Sinemalarda gösterime giren ve girecek olan filmlerde Türkçe afişlerde yeni bir oluşum gözleniyor. Önceki yıllarda Oliver Twist, Arsen Lüpen, Garfield, King Kong, Melissa P. gibi özel isimli filmlerde pek dikkat çekmeyen bu uygulamada bugünlerde Apokalipto, Messengers, Paris I Love You, Rocky Balboa, Sherrybaby, Transformers gibi filmlerde aynı yola gidilmesi ve filmlerin orijinal adla anılıp teferruat bilgilerinde Türkçe kullanılması sinemaseverlerce yadırganıyor.
Afişlerin yüksek çözünürlüklü görüntüsü için üzerlerine tıklayınız.
“Türkçe Afişlerde Yeni Moda” üzerine 4 yorum
Yorumlar kapalı.
Peki, Rocky Balboa afişindeki “it ain’t over ’til it’s over” yazısını “henüz herşey bitmedi” diye çeviren arkadaşa ne demeli…
Apokalipto, Messengers, Rocky Balboa, Sherrybaby, Transformers gibi filmlerin orijinal adlarıyla anılması taraftarıyım. Çünkü bunlar Türkçe’ye çevrilmesi pek de gerekli olmayan isimler zaten. Ama Paris, I Love You gibi bir film ismi için uygun bir çeviri yapılabilir.
Aslında sinemaseverlerce daha çok yadırganan şey filmle hiç de alâkası olmayan çeviriler. Bunun en son örneklerinden biri de geçtiğimiz haftalarda vizyona giren Little Children isimli film. Türkçe’ye Tutku Oyunları diye çevrilen bu filme bu çevirinin ne kadar da isabetsiz olduğunu izleyenler bilirler. Zaten eleştirmenler de bu kanaatteler.
Uydurma ve sadece izleyiciyi kandırmak için seçilmiş çeviriler yerine, filmlerin orijinal isimlerini tercih ederim doğrusu. Hem sorabilir miyim, Apokalipto yerine nasıl bir isim uygun olurdu? Ya da Rocky Balboa yerine? Dediğim gibi uygunsuz çeviriler daha çok dikkatimizi çekmeli bence.
Hiçbir şey anlamadığım tamamen yabancı kelimeler yerine “uydurma” ama her haliyle bize ait olan Türkçe film adlarını tercih ederim. Cahit Bey, Apocalypto yerine pekâlâ Kıyamet kullanılabilir örneğin. Yeter ki isteyin, vahiy ile gelecek değil. Düşünülürse en âlâsı bulunur. Türkçe yeterince zengin ve yeterli bir dil.
Haberin amacı Türkçenin ikinci plâna atılmasına dikkat çekmektir. Uygulamada yabancı filmlere Türkçe isim konurken iki şekilde hareket edilir. Birincisi filmin adı aynen tercüme edilir; ikincisi filmin konusuna uygun yeni bir isim konur. Yapılanlar uydurma olmayıp bilinçli seçimlerdir. Deneyim göstermiştir ki birebir tercüme adı kullanmayıp yeniden adlandırılan yabancı filmler ülkemizde adından dolayı daha çok seyirciyi sinemalara çekmiştir. Örnek verirsek What Dreams My Come adlı yabancı film Türkçe olarak Aşkın Gücü olarak sinemalarda gösterildiğinde seyirciye çekici gelmiştir. Orijinal adı birebir çevrilse akılda kalıcı bir isim olamayabilirdi. Keza ülkemizde Kızarmış Yeşil Domatesler adıyla gösterilen filmin orijinal adı (Fried Green Tomatoes at the Whistle Stop Cafe) birebir çevrilseydi Tren Durağı Kafeteryasındaki Kızarmış Yeşil Domatesler şeklinde bir Türkçe isim koymak gerekirdi ki böyle bir film adının da akılda kalması çok zor olurdu.