17. Adana Altın Koza Film Festivali, Kısa Film ve Belgesel Başvuruları Başladı

Ülkemizin en önemli sanat etkinliklerinden biri olan Adana Altın Koza Film Festivali, bu yıl 07 – 13 Haziran 2010 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Kısa film ve belgesele özel önem veren ve bu güne kadar birçok genç sinemacının yetişmesine katkı sağlayan festival bu yıl da programının önemli bir bölümünü bu alanlara ayırıyor. Festival kapsamında, Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması, Akdeniz ülkeleri Kısa Film Yarışması ve Özel Seçki başlıklı üç ayrı kısa film bölümü var. Bölümlere son başvuru tarihi 20 Nisan 2010 olarak belirlendi.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    17. Adana Altın Koza Film Festivali, Kısa Film ve Belgesel Başvuruları Başladı yazısına devam et
  • Kanal D Cinemania’da “Eyyvah Eyvah”

    Ömür Gedik’in hazırlayıp sunduğu sinema programı Kanal D Cinemania’da bu haftanın stüdyo konukları Eyyvah Eyvah filminin oyuncuları Demet Akbağ ve Ata Demirer. Güldüren ikili, filmin çekimleri sırasında neler yaşadı? Ata Demirer’in aklına böyle bir film yazmak nasıl geldi? Demet Akbağ, Firuzan karakterine nasıl can verdi? Editörlüğünü Fırat Sayıcı’nın yaptığı programda müzikal filmler dosyası, Yeşilçam’ın Yaprakları köşesinde Banu Alkan, vizyona yeni giren filmler ve çarpıcı sinema haberleri, vs. yer alıyor. Ömür Gedik’le Cinemania her Cumartesi Kanal D’de!

  • Basın Bülteni
  • Fotoğrafa haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Kanal D Cinemania’da “Eyyvah Eyvah” yazısına devam et
  • Yarim İstanbul’u Mesken mi Tuttun

    Sadi Bey’in Twitter Günlükleri 5

    Sağolsun RTÜK sinema filmlerinde cigaralı sahnelere mozayik döşeyerek filmin -af buyrun- içine…

    Eğlence, şarkıcı, türkücü programlarında ise sanatçı seyirciye soruyor: Şarkı damardan mı olsun, arabesk mi?

    Ne demek “damardan?” Eroin dükkânı mı, esrar dükkânı mı burası? Yasak iyi değildir de, aslında RTÜK’ün bunları mozaiklemesi gerekmez mi?

    Ramazanda ve Cuma günleri “İftara kadar kapalıyız” ve “Cumaya gittim, geliyorum” yazan lokanta, aşevi vs.ye alışmıştık.

    Geçen gün, Mecidiyeköy civarında dini bütünlüğü ile takdir toplayan Pehlivan Lokantası’nın erkekler tuvaletinde şöyle yazıyordu:

    “Sağlığınız için küçük ihtiyacınızı lütfen oturarak yapınız.” Salona da ayakta su içenler için “Suyunuzu çömelerek içiniz” diye yazı koymalı.

    İstanbul 12. Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali 11 Aralık’ta sona eriyor, 14 Aralık’ta Documentarist Belgesel Haftası başlıyor.

    Documentarist’in duyurusunda “etkinliğin mini bir festival boyutunda tasarlandığı” belirtiliyor. Hayırdır festivallerde mi yarışa başladı?

    2. İstanbul İtalyan Film Festivali’nin kapanış töreni ile 12. İstanbul Sinema – Tarih Buluşması’nın açılış töreni aynı geceye rastladı.

    O nedenle bendenize de böylece bir İlhami geldi. Bakınız diğerlerini yazayım: 04-10 Aralık: 2. İstanbul İtalyan Film Festivali,

    04-11 Aralık: 12. İstanbul Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali, 04-20 Aralık: 15. Gezici Festival,

    05-12 Aralık: Antakya Medeniyetler Buluşması Film Festivali, 11-17 Aralık: 12. İstanbul Uluslararası Sinema – Tarih Buluşması.

    Hesap, kitap yapsan, bilgisayarda program yazsan bu kadar film festivalini aynı zamana rastlatamazsın. Maşallah biz Türkler başardık. Aferim.

    İstanbul’da yiyip, içip zevk sefa yaptıktan sonra sıra mertliğe, yiğitliğe geldiğinde “Biz Anadolu çocuğuyuz” denilmesini anlamıyorum.

    Mekânı cennet olsun Trakya çocuğu Selanik’ten kalkmış gelmiş, Anadolu’yu kurtarmış.

    Artvin’e yolu düşen sigara tiryakileri gönül rahatlığıyla Livaneli 2 Restaurant’a gidebilirler. Çünkü püfür püfür sigara içenlere yasak yok.

    Artvin’e yolu düşen sigara içmeyenler gönül rahatlığıyla Livaneli 2 Restaurant’a gitmesinler, çünkü dumandan göz gözü görmüyor.

    Gezici Festival açılışında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a teşekkürler edildi, minnet duyguları belirtildi.

    Kadir Topbaş, Artvin’li olduğundan memleketine Ahmet Hamdi Tanpınar Kültür Merkezi’ni baştan aşağı yenileyerek hizmet etmiş. Allah razı olsun.

    Ancak harcamaların Sayın Kadir Topbaş’ın kendi kesesinden mi, yoksa İstanbulluların kesesinden mi yapıldığı belirtilmedi. Keşke belirtilseydi.

    (15 Aralık 2009)

    Sadi Çilingir

    [email protected]

    Ustalara Saygı’da Yeşilçam’ın Neşe Kaynakları

    Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen Ustalara Saygı toplantılarına paralel olarak düzenlenen Yeşilçam’ı Yaratanlara Saygı etkinliği komedi sanatçılarımız için, 01 Mart Pazartesi akşamı saat 20:00’de, Ortaköy Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Sanatseverlerin, en sevilen yerli komedi filmlerinden özenle seçilmiş bölümleri izleme olanağı bulacağı Yeşilçam’ın Neşe Kaynakları gecesi, dönemin yakın tanıkları gazeteci Arda Uskan, mizah yazarı Cihan Demirci, Halit Akçatepe, Temel Gürsu ve Yılmaz Atadeniz’in bu toplantıda ilk kez anlatacakları anılarla renklenecek.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğrafa haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Ustalara Saygı’da Yeşilçam’ın Neşe Kaynakları yazısına devam et
  • Mehtap TV Perdeler Programı’na Bu Hafta “Eşrefpaşalılar”ın Yapımcısı Yusuf Kulaksız Misafir Oluyor

    Gösteri sanatlarının buluşma adresi Mehtap TV Perdeler Programı yine renkli bir gündemle ekrana geliyor. Cem Güler’in hazırlayıp sunduğu Perdeler Programı’nda bu hafta, Eşrefpaşalılar filminin yapımcısı Yusuf Kulaksız’la yapılan keyifli söyleşi ekrana geliyor. Gösterimler bölümünde ise 3 film var. İlk film Morgan Freeman’ın başrolünde oynadığı Yenilmez, diğer film önümüzdeki günlerde vizyona girecek olan Eşrefpaşalılar ve vizyon filmlerinin son yapımı olarak Peter Jackson’ın yönetmenlik koltuğuna oturduğu Cennetimden Bakarken ekrana geliyor. Perdeler Programı Cumartesi günü saat 12:20’de Mehtap TV’de.

    Son İstasyon’un Gösterimi Nisan Ayına Ertelendi

    Levent Kırca’nın başrolünde oynadığı Son İstasyon filminin vizyon tarihi Nisan ayına ertelendi. Konu hakkında Kırca Yapım’ın açıklaması şöyle: “Son İstasyon isimli filmimiz bundan bir ay önce finalize edilmiş olup, yapımcı kanal yetkilileri tarafından, değerli yazar ve yapımcılar ile beraber seyredilmiş, ayrıca basın ve özel gösterim galaları düzenlenmiştir. Şu anda herhangi bir tarafı rencide etmemek için filmin yapımcısı olan Kırca Yapım, kendi inisiyatifi ile filmin vizyon tarihini Nisan ayına çekmiştir. Son İstasyon adlı film Nisan ayı içerisinde seyircisi ile buluşacaktır. Saygılarımızla, Kırca Yapım.”

  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Türk Filmleri Afiş Sergisi

    Türkiye’nin ilk gazetecilik okulu, İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü adıyla 1950 yılında başladığı öğretim çalışmalarını sürdüren İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi 60. yılını bir dizi etkinlikle kutluyor.
    Kutlamalar çerçevesinde İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo – Televizyon – Sinema Bölüm Başkanlığı, Mart ayı programında İstanbul Üniversitesi Rektörlük Sergi Alanı’nda 01 Mart 2010 Pazartesi günü saat 14:00’de Türk Filmleri Afiş Sergisi açılışını gerçekleştiriliyor.

  • Mart ayı etkinlik programı için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü görsellere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Türk Filmleri Afiş Sergisi yazısına devam et
  • 21. Münih Türk Film Günleri

    Münih’te 21’inci kez düzenlenecek olan Münih Türk Film Günleri, 20 Mart Cumartesi günü başlıyor. İstanbul’un 2010 Avrupa Kültür Başkenti seçilmesine atfen bu yılki film şenliğinin ana temasını İstanbul oluşturuyor. 29 Mart’a kadar sürecek etkinliklerde filmler İstanbul ve Metropol Yaşamları başlığı altında sunulacak. Açılışı Üç Maymun ile yapılacak film günleri, Uzak İhtimal, Kara Köpekler Havlarken, Babam Büfe, 40, Crossing the Bridge, Kosmos, Bornova Bornova, İki Dil Bir Bavul ve Ayla gibi yapıtlarla devam edecek. Festival çerçevesinde ayrıca Türk ve Alman film yapımcılarının katılacağı bir panel gerçekleşecek.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü afiş, diğer basın bültenleri ve gösterilecek filmler hakkında geniş bilgilere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    21. Münih Türk Film Günleri yazısına devam et
  • 05 Mart 2010 Haftası

    “Alis Harikalar Diyarında”, bir tavşan deliğinden geçerek Yeraltı Diyarı’na inen Alice’in, konuşan ve tuhaf yeteneklere sahip hayvanlarla birlikte serüven duygusunu, önemlisi de kendini, varoluş kapasitesini keşfetmesini öykülüyor. Ama nasıl? Sinemanın, önce / öncelikle görsel bir sanat olduğunu en iyi anımsatan ve imgelerini perdeye olduğu gibi yansıtan şanslı sanatçılardan Tim Burton’ın gerçek dünyayı alabildiğine ters yüz edip, boyutlarla da olabildiğince oynadığı bir stille! Eski bir dükkânda rastladığınız yüz yıllık oyuncakların – fotoğrafların renk ve dokularına benzer, bozuk, bozuk ve bozuk şekillerin kendi estetikliği içinde… Ve matematik ve mantığın, tüm bu tuhaflıkta işlediği bir uçuk / aykırı imajinasyonda! Yaşasın masalların özgürlüğü!

    “Eşrefpaşalılar” adı altında, bir İstanbul mahallesinde, kimi namusuyla, kimi de tamamıyla yasa dışı yollardan para kazanıp racon kesen tiplerin içine giren nur yüzlü din adamının, kabadayılardan bazılarını ‘doğru yol’a sevk etmesini hikâye ederken, hukuk denilen kavrama hiç bulaşmıyor; üstelik bu memleketin ‘kulak kesici’ kabadayı gençlerinin, ibadet yerine ve görevlisine terbiyesizlik yapabildiklerini göstererek ayıp ediyor. Propagandasını bari etkili bir sinema, akıcı bir dille yapsa yüreğimiz yanmayacak. Tiyatroya yakın oyunculuklar ve televizyon dizisi basitliğinde mizansenlerle kötü filmler hanesine geçmekten başka bir işe yarayacağını düşünmüyorum. Kim gitmiş de bu filmi izlemek için önden bilet almış; hayret ki hayret!

    “Vampir İmparatorluğu”, gezegende hızla egemenlik kuran kan içicilerin, ‘insan stokları’ da hızla tükendiği için açlık çekmeye başlamaları ve böylece sınıfsal farklılıklarının da keskinleşmesi üzerinden, vampirlikten nefret eden bir vampir bilim adamı ile iki insanın, çözüm yolunda yoğun şiddetin içine girmelerini sergiliyor. Yıl:2019! Hakkını yemeyelim, besteci / orkestra şefi Christopher Gordon’un, kalp atışlarını hızlandırma işlevini üstlenmiş hayli ‘büyük’ müziğinin koreografisinde, parçalanan vücutlardan fışkıran kanların aksiyonu tamı tamına olmuş. Fakat geniş hacimli başlayan öykünün giderek daralması ve az sayıda karakter arasına sıkışması, bir ‘olmamışlık’/eksiklik duygusu verip, tatmin olmadan bitirmenize yol açıyor. Yani, sadece görsel zevkler için!

