Kategori arşivi: Haberler

Harry Potter ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 2’nin En Son Fragmanının Yayın Linkleri Açıklandı

Ülkemizde 13 Temmuz 2011 Çarşamba günü vizyona girecek olan Harry Potter ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 2 (Harry Potter and the Deathly Hallows) filminin en son fragmanına ait yayın linkleri açıklandı. İyi ile kötünün mücadelesi büyücüIük dünyasını büyük bir savaşın içine sokmuştur, artık hiçbir yer güvenli değildir.

  • Basın Bülteni
  • En Son Fragman: Orijinal / Türkçe Altyazılı
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Kavşak, Köyceğiz’de

    Köyceğizlilerin büyük ilgi gösterdiği 6. Köyceğiz Kaunos Altın Aslan Türk Filmleri Festivali’nde dün akşam Selim Demirdelen’in yönettiği Kavşak filminin gösterimi yapıldı. Gösterim sonrasında Alin Taşçıyan’ın moderatörlüğünde yapılan söyleşiye filmin yönetmeni Selim Demirdelen, başrol oyuncuları Güven Kıraç, Sezin Akbaşoğulları ve yapımcı Türker Korkmaz seyircilerin sorularını yanıtladılar. Söyleşinin ardından da Lütfi Akad’ın yönettiği ve başrollerinde İzzet Günay ile Türkan Şoray’ın oynadığı sinemamızın ünlü siyah beyaz klâsiği Vesikalı Yarim 35 mm.lik kopyasından gösterildi.

  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Kavşak, Köyceğiz’de yazısına devam et
  • Kar Beyaz, 33. Moskova Uluslararası Film Festivali’nde

    Selim Güneş’in, Sabahattin Ali’nin Ayran adlı eserinden senaryolaştırdığı ve yönettiği Kar Beyaz, 24 ve 27 Haziran tarihlerinde Films Around the World bölümü kapsamında 33. Moskova Uluslararası Film Festivali’nde gösteriliyor! Gösterimler Multiplex Cinema October salonlarında yapılacak. Çekimleri Şavşat, Meydancık ve Maden Köyü’nde gerçekleştirilen filmde Hakan Korkmaz, Sinem İslamoğlu, Gürsan Piri Onurlu, Kaya Akkaya, Ziver Armağan Açıl rol alıyor. Yönetmen Selim Güneş’in ilk filmi olan Kar Beyaz, küçük bir dağ köyünde yaşayan on iki yaşındaki Hasan’ın bir gününü anlatıyor.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Hayde Bre, Shanghai’da En İyi Film Ödülü Kazandı

    Çin’in Shanghai kentinde düzenlenen 14. Shanghai Uluslararası Film Festivali’ne Türkiye’den katılan Hayda Bre filmi, En İyi Film Ödülü olan Altın Kadeh’in sahibi oldu. Orhan Oğuz’un yönettiği ve Şevket Emrulla, Nilüfer Açıkalın ile İlker İnanoğlu’nun oynadığı filmin konusu şöyle: Balkanlarda mutlu bir şekilde yaşayan Şaban Aga ile İstanbul’daki üvey kızı Saadet’in hayatı beklenmedik bir şekilde kesişir. Saadet, oğlunun sünneti için Makedonya’ya gider, eşi vefat eden Şaban Aga’yı İstanbul’a getirir. Şehir hayatına uyum sağlayamayan Şaban Aga, devamlı misafir olduğunu düşünmekte, eski yaşamına dönmek istemektedir.

