saat içinde, müteveffa Ahmet Yıldız’ın arkadaşı İbrahim Can tarafından film, senaryo ve yönetmenler hakkında ileri sürülen iddialarla ilgili basın yaptı. Açıklama şöyle: “Zenne, gerçek karakterlerden esinlenmiş olmakla birlikte tamamen özgün bir senaryodur. Senaryo hem Türkiye’de, hem de ABD’de 2009 yılında tescil edilmiştir. Filmin yapım ortaklarından Mpool firmasını, yapım aşamasında arayan İbrahim Can; yapılacak bu filmin senaryosunu okumadığını ve onay vermediğini söylemiştir. Bunun üzerine, ‘Filmin bir kurmaca olduğu ve Ahmet …”

  • Açıklamanın devamı için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Zenne Filminin Yönetmenleri M. Caner Alper ve Mehmet Binay’dan Basın Açıklaması yazısına devam et
  • Allah’ın Sadık Kulu: Barla

    Esin Orhan’ın yönettiği animasyon film Allah’ın Sadık Kulu: Barla, 04 Kasım 2011’de Özen Film dağıtımıyla Ser Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Filmde, Said Nursi’nin çileli hayatının en zorlu dönemlerinden biri olan 1927 – 1934 yılları arasındaki Barla hayatına bakan kısmı ele alınıyor. “Barla Fedakârları”nın, devrin sert esen rüzgârlarına karşı onurlu duruşları animasyon diliyle anlatılıyor. Yaşanmış hadiselerden hareketle, özellikle o günlerin hanım kahramanlarının da bu harekete katkıları anlatılıyor. Yokluklar içinde bile, inancın ve azmin nasıl destansı aksiyonlar ortaya koyabileceği gösteriliyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Diğer haberlere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Allah’ın Sadık Kulu: Barla yazısına devam et
  • Conan

    Marcus Nispel’in yönettiği ve Jason Momoa, Rachel Nichols, Stephen Lang ile Rose McGowan’ın oynadığı Conan (Conan The Barbarian), 21 Ekim 2011’de UIP Filmcilik dağıtımıyla Horizon International – Sinetel Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Conan, babasının ölümünden ve köyü Cimmerian’ın katledilmesinden sorumlu olan savaş lordunu öldürmek için yolculuğa çıkarken, savaş lordu Khalar Zym da Tamara isimli kadını bulmak için yolculuğa çıkmıştır. Conan, Tamara’yı kaçırıp onu yem olarak kullanmaya başlayınca peşine bir ordu düşer, bu süreçte çeşitli yaratıklarla da savaşmak zorunda kalır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Türk Belgesel Sinema Tarihinin Kayıp Sayfaları Aralanıyor: Filmlerle Anadolu Destanı Yazmak

    Türk Belgesel Sineması’nın bir dönemine damgasını vuran, 1954 – 1976 arasında çekilmiş İstanbul Üniversitesi Film Merkezi filmleri, Maltepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Cenk Demirkıran’ın yazdığı Filmlerle Anadolu Destanı Yazmak adlı kitapla gün ışığına çıkıyor. Bu kitapta Türkiye’de düzenli olarak belgesel film üreten ilk kurum olan İstanbul Üniversitesi Film Merkezi’nin serüvenini, filmlerle ilgili ayrıntılı bilgileri, yıllar sonra bir kazan dairesinde tarihin karanlığına terk edilen filmlerin hayata dönüş öyküsünü ve yeni kuşakların bu filmlerden aldıkları ilhamla neler yaptıklarını bulacaksınız.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü kapak fotoğrafına haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Türk Belgesel Sinema Tarihinin Kayıp Sayfaları Aralanıyor: Filmlerle Anadolu Destanı Yazmak yazısına devam et
  • Felaket Henry

    Nick Moore’un yönettiği ve Theo Stevenson, Kimberley Walsh, Mathew Horne ile Anjelica Huston’un oynadığı Felaket Henry (Horrid Henry The Movie), 21 Ekim 2011’de Özen Film dağıtımıyla Özen Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Yetişkinlerle girdiği sonsuz savaşın kahramanı Felaket Henry’nin bu kez üstesinden gelmesi gereken büyük bir problemi vardır. Yan komşularının kızı Hırçın Susan ve erkek kardeşi Solucan Peter ile uğraşmak, okul müfettişleri ve müdüre karşı durmak ve tüm bunların yanında yetenek yarışmasını kazanmak zorundadır. Tüm bunları nefret ettiği okulunu kurtarmak için yapacaktır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • 2. Uluslararası Gençlik Filmleri Festivali

