Kutluğ Ataman’ın yönettiği ve Metin Alagaş, Gözde Aran ile Ahmet Aslan oynadığı Aya Seyahat, 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında 18 Mart Cumartesi günü 13:30’da Beyoğlu Sineması’nda gösteriliyor. Aya Seyahat’ın DVD.sı, Mayıs ayında Zeyno Film tarafından piyasaya çıkarılacak. Belgeselde 1957 yılında Erzincan’ın ücra bir köyünde dört köylünün aya seyahat etme çabaları, ele geçen siyah-beyaz fotoğraflar kullanılarak ve yöre halkından bir anlatıcı yardımıyla belgeleniyor. Olaylar hakkında birçok farklı alandan saygın Türk aydını görüşlerini bildiriyor.

• Basın Bülteni
• Fotoğraflar
• Filmi izlemek için tıklayınız.
• Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Aya Seyahat yazısına devam et →

Yönetmen Necati Sönmez tarafından geçen ay içinde Gazze’de kıyım sonrasında çekilen belgesel film Gazze’nin Yarası, 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde gösterilecek. Gazze’nin Yarası, İsrail ordusunun, 2008 sonlarında başlayıp aralıksız yirmi iki gün süren ağır saldırısının ardından Gazzelilerin yaşadıkları dehşeti ve kıyımı anlatıyor. Gazze’ye yönelik son saldırının izleri üzerine yapılmış bu ilk belgeselde, tüm savaşların korkunçluğuna dair bir avuç tanıklığın hikâyesini izleniyor. Film, 14 Nisan Salı günü 19:00’da Pera Müzesi’nde gösterilecek.

Kanal 24 Belgesel Kuşağı’ndan tüyler ürperten bir insanlık dramı: Cenin Cenin. Tarihe kanlı harflerle not edilen Cenin Katliamı. Sürgündeki hayatlar! Tanklar, uçaklar ve keskin nişancılarla gelen ölüm! Mohammed Bakri’nin Filistin gerçeğinin en kanlı dönemeçlerinden birini anlatan filmi, aynı zamanda yeşeren direnişin öyküsünü de ekranlara taşıyor. Cenin Cenin, genel istek üzerine yeniden, 09 Şubat Pazartesi akşamı 20:00’de, Kanal 24 belgesel kuşağında.

Yapımcı ve yönetmenliğini Mihriban Sezen’in yaptığı Sokağın Sesi adlı belgesel 16 Ocak Cuma akşamı 22:00’de TRT 2′de gösteriliyor. Belgesel, Cemalettin İrken, Atilla Arslan, Mehmet Gülmez ve Hayri Çölaşan’dan oluşan 4 kişilik kameraman ekibi ile gerçekleştirildi.
Sokaklar, kimi zaman düzenin, kimi zaman kaosun öne çıktığı; meydanlara açılan, denize-nehre kavuşan, çıkmaza giren; kısa-uzun, geniş-dar, kirli-temiz de olsa, içinden her zaman insan geçen; geçerken oraya konuşmasını, çığlığını, şarkısını, gürültüsünü bıraktığı yaşama alanlarıdır. Sokakta nabız başka türlü atar. Hayatın ritmidir bu ve her sokağın kendi sesi vardır; sessiz bile olsa…

Hürriyet Gazetesi’nin 1965 – 1968 yılları arasında düzenlemiş olduğu ve Türkiye’ye damgasını vuran Altın Mikrofon Şarkı Yarışması’nın 1968 yılı birincisi TPAO Batman Orkestrası’nın hikâyesini anlatan Kara Altından Altın Mikrofona isimli belgesel filmin çekimleri bitti. Yapımcılığını ve yönetmenliğini Metin Avdaç’ın üstlendiği belgesel bir yılda tamamlandı. Çekimler süresince çekim ekibi Ankara, Batman, İzmir, Mersin, İstanbul ve Lüleburgaz’da o dönemi yaşayan kişi ve orkestra müzisyenleri ile görüşüp röportajlar yaptı. TPAO Batman Orkestrası, 1968 yılında birinci olarak Altın Mikrofon’u Batman’a götürmüştü.