  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Gölgeler ve Suretler, Köyceğiz’de

    6. Köyceğiz Kaunos Altın Aslan Türk Filmleri Festivali’nde dün akşam Gölgeler ve Suretler’in gösterimi yapıldı. Gösterim sonrasında Alin Taşçıyan’ın filmin yönetmeni Derviş Zaim ile yaptığı söyleşide filmin yapım aşaması seyirciyle paylaşıldı. 1963 yılında Kıbrıs’ta Türklerle Rumlar arasında parlayan ‘Kıbrıs Olayları’nı bir Karagöz kuklacısı olan babasından ayrı düşen genç bir kızın gözünden anlatan film, Derviş Zaim’in Cenneti Beklerken (minyatür) ve Nokta (hat) ile başladığı ‘Geleneksel Türk Sanatları’ üçlemesinin son halkası. Filmin başrollerinde Osman Alkaş, Settar Tanrıöğen, Erol Refikoğlu ve Popi Avraam oynuyor.

  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Gölgeler ve Suretler, Köyceğiz’de yazısına devam et
  • Mankenlikten Oyunculuğa Geçiş Yapan En Başarılı İsim Anketinden Cansu Dere Birinci Çıktı

    izlesene.com adlı web sitesi mankenlikten oyunculuğa geçiş yapan en başarılı ismi belirledi. “Sizce mankenlik veya güzellik yarışması sonrasında kariyerini oyuncu olarak sürdüren en başarılı kişi kim?” başlığıyla yapılan ve 4.237 oyun kullanıldığı ankette birinciliği 2.130 oyla Ezel dizisinin başrol oyuncusu Cansu Dere aldı. Listenin 2. sırasına ise 519 oy alan Türkiye ve Avrupa eski güzeli Arzum Onan yerleşti. En son +18 dizisiyle ekrana gelen Aysun Kayacı da ankette kendine yer buldu ve 432 oyla 3.lük koltuğuna oturdu.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Mankenlikten Oyunculuğa Geçiş Yapan En Başarılı İsim Anketinden Cansu Dere Birinci Çıktı yazısına devam et
  • 6. Köyceğiz Kaunos Altın Aslan Türk Filmleri Festivali Onur Ödülleri Töreniyle Başladı

    6. Köyceğiz Kaunos Altın Aslan Türk Filmleri Festivali, dün akşam festival alanında yapılan Onur Ödülleri Töreniye başladı. İzzet Günay ve Süleyman Turan’ın ödüllerini aldığı etkinliğe Perihan Savaş ve Yavuz Özkan sağlık nedeniyle katılamadı. Açılış ve ödül törenine sinema camiasından Derviş Zaim, Ömer Faruk Sorak, Selim Demirdelen, Güven Kıraç, Sezin Akbaşoğulları, Agâh Özgüç, Alin Taşçıyan ile Köyceğiz Kaymakamı Yücel Gemici, Köyceğiz Belediye Başkanı Salih Erbay, CHP Muğla Milletvekilleri Tolga Çavdar ve Nurettin Demir katıldı. Gece, Ömer Faruk Sorak’ın yönettiği Aşk Tesadüfleri Sever’in gösterimi ile sona erdi.

  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    6. Köyceğiz Kaunos Altın Aslan Türk Filmleri Festivali Onur Ödülleri Töreniyle Başladı yazısına devam et
  • Kısa Film Eski Dünyanın Orduları’na Profesyonel Destek Geldi

    Türkiye’nin ilk bağımsız bilimkurgu filmi Eski Dünyanın Orduları’nın, Haziran ayı sonundaki gösteriminden önceki son fragmanı yayınlandı. Dublaj yönetmeni Aziz Acar ve seslendirme sanatçısı Zeki Atlı’nın katkılarıyla içeriği daha da güçlenen 30 dakikalık film, Haziran ayının son haftası ücretsiz olarak web sitesinden yayınlanacak. 2 öğrencinin sponsor ve maddi destek olmadan çektiği film, tarih ile geleceği harmanlayan hikâyesi ile ilgi uyandırıyor. Hiçbir Türk filminde olmadığı kadar görkemli görsel efekt sahneleri içeren film birçok özelliği ile izleyicilere Türk sinemasında alışık olmadığımız bir deneyim yaşatacak.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Hatice Yakar ve Asiye Dinçsoy, Kanaltürk Klak Sinema Programı’nda