    2010 yılında Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelerde gençliğin sesini, sözünü perdeye yansıtan Gençlik Filmleri Festivali, ikinci yılını 20 – 23 Aralık 2011 tarihlerinde “yasak” teması ile gerçekleştiriyor. Festival hem genç yönetmenlere hem de izleyicilere bu sene birçok soru soracak. Bunların başında “Ne yasak?” sorusu geliyor. Festival gönüllülerinden oluşan kolektif sinema ekibi son dönemlerde artan baskı ve denetim mekanizmalarına dikkat çekerek, gençlerin festivalinde, yasak olanı yeniden ortaya çıkarmak, anlatmak, göstermek, hatta teşhir etmek gerektiğini söylüyor.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Festival tanıtım filmi için tıklayınız.
  • Diğer haber, basın bültenleri ve yüksek çözünürlüklü görsellere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    2. Uluslararası Gençlik Filmleri Festivali yazısına devam et
  • Mehmet Dinler

    Dinler, 1928 yılında Adana’da doğuyor, bu hesaba göre 83 yaşında. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi bölümünde okuyor. Erman Şener, Ses Dergisi’ne hazırladığı Sanatçılar Ansiklopedisi’nde Dinler için -okuduğu bölümü belirttikten sonra- aynı fakültede doktora yaptığını yazıyor. Bu bilgi -okulu belirtilmesine rağmen- Özgüç ve Evren’in hazırlamış oldukları yönetmen sözlüklerinde yok. Okul sonrası bir süre memurluk yaptığı, sonradan Kemal Film’de çalışmaya başladığı belirtiliyor. Sanırım bu çalışmaya başlama, okulun bitirilmesinden öncelere 50’li yılların sonuna kadar iniyor. Ülkemizde -özellikle- sinema sanatçıları hakkında biyografik bilgi ve belgelere pek rastlanmaz. Bir kaç yıldır müesseseleşmiş film festivallerinde yönetmen ve oyuncular için çeşitli biçimlerde, en azından derli toplu bilgiler içeren kitaplar yayınlanıyor. Dinler hakkında daha sağlıklı bilgileri böyle bir kitaptan öğrenebiliriz. Ama bende özel demeyeceğim ama bana anlatılmış bir kısım bilgiler var.

    Sinemamızın (aslı tiyatromuzun) ustalarından, yeri doldurulmaz ustalarından Feridun Karakaya’nın tip-leştirdiği bir “Cilalı İbo” vardır. Sinemada daha önceleri de rol almasına rağmen Karakaya, Seden’in 1957 de çektiği Zeki Müren’li Berduş filminde kendisine verilen “ayakkabı boyacısı” rolünü geliştirerek, Cilalı İbo’yu tipleştirmiş, tutulması üzerine Kemal Film’e yıllara yayılan bir seri Cilalı İbo filmi çekilmiştir. Bunlardan beş tanesini 1961 – 1971 arasında Dinler çekmiştir. Karakaya’nın hastalığı sırasında, hastahanede ziyaretleri sırasında Dinler ile tanıştım. Sohbetlerimiz sırasında kafama takılmış Güzeller Resmigeçidi filmine sözü getirdim. Çünkü kaynak kitaplarda filmin yönetmeni olarak kâh Osman F. Seden, kâh O. Nuri Ergün bazen her ikisi birden gösteriliyordu. Dinler o film çekimi sırasında kullanılan -aslında gerçek bir “güzellik kraliçeliği geçitinde” çekilen- kısımların varlığından söz etmişti. Ben bu nedenle Dinler’in yönetmenliğini bu filmle başlattım ama sonradan filmin jeneriğinde yönetmenin yazılması gerektiği yerde “Seden Film ekibince gerçekleştirilmiştir” ibaresini görünce, bu saptamamdan vaz geçtim. Film bir ekibin ürünü idi, Dinler de ekip içinde bulunabilirdi ama bu ekip çalışması, kollektif yönetmenli filmlerdeki gibi çalışmaya katılan her yönetmene mal edilemezdi. Çok kendine has bir durumdu. İşin ilginç tarafı Feridun Karakaya’nın da bu filmde rolü -ama jenerikte özel bir bölüme konulacak kadar özel bir rolü- vardı.