Arka arkaya çektiği 3 uzun metraj sinema filminden sonra kariyerine başladığı film yörüngesine geri dönen yönetmen Murat Şeker, yeni bir belgesel projesi ile karşımıza çıkıyor. Profesyonel yönetmenlik hayatına 2005 yılında çektiği Almanya Rüyası belgeseliyle başlayan Murat Şeker, bir kez daha Almanya’da ve yeniden bir belgesel film çalışması ile yoluna devam ediyor. İlk gösterimi, 16 Nisan’da İstanbul Film Festivali’nde gerçekleşecek olan Türk Gibi Başla Alman Gibi Bitir sinemaseverlerle buluşacağı günü bekliyor. Belgesel, “Almancı” sanatçıların röportajları ve başarılarından oluşuyor.

Reklâm filmi yönetmenliği de yapan Kemal Sevimli, reklâmlardaki titizliğini İstanbul’da Hergün Bayram adlı belgeseline de yansıttığını iddia ediyor. 2006 yılından bu yana çekimi süren belgesel Aralık 2008’de tamamlandı. Filmde, İstanbul’da yaşanan ve pek çoğumuzun farkında bile olmadığı Bayramlar evrensel bir bakış açısıyla anlatılıyor. Noel’den Lâle Bayramı’na, Çardak Bayramı’ndan Ramazan Bayramı’na, Hıdrellez’den Kurban Bayramı’na kadar ve daha onlarca Bayram filmde rengarenk ve ilginç görüntüleriyle izleyiciye sunuluyor.

Yönetmenliğini Gizem Ertürk’ün üstlendiği Yavuz Çetin Band isimli belgesel film Akbank 5. Kısa Film Festivali’nde ön elemeyi geçerek belgesel dalında yarışmaya hak kazandı. Belgesel, dünya çapında bir müzisyen olan Yavuz Çetin’in eşi Didem Mandabaş’ın anlatımıyla şekilleniyor. Oğlu Yavuzcan Çetin ve Serdar Öztop, Erkan Oğur, Teoman ve daha birçok müzisyen dostunun paylaşımlarıyla ilerliyor. Ayrıca belgeselde müzisyenin çok özel eski video görüntüleri, sahne performansları ve birçok fotoğrafı bulunuyor. Akbank 5. Kısa Film Festivali’nin bu yılki ulusal ve uluslararası bölümlerine toplam 394 film başvuruda bulundu. (Haber: Gizem Ertürk.)

Türkiye’de 1980’lerin başında kadınların, isyan, keşif ve hayal etme, yani feminist hareket oluşturma hikâyelerini anlatan İsyan-ı Nisvan belgeseli 03 Aralık Çarşamba günü saat 19:30’da Pera Müzesi’nde gösteriliyor. Belgesel sekiz kadının yer aldığı ‘çeviri grubu’ndan binlerce kadının katıldığı bir harekete dönüşen feminist hareketin, ilk öznelerini bir araya getiriyor: Şirin Tekeli, Zeynep Avcı, Stella Ovadia, Gülnur Savran, Şule Aytaç, Gülseli İnal, Yaprak Zihnioğlu, Ferai Tınç, Nakiye Boran, Müzeyyen Aytaç, Nükhet Sirman, Fevziye Sayılan, Yıldız Ecevit, Gülser Kayır, Canan Arın, Ayşe Düzkan, Handan Koç, Filiz Kerestecioğlu.

Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı’nın desteğiyle, TRT Ankara Televizyonu Belgesel Programları Müdürlüğü’nce hazırlanan Taha Feyizli’nin yönettiği Öteki: Önüm Arkam Sobe adlı altı bölümlük belgesel Ekim ayının sonlarında TRT ekranlarında seyirciyle buluşuyor. Araştırma, çekim ve post prodüksiyon çalışmaları iki yıl süren belgeselde, konunun uzmanları ve araştırmacılarla görüşüldü. En önemlisi; ihlâl, şiddet ve ayrımcılığa uğrayan mağdurlarla yüz yüze görüşülerek, onların yaşadıkları birinci elden belgelendi.

Her hafta Haydarpaşa’dan hareket edip Tahran’a kadar giden TransAsya treninde yolculuğu konu edinen TransAsya belgeseli, 11. Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali kapsamında ilk kez İstanbul’daki izleyicisiyle buluşuyor.
Yönetmenliğini Bingöl Elmas’ın yaptığı TransAsya, 19 Kasım 2008 Çarşamba günü de saat 16:10’da Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde gösterilecek.

Türkiye’de ölüm cezası 2002 yılında kaldırıldı; en son cezalar 1984’de uygulandı. Bu arada, Cumhuriyetin kuruluşundan beri 15’i kadın toplam 712 kişi, başkalarına “ibret olsun diye” idam edildi. Necati Sönmez’in yönettiği belgesel, Türkiye’de yaşanmış uygulamalar üzerinden ölüm cezasına insani bir perspektiften yaklaşıyor. Seyirciyi pek çok infaza sahne olan Tarihi Sinop Cezaevi ve Ankara Merkez Kapalı Cezaevi (Ulucanlar) gibi mekânlarda dolaştırırken, mahkûmların son anlarına tanıklık etmeye çalışıyor… Ve hayatı darağacında sonlanmış olan yüzlerce kişi adına şu soruyu soruyor: Bu insanları niye öldürdük?

SİYAD’ın 2008 yılı En iyi Belgesel Film adaylarından yönetmenliğini Emine Emel Balcı’nın yaptığı Gölün Kadınları belgeseli ülkemizi bu kez Kosova’da 04 – 10 Ağustos tarihleri arasında düzenlenecek 7. Dokufest 2008’de Balkan Belgeselleri Yarışması’nda temsil edecek. Çekirdek bir ekiple çekilen belgesel daha önce 19. İstanbul Film Festivali, 13. Nürnberg Film Festivali ve 15. Adana Altın Koza Film Festivali gibi çeşitli festivallerde birincilik kazanan, çeşitli festivallerde yurtiçi ve yurtdışı gösterimleri yapılan belgesel, Bursa – Gölyazı Köyü’nde eşleriyle birlikte balıkçılık yapmakta olan kadın balıkçıların zorluk ve fedakarlık hikâyelerini anlatıyor.

Akdeniz’in yokoluşuna dikkat çekmek için gerçekleştirilen filmsel çalışmalardan ikincisi olan Akdeniz Üzgün ve Küresel Isınma kampanyaları tamamlandı. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin ürettiği, yaklaşık bir buçuk yılda tamamlanan üç aşamalı bir Kontra Film Kampanyası’nın ikinci bölümünün galası ve kokteyli Akdeniz Ağlıyor, 24 Temmuz 2008 Perşembe günü saat 16:00’da santralistanbul Kampüsü E3 Binası 102 no.lu salonda yapılacak.

Aydın Kudu ve Rüya Arzu Köksal, son kumsallarımızı kurtarabilmek için kasaba kasaba dolaşarak Son Kumsal adlı belgesel filmlerini gösteriyorlar.
4,2 milyar doların sarf edildiği Türkiye’nin bu en büyük inşaat projesinde Samsun’dan Sarp’a kadar, 6 il, 63 ilçe, 17 bucak merkezinin denizle bağı kesildi, koylar, kumsallar haritadan silindi.
Şimdi artık Doğu Karadeniz insansızlaştırılmış, hipnotize edici monotonlukta, hangi ilçeden geçildiği anlaşılamaz, hiçbir insani dokunun asfalt boyunduruğu aşamadığı, 6 şeritli, fantastik bir otobandır. (Haber: Serpil Boydak.)