Arada kalanlar…

BİZİM kuşaklar arada kaldılar.
Bizler “bilgisayarlar” ile “daktilolar” arasında kaldık.
“Tel dolaplar” ile “buzdolapları” arasındaki kuşağız biz.
“Nihansın dideden” ile “Love story” arasındaydık.
Vitrindeki “Renkli ti-vi” ile evdeki “siyah-beyaz” arasında ne kadar gidip geldik, bilemezsiniz.
“Hamburger” ile “köfte” arasındaki kuşaktır bizim kuşak.
*
“Mahalle bakkalı” ile “süpermarketlerin” arasında… “Veresiye defterleri” ile “kredi kartları”nın tam ortasındaydık.
“Milliyetçilik” ile “yabancı sermaye” arasında bir yerde…
“G-string” ile “dantel don” arasında…
“Yerli malı” ile “marka” arasında…
“Aşk” ile “flört” arasında…
“Ucu parfümlü mektuplar” ile “e-mail’ler” arasında…
“Alın teri” ile “kolay para” arasında…
“Meyhane” ile “Reina” arasında kaldık…
*
Arada kalan kuşağız biz.
“Tel çember” ile “ateş eden pilli robot” oyuncaklarının arasında kala kala büyüdük.
“Arnavut taşı” ile “asfalt” sokakların kesiştiği köşeydi yerimiz.
İşte bakın;
“Cumhuriyet” ile “demokrasi” arasında sıkıştık, birisine koşsak öbürünü yitiriyoruz.
“Namus” ile “para” arasındayız.
Hangisi?..
“Havuç maskesi” ile “botoks” arasında…
“Berber Mahmut” ile “Erkek kuaförü Lemi” arasında kalmaktı bizimkisi.
*
Yine şaşkınız bu günlerde.
El öpülen, şeker ikram edilen ziyaretler mi, yoksa Antalya’ya gitmek mi bayram?..
Aradayız yine dostlar.
Böyle günler gelip çattığında benim canım sıkılır.
Uçuk aklım eski ile yeni arasında sıkışıp kalır.
Tek ayağımın üzerinde zıplaya zıplaya dönerim.
Sonunda…
Gülmek ile ağlamak arasında…
Bükerim boynumu.
Bir yanımda sevinç, bir yanımda hüzün…