    Aynı yıl Dinler, Cilalı İbo Zoraki Baba’yı çekerek Kemal Film’de yönetmenliğe başlayacaktı. 1993’e kadar yönetmenlik çalışmalarına devam eden Dinler, Kemal (Seden) Film’e 18 film çeker. Aslında çekilen film sayısı 17’dir, bunlardan biri de Kemal Film’in sıkıntılı olduğu günlerde Dinler ile Semih Evin ve Zafer Davutoğlu’nun yönetimine katıldıkları Dişi Hedef’tir. 18. film ise O. F. S. Prodüksiyon adına çekilir.

    Dinler’in uzun süre çalıştığı Kemal Film bir okul gibi çalışmış, ülkemizin ilk özel yapımevidir (1921). İlk dönem film üretimi kısa sürmüş, ithâlciliğe ağırlık verilmiş, sonradan 1951’de tekrar üretime geçilmiş, kısa sürede bir yönetmen ve görüntü yönetmeni grubu oluşturulmuş ve yıl içinde çekilen filmlerde bu grubu oluşturanlar çalışmıştır. Dinler de bu grubun yönetmen kısmında yer alır ama sırf Kemal Film’e çalışmamıştır. Daha 1963’de As Film’e (Muzaffer Arslan) Dağlar Kralı – Köroğlu’nu çekmiştir.

    Yukarıda belirttiğim özel görüşmelerimizde -belki denk düşüremediğimden- Dinler’le konuşamadığım bir konu vardır. Sinemaya çok özel bir merakı olan amcam Rafet’in, bu Köroğlu filminin figürasyon grubunda yer alarak, başlangıç kısmında da çok az görünmüş olduğunu duymuştum, -ama ben filmde göremedim. Nerede ise elli yıl oldu, Dinler şimdilerde hatırlamamakta haklı olduğu bu olayı o gün bile yeterince hatırlamayabilirdi ama ben yine de konuşmak istiyorum.

    Dinler, Kemal Film’e çektiği sayıda filmi Melek Film’e de çeker: 17 film. Bu filmlerde (her iki firma ile) en fazla Türkan Şoray ve Ediz Hun ile çalışmıştır ama bu her zaman ikilinin bir arada olması anlamına gelmez. Bir arada oldukları da olmasına rağmen, farklı partonerlerle de oynamışlardır / oynatılmışlardır. Dinler, diğer firmalara yaptığı filmlerle bu iki firmaya (Kemal / Melek) yaptığı filmler, zaman bakımından Yeşilçam Dönemi içinde kalmaktadır, çalıştığı firmaların alışkanlıkları ile çalıştığı ortamda, inişi çıkışı olmayan bir yöntem uygulayan Dinler düz fakat düzgün, tutarlı, sinema dili rahat seyredilen bir yönetmendir. Sinemamızda yönetmenlerin her zaman uyguladıkları yöntemleri o da uygulamıştır, Kemal Film’e çektiği Erkeklik Öldümü Atıf Bey‘i yıllar sonra Erkeklik Öldü mü Abiler adı ile tekrar çekmiştir. Aslan Marka Nihat’ta bir Capra, Üç Kardeşe Bir Gelin’de bir Hathaway, Fakir ve Mağrur’da bir Shermann, Alevli Yıllar‘da bir Nelson, Melek mi Şeytan mı’da bir Truffaut uyarlaması yapar. Funda’yı Hançer’den, Ekmekçi Kadın’ı Davutoğlu’ndan sonra tekrar çeker. Sinemamızın ön gördüğü türlerin hepsinde çalışmasına rağmen, aşk filmleri aralarda kendini daha fazla gösterir. Ekmekçi Kadın’ın aynı zamanda bir yabancı roman uyarlaması yanında asıl roman uyarlamasını Halide Edip Adıvar’ın Sinekli Bakkal romanından yapar. Cennet Fedaileri filminde dini karakteri içeren dini/tarihsel bir film yapacaktır. Bütün bunlar Dinler’in gerek uzun süre çalıştığı firmalarda olsun, arada film yaptığı yapımevlerinde olsun, aşırılıklara veya teknik canbazlıklara itibar etmeyen sağlamcı bir yönetmen olması olgusunu değiştirmez.

