Geçmişten Gelen

Sadi Bey’in Facebook Günlükleri:

Zaman zaman sinemacı ve filmcilere ve çalışanlarına sosyal medya ortamından olsun, sosyal medya ortamından olmasın sitem ederiz. Bu sitemlerin bazıları, teknolojinin hızının sağladığı gerekçeler öğrenildiğinde haksız oluyor. Varlığından yeni haberdar olduğum bir filme, geçenlerde bir Çarşamba günü basın gösterimi düzenlendi. Filmin alt yazılarını çeviren arkadaşa rastlayınca “Nereden çıktı bu film birden?” diye sordum. “Sorma abi, o kadar hızlı oldu ki, film Cuma günü geldi, haftasonu alt yazıları çevirdim, bugünkü basın gösterimine ucu ucuna yetiştirebildik.” dedi. Yani bizim yakadan şöyle görünen olay karşı yakadan böyle görünebiliyor. Gönül koyalım mı? Hayııır, gönül koymayalım, herkes haklı olabiliyor. (07 Şubat 2017)

“Karanlığın Ellibir Tonu” 2018 Şubatında sinemalarda. (-Müneccim miyim neyim ben? -Yok canım, ne âlâkası var; sadece “Karanlığın Elli Tonu”nun sondaki jeneriğini The End’e kadar izledim, hepsi bu.) (08 Şubat 2017)

Aşk ve seks ağırlıklı “Karanlığın Elli Tonu” filminin verdiği ilhamla: Aciz insanoğu hangi makamda, hangi yerde ve hangi zamanda olursa olsun yapacaklarının mutlaka bir sınırı vardır. Bu dünyada yaşamak bir sınırdır, bu şehirde yaşamak bir sınırdır, bu yediklerimiz bir sınırdır, bu içtiklerimiz bir sınırdır, bu gördüklerimiz bir sınırdır. Bu yazdıklarımın hiçbiri aklınıza yatmadıysa söyleyeyim: Ömür bir sınırdır. O nedenle ihtirasa kapılmayın, adaletsiz olmayın, yanlış yapmayın; sevecen olun, adil olun, doğru olun.
Yukarıda yazdıklarım da gösteriyor ki hiçbir filmi küçümsememeli, her filmden mutlaka alacağımız bir şeyler vardır. Filmin sonlarına doğru anne mealen şöyle diyor: “Çocuklarımız büyüdüğünde bizden uzaklaşır; mutlu bir hayat yaşıyorlarsa bunu sorun etmemeliyiz.” (08 Şubat 2017)

TRT Müzik 08 Şubat 2017, 20:38: “Kadifeden kesesi, havadan gelir sesi…”. (Daha önce bahçeden geliyordu, şimdi havadan geliyor yapmışlar.) (08 Şubat 2017)

Sinemacı tabiriyle söylersek, başka bir kamera açısından baktığımızda hayır demek mevcut duruma evet demek oluyor. Veya hayır dersem belki demek, belki dersem evet anla; evet dersem belki demek, belki dersem hayır anla. (09 Şubat 2017)

Atalarımız boşuna “İnsandır beşer, kuldur şaşar” dememiş. Geçen gün Franco Nero’dan bahsederken O’nu 1970’lerdeki Sartana adlı kovboy filmleri serisinden hatırladığımızı, ayrıca yanılabileceğimi bu filmlerde Anthony Steffen adlı başka bir oyuncunun oynamış olabileceğini yazmıştım. Bir kez yanılmakla kalmamış, iki kez yanılmışım. Az önce sinemaseverlerin kutsal kitabı IMDb’ye baktım, Sartana filmlerinde Gianni Garko ve William Berger oynuyor. Bu wesileyle William Berger’den kısaca bahsedeyim. Bu oyuncu, ünlü Alman oyuncu Klaus Kinski ve bizim Erol Taş’ımız gibi genelde kötü rollerde oynasa dahi sinemaseverler tarafından çok sevilirdi. Sartana’lara dönersek IMDb.de Türkçe adlı Sartana Affetmez (1968), Sartana’nın Oyunu (1969), Sartana Ölüm Vadisi (1970), Sartana Ölümle Öder Amigo (1970) adlı filmler var. Benim sinemalarda gösterildiğinde Türkçe afişlerinden aldığım notlarımda Sartana Ölümle Öder (IMDb.de “Amigo” eki konmuş) ve Sartana Ölüm Vadisinde (IMDb.de “nde” eki yok) adlı filmlerin 1972 Mayıs ayında, Sartana’nın Acı İntikamı adlı filmin ise 1972 Ağustos ayında ülkemiz sinemalarında gösterildiği yazıyor. IMDb.ye Türkiye’den bilgi giren arkadaşlar zaman zaman değişiyor, şu anda hangi arkadaşın ilgilendiğini bilmiyorum, o nedenle buradan yazayım: Sartana’nın Oyunu ve Sartana Ölümle Öder Amigo filmlerinde aynı orijinal afiş (yukarıda görülen) kullanılmış, sanırım birisinin kaldırılması gerek. (09 Şubat 2017)

TRT Müzik 09 Şubat 2017, 14:42: “Onbeş yaşında da Nazife de Hanıma doyum olur mu?”. (Restorasyona meraklıysan, bunu “Ellibeş yaşında da Nazife de Hanıma…” yapsana.) (09 Şubat 2017)

Asansör bozuldu. (Merdivenlerin ahı tuttu herhalde.) (09 Şubat 2017)

(11 Şubat 2017)

Sadi Çilingir

sadicilingir@sadibey.com