    Vizyondaki yepyeni filmler, 1960’ların Adana’sından kopup gelen bir hikaye, Öfkeli Çılgınlık Karamsar Çile filminin yönetmeni Hatice Yakar ile başrol oyuncularından Asiye Dinçsoy ve Sinema TV’nin yeni reklâm yüzü, dans müziğinin rakipsiz ismi Bedük bu hafta Gizem Ertürk’ün hazırladığı Klak’ta. Mutlaka görmeniz gereken 0 km filmler, çok özel kamera arkası görüntüleri ve elbette müzikli finaliyle Klak bu hafta da dopdolu. Klak her Cumartesi günü 16:00’da Kanalturk’te, genişletilmiş özel versiyonu ise Cumartesi günü 22:00 ve Pazar günü 08:30’da Bugün TV’de.

  • Basın Bülteni
  • Kanaltürk Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Hatice Yakar ve Asiye Dinçsoy, Kanaltürk Klak Sinema Programı’nda yazısına devam et
  • Arka Pencere Dergisi Şeytanla Köşe Kapmaca Oynuyor

    Arka Pencere Dergisi, 86. sayısında, kapağına kapağına Alan Parker’ın unutulmaz filmi “Şeytan Çıkmazı”(Angel Heart) yerleştiriyor. Tunca Arslan, “Trendeki Yabancı” köşesinde, yeni yayımlanan dört sinema kitabına bakıyor. Vizyon filmleri eleştirileri arasında Super 8, Tehlikeli Yol, Mutlu Azınlık, Mutluyum Devam Et, Kayıp Hazine, Öfkeli Çılgınlık Karamsar Çile ve Demir Kapılar yer alıyor. Arka Pencere Dergisi’nin 86. sayısı, bir Alfred Hitchcock alıntısıyla nihayete eriyor: “1925’ten önce İngiliz filmleri vasat düzeydeydi. Çoğunlukla iç pazar için ve burjuvalar tarafından yapılıyordu.”

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Arka Pencere Dergisi Şeytanla Köşe Kapmaca Oynuyor yazısına devam et
  • İspanyol Köyü Juscar, Şirinler Mavisine Boyandı

    05 Ağustos’ta Türkiye’de vizyona girecek Şirinler filmi öncesinde, tüm dünyada 25 Haziran’da kutlanacak olan Dünya Şirinler Günü kapsamında, İspanya’nın Juscar Köyü’nde tüm binalar Şirinler mavisine boyandı. İspanya’nın güneyinde, Malaga yakınlarındaki bu köyde süren hazırlıklar 16 Haziran Perşembe günü resmen sona erdi ve köydeki tüm binalar Şirinler’in mavi rengine büründü. Bu yıl Dünya Şirinler Günü’nün bir önemi daha var. Dünya Şiirler Günü’nde, dünyanın çeşitli yerlerinde 24 saat Şirinler gibi giyinen en büyük kalabalık oluşturma rekoru denenecek.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Şirinler’in Yaratıcısı Peyo’nun Doğum Günü Olan 25 Haziran, Dünyada Çeşitli Şirin Aktivitelerle Kutlanacak

    Colombia Pictures ve Sony Pictures Animation, Şirinler’in yaratıcısı Peyo’nun doğum günü olan 25 Haziran 1928 vesilesiyle 25 Haziran 2011 Cumartesi, Dünya Şirinler Günü kapsamında dünya çapında aktiviteler organize edecek. Sony Pictures Dünya Pazarlama Başkanı Marc Weinstock’un yaptığı açıklamaya gore, Temmuz sonundan itibaren tüm dünyada vizyona giremeye başlayacak Şirinler filmini beklerken, hayranları tüm dünyada bu aktiviteler kapsamında buluşacaklar. Colombia Pictures ve Sony Pictures Animation yapımı olan Şirinler filmi Türkiye’de 05 Ağustos 2011 Cuma günü vizyona girecek.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Kung Fu Panda’nın Muhteşem Dönüşü

    2008 yılında gösterime girdiğinden bu yana bir fenomen haline gelen DreamWorks’un animasyon harikası Kung Fu Panda’nın devam filmi Kung Fu Panda 2 gişede yine büyük bir başarı elde etti. 10 Haziran Cuma günü ülkemizde 3D ve 2D seçenekleriyle gösterime giren film, küçük izleyiciler kadar büyüklerin de ilgisini çekmeye devam ediyor. Sevenlerinin merakla beklediği film açıldığı haftasonu büyük bir başarı elde ederek ilk 10’da birinci sıraya yerleşti.

  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Portekiz’den Sinemamıza İki Ödül

    Portekiz’in Setubal ve Lizbon kentlerinde 03 – 12 Haziran tarihlerinde gerçekleştirilen 27. Festroia Uluslararası Film Festivali’nden iki filmimiz ödülle döndü. Tayfun Pirselimoğlu’nun yönettiği, Ayberk Pekcan, Nazan Kesal ve Rıza Akın’ın rol aldığı Saç, ana yarışmada Fipresci ödülüne lâyık görüldü. Yönetmenliğini Ahmet Boyacıoğlu’nun üstlendiği, kadrosunda Tuncel Kurtiz, Taner Birsel, Şevval Sam, Erkan Can, Nejat İşler ve Derya Alabora’nın yer aldığı Siyah Beyaz ise İlk Filmler Yarışması’nda Özel Mansiyon kazandı.

  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Portekiz’den Sinemamıza İki Ödül yazısına devam et
  • Kadının Mücadelesi

    Daha Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde oynadığında, “Made in Dagenham”ın “Kadının Fendi” adını haketmediğini düşünmüştüm. Malûm, Miranda Richardson da İstanbul’daydı. Nigel Cole’un Türkçe adını bilmediği filminin “Büyük bir film olmasa da iyi bir film” olduğunu düşünüyordu. Richardson “Made in Dagenham”da, Birleşik Krallık’ta başbakan yardımcılığına yükselmiş ilk kadın olan Barbara Castle’ı oynuyor. Pek sevdiğim çevirisiyle “asabi kızıl”ı… Kızıl saçları ve burnunda olan öfkesiyle karakterin hakettiği bir tanım.

    Made in Dagenham, bir şeyler yapmaya kalkışan ve etkili olan kadınları anlatan bir film. Yönetmeni Nigel Cole’un daha önce izlediğimiz filmi “Calendar Girls / Takvim Kızları”da öyleydi. Oradaki orta yaşlı (diyelim hadi) hanımlar, hedeflerine erişmek için soyunmayı bile göze alıyorlardı. Helen Mirren’in oynadığı karakter Chris Harper öncülüğünde, başarıya da ulaşıyorlardı.

    Bu seferki kahramanlarımız, aslında gerçek bir olayın kahramanları. 1968’da Dagenham’deki Ford otomobil fabrikasında kötü şartlar altında araba koltuk döşemelerini diken 187 kadın işçi, ücret zammı isteyerek bir eylem yapmıştı. Sonra bu taleplerini, eşit işe eşit ücrete çevirdiler. Harold Wilson’un İşçi Partisi hükümeti aldırmıyor, Ford bastırıyordu ama, Bakan Barbara Castle onlara destek oldu. Eşit İşe Eşit Ücret Yasası’nın mimarı olarak da tarihe geçti.

    Cole’un özelliği, siyasi ya da toplumsal sorunları ciddi ciddi anlatabileceği filmler tasarlayıp bunların kıyısından dönmesi ve seyircilerin kendilerini iyi hissetmesini sağlayan filmler yapması. Aslında buna hata demek haddimize düşmemiş, çünkü bir tercih olduğu ortada. Zaten izleyenlerin her iki filmi sevmesi de, yönetmenin hiç değilse ticari açıdan doğru bir tercih yaptığını gösteriyor.

    Ayrıca, Mike Leigh’in “Happy-Go-Lucky”sinde izleyip hayran kaldığımız Sally Hawkins’in oynadığı eylem öncüsü Rita O’Grady’nin de herhangi bir siyasi geçmişi yok. Cole bu karakteri, eylem içindeki birkaç kadının özelliklerini bir araya getirerek yaratmış. Doğrusu, çok sempatik bir karakter; kocası da Ford’da çalışan, iki çocuk annesi sıradan bir erkek işçi. Ama Rita hem kendi hakkını, hem de arkadaşları ile meslektaşlarının haklarını korumasını çok iyi biliyor, ağzı da lâf yapıyor. Hiçbir itirazım yok. Onun ve sol eğilimli işçi temsilcisi Albert’i oynayan (pek beğendiğimiz) Bob Hoskins’in karakterleri, çok olumlu karakterler.

    Ama mesele onların sevimli olup olmamasından ziyade, bu çok önemli kazanımın vurgulanmasındaki yetersizlikten kaynaklanıyor. Sonuçta, Dagenham’daki kızların başarısı (ki, arşiv görüntüleriyle gerçek kahramanları da izliyoruz), “Afferin sana!” diye tebrik edilip bir de yanağından makas almakla açıklanacak bir başarı değil. Richardson’ın da hikâye anlatımına ilişkin küçük itirazları vardı. “Dagenham,” demişti yaptığımız söyleşide, “Gerçekten anlatılması gereken bir hikâye, keşke gençler izlese. Kendini iyi hissetmeni sağlayan bir film olarak pazarlandı, oysa siyasi bir film aslında. Gerçi, moral yükselten bir film, ucuz da değil.” Evet, “Made in Dagenham” kalkıp bir şeyler yapmayı, birey olabilmeyi, hakkını aramayı anlatıyor. “Calendar Girls”ün karakterleri de esas olarak böyle kadınlardı.

    Richardson, belli ki pek takdir etmediği Harold Wilson’ın yükünü üstlenen Barbara Castle’ın, ülkesi için en iyi olduğunu düşündüğü şeyi yaptığını söylüyordu. “Kadınlara patronluk taslamamaya çalışıyor. Gerçi bir bakan, iyi eğitim görmüş ama, sınıf açısından o kadınlardan pek farklı değil, şivesinden anlıyoruz bunu.” O da bir şive hocasıyla çalışmış, Castle’ın konuşmasını, nutuklarını incelemiş. Richardson’ın Barbara Castle hakkında araştırma yapmak için üç haftası varmış. Kitaplar okumuş, filmleri izlemiş. “Dünyayı değiştirmek istiyorlardı, böyle diyorlardı. O da dünyayı değiştirdi.”

    Bu arada, hayli komik sahneler de var. Örneğin “Cinsel Eşitlik İstiyoruz” pankartının bükülüp “Cinsellik İstiyoruz” şeklinde okunması gibi. Ama hem bu espri, hem de filmin başında Dagenham’in kadın işçilerinin sıcak nedeniyle iç çamaşırlarına kadar soyunmaları ve Hoskins’in Albert’inin içeri “Örtünün, hanımlar, örtünün,” diye girmesi, bir yandan seyirciyi neşelendirirken, bir yandan da “Kadın işte!” şeklinde bir yoruma yolaçma tehlikesi taşıyor. Ne var ki, yapımcılar ile yönetmen de zaten böyle neşeli bir popülist tavır içinde. Öte yandan, haklarını da verelim: Hikâyenin omurgası olduğu gibi duruyor. Bir de, sendikacıların hepsinin toplanıp kızları korkutmak ister gibi baktıkları sahnelerde, özellikle sonlara doğru bir sahnede, bana “Hayvanlar Çiftliği”nin insanlaşan domuzlarını hatırlattılar.

    (23 Haziran 2011)

    Sevin Okyay