Seyfi Havaeri, Bir Yönetmen

1947’de ilk filmi Yara’yı çektiğinde 27 yaşında idi, Seyfi Havaeri. Son filmi Zafer Kartalları’nı 1975 yılında 39. filmi olarak, yönetmenliğinin 28. yılında çekti. Hiçbir filmi, bir yarışmada ödül almadı, alamazdı da, filmlerinin büyük bir kısmı yerleşik festivallerin başlamasından önce çekildi ama bu filmler Yeşilçam’ı Yeşilçam yapan filmlerdendi. Seyirci tarafından ilgi gördü. Kenar Mahalle (1951 ve 1966) ve Kara Sevda (1955 ve 1968) filmlerini ikişer kez çekti. Anadolu’da hasılat rekorları kıran Kara Sevda (1968) filminin afişlerinde yer alan, “bu film peşin para ile çekilmiştir” ibaresi Yeşilçam düzenini ters yönden anlatması ile ilginç bir örnek oluşturur.

Muhsin Ertuğrul’un sinemamızdaki on yedi yıllık tek adamlığına son veren Faruk Kenç ile başlayan -Nijat Özön’ün isimlendirmesi ile- geçiş dönemi yönetmenlerinin yanında, Ertuğrul’un ardılı olan tiyatro kökenli yönetmenler de (örnek: Talat Artemel) film çekmeye başlamışlardır. Ertuğrul’un ardılı olan bu yönetmenlerin yanında, sanat yaşamına tiyatroda, ama ödenekli tiyatrolar dışında başlamış olan yönetmenler de sinemaya girmişlerdir, işte Havaeri de bu yönetmenlerdendir, Nuri Akıncı, Muharrem Gürses gibi. Havaeri, yönetmenliğinin ikinci yılında (1948) ilk filmini çeken Erman Kardeşler yapımevine Damga filmini çeker. Damga filmi, 1952’de çektiği Kanun Namına filmi ile sinemamızda -yine Özön’ün tasnifine göre- sinemacılar dönemini başlatan Lütfü Akad’ın sinemaya başladığı film olarak da anılır. Akad filmde eksik kalmış bir sekansın çekilmesi için güçlükle ikna edilir ve çeker. Akad’ın bu eksikliği gidermesi doğrudur ama film çekilip banyosu yapıldıktan sonra birçok sahnenin flu olduğu anlaşılır. O günkü sinemamız koşulları düşünülürse, Erman Kardeşler filmi o günkü koşulların da altında bir ortamda çekmek durumunda kalır. Filmin flu çıkmasının nedeni bu ve aynı zamanda çalışan teknik ekibin de o günkü şartlara göre deneyimsiz olmasıdır. Havaeri, bu flu sahnelerin bir çoğunun, çekilmiş sahnelerin yeniden değerlendirilmesi ve kullanılmamış sahnelerin takviyesi ile giderildiğini, çeşitli söyleşilerinde -ve birkaç görüşmemizde- anlattı. Bunlardan sonra yinede filmde çekilmesi gerekli bir sahnenin olduğu tesbit edilmiş ve bu dönemde Havaeri’nin yapımevi ile ilişkisinin sona ermesi üzerine sahne Akad tarafından çekilmiştir.

Havaeri, 1949 yılında Sırrı Talpar (Güneş Film) adına Fedakâr Ana filmini çeker, filmde başrol oynayan Cahide Sonku’nun da hissesi vardır. Sonku sonradan filmin tamamını alır, jeneriğe ve afişlere yönetmen olarak kendi adını yazar. Özön, Türk Sineması Kronolojisi’nde bu filmi Cahide Sonku’nun filmi olarak gösterir. Afişlerin bu şekilde kullanılması üzerine Havaeri hakkını mahkemede arayacaktır. (Bu film Eşref Kolçak’ın da sinemadaki ilk filmidir.)

60’lı yıllarda Havaeri Bu Adam Kim, diye bir film yapar. Turgut Özatay’ın başrolünü oynadığı bu filmi, o yıllarda gördüğümde Dr. Jekyll and Mr. Hyde izleri görmüştüm. (Spencer Tracy’nin oynadığı versiyonu daha yeni seyretmiştim, her halde o nedenle). Sonradan Havaeri ile bu film hakkında konuştuğumuzda, filmin çok daha kapsamlı düşünüldüğünü fakat istediği gibi yapamadığından söz etmişti, bana.

80’li yıllarda tanıştığım Havaeri’nin sinemasını yakından izlemiş değilim, filmlerinin büyük bir çoğunluğunu görmedim. Görsem belki de beğenmeyecektim. Ama sinemamız üzerine düşünen, bir şeyler yapmak isteyen, çalıştığı günlerin piyasa koşullarına uygun bir yönetmendi. Şimdi -artık- mazi olmuş, bir zamanlar sinemamızın çalışma sahası olan Yeşilçam’ın temellerinde emeği var. Bir iki kez telefonla görüşmüştük, kısa süreli bir Mimar Sinan Üniversitesi çalışma döneminde, bir gün ziyarete gelmiş ve beni çok heyecanlandırmıştı. O gün bana bir kısım notlar da getirmişti, zaman zaman karşılaşıp, rastlantılarla buluşup konuşmalarımızda, her zaman anlatacağı bir şeyleri oluyordu. Filmlerini seviyor ve sonuna kadar savunuyordu. Başka yönetmenlerin filmlerinde oyunculuk yaptığı filmler da vardır.

Sinemamızın başlangıç günlerini yaşamış, temellerini atmış, yönetmenliği dışında sinema için çalışmalarda bulunmuş, arasanız el altında bir filmini bulmakta zorlanacağınız bu yönetmenimiz üzerine Burçak Evren’in hazırladığı bir kitap 42. Antalya Film Festivali (Altın Portakal) yayını olarak yayınlandı: Yeşilçam’ın Gölgesinde Seyfi Havaeri. Şimdi aramızdan ayrıldı, bulabildiğimiz filmlerini bari elden çıkarmayalım.

(01 Şubat 2009)

Orhan Ünser

Niko: Yıldızlara Yolculuk

Michael Hegner ile Kari Juusonen’in yönettiği ve Olli Jantunen, Vuokko Hovatta, Vesa Vierikko ile Jussi Lampi’nin seslendirdiği animasyon film Niko: Yıldızlara Yolculuk (Niko: Lentajan Poika – Niko & The Way To The Stars), 20 Şubat 2009’da Tiglon Film dağıtımıyla Tiglon Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Sevimli bir ren geyiği olan Niko, Noel Baba’nın uçan geyiklerinden biri olduğunu öğrendiği babasını bulmak üzere yola koyulur. En büyük hayali babası gibi uçmak olan Niko, kötü kurtlara yakalanmamak için sincap Julius ve Wilma ile maceradan maceraya koşar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Türk Yönetmenden Çok Konuşulacak Belgesel

    Yönetmen Ceyda Aslı Kılıçkıran, çok konuşulacak bir proje için Amerika’da bulunan ortağı ile kolları sıvadı. Kılıçkıran ve ekibi yeni belgesel filminin çekimlerine Şubat ayında başlıyor. Amerikanın ünlü yapımcılarından Robert Richter’la ortak proje yapacağını belirten Ceyda Aslı Kılıçkıran, “Şubat ayında Hindistan’da, Mabudan Tapınağı’nda başlayacağımız çekimler, İngiltere’de Dünya Ruhsal Üniversitesi olarak adlandırılan malikanede devam edecek. Ruhsal ve meditasyon eğitimi veren kişilerle röportajlar yapılacak.” dedi.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğrafla haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Türk Yönetmenden Çok Konuşulacak Belgesel yazısına devam et
  • Tiglon Filmleri 15 Dalda 81. Oscar Ödüllerine Aday Gösterildi

    Tiglon Film’in ülkemizde gösterilmiş ve gösterilecek olan filmleri 81. Oscar ödüllerinde 15 dalda aday gösterildi. 06 Mart’ta gösterilecek olan The Reader yılın En İyi Filmi, Kadın Oyuncusu (Kate Winslet), En İyi Yönetmeni ve En İyi Uyarlama Senaryo dahil 5 dalda aday. Tiglon Film’in diğer aday filmleri ise şunlar: The Wrestler, Donmuş Irmak (Frozen River), Beşir’le Vals (Waltz With Bashir), Barselona, Barselona (Vicky Cristina Barcelona), Man on Wire, Avustralya (Australia), Düşes (The Duchess).

  • Basın Bülteni
  • Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi, 13 Dalda Oscar Adayı

    Seksenli yaşlarında doğup geriye doğru yaşlanan bir adamın hikâyesini konu alan Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi, 13 dalda Oscar’a aday gösterildi. En İyi Film dalında Oscar’a aday gösterilen filmde Benjamin Button karakterini canlandıran Brad Pitt de En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar adayı oldu. 06 Şubat’ta ülkemizde gösterime girecek olan filmin Oscar adaylıkları şöyle: En İyi Film, Yönetmen, Sanat Yönetimi, Görüntü Yönetimi, Erkek Oyuncu, Yardımcı Kadın Oyuncu, Kostüm Tasarımı, Kurgu, Makyaj, Ses Miksajı, Görsel Efektler, Uyarlama Senaryo, Müzik.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • UIP Filmleri 30 Dalda 81. Oscar Ödüllerine Aday Gösterildi

    UIP Filmcilik’in ülkemizde gösterilmiş ve gösterilecek olan filmleri 81. Oscar ödüllerinde 30 dalda aday gösterildi. 30 Ocak’ta gösterilecek olan Frost / Nixon yılın En İyi Filmi, Erkek Oyuncusu (Frank Langella), En İyi Yönetmeni ve En İyi Uyarlama Senaryo dahil 5 dalda aday. UIP’nin diğer 5 dalda aday film Şüphe (Doubt) ise 06 Şubat’ta vizyona giriyor.
    Diğer aday filmler ise şunlar: Sahtekar (Changeling), Vol.İ (Wall-E), Hayallerin Peşinde (Revolutionary Road), Bolt, Iron Man, Wanted, Tropik Fırtına (Tropic Thunder), Hellboy II: Altın Ordu (Hellboy II: The Golden Army), Kung Fu Panda.

  • Basın Bülteni
  • 11. Anadolu Üniversitesi Uluslararası Eskişehir Film Festivali

    Anadolu Üniversitesi Uluslararası Eskişehir Film Festivali 01 – 11 Mayıs tarihlerinde 11. kez Eskişehirli sinemaseverler ile buluşacak. On yıl öncesinin alçakgönüllü sekiz filmlik gösterimi yıllar içinde kentteki sinema salonlarına yayılan bir film festivaline dönüştü. Festival Başkanı Prof. Dr. Gülseren Güçhan, Sinema Günleri’nin film festivaline nasıl dönüştüğünü açıklayan iki önemli şey olduğunu söyledi: “Anadolu Üniversitesi’nin Eskişehir’in kültürel hayatındaki güçlü kurumsal kimliği ve başkanından haber yapanına kadar kimi öğrenci kimi öğretim üyesi hepsi üniversiteli ‘başka yerde olmayan’ ekibi”.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü afişe ve diğer haberlere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    11. Anadolu Üniversitesi Uluslararası Eskişehir Film Festivali yazısına devam et
  • Seyfi Havaeri’yi Kaybettik

    Türk Sinemasının Yeşilçam döneminin son yönetmenlerinden Seyfi Havaeri vefat etti. 1920 İstanbul doğumlu Seyfi Havaeri 1947 yılında Yara adlı filmle başladığı yönetmenlik hayatında sinemamıza Damga, Bir Yabancı, Gönülden Yaralılar, Kore’de Türk Kahramanları, Kara Sevda, Gönülden Ağlayanlar, Çileli Bülbül gibi birçok film kazandırdı. İkindi namazını müteakip Yedikule Hacı Evhaddin Camii’nden defnedilecek olan merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

  • Seyfi Havaeri fotoğrafları için tıklayınız.
  • Türkiye Sinema Platformu, Başkanlığına Erden Kıral Seçildi

    2004 yılından günümüze Ulusal Sinema Platformu ismiyle faaliyetlerini sürdüren platform, 16 Ocak 2009 günü yaptığı toplantı ile ismini Türkiye Sinema Platformu olması kararı aldı. Platform, yeni çalışma döneminde bir sinema kurumunun kurulması için yasal düzenlemenin yapılması, ekonomik krize karşı bir reform paketinin hazırlanması, sektör içi sosyal ve ekonomik sorunların çözümü konusunda raporlar hazırlanması şeklinde özetlenecek bir çalışmayı başlattı. Daha sonra yapılan seçimlerde Ahmet Boyacıoğlu, Alin Taşçıyan, Erden Kıral, Erdoğan Kar, İsmail Güneş, Nilüfer Sapancılar ve Ömer Tuncer yeni yürütme kuruluna seçildi. Yapılan ilk toplantıda başkanlığa Erden Kıral getirildi.

  • Basın Bülteni
  • Yeni Çalışma Dönemi Programı
  • 2007 – 2008 Faaliyet Raporu
  • A.R.O.G., Tüm Zamanlar Gişe Hasılatı Birincisi

    05 Aralık Cuma günü vizyona giren A.R.O.G.: Bir Yontmataş Filmi, 7 hafta içinde toplam 3.697.746 izleyici ve 30.377.332 TL gişe hasılatına ulaştı. Bu sonuçla A.R.O.G.: Bir Yontmataş Filmi, tüm zamanlar içinde en fazla gişe hasılatına ulaşan film oldu. Gişe hasılatına göre tüm zamanların ilk 3 filmi şöyle sıralanıyor:
    A.R.O.G.: Bir Yontmataş Filmi, 3.697.746 kişi, 30.377.332 TL,
    Recep İvedik, 4.301.641 kişi, 30.172.270 TL,
    Kurtlar Vadisi, 4.256.567 kişi, 27.434.893 TL.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Sonbahar, Avrupa’nın En Prestijli Festivali Angers’de Yarışıyor

    Özcan Alper’in yönetmenliğini yaptığı Sonbahar, Avrupa’nın önemli festivallerinden Premiers Plans Angers – Avrupa İlk Filmler Festivali’nde Türkiye’yi temsil edecek. 16 – 25 Ocak tarihleri arasında Fransa’da 21’incisi düzenlenen festivale Sonbahar dışında Avrupa’dan 8 ilk film katılıyor. 2008 yılında toplamda 9 ödül alan Sonbahar, 19 Aralık 2008’de Türkiye’de vizyona girdi ve 4 haftanın sonunda 100.000 bin seyirciye ulaştı. Feza Çaldıran’ın başarılı görüntü çalışmasıyla da dikkat çeken filmin başrollerinde A. Onur Saylak ve Megi Koboladze oynuyor.

  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Kara Köpekler Havlarken, Dünya Prömiyerini Rotterdam Film Festivali’nde Yapıyor

    T. C. Kültür Bakanlığı destekli, Kara Köpekler Havlarken (Black Dogs Barking), Dünya Prömiyerini Rotterdam Film Festivali’nde yapıyor. Film, iki varoş delikanlısı Selim ve Çaça’nın şehrin kanunsuzları arasından sıyrılarak yaptıkları sınıf atlama mücadelesini anlatıyor. Filmde Cemal Toktaş, Volga Sorgu, Erkan Can ve Çeliktepe, Gültepe, Seyrantepe halkı oynuyor. Başarılı kısa filmleriyle tanınan Mehmet Bahadır Er’in yazıp, Maryna Gorbach’la birlikte yönettikleri Kara Köpekler Havlarken dünya prömiyeri 26 Ocak 2009’da IFF Rotterdam – Signals kapsamında Pathe 7 Sineması’nda yapacak.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • 20. Ankara Uluslararası Film Festivali, Ulusal Uzun Film Yarışması’nda Yarışacak Filmler Belli Oldu

    Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından 12 – 22 Mart 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 20. Ankara Uluslararası Film Festivali, Ulusal Uzun Film Yarışması’nda yarışacak filmler belli oldu. Okan Arpaç, Barış Bora Kılıçbay ve İnci Demirkol’dan oluşan Ulusal Uzun Film Yarışması Ön Seçiciler Kurulu, başvuruda bulunan 20 film arasından yaptığı değerlendirme sonucunda 11 filmin Ulusal Uzun Film Yarışması’na katılmasına karar verdi. Toplam 16 ayrı ödül kategorisinde yarışacak finalistlerin ödülleri Festival’in kapanış gecesi olan 22 Mart’ta sahiplerini bulacak.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yarışmaya katılacak filmler hakkında geniş bilgilere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    20. Ankara Uluslararası Film Festivali, Ulusal Uzun Film Yarışması’nda Yarışacak Filmler Belli Oldu yazısına devam et
  • Kertenkele

    Özgür E. Arık’ın, Hrant Dink’in bir öyküsünden yönettiği kısa film Kertenkele özel gösterimlerle seyirci karşısına çıkıyor.
    Bertan Dirikoğlu, Ali Yıldırım, Hüseyin Ahşen ve Ani İpekkaya’nın önemli rollerini paylaştığı 32 dakikalık Kertenkele’nin ilk gösterimi 27 Ocak, 21:00’de Beyoğlu Sineması’nda yapılacak. Filmin öyküsü şöyle başlıyor: “Yıl 1918, Süphan Dağı’nın eteklerinde bir köy. Zor kaçmıştı olan bitenden. Dar sığınmıştı Peltekler’den İsmail’in köyüne. Herkeslerin herkeslerden kaçtığı, herkeslerin birbirinin çaresizliğine sarıldığı yıllardı. Karışmıştı köylünün arasına, yaşayıp gidiyordu işte. …”

  • Basın Bülteni
  • Görseller
  • Web Sitesi
  • Diğer basın bültenlerine haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Kertenkele yazısına devam et
  • Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu