Zayıflığın Esareti

Catherine Breillat’ın yönettiği ve Isabelle Huppert, Kool Shen, Laurence Ursino ile Christophe Sermet’in oynadığı Zayıflığın Esareti (Abuse of Weakness), 23 Mayıs 2014’de M3 Film dağıtımıyla Mor Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Yönetmen Maud bir sabah yarı normal yarı uyuşuk bir şekilde uyanır. Hastaneye yatması gerekmektedir. Maud bu esnada televizyon ekranında tesadüfen yeni filmi için aradığı erkek karakterini bulur. Vilko çekici, kibirli ve yaptığı dolandırıcılıklarla ünlenmiş bir kişiliğe sahiptir. Hastalığını önemsemeden Maud, Vilko ile tanışmak ister ve bir gün sonra tanışırlar. Bu oldukça zor bir ilişkinin başlangıcı olacaktır. Ancak Vilko, Maud’un büyük miktardaki parasına el koymak istemektedir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman
  • IMDb

Seninle Yaşıyorum

Kevin MacDonald’ın yönettiği ve Saoirse Ronan, George MacKay, Tom Holland ile Harley Bird’ün oynadığı Seninle Yaşıyorum (How I Live Now), 16 Mayıs 2014’de M3 Film dağıtımıyla Filma Ltd. tarafından vizyona çıkarıldı.
Sarışın punk Daisy, İngiltere’nin kırsal bir bölgesinde yaşayan uzak akrabalarının yanına gönderilir. Önceleri içine kapanık yaşarken, çevresindekilerin cana yakınlığıyla ortama alışır ve yakışıklı Edmund ile romantik bir ilişkiye başlar. Ancak huzur dolu yaz günleri Avrupa’da giderek artan çatışmaların haberleriyle değişir. İngiltere acımasız bir askeri düzene geçerken, Daisy ve arkadaşları hayatta kalabilmek için saklanmaya ve mücadele etmeye başlarlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Seninle Yaşıyorum yazısına devam et

Frank

Lenny Abrahamson’un yönettiği ve Michael Fassbender, Maggie Gyllenhaal, Domhnall Gleeson ile Scott McNairy’nin oynadığı Frank, 16 Mayıs 2014’de M3 Film dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
The Soronprfbs grubu alternatif müzik dünyası için bile aykırı tiplerden oluşmuş bir gruptur. Güç bela ayakta duran grup, dengesiz ve karizmatik müzik dâhisi Frank’in etrafında toplanmıştır. Frank’in en ayırt edici özelliği kafasından hiç çıkarmadığı maskesidir. Grupta ona en yakın isim hırçın Clara’dır. Ana akım müziğin anti-tezi olan Clara ile birlikte grubun diğer üyeleri Nana, Moe-Tucker ve Baraque’dir. Daha sonra klavyeci olarak Jon da ekibe katılır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Frank yazısına devam et

Muazzez Bora’yı Kaybettik

Sinemamızın Yeşilçam dönemi oyuncularından Muazzez Bora, Mayıs ayı başında vefat etti. Gerçek adı Muazzez Erdemir olan ve Edirne’de yalnız yaşayan sanatçının yaklaşık 10 gün önce hayatını kaybettiği, evinden gelen kokular üzerine komşularının polise haber vermesiyle ortaya çıktı. Özdemir’in son zamanlarında sosyal yardımlaşmadan aldığı destekle yaşam mücadelesi verdiği ifade edildi. Komşusu Hızır Kutlu, “32 yıldan beri tanırım. Film artisti olduğunu bana anlatırdı.” dedi. Sinemamızın Hayalimdeki Sevgili, Melekler Şahidimdir, Esir Kuş ve Evlat Hasretim gibi filmlerinde rol alan merhumeye tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Ocak Ayının İki Yüzü

Hossein Amini’nin yönettiği ve Viggo Mortensen, Kirsten Dunst, Oscar Isaac ile David Warshofsky’nin oynadığı Ocak Ayının İki Yüzü (The Two Faces of January), 16 Mayıs 2014’de Pinema Film dağıtımıyla MGbeyond tarafından vizyona çıkarıldı.
Yıl 1962. Karizmatik Chester MacFarland ile eşi Colette herkesin imrendiği Amerikalı bir çifttir. Atina’da Rydal isimli tur rehberiyle karşılaşırlar. Rydal, genç, Yunanca konuşabilen bir Amerikalıdır ve bir yandan rehberlik yaparken, diğer yandan kadın turistleri dolandırmaktadır. Rydal, Colette’in güzelliğine ve Chester’ın zenginliğinden etkilenir. Ne var ki, MacFarland ailesinde her şey göründüğü gibi değildir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Ocak Ayının İki Yüzü yazısına devam et

Son Şans (Yönetmen: Ari Folman)

Ari Folman’ın yönettiği ve Robin Wright, Harvey Keitel, Jon Hamm ile Paul Giamatti’nin oynadığı Son Şans (The Congress), 30 Mayıs 2014’de M3 Film dağıtımıyla Mars Production tarafından vizyona çıkarıldı.
Robin Wright, büyük bir stüdyodan sinema kimliğini satması için teklif alır. Birebir taratılıp bir örnek çıkarılacak ve yaratılan figür her tür Hollywood filminde kullanılabilecektir. Karşılığında ise oldukça yüklü bir ücret, daha da önemlisi, sonsuza kadar genç kalma olanağı. 20 yıllık kontratın sonunda ise Wright’ı, geleceğin düşsel sinema dünyasında izliyoruz. Yarı kurgu yarı animasyon olan film seyirciyi çizgi dünyası ve gerçeklik arasında bırakıyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Son Şans (Yönetmen: Ari Folman) yazısına devam et

Türkiye’den Deneysel Video Çalışmaları Bilgi Sinema Kulübü’nde

09 Mayıs Cuma günü, Bilgi Sinema’da Türkiye’den çeşitli yönetmen ve video sanatçılarının belirli kalıplara sığmayan ve doğal olarak da tarif edilmesi imkânsız olduğuna inanılan çalışmaları gösterilecek. Ücretsiz ve herkese açık olan gösterimlerde Volkan Ergen’in Video Çalışmaları, Ozan K. ve Özlem Z’den Flaneur, Onur Karaoğlu’ndan Derive, Deniz Buga’dan Sand, Burak Çevik’ten Keyfimin Kâhyası ve Sekiz Haziran, Yoel Meranda’dan Gezi Parkı ve Çevresi gösterilecek.

Görünmeyen Kadın

Ralph Fiennes’in yönettiği ve Ralph Fiennes, Felicity Jones, Kristin Scott Thomas ile Tom Hollander’ın oynadığı Görünmeyen Kadın (The Invisible Woman), 09 Mayıs 2014’de Pinema Film dağıtımıyla Mars Entertainment Group tarafından vizyona çıkarıldı.
Filmde, İngiltere’nin büyük romancısı Charles Dickens’ın büyük aşkı Nelly Ternan’ın yaşamı gözler önüne seriliyor. Viktorya döneminin ahlâk timsali, zamanının en büyük edebiyat ikonu Dickens’ın, on sekizine yeni giren Nelly Ternan’a olan aşkı, oyuncuların kusursuz performansıyla perdeye geliyor. Filmde, Dickens tutkulu bir adam, Nelly ise görünmez bir hayat süren genç bir kadın olarak karşımıza çıkıyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman
  • IMDb

2. Uluslararası Farklı Perspektifler Kısa Film Festivali

Uluslararası Changing Perspectives Kısa Film Festivali, ikinci yılında 23 – 25 Mayıs 2014 tarihleri arasında İstanbul-Türkiye ve Sofya-Bulgaristan’da ve Berlin-Almanya’da gerçekleştirilecek. Dünyanın dört bir yanından üniversite öğrencilerinin yanı sıra birçok kısa filmcinin gerçekleştirdikleri 100’ün üzerinde kısa filmden oluşan festival programının yanı sıra, bir fotoğraf sergisi ve panel gerçekleştirilecek. Festival, bu yıl gösterim salonlarının yanı sıra çeşitli üniversitelerde de kısa film meraklılarıyla buluşacak. Tiyatrogerçek, Aynalı Geçit ve Asmalı Sahne’de gerçekleştirilecek ücretsiz gösterimlerin yanı sıra Pusula Sanat Evi ve Asmalı Sahne festival sergisine ev sahipliği yapacak.

2. Uluslararası Farklı Perspektifler Kısa Film Festivali yazısına devam et

9. Kez Erzurumlu Sinemaseverlerle Buluşan Uluslararası Dadaş Film Festivali Bu Yıl Güldürdü

02 Mayıs Cuma günü başlayan 9. Uluslararası Dadaş Film Festivali, 07 Mayıs Çarşamba günü sona erdi. Festival, bölge halkı ve sinema sektörünün önde gelen isimleri tarafından büyük ilgiyle takip edildi. Yakutiye Kent Meydanı’ndan Havuzbaşı’na kadar devam eden bir kortej ile başlayan festivalin açılışında İstanbul Klarnet grubu konser verdi. Festival, Yeşilçam Sineması’nın önemli isimleri, konuk sanatçılar ve davetlilerin katılımıyla gerçekleştirilen ödül töreniyle sona erdi.

9. Kez Erzurumlu Sinemaseverlerle Buluşan Uluslararası Dadaş Film Festivali Bu Yıl Güldürdü yazısına devam et

Kopyalanmış Adam

33. İstanbul Film Festivali’nde Türkiye prömiyerini yaptıktan hemen sonra sıcağı sıcağına yaygın gösterim şansı bulan ‘Düşman / Enemy’, José Saramago’nun (Emrah İmre’nin başarılı çevirisiyle Kırmızı Kedi Yayınları’ndan) bizde de yayınlanmış ‘Kopyalanmış Adam / O Homem Duplicado’ romanının uyarlaması. ‘Polytechnique’ ve ‘İçimdeki Yangın / Incendies’ gibi başarılı filmleriyle bilinen Kanadalı Denis Villeneuve’ün Amerikan sinema endüstrisinin kapısını çaldığı bu yeni çalışmasında, Nobel ödüllü Portekizli yazarın mekânı filmin dünya prömiyerinin gerçekleştiği Toronto’ya taşınmış. Jake Gyllenhaal’in beynine nüfuz etmiş, üzerinde dev bir örümceğin salındığı Toronto figürünün yer aldığı afiş çalışmasından başlayarak tedirgin atmosferini başarıyla kuran Villeneuve, Saramago’nun devasa metropolde sıkışmış bireyinin çıkmazını etkileyici bir biçimde görselleştiriyor. Keza filmde kullanılan renk paleti, tercih edilmiş soluk sarı ve yeşil renkler bu kıstırılmışlığı ifade açısından çok etkileyici.

Öykünün ana karakteri, kendi gösterişsiz hayatını ve alabildiğine monoton ilişkisini sürdüren (romandaki tuhaf isimli tarih öğretmeni Tertuliano Maximo Afonso’nun yerine) Adam Bell, yardımcı doçent olarak fakültedeki dersinde -halen içinde yaşadığımız iklimi işaret edercesine- baskıcı rejimlerin eğitimi ve kültürel faaliyetleri kısma, bilgi akışı ve bireysel ifade kanallarını sansürleme yoluyla kontrol mekanizmaları oluşturduklarını anlatırken, kendi özel yaşamının kontrolü beklenmedik bir gelişmeyle ellerinden kayıp gider. Bir akademisyen meslekdaşının önerisiyle izlediği ‘İstenirse Mutlaka Bir Yol Bulunur’ isimli B sınıfı yapım ilgisini çekmez önceleri. Lakin filmin bir sahnesinde gözüken otel görevlisinin kendisinin tıpatıp aynısı olduğunu fark etmesiyle tüm düzeni bozulur. Türlü çabalar sonucu filmde gördüğü üçüncü sınıf oyuncunun izini bulduğunda artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Kimlik değiştirme, bir başkasının yerine geçme gerek edebiyatın gerekse Antonioni, Bunuel, Hitchcock gibi ustalar ya da bizden Tayfun Pirselimoğlu gibi birçok sinemacının gözde temalarındandır. Başka bir hayata nüfuz etmenin cazibesi Saramago’nun metninin de çekici özelliklerinden biri. Villeneuve’ün yorumu biraz daha farklı. Kanadalı yönetmen, başta sözünü ettiğimiz afiş tasarımından, Nicolas Bolduc’un kasvetli görüntü çalışmasından, Danny Bensi / Saunder Jurriaans ikilisinin atonal müzik çalışmasından da destek almak suretiyle korkunun ve filmde bir leitmotiv olarak yer alan örümcek figürünün öne çıktığı final sekansıyla fantastiğin alanına dalmış. Villeneuve’ün yorumunu bir düş ya da ‘Dr. Jeykll ve Mr. Hyde’ benzeri düşman kişiliklerin aynı bedende çatışması olarak da okuyabiliriz.

(15 Mayıs 2014)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Binbir Renk, Duygu, 17. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde

17. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, hayata çarpan bütün duyguların, insana dair insanca anlatımlarını, Ankaralı sinemaseverlere sunuyor. Komediden drama, bilim kurgudan maceraya, birbirinden ilginç konuları izleyici ile buluşturan festival, kısa ve uzun metraj belgesel ve animasyon çalışmaları ile de adından bahsettiriyor. 15 bölümden oluşan festivalin, “Her Biri Ayrı Renk” bölümü heyecan ile beklenen bölümlerin başında geliyor. Uluslararası Sinema Yazarları Federasyonu FIPRESCI’nin jüri gönderdiği dünyanın “tek” kadın filmleri festivali olan Uçan Süpürge Festivali, Her Biri Ayrı Renk bölümündeki bir filme FIPRESCI ödülü verecek.

Binbir Renk, Duygu, 17. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde yazısına devam et

Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu