Sahte Kahraman

Dünya sinemasına başyapıtlar armağan etmiş olan Asghar Farhadi’nin pek de verimli olmayan İspanya deneyiminin ardından ülkesine film çekmeye dönmesi kuşkusuz memnuniyet verici. Geçtiğimiz yıl Cannes Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü’nü kazanan son filmi ‘Kahraman / Ghahreman’ın ana karakteri Rahim Sultani borcu yüzünden 2 yıldır hapis yatmaktadır. Tabela ressamlığı ve hattatlığını cezaevinde de sürdüren genç adam iki günlüğüne izne çıktığında sevgilisi Ferhunde’nin otobüs durağında bulduğu çantadan çıkan 17 adet altını bozdurup borcunu ödeme ve salıverilme hayalini kurar. Ancak altınların değeri borcun yarıya yakın bir miktarını karşılamaktadır. Alacaklı bacanağı şikayetini geri almak için işi zora sokunca çift başka bir plana sarılır. Rahim bulunan altınları sahibine teslim edecek böylece kamuoyunun takdirini kazanarak cezaevinden kurtulabilecektir. Başlangıçta işler yolunda gider. Basın ve sosyal medya kanalıyla bir gecede gündeme oturan genç adam davranışı nedeniyle kahraman ilan edilerek halkın sempatisini kazanmayı başarır. Köklü bir yardım derneği borç miktarının toplanması için bağış kampanyası başlatır. Cezaevi yetkilileri elverişsiz hapishane koşullarını ve yakın bir geçmişte cereyan etmiş mahkum intiharını örtbas etmek için bu durumu köpürtmeye kararlıdır.

Ancak işler dışardan göründüğü gibi değildir. Kendi söylemiyle ‘Rahim’in masum köpek tavrına’ kanmış küçük esnaf bacanağı onun tefeciden aldığı parayı ödeyebilmek için zora düşmüş, kızının çeyizini elden çıkarmak zorunda kalmıştır. Rahim’i işe alacak olan Belediye Meclisi yetkilisi olayı kurcalayıp sorular sormaya başladığında esmekte olan yalan rüzgârı şiddetlenmeye başlayacak, ortalık beklenmedik biçimde karışacaktır. Hızla çıktığı tepeden ani düşüş tehlikesi ile karşı karşıya kalan Rahim onurunu yeniden kazanmak için bir adım atabilecek midir.

İranlı usta sinemacı önceki filmlerinden aşina olduğumuz gündelik basit bir öyküden yola çıkıyor. Bozulmamış kent dokusu, sade hayatı ve küçük esnafıyla Şiraz kentini mekân almış olması hikâyesi ile yakından ilgili. Fars bölgesinin merkezinde yer alan, İslamiyet öncesi ve sonrasında İran medeniyetinin simgesi, 2500 yıllık tarihiyle ülkenin onur ve gurur kaynağı olmuş bir kent Şiraz. Başlangıç jeneriğinin hemen öncesinde, Pers krallarının antik kaya mezarları onarımında çalışan eniştesini ziyarete giden Rahim’in tahta iskeleleri teker teker tırmandığı ve tepeye ulaştığında mavi gökyüzünde ‘Kahraman’ ibaresinin belirdiğini görüyoruz. Genç adam çağdaş medya olanaklarıyla hızla zirveye çıkışın bedelini öderken yaşadığı kentin şanına yaraşır onurlu bir hayat kurabilecek midir.

Farhadi buna benzer sorular sorarken her zaman olduğu gibi hikâyesinde klasik iyi ve kötülere yer vermiyor. Basit öykülerden yola çıkarak insan ruhunu neşter altına yatıran İranlı filozof sinemacı, ustaca çizdiği karakterlerini zaafları ve erdemleriyle bir ahlâk ve vicdan sınavına tabi tutuyor. Olaylar hızlı bir biçimde yön değiştirir, algılar pinpon topu bir oraya bir buraya savrulurken, genç bir insanın onur mücadelesi ve yaşanan süreç boyunca değişimini ustaca aktarıyor. Usta sinemacının oyuncu yöneminde çok başarılı olduğunu biliyoruz. Bu defa elinde Amir Jadidi gibi bir mücevher var. İran sinemasının yükselen oyuncusunun, şaşkın kurnaz işbirlikçi ve evet bir masum köpek şirinliğindeki adamdan oğlunun gururu ve mutluluğu için mücadeleyi göze alan babaya dönüşümünde son derece başarılı bir performans sunuyor.

Farhadi baba ile oğulun altınların teslim edildiği meçhul kadını kent sokaklarında aradığı bölümde ünlü ‘Bisiklet Hırsızları’na saygıyla bir selam çakıyor. Çok iyi düşünülmüş, usta işi bir mizansenle filmini noktalarken ona ve sinemasına bir kez daha hayranlık duyuyorsunuz.

(08 Ocak 2022)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com