    (04 Mart 2010)

    Ali Ulvi Uyanık

    [email protected]

    Invictus

    Clint Eastwood yıllarca oyunculuğuyla bizi büyüledi, bir süredir de yönetmeliğiyle bizi memnun ediyor. Herhalde Akademi bu yüzden onu 4 kere Oscar’la ödüllendirmiş olsa gerek. Geçen yıl, basit bir öyküyü nasıl ustalıkla işlediğini Gran Torino’da (2009) görmüştük. Küçük, şirin bir filmdi ve kendisi gibi küçük mahallelerde nasıl önemli mevzuların gelişebileceğini anlatıyordu. Clint Eastwood’un yıllandıkça lezzeti artan filmleri arasında Absolute Power’ın (1997) da benim için her zaman önemli bir yeri vardır. Harika bir filmdir. Clint Eastwood bu yıl da karşımıza biraz daha ihtişamlı bir konuyla çıkıyor ama katiyen mütevazılığı elden bırakmıyor.

    Invictus, Nelson Mandela’nın hayatından belli bir kesiti aktarıyor. Nelson Mandela zorlu yıllardan sonra Güney Afrika’da başkan seçiliyor ve yönetimin başına geçiyor. Gelin görün ki, her yer ilgilenilmesi gereken sorunlarla dolu. Hala beyaz-siyah çatışması bitmemiş durumda, en azından zihinlerde. Mandela sakinliğini koruyarak halkını, beyaz ve siyah tüm Güney Afrika halkını, bir araya getirmeye çalışıyor. Kimsenin aklına gelmeyecek bir noktadan yola çıkıyor: Güney Afrika Milli Ragbi Takımı’nı yeniden canlandırmaya karar veriyor. Takım fena durumda, dünyanın en zayıf takımı. Takımın çoğunluğunu beyazlar oluşturuyor ve gelen yeni sistemle siyah halk, takımı yeniden biçimlendirmek istiyor, hatta bayrağını ve renklerini de değiştirmek istiyor. Ama Mandela karşı çıkıyor. Yeni yönetimin bir tarafın gelip diğer tarafı sildiği bir sistem olmadığını, birleşerek güçleneceklerini anlatıyor. Mandela’ya göre takımı güçlendirmek sadece milli birliği sağlamayacak, ekonomik, askeri ve idari birçok alanda bütünleşmeye yol açacak. Sonra da önce takımın ve onlardan dolaylı tüm Güney Afrika halkının Ragbi macerasını izliyoruz.

    Invictus, ustaca çekilmiş bir spor filmi. Ben meraklı olmama rağmen oturup futbol ya da basketbol maçı izlemem. İyi bir spor filmi ise ustaca çekilmiş spor sahneleriyle kotarılır. Hem öykü ustaca işlenmelidir hem de söz konusu olan spor tüm heyecanıyla, bol aksiyonlu sahnelerle beyazperdeye aktarılmalıdır. Ragbi ve kuralları hakkında çoğumuz bir şey bilmiyoruz ama kolaylıkla söyleyebilirim, Invictus’un tüm spor sahnelerini heyecanla izledim. Clint Eastwood her alanda iyi film yapabileceğini bir kere daha kanıtlıyor.

    Başrollerde Morgan Freeman ve Matt Damon var. Morgan Freeman, Nelson Mandela rolünde, Matt Damon da ragbi takımının kaptanı François Pienaar rolünde. İkisinin de çok başarılı olduğunu ayrıca belirtmeye gerek yok. Pienaar, Mandela’nın zekâsından ve olgunluğundan ilham alıyor. Mandela, Pienaar’a iyi bir lider olması için yol gösteriyor ve ona Invictus şiirini hediye ediyor. Invictus William Ernst Henley’nin hasta yatağında hayata tutunmak için yazdığı bir şiir. Mandela da hapishane yıllarında bu şiirden sık sık güç alıyor. Aslında ilk başta isimsiz yazılmış şiirin Türkçe çevirisi şöyle:

    Beni saran gecenin içinden
    Mezar kadar kara, baştanbaşa,
    Şükrederim, hangi Tanrılar verdiyse bana
    Fethedilmez ruhumu.

    Ne ürktüm, ne bağırdım,
    Şartların pençesine düştüğüm anda bile.
    Kaderin sopasıyla kanadı da başım,
    Yine de boyun eğmedim.

    Öfke ve gözyaşı dolu bu yerin ötesinde
    Dolanıyor gölgelerin dehşeti.
    Yine de korkmaz bir halde
    Buluyor ve bulacak beni yılların yılgınlığı ve tehdidi.

    Kapı ne kadar dar olsa da
    Cezalarım ne kadar ağır olsa da
    Kaderimin efendisi benim,
    Ruhumun kaptanı benim.

    Gerçekten güç, azim ve yaratıcılık geliştiren bir şiir. Filme de çok önemli bir katkısı var. Yalnız Clint Eastwood ne kadar başarılı bir yönetmen olsa da biz seyircide bazı eksiklik duyguları gelişiyor. Mandela’nın ailesiyle ilişkisi, dönemin çarpıcı olayları ve atmosferi filmde konu edilmemiş. Filmin amacının bu olmadığı ve her şeyi konu etmeye çalışırsa bulandırıp hiçbir şey işleyemeyeceği de düşünülebilir. Arada bir “bir şeyler eksik” duyguları çıksa da Invictus, Mandela’nın barışçıl dünyasında geçen çok iyi bir spor filmi.

    Heyecanla Oscar’da hangi ödülleri toplayacağını bekliyoruz. Ayrıca Clint Eastwood son filmi Hereafter’ın çekimlerini bittiği haberleri geldi bile. Bakalım bu sefer bizi hangi dünyaya çekecek. O zamanda kadar Invictus’la güzel, heyecanlı ve düşündürücü 2 saat geçirebilirsiniz.

    (03 Mart 2010)

    Nur Özgenalp

    Gurbet Kuşları, Filmi Halit Refiğ’in Anısına 16 Mart’ta Beykent Üniversitesi’nde

    Beykent Üniversitesi tarafından her yıl düzenlemekte olan Türk Sineması Sevgi Günü kapsamında bu yıl Türk sinemasının ilk göç filmi Gurbet Kuşları izleyicilerle buluşuyor. Beykent Üniversitesi Ayazağa Kampüsü Konferans Salonu’nda 16 Mart Salı günü saat 14:00’de başlatılacak etkinlikte Gurbet Kuşları, Haremde Dört Kadın, Teyzem ve Hanım gibi Türk sinemasının önemli filmlerine imza atan ve geçtiğimiz yıl 11 Ekim’de kaybettiğimiz Halit Refiğ anılacak. Etkinlikte Gurbet Kuşları’nın başrol oyuncuları Tanju Gürsu, Filiz Akın, Cüneyt Arkın, Sevda Ferdağ’a Türk sinemasına katkılarından dolayı onur ödülleri verilecek.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Eyyvah Eyvah’ın Galası Yapıldı

    Hakan Algül’ün yönettiği ve başrollerinde Ata Demirer ile Demet Akbağ’ın oynadığı sezonun en iyi komedi filmi olmaya aday Eyyvah Eyvah’ın galası 23 Şubat akşamı İstinye AFM Sinemaları’nda cemiyet hayatının ünlü simalarının katılımıyla yapıldı. Çok beğenilen filmin Ata Demirer tarafından yazılan hikâyesi şöyle: Hüseyin, Trakya’nın bir köyünde ninesi ve dedesiyle büyüyen bir delikanlıdır. Hiç beklemediği bir olay onu köyünden ayırır. İstanbul’a gelen Hüseyin’e önce klarneti, sonra da şarkıcı Firuzan destek olacaktır. Hüseyin’le tanışan Firuzan’ın hayatına da macera ve neşe gelir.

  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Eyyvah Eyvah, Ekibi Bu Akşam Kanal 24’te

    26 Şubat’ta vizyona girecek olan Eyyvah Eyvah filminin oyuncuları Ata Demirer, Demet Akbağ ve Bican Günalan, Kanal 24 Sanat Takibi’ne konuk oluyor. Filmle ilgili eğlenceli detaylar ve bu keyifli sohbet 24 Şubat Çarşamba akşamı 20:15’te Merve Genç’in hazırlayıp sunduğu, Ediz Gülten’in yönettiği Kanal 24 Sanat Takibi’nde.

  • Fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Eyyvah Eyvah, Ekibi Bu Akşam Kanal 24’te yazısına devam et
  • Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu