Beşinci Emir: Ölüm

Rafa Lara’nın yönettiği ve Ilean Almaguer, Angelica Aragon, Tomas Goros ile Alberto Guerra’nın oynadığı Beşinci Emir: Ölüm (El Quinto Mandamiento – The Fifth Commandment), 14 Haziran 2013’de Medyavizyon Film dağıtımıyla Siyah Beyaz Movies tarafından vizyona çıkarıldı.
Mexico şehrinde polis departmanı Cross Killer takma isimli seri katilin onbirinci kurbanını bulur. Dedektif Garcia bu seri katili yakalamak için peşine düşer. Seri katil çok tehlikeli birisidir. Victor ismindeki bu katil Gabriela adında bir kız ile tanışır ve aşık olur. Gabriela olacaklardan habersiz bir şekide Victor’a aşık olur.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb
  • Documentarist – 6. İstanbul Belgesel Günleri, Kapanışını Gezi Park’ında Yaptı

    Bu yıl 9 güne yayılan Documentarist – 6. İstanbul Belgesel Günleri, kapanış ve ödül törenini dün akşam (09 Haziran Pazar) Taksim Gezi Parkı’nda gerçekleştirerek, direnişçilerin işgâl ettiği bir alanda ödül töreni yapan belki de tek festival oldu. Documentarist, hafta boyunca her akşam parkta da gösterimler yapıyordu. 1000’e yakın kişinin izlediği kapanış töreninde bu yılki Johan Vander Keuken Yeni Yetenek Ödülü, Ufuk Emiroğlu’nun ilk filmi Babam, Devrim ve Ben’e verildi.

    Documentarist – 6. İstanbul Belgesel Günleri, Kapanışını Gezi Park’ında Yaptı yazısına devam et

    4. Ulusal Yeşil Kamera Üniversitelerarası Kısa Film Yarışması

    Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen Ulusal Yeşil Kamera Üniversitelerarası Kısa Film Yarışması’nın ödülleri törenle sahiplerine verildi. Törene katılan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Küreselleşme ve Küresel Tehdit Kategorisi’nde birincilik ödülü olan çevre Oscar’ını kazanan Kültür Üniversitesi’nden Bilgi Diren Güneş’e 30.000 TL’lik ödülünü verdi. 14 ödülün dağıtıldığı törende, ayrıca beş farklı kategorinin birincisine 5.000 TL verildi.

    4. Ulusal Yeşil Kamera Üniversitelerarası Kısa Film Yarışması yazısına devam et

    Hangi Yönetmenin Kaç Çocuğu Var?

    * Charlie Chaplin: On bir Çocuklu
    * Ken Russell: Sekiz Çocuklu
    * Ingmar Bergman: Sekiz Çocuklu
    * John Boorman: Yedi Çocuklu
    * Steven Spielberg: Altı Çocuklu
    * William Wyler: Beş Çocuklu
    * Ken Loach: Beş Çocuklu
    * Elia Kazan: Beş Çocuklu
    * Robert Altman: Beş Çocuklu
    * Robert Redford: Dört Çocuklu
    * James L. Brooks : Dört Çocuklu
    * Mustafa Akkad: Dört Çocuklu
    * Blake Edwards: Dört Çocuklu
    * Stanley Kramer: Dört Çocuklu
    * Milos Forman: Dört Çocuklu
    * Laurence Olivier: Dört Çocuklu
    * Mel Brooks: Dört Çocuklu
    * James Cameron: Dört Çocuklu
    * Cecil B. DeMille: Dört Çocuklu
    * George Roy Hill: Dört Çocuklu
    * John Cassavetes: Üç Çocuklu
    * David Lynch: Üç Çocuklu
    * Ridley Scott: Üç Çocuklu
    * Ivan Reitman: Üç Çocuklu
    * Oliver Stone: Üç Çocuklu
    * Sydney Pollack: Üç Çocuklu
    * Karel Reisz: Üç Çocuklu
    * Mike Nichols: Üç Çocuklu
    * Francis Coppola: Üç Çocuklu
    * Nicholas Ray: Üç Çocuklu
    * Philip Noyce: Üç Çocuklu
    * John Huston: Üç Çocuklu
    * Vittorio De Sica: Üç Çocuklu
    * Shohei Imamura: Üç Çocuklu
    * Stanley Kubrick: İki Çocuklu
    * Victor Fleming: İki Çocuklu
    * Andrei Tarkovski: İki Çocuklu
    * Tim Burton: İki Çocuklu
    * Erich Von Stroheim: İki Çocuklu
    * John Frankenheimer: İki Çocuklu
    * John Ford: İki Çocuklu
    * Sofia Coppola: İki Çocuklu
    * Peter Jackson: İki Çocuklu
    * Akira Kurosawa: İki Çocuklu
    * Nagisa Oshima: İki Çocuklu
    * Billy Wilder: İki Çocuklu
    * Tony Scott: İki Çocuklu
    * Arthur Penn: İki Çocuklu
    * Anthony Minghella: İki Çocuklu
    * Vincente Minnelli: İki Çocuklu
    * Franklin J.Schaffner: İki Çocuklu
    * François Truffaut: İki Çocuklu
    * Guy Ritchie: İki Çocuklu
    * Roman Polanski: İki Çocuklu
    * Ang Lee: İki Çocuklu
    * Baz Luhrmann: İki Çocuklu
    * Sidney Lumet: İki Çocuklu
    * Martin Scorsese: İki Çocuklu
    * John Milius: İki Çocuklu
    * Paul Schrader: İki Çocuklu
    * Joseph Losey: İki Çocuklu
    * Otto Preminger: İki Çocuklu
    * John Carpenter: Bir Çocuklu
    * David Lean: Bir Çocuklu
    * Bob Fosse: Bir Çocuklu
    * Bertrand Tavernier: Bir Çocuklu
    * Satyajit Ray: Bir Çocuklu
    * Ronald Neame: Bir Çocuklu
    * George Stevens: Bir Çocuklu
    * Ken Hughes: Bir Çocuklu
    * Volker Schlöndorff: Bir Çocuklu
    * Margarethe Von Trotta: Bir Çocuklu
    * Alfred Hitchcock: Bir Çocuklu
    * Federico Fellini: Bir Çocuklu
    * George Lucas: Bir Çocuklu
    * Sam Mendes: Bir Çocuklu
    * Elem Klimov: Bir Çocuklu
    * Larisa Shepitko: Bir Çocuklu
    * William Friedkin: Bir Çocuklu
    * Philip Kaufman: Bir Çocuklu
    * Walter Salles: Bir Çocuklu
    * Steven Soderbergh: Bir Çocuklu
    * Fred Zinnemann: Bir Çocuklu

    (16 Haziran 2013)

    Hakan Sonok

    [email protected]

    Aman, Dikkat

    23 Mayıs 1919 tarihinde İstanbul Sultanahmet Meydanında, tarihi, büyük bir protesto mitingi yapılır. Amaç, İzmir’in Yunan-lılarca işgâlini protesto etmektir. Bu mitingde (kara çarşafı ile / yüzü açık) Halide Edip (Adıvar) Hanımefendi de konuşur. Bu miting Malûl Gaziler Cemiyeti adına Cemil (Filmer) Bey tarafından belgesel olarak filme çekilir. O günlerden söz eden birçok kitapta yer alan Halide Edip’in mitingdeki konuşmasının fotoğrafı -sanırım- bu filmden alınmadır. Tarihi bir belge olan bu filmin saklanması ve korunması milli bir görevdir.