    Mehmet Dinler (1928 / Adana)

    1961 Cilalı İbo Zoraki Baba (Kemal-1)* F. Karakaya (1)
    1962 Aşk Yarışı (Kemal-2) F. Hakan (1) T. Şoray (1)
    1962 Erkeklik Öldü mü Atıf Bey (Kemal-3) O. Günşiray (1) F.Girik (1)
    1962 Kıyma Bana Güzelim (Kemal-4) Sevim Emre (1)
    1963 Bazıları Dayak Sever (Kemal-5) O. Günşiray (2) F. Girik (2)
    1963 Dağlar Kralı – Köroğlu (As) F. Hakan (2) T. Şoray (2)
    1963 Sayın Bayan (Kemal-6) T. Şoray (3) T. Yiğit (1)
    1963 Cilalı İbo Kadın Avcısı (Seden-7) F. Karakaya (2)
    1964 Aslan Marka Nihat (Aşk Otobüsü) (Saner) İ. Günay (1) H. Koçyiğit (1) It Happened One Night / Frank Capra
    1964 Cilalı İbo ve Kırk Haramiler (Güven) F. Karakaya (3)
    1965 Cennet Fedaileri (Sine – Erman) – Hz. Ebu Bekir / Hz. Ömer / Hz. Ali / Hz. Hamza
    1965 Oğlum Oğlum (Günşiray) o. günşiray (3) F. Akın (1) Mahir Günşiray
    1965 Sevişmek Yasak (Ülkü) erakalın, F. Girik (3) C. Arkın (1)
    1965 Tehlikeli Adımlar (Güven) H. Koçyiğit (2) E. Hun (1)
    1965 Üç Kardeşe Bir Gelin (Pesen – Ülkü) F. Girik (4) E. Hun (2) North to Alaska / Henry Hathaway
    1966 Fakir ve Mağrur (Kadri) İ. Günay (1) S. Alkor (1) The Young Philadelphian / Vicent Shermann
    1966 Karanlıklar Meleği (Melek) H. Koçyiğit (3) C. Arkın (2)
    1966 Kıran Kırana (Metin) E. Kolçak (1) N. Aydan (1)
    1967 Aşkınla Divaneyim (Metin) N. Sesigüzel (1) S. Güneri (1)
    1967 Kara Duvaklı Gelin (Kemal-8) T. Şoray (4) E. Efekan (1)
    1967 Kelepçeli Melek (Kemal-9) T. Şoray (5) E. Hun (3)
    1967 Ölümsüz Kadın (Melek) T. Şoray (6) E. Bora (1)
    1967 Serseriler Kralı (Kemal-10) S. Alışık (1) F. Akın (2)
    1967 Sinekli Bakkal (Kema-11) T. Şoray (7) E. Hun (4)
    1967 Yarın Çok Geç Olacak (Kemal-12) S. Alkor (2) E. Hun (5)
    1967 Zehirli Çiçek (Kemal-13) Y. Tezcan (1) E. Efekan (2)
    1968 Ağla Gözlerim (Melek) T. Şoray (8) M. Soydan (1)
    1968 Alevli Yıllar (Metin) E. Bora (2) S. Özcan (1) Once a Thief / Doğru Yoldan Ayrılanlar – Ralph Nelson
    1968 Funda (Melek) H. Koçyiğit (4) K. Tibet (1)
    1968 İstanbul Kaldırımları (Kemal-14) Y. Tezcan (2) T. Oral (1)
    1969 Çingene Aşkı – Paprika (Coşkun Plâk) E. Çağlar (1) M. Mutlu (1)
    1969 Izdırap Şarkısı (Metin) M. Soydan (2) M. Mutlu (2)
    1969 İntikam Yemini (Bilgin) bilgin şehber, M. Soydan (3) S. Güvenirgil (1)
    1969 Sana Dönmeyeceğim (Melek) T. Şoray (9) M. Soydan (4)
    1969 Sevdiğim Adam (Melek) A. Işık (1) M. Mutlu (3)
    1969 Sonbahar Rüzgarları (Sine) T. Şoray (10) E. Hun (6)
    1969 Tatlı Sevgilim (Metin) Y. Tezcan (3) S. Güney (1)
    1970 Ah Müjğân Ah (Er) S. Alışık (2) E. Püsküllü (1)
    1970 Erkeklik Öldü mü Abiler (Ar) ahsen bahçeoğlu, S. Alışık (3) F. Cansel (1)
    1970 İşler Karışık (Er) S. Alışık (4) E. Püsküllü (2)
    1970 Söz Müdafaanın (Erler) H. Koçyiğit (5) E. Hun (7)
    1970 Talihsiz Baba (Melek) S. Alışık (5) S. Güneri (2)
    1970 Tatlı Meleğim (Melek) T. Şoray (11) E. Hun (8)
    1970 Yuvasız Kuşlar (Melek) F. Akın (3) E. Hun (9)
    1971 Bebek Gibi Maşallah (Meç) enver özer – ışık toraman – çetin inanç, H. Koçyiğit (6) İ. Günay (2)
    1971 Cilalı İbo Yetimler Meleği (Kema-15) F. Karakaya (4)
    1971 Cilalı İbo Teksas Fatihi (Kemal-16) F. Karakaya (5)
    1971 Hayatım Senindir (Melek) H. Koçyiğit (7) E. Hun (10)
    1971 Melek mi Şeytan mı (Melek) (T. Şoray (12) T. Akan (1) La Marieé Etait en Noir / Siyah Gelinlik – Truffaut
    1971 Solan Bir Yaprak Gibi (Melek) F. Girik (5) T. Akan (2)
    1971 Dişi Hedef (Kemal-17 !) S. Evin – Z. Davutoğlu ile / O. Günşiray (4) Ü. Özen (1)
    1972 Ekmekçi Kadın (Melek) F. Girik (6) O. Sonat (1)
    1972 Evlat (Uğur) F. Girik (7) M. Soydan (5)
    1972 Suçlu (Melek) T. Akan (3) B. Erdeniz (1)
    1972 Takip (Barlık) necdet barlık, K. Tibet (2) B. Erdeniz (2)
    1972 Tanrı Misafiri (Özer) enver özer, H. Koçyiğit (8) E. Hun (11)
    1972 Üç Sevgili (Melek) T. Akan (4) M. Zeren (1)
    1973 Kader (Bu film bazı listelerde isim olarak geçiyor ama yeterli bilgi yok)
    1973 Kara Toprak (Haydar) haydar üçüncüoğlu, T. Yiğit (2) Gül Tener (1)
    1973 Kır Çiçeği (Renk) ünal? aybek ünsal?, S. Gökhan (1) B. Erdeniz (3)
    1973 Şüphe (Melek) E. Hun (12) H. Soygazi (1)
    1973 Yalancı (Çok Yalnızım) (Melek) T. Şoray (13) A. Arman (1)
    1974 Ceza (Melek) K. İnanır (1) H. Soygazi (2)
    1974 Gariban (Kervan) M. Utku (1)
    1974 Talihsiz Evlat (Uğur) F. Girik (8) E. Çağlar (2)
    1974 Unutama Beni (Sine) S. Gökhan (2) H. Soygazi (3)
    1975 Kadınlar Hayır Derse (Metin) H. Koçyiğit (9) M. Soydan (6)
    1975 Panik (Özdoğan) mehmet bozdoğan, O.Sonat (2) M. Omay (1)
    1976 Adana Urfa Bankası (O. F. S.-18 ) o. f. seden, Ö. Serengil (1) Ayşen Cansev (1)
    1976 Aman Karın Duymasın (Metin) E. Hun (13) N. Nazır (1)
    1976 Perişan (Sezer) berker inanoğlu, P. Savaş (1) M. Hekimoğlu (1)
    1981 Ölmeyen Arkadaşlık (Pelit) Mehmet Karataşlı (1)
    1982 Vatan Kucağında (Yaşam) gazanfer dirlik, Savaş Ali Akyol (1)
    1986 Ağlıyorsam Yaşıyorum (Rana Yayınları) erol solak, G. Karaböcek (1) S. Kırmızı (1)
    1986 Zehirli Çiçek (Rana Yayınları) Ömer Şan (1) Bilge Şan (1)
    1993 Ezan Sesleri (Sun) erol şenbecerir, Nuray Kaplakaslan (1) Bülent Bilgiç (1)

    *Parantez içindeki rakamlar yönetmenin o firmayla ve o sanatçıyla kaçıncı kez çalıştığını göstermektedir. Yapım şirketi adından sonra küçük harflerle yazılanlar yapımcı isimleridir.

    (Bu yazının kısa versiyonu 08 – 14 Ekim 2011 tarihleri arasında düzenlenen 48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kataloğunda yayınlanmıştır.)

    (14 Ekim 2011)

    Orhan Ünser

    Gülen Gözler

    Halit Akçatepe, sinemamızda aileden sinemacı denildiğinde ilk akla gelen sanatçılarımızdandır. 1938 yılı başında Leman Akçatepe ve Sıtkı Akçatepe’nin oğlu olarak İstanbul’da dünyaya geliyor. İstanbul’da Saint Benoit Lisesi’nden mezun olsa da onu sinemaseverler Hababam Sınıfı’nın Güdük Necmi’si olarak biliriz. Halit Akçatepe, Güdük Necmi ile, Rıfat Ilgaz’ın unutulmaz eseri Hababam Sınıfı’nın Kalem Şakir (Tarık Akan), İnek Şaban (Kemal Sunal), Kel Mahmut (Münir Özkul) ve Hafize Ana’sı (Adile Naşit) gibi sinemamızın olmazsa olmaz ölümsüz karakterleri arasına girmiştir. Babası Halit Akçatepe de Hababam Sınıfı’nın unutulmazlarından Paşa Nuri karakteriyle hafızalara kazınmıştır. Öğrencilerinin kopya çekmelerini kendine has yöntemlerle engellemeye çalışan Paşa Nuri hiç taviz vermez, gerekirse sıraların üzerinde dolaşarak öğrencilerini denetler. Ancak Güdük Necmi’nin de aralarında olduğu Hababam’ın haylazları mutlaka bir punduna getirir, tarihi olayları anlatarak hocalarını heyecanlandırırlar ve sınavları ertelemenin bir yolunu bulurlar.

    Halit Akçatepe, doğal çocuksu yüzü ile tüm filmlerinde perdeye geldiğinde sinema salonlarında hemen bir sevinç halesi oluşur. Birçok filmde oynadığı Tarık Akan’dan yaşça büyük olsa dahi bu özelliği nedenle kardeşi rolünde de oynamıştır.

    Akçatepe 1943 yılında 5 yaşındayken Muhsin Ertuğrul’un yönettiği Nasreddin Hoca Düğünde filminde çocuk rolüyle sinemaya başladı. Dertli Pınar, Günahsızlar, Senede Bir Gün, Karanlık Yollar, İstiklal Madalyası, Gülnaz: Hayat Acıları, Güldağlı Cemile, Köprüaltı Çocukları, Yetim Yavrular gibi filmlerde küçük rollerde göründükten sonra hızlı çıkışına 1971 yılında Memduh Ün’ün 2. kez yönettiği Üç Arkadaş filmindeki Mıstık rolüyle başladı. Halit Akçatepe, Üç Arkadaş’ın yeniden çevriminde, Memduh Ün’ün sinemamızın unutulmaz klâsikleri arasında yer alan ilk filmde Semih Sezerli’nin oynadığı Mıstık rolünü aratmayacak denli başarı gösterdi. Filmin sonunda gözleri açılan Gülperi rolündeki Hülya Koçyiğit kendisine fedakârca kol kanat geren üç arkadaşı günlerce arar fakat bir türlü bulamaz. Üç arkadaş, Gülperi’yi konser çıkışlarında, hayranlarının arasında uzaktan seyrederek hasret gidermektedirler. Gülperi onları sadece sesleri ile tanıdığından, mümkün olduğunca sessiz seyrederler. Son karşılaşmalarında oluşan itiş kakış sırasında Mıstık, kendisini iten yanındaki kişiyi elinde olmadan “İncilerin mi döküldü?” diye azarladığında bunu duyan Gülperi sesi tanır, birden döner ve “Mıstık” diye seslenir. O sırada tanındıklarını anlayan üç arkadaş hüzünlü bir şekilde uzaklaşmaktadırlar ve Gülperi, Hülya Koçyiğit ünlü koşusu ile üç arkadaşa ulaşır ve mutlu son gerçekleşir.

    Halit Akçatepe en parlak dönemini yaşadığı 1970’li yıllarda hemen hepsi orta sınıf insanlarımızın sevecenliğini, aile dayanışmasını, arkadaşlık, dostluk kavramlarını ideal şekilde içinde barındıran filmlerde oynamıştır. Bu filmler genelde sinemamızda Arzu Film Ekolü olarak adlandırılan filmlere benzer, kimileri de zaten o ekolün içinde sayılagelen filmlerdir. Bazılarını analım da hatırlayanları hüzün bassın, gözleri yaşarsın. O güzel filmler arasında Bir Varmış Bir Yokmuş, Beyoğlu Güzeli, Tatlı Dillim, Sev Kardeşim, Feryat, Yalancı Yarim, Umut Dünyası, Oh Olsun, Canım Kardeşim, Bebek Yüzlü, Köyden İndim Şehire, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Salak Milyoner, Mavi Boncuk, Kanlı Deniz, Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı, Bizim Aile, Ah Nerede, Hababam Sınıfı, Hababam Sınıfı Uyanıyor, Süt Kardeşler, Şabanoğlu Şaban, Gülen Gözler, Evlidir Ne Yapsa Yeridir gibi filmler vardır ve hangisinde Halit Akçatepe perdede görünse seyircinin yüzünde ekstradan bir gülümseme belirir ve sıcaklık hissedilir. Çünkü o bizim içimizden biridir, küçük sevimli kardeşimiz, tatlı oğlumuzdur.

    Halit Akçatepe, daha önce Mehmet Keskinoğlu’nun oynadığı Yaşar Ne Yaşamaz’ın ikinci çevriminde ilk ve tek başrolünü Münir Özkul’la birlikte oynadı. Üç adet filmin, Şaban Pabucu Yarım, Gurbetçi Şaban ve Lüküs Hayat’ın senaryosunu da yazan Halit Akçatepe’yi onlarca TV dizisi, reklâm ve tiyatro oyunlarında seyrettikten sonra, devam filmleri olarak çekilen Hababam Sınıfı: Merhaba, Hababam Sınıfı Askerde ve Hababam Sınıfı 3,5 filmlerinde de izledik. Sinema filmi olarak en son, sinemamızda daima özel ve farklı filmler çeken yönetmen Ezel Akay’ın 7 Kocalı Hürmüz’ünde üç ihtiyardan biri olarak izledik. Fakat yine de o ünlü çocuksu yüzüyle seyredenlere moral yansıtıyor ve “ne kadar sevimli ve genç bir ihtiyar” dedirtiyordu.

    (Bu yazı 08 – 14 Ekim 2011 tarihleri arasında düzenlenen 48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kataloğunda Halit Akçatepe başlığıyla yayınlanmıştır.)

    (14 Ekim 2011)

    Sadi Çilingir

    Arka Pencere Dergisi’nde Orada Olmayan Adam

    Arka Pencere Dergisi, 103. sayısında, kapağına Coen Kardeşlerin Orada Olmayan Adam’ını yerleştiriyor. Tunca Arslan, Trendeki Yabancı köşesinde, usta tiyatro ve sinema oyuncusu Kâmran Yüce’yi ölümünün 25. yılında anıyor. Vizyon filmleri eleştirileri arasında Üç Silahşörler, Şey, Bir Gün, Oğul, Hayat Sana Güzel, Şeytanın İkizi ve Bendeyar yer alıyor. Arka Pencere Dergisi’nin 103. sayısı bir Alfred Hitchcock alıntısıyla nihayete eriyor: “Gizli Teşkilat’taki (North By Northwest) yataklı vagondaki final çekimi muhtemelen bugüne kadar yaptığım en açık saçık çekimdir.”

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Arka Pencere Dergisi’nde Orada Olmayan Adam yazısına devam et
  • Digital Film Academy’de Digital Film Making Eğitimi Kasım’da Başlıyor

    Digital Film Academy’de Digital Film Making Eğitimi Kasım’da başlıyor. Digital Film Academy öğrencileri, konusunda uzman ve sektörde aktif olarak çalışmakta olan profesyoneller tarafından eğitiliyor. Tamamen dijital yapım ekipmanlarıyla gerçekleştirilen eğitimlerde her öğrenci Digital Film Academy sertifikası alabilmek için, senaryo yazma, prodüksiyon yönetimi, yönetmenlik, oyuncu yönetimi, kamera ve ışık kullanımı ve kurgulama tekniklerini uygulayacağı en az bir kısa film veya belgesel projesi hazırlıyor.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Görsele haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Digital Film Academy’de Digital Film Making Eğitimi Kasım’da Başlıyor yazısına devam et
  • Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu