Fatih Hacıosmanoğlu Röportajı, Yedinci Gemi’de!

Türk Sineması’nda son dönemlerde artış gösteren deneysel ve düşük bütçeli filmlerden biri olan Taş Yastık’la ilk uzun metrajına imza atan Fatih Hacıosmanoğlu, Yedinci Gemi’nin sorularını yanıtladı. Hacıosmanoğlu filmin çıkış sürecini anlattıktan sonra, filmdeki yoğun simgesellikle ilgili ipuçları da verdi.

Söyleşi

Yedinci Gemi: Öncelikle sizin için çok kişisel olan bu çalışmanın ortaya çıkış hikâyesi nedir? Projeye nasıl başladınız ve böyle bir film çekme projesini tetikleyen etken neydi?

Fatih Hacıosmanoğlu: Kişisel bir çalışma gibi görünüyor olsa da aslında yaşadığımız dünyada olan bitenin mikro boyuta indirgenmiş hali. Sanırım senaristi ben olduğum ve ana karakterlerden birini ben oynadığım için bu şekilde algılanıyor.

Proje Chicago’daki üniversite yıllarımda kafamda şekillenmeye başladı. Tiyatro eğitimi ile başladım ve daha sonra sinema eğitimi ile birleşince yavaş yavaş ivme kazandı. Son yıllarda ressam arkadaşlarımla geçirdiğim günler, ayrıca doğup büyüdüğüm yer olan Üsküdar’ın İmrahor ve Salacak semtleri ve çocukluk arkadaşlarım ve benim için onlar kadar canlı olan Boğaz’ın kendisi projeyi harekete geçiren ana etkenlerdi sanırım.

7G: Taş Yastık’ı bir anlamda sizin anılarınıza yaptığınız psikanalitik bir yolculuk hikâyesi olarak da tanımlayabilir miyiz?

F. H.: Evet, kısmen öyle olduğu söylenebilir ama aslında kolektif bilincin anılarına psikanalitik bir yolculuk demek sanırım daha doğru olur.

7G: Filmde simgesel bir dille birlikte pek çok da gönderme var. Bunlardan en önemlisi Hamlet olsa gerek. Ama Hamlet filmde, Şekspiryen yorumunun haricinde Homeros’un Odessa’sındaki Ithaka’ya benzer bir metafor olarak sunuluyor gibi. Hem yolculuğa başlamanın bir tetikleyicisi hem de yolculuğun sonundaki varlığıyla, yolculuğun bitiş noktası…

F. H.: Evet bir paralellik var, her ne kadar bilinçli olmasa da. Eğer derinlere dalmaya kalkarsanız bir yerlerde Homeros ile hemşeri olduğunuzu size hatırlatan bir çok güzellikle yeniden tanışma fırsatı buluyorsunuz. Sevgili Shakespeare’in Hamlet’i de içinde anlam çıkarmaya çalıştığımız insanlık serüveninde bize ışık tutan ender karakterlerden olduğu için, her ne kadar ondan arınmaya çalışıp özgün bir anlatı tasarlamış olsam da, o yine geldi ve öykümde kendi yerini aldı.

7G: Filmin anlatım yapısını oluşturan bir diğer önemli referans kaynağı da Edgar Allen Poe. Özellikle Poe’un “Rüya İçinde Rüya” şiiri kanımca Taş Yastık’ı en iyi özetleyen dizeleri de içinde barındırıyor. (Hayalde, ya da hiçbirinde / Peki kaybımdan eksilen ne? / Rüya içinde bir rüyadır. / Hep gördüğümüz, göründüğümüz.) Poe’nun filmin anlatım yapısındaki ağırlığı için ne diyebilirsiniz?

F. H.: Poe’nun rolü oldukça büyük. Özellikle “Eldorado” şiiri bana kılavuzluk etti diyebilirim. Ayrıca rüya içinde rüya da da birbirimize çok benziyoruz.

7G: Taş Yastık gerçekle düşün sentezinin yanında, büyümenin engellenemez bir şekilde insanlar üzerindeki baskısının ve anılara kaçışın da bir anlatımı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

F. H.: Her insan, tıpkı bir ağaç gibi köklerinden beslenir, yani anılarından. Ama bizim bir türlü anlamak istemediğimiz şey hayatın hep şimdide tezahür ettiğidir. Biz kararlarımızı alırken ya geçmiş yada gelecek belirler atacağımız adımı.

Söyleşinin devamına Yedinci Gemi’den ulaşabilirsiniz…

Bu röportaj Yedinci Gemi sitesi adına, Barış Saydam tarafından yapılmıştır. sadibey.com’a yayınlanması için Barış Saydam tarafından gönderilmiştir.

(21 Ağustos 2008)

Barış Saydam

http://www.yedincigemi.com