    Dört yıl sonra -1923 de- Kurtuluş Savaşı bitmiştir, savaş içinde yazılan (yine) Halide Edip’in Ateşten Gömlek filmi (ilk kez) Muhsin Ertuğrul tarafından filme çekilir. (İkinci çevrim 1950’de Vedat Örfi Bengü tarafından yapılacaktır.) 1919’da Sultanahmet Mitingi’nde çekilen film bir belgesel, tarihsel bir filmdir. Sanmıyorum ki o film üzerinde oynanarak, kurgusal olarak değişiklikler yapılmış olsun. Böyle bir müdahale filmi zedelemekten başka bir şey değildir. (Belgesel ve kurmaca olan her iki filmde sessizdir.)

    Aradan yıllar geçer, sinemamız gelişir, bir ara doğrudan sesli filmlerde yapılırsa da, sonradan dublaj ile seslendirilmiş filmlerle, 1960 yılına gelinir. 1960 yılının 28 / 29 Nisan günleri öğrenci olayları başlar ve 26 Mayıs 1960 tarihine kadar sürer, o gece, ertesi gün yeni şeylerin olması beklenirken, beklenilmeyen (belki de beklenen ve “geliyorum” diyen) Ordunun yönetime el koyması gerçekleşir. 27 Mayıs sabahı, tüm dengeler değişmiş, öğrenciler meydanlara rahatlıkla çıkmışlardır. 27 Mayıs bir süre Hürriyet ve Anayasa Bayramı olarak kutlanır, sonraları sorgulanmaya başlanan 27 Mayıs Bayram olmaktan da çıkarılır. Ordunun yönetime el koymasından birkaç gün sonra gazetelerde de yer alan bir haberde, 28 Nisan günü başlayan öğrenci hareketleri ve buna bağlı olarak 27 Mayıs’ta sonlanan toplumsal olaylarla ilgili olarak Kanlı Perşembe ismi ile bir film yapılacağı yazıyordu. Bu filmi heyecanla bekledim, fakat hiç bir zaman yapılmadı. Sinemamızın güncel olayları filmleştirmede inanılmaz bir tembelliği vardır, dolayısıyla Kanlı Perşembe de filmleşememiştir. (Çok da iyi olmuştur) Nasıl yapılacaktı, sonraki yıllarda açıktan açığa tartışılan konulara filmde nasıl yer verilecekti?

    Yıllar ilerledikçe sinemada (özellikle Televizyon filmlerinde) 27 Mayıs çok sert eleştirilerle ele alınacak, o zaman suçlanan yöneticiler demokrasi kahramanı ilân edileceklerdi. 27 Mayıs’tan hemen sonra başlayan Yassıada Duruşmaları, orduda görevli muvazzaf Muh. Alb. Nusret Eraslan tarafından iki filmlik bir belgesel ile (Düşükler Yassada’da ve Düşüklerin İçyüzü) sinemalaştırılacaktı. Bu filmler -belgesel olmalarına rağmen- (o günlerde bu tarz filmlerin sinemalarda gösterilmesine pek rastlanmazken) sinemalarda gösterilmiştir. (Sonradan bu tutum da 27 Mayıs ile birlikte eleştiri konusu yapılacaktır.) 27 Mayıs günü tutuklanan yüzlerce kişi, mahkemeler sonunda mahkûm olsalar da, sonradan çoğunun tutukluluk / hükümlülük hallerine son verilmiştir. İnfaz edilen üç idam cezası hâlâ tartışılan bir konudur. Bu durumlar karşısında toplum içinde, zamana bağlı olarak çok farklı gözlerle görülen olaylar hakkında -hele sıcağı sıcağına- film yapmak çok riskli bir şeydir.

    İmdi, Gezi olaylarının sürdüğü günlerde görüştüğüm sinema ile ilgili bir kişiye orada film çekilip çekilmediğini soduğumda, “çekiliyor” şeklinde cevap aldım. Sinemanın bugün geldiği noktada, kameraların özelliği ile aynı olayı çok farklı şekilde görültülemek mümkün. Gezi sakinleri kendi kameraları ile mutlaka oradan çeşitli görüntüler almışlardır. Profesyonel sinemacıların da bu işi yaptığını düşünüyorum. Hükümetin hazırladığı bir filmde sadece polisin yaptığı temizlik eylemlerinin filme alındığı belirtiliyor, resmi kayıtlara girecek bu film gezi eylemcilerini suçlamak için kullanılacaktır. Aksi görüntüler ise, bazı televizyonlara yansıyan, yabancı kanalların çektiği filmler ise aksi sonuçları doğurabilecektir. Bütün bunlardan sonra bu olayların belgesel filmi yanında mutlaka kurmaca filmlerinin de yapılması yanındayım. AMAN DİKKAT diyorum, çok hassas olan bir konuda olumlu veya olumsuz abartmalarla yapılacak bir (veya bir kaç) film tartışmaların devamından başka bir işe yaramayacaktır.

    Olmaması gereken olaylar olmuştur, tabi bunun görselleştirilmesi gerekir, bunlardan yapılacak her tür film ise dediğimiz riskleri taşır. Kimseyi, özellikle “orantısız güç kullanan” güçlerden yana bir yorum (çıkarılabilecek) bir yapımın, olayın -ki tarihte ki yerini almıştır- yanlış değerlendirmesine neden olacağı unutulmamalıdır.

    (16 Haziran 2013)

    Orhan Ünser

    Arka Pencere Dergisi, Çapulcular’ı Ayakta Alkışlıyor

    Arka Pencere Dergisi, 189. sayısında, kapağına, Eisenstein’ın direniş başyapıtı Potemkin Zırhlısı’nı yerleştiriyor. Tunca Arslan, Trendeki Yabancı köşesinde, Gezi Parkı Direnişi’ni Onat Kutlar’ı hatırlayarak selâmlıyor. Vizyon filmleri eleştirileri arasında Bilinmeze Doğru: Star Trek, Benim Çocuğum, Babadan Oğula, Paranoyak, İntikam Kurşunu, Saksı Olmanın Faydaları, Arkadaşım Max ve Sarı Siyah yer alıyor. Dikkat çekici hatırlatmalar bulacağınız Sapık köşesiyle devam eden derginin 189. sayısı, her hafta olduğu gibi bir Hitchcock alıntısıyla nihayete eriyor: “DİREN GEZİ PARKI.”

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Arka Pencere Dergisi, Çapulcular’ı Ayakta Alkışlıyor yazısına devam et
  • Sinema Tarihi Üzerine Bugüne Kadar Yapılmış En Kapsamlı Belgesel: Sinemanın Hikayesi

    Calinos Films ve Tiglon Film işbirliğiyle yedinci sanat üzerine çekilmiş Sinemanın Hikayesi adlı belgesel DVD raflarındaki yerini aldı. Ödüllü yönetmen Mark Cousins tarafından yazılıp yönetilen Sinemanın Hikayesi, dünden bugüne dünya sinemasının geçirdiği evreleri, değişimleri ve yaratıcılık sürecini ele alıyor ve sinema tarihi kitaplarının filme çekilmiş bir versiyonunu sunuyor. Sinema tarihinin 110 yılını kapsayan ve çekim süreci 6 yılı aşan bu devasa çalışma yönetmenlerin birbirlerinden ve tarih boyunca yer almış önemli olaylardan nasıl etkilendiklerini anlatıyor.

  • Basın Bülteni
  • Fragman
  • Diğer bağlantılar ve yüksek çözünürlüklü görsellere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Sinema Tarihi Üzerine Bugüne Kadar Yapılmış En Kapsamlı Belgesel: Sinemanın Hikayesi yazısına devam et
  • Argo ve Skyfall’dan Sonra Cehennem’in Çekimleri de İstanbul’da Gerçekleştirilecek

    Kitapları çok satan Louis de Bernieres’nin “Kanatsız Kuşlar” adlı romanı Türkiye’ye dünyanın her yanından insanların akın akın gelmesine yol açmıştı…

    Dan Brown’un yeni romanı “Cehennem”in büyük bölümünün İstanbul’da ve Ayasofya’da geçmesi, üstüne üstlük romanın yakında sinemaya uyarlanacak olmasıysa İstanbul’a ve Ayasofya’ya adeta turist yağdıracak.

    “Da Vinci Şifresi” romanı ve filmi de konunun geçtiği Paris’teki Louvre Müzesi’nin ziyaretçi rekoru kırmasına neden olmuştu… Aynı etkileşim “Ramses” serisi romanlarında da yaşanmış ve Mısır’a gelen turist sayılarında tüm rekorlar kırılmıştı.

    Türkiye’ye 2012’de 31 milyon 800 binin üzerinde yabancı turist geldiği ve Ayasofya’yı yine geçen yıl 3 milyon 250 bin kişinin ziyaret ettiği açıklanmıştı.

    Dan Brown’ın romanları 52 dilde okurlara sunuldu, dünya çapında 300 milyona yakın sattı ve onun kitaplarının sinema uyarlamaları olan “Da Vinci Şifresi-The Da Vinci Code” ve “Melekler ve Şeytanlar-Angels & Demons” dünya sinemalarında 1 milyar 243 milyon dolar hasılat elde etti.

    Dan Brown’un yarattığı Harvard Üniversitesi Simgebilim Profesörü Robert Langdon karakteri “Da Vinci Şifresi” ve “Melekler ve Şeytanlar” filmlerinde iki Oscar’lı oyuncu Tom Hanks tarafından canlandırıldı… Tom Hanks bu karakteri “The Lost Symbol-Kayıp Sembol” ve “Inferno-Cehennem” filmlerinde de canlandırmaya devam edecek… Hatta “Cehennem”in kadrosuna Oscar ödüllü Roberto Benigni’nin dahil olması için görüşmeler sürüyor.

    Böylece, “Argo”, “Skyfall”, “Taken 2”, “The International” ve “Tinker Tailor Soldier Spy”dan sonra “Cehennem” de İstanbul bir kez daha uluslararası filmlerin gözde mekânı olacak.

    Tom Hanks’in “Melekler ve Şeytanlar”dan Kazancı

    Tom Hanks sadece “Melekler ve Şeytanlar” filminden 50 milyon dolar elde etmişti.

    “Cehennem”in Kapıları Türkiye’ye Açılıyor!

    Sanat eserlerini, şifreleri ve sembolleri büyük bir titizlikle araştırarak tüm dünyada fırtınalar koparan eserleri yaratan Dan Brown okurlarını “Cehennem” ile karanlık ve gizemli bir dünyaya sürüklüyor.

    “Cehennem”in Konusu:

    Harvard Üniversitesi Simgebilim Profesörü Robert Langdon başından vurulmuş bir halde hastane odasında gözlerini açar. Ne buraya nasıl geldiğini ne de nasıl vurulduğunu hatırlamaktadır. Camdan gördüğü manzara karşısında alt üst olan profesör, evinden binlerce kilometre uzakta, Floransa’da olduğunu anlar. Yaşadığı korkunç baş ağrısına eşlik eden tek şey; sürekli kâbuslarında gördüğü kan kırmızısı bir nehrin karşısından kendisine seslenen gümüş saçlı güzel bir kadın ve toprağa baş aşağı gömülü can çekişen bedenlerdir.

    Langdon gördüğü kâbusları anlamlandırmaya çalışırken kadın bir suikastçı tarafından takip edildiğini, kendine tedavi uygulayan doktorlardan biri gözlerinin önünde vurulunca anlar. Hastanede görevli diğer doktorlardan biri olan Sienna Brooks’un o ölüm kalım anında kendisine yardım etmesiyle hayatta kalır.

    Simgebilim profesörü kendini bir anda ipuçlarını Dante’nin cehenneminde bularak çözmesi gereken korkunç bir senaryonun içinde bulur. Floransa’nın tarih kokan dar sokaklarından Venedik’in muazzam bazilikalarına uzanan semboller zinciri Langdon’ı insanlık tarihini sonsuza dek değiştirebilecek bir mekâna sürükler.

    Burası üç imparatorluğun merkezi olmuş, insanlık tarihi kadar eski, dünyanın incisi İstanbul’dur. Ve bu şehirde ya insanlık tarihi baştan sona yeniden yazılacak ya da bunu yazacak hiç kimse kalmayacaktır…

    (15 Haziran 2013)

    Hakan Sonok

    [email protected]

    Adanalı Bir Yönetmen, Adana’da Çekilen Bir Film, Toprağa Uzanan Eller Dünyaya Açılıyor

    Yapımcı ve yönetmenliğini Ömer Can’ın üstlendiği Toprağa Uzanan Eller, 18. Londra Türk Filmleri Festivali kapsamında 23 Şubat’ta festival yolculuğuna başladı. Türkiye prömiyerini 32. İstanbul Film Festivali’nde yapan film, uluslararası prömiyerini 15 – 23 Haziran 2013 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 16. Uluslararası Shanghai Film Festivali’nde yapacak. Ana teması çocuk işçiler olan filmin oyuncu kadrosunda, gerçek tarım işçileri olan çocuk oyuncular Ali Bilen, Zeliha Bilen kardeşler ile Melih Selçuk, Nail Kırmızıgül, Demet İyigün, Şerif Sezer, Turgay Tanülkü ve Halil Kumova gibi deneyimli oyuncular yer alıyor.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Senaryo Yazarlığı Yaz Okulu Açılıyor

    Senaryo Yazarları Derneği SEN-DER bir ilke daha imza atıp, Senaryo Yazarlığı Yaz Okulu programını gündeme alıyor. Galip Derviş, Kanıt, Sağır Oda adlı TV dizilerinin senaryo yazarı Ahmet Saatçioğlu, bu kez 12 haftadan oluşan Senaryo Yazarlığı Yaz Okulu için, SEN-DER’e eğitmen olarak konuk oluyor. Temel senaryo yazma bilgileri, fikir, hikâye, sinopsis, yaratıcılık, öyküleme teknikleri, izleyiciyi heyecanlandırmanın 10 yolu ve proje dosyası oluşturma gibi çeşitli konuları ele alacak olan Senaryo Yazarlığı Yaz Okulu, 15 Haziran’da başlayacak ve her Cumartesi 15:00 – 17:30 arasında gerçekleşecek.

  • Basın Bülteni
  • Facebook
  • Yüksek çözünürlüklü logoya haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Senaryo Yazarlığı Yaz Okulu Açılıyor yazısına devam et
  • Film Arası Dergisi’nde Yetkin Dikinciler: Başıma Ne Gelir Korkusuyla İş Yapılmaz

    Aylık sinema dergisi Film Arası’na konuşan ünlü ve sevilen oyuncu Yetkin Dikinciler, oyunculuk serüvenine dair duygularını paylaştı, sinemanın söz söyleme meydanı olduğunu söyledi.
    Hayatı tüm katmanlarıyla sanata aktarmak gerektiğini vurgulayan ünlü oyuncu, “Başıma ne gelir korkusuyla iş yapılamaz. Sinemada çok renkli roller üstlendim. Mavi Gözlü Dev’de az ya da çok herkesin bildiği, kabul etsin ya da etmesin herkesin kafasında bir imajı olan şair Nazım Hikmet’i oynadım.” dedi.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Film Arası Dergisi’nde Yetkin Dikinciler: Başıma Ne Gelir Korkusuyla İş Yapılmaz yazısına devam et
  • Akademİda 2013 Film Atölyeleri İçin Başvurular Başladı

    Akademİda’nın 2013 atölyeleri için başvurular başladı. Temmuz ve Ağustos aylarında yapılacak atölyelerde şimdilik kesinleşenler arasında; Meltem Cumbul ile Eric Morris Metodu Oyunculuk Atölyesi (03 – 08 Temmuz), Hüseyin Karabey ile Yapımcı Yönetmenlik Atölyesi (15 – 22 Temmuz), Altyazı Dergisi ile Sinema Okur – Yazarlığı Atölyesi (12 – 19 Ağustos), Özcan Alper ile Türkiye’de İlk Film Yapmak Atölyesi (19 – 26 Ağustos) bulunuyor.
    Çanakkale Assos yakınlarındaki Kozlu Köyü’nde yapılan atölyeler sinema ile ilgilenen herkese uzman sinemacılarla birebir çalışma imkânı yaratıyor.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Diğer bağlantılara ve yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Akademİda 2013 Film Atölyeleri İçin Başvurular Başladı yazısına devam et
  • Trans

    Danny Boyle’un yönettiği ve James McAvoy, Vincent Cassel, Rosario Dawson ile Danny Spani’nin oynadığı Trans (Trance), 14 Haziran 2013’de Tiglon Film dağıtımıyla Tiglon Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Simon, titiz ve çok başarılı, müzayedede çalışan bir memurdur. Değeri birkaç milyon dolar olan bir tablonun çalınması için namlı bir suç çetesiyle anlaşma yapar ve çalınan tabloyu saklar. Kafasına aldığı darbe sonucu hafızasını yitirdiğinden tablonun yerini hatırlayamaz. Psikolojik tedavilere ve onlarca işkenceye cevap vermeyen Simon, suç çetesi liderinin getirttiği özel bir hipnoz uzmanı ile geçmişinin derinlerine inmeye başlamıştır.

    • Basın Bülteni
    • Fotoğraflar
    • Web Sitesi
    • Fragman
    • IMDb

    Trans yazısına devam et

    Arkadaşım Max Ekibi, Klak Sinema Programı’nda

    Hollywood’dan Türkiye’ye sinema dünyasının nabzını tutan Klak Sinema Programı, haber ve eğlence dolu bir bölümle daha Bugün TV’de. Yetenek Sizsiniz adlı TV programının birincisi, tüm Türkiye’nin sevgilisi Max şimdi de Beyazperdede. Arkadaşım Max filminin oyuncuları İnci Türkay, Burçin Bildik ve Max ile eğitmeni Ali Yeşilırmak bu haftanın konukları. Yılın en çok beklenen filmlerinden Muhteşem Gatsby evreninde özel bir tur; heyecanla beklenen bir devam filmi, Bilinmeze Doğru: Star Trek; yılın en güçlü filmlerinden bir tanesi, Babadan Oğula; haftanın filmleri, haberler, renkli görüntüler ve çok daha fazlası Klak’ta.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Arkadaşım Max Ekibi, Klak Sinema Programı’nda yazısına devam et
  • Her Cuma Yeni Sinema’da Bu Hafta: Tepenin Ardı

    Her Cuma Yeni Sinema sloganıyla yola çıkan Yeni Sinema Hareketi Platformu, sinemamızın son dönem bağımsız örneklerini İstanbullularla buluşturmaya devam ediyor. Beşiktaş Belediyesi tarafından Levent Kültür Merkezi’nde gerçekleşen ücretsiz etkinliğin koordinasyonu Katadrom Derneği tarafından yapılıyor. Etkinlikte 07 Haziran 2013 Cuma günü (bugün) saat 19:00’da yönetmenliğini Emin Alper’in yaptığı, ödül rekortmeni filmi Tepenin Ardı gösterilecek. Taksim Gezi Parkı eylemi sebebiyle film gösteriminin ardından gerçekleştirilmesi plânlanan söyleşinin iptal edildiği bildirildi.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü logoya haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Her Cuma Yeni Sinema’da Bu Hafta: Tepenin Ardı yazısına devam et
  • Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu