Sadi Çilingir tarafından yazılmış tüm yazılar

9. Washington D. C. Independent Film Festivali

Washington’da kâr amacı gütmeyen bir organizayson tarafından yürütülen ve 01 – 11 Mart 2007 tarihleri arasında 9. kez düzenlenecek olan D. C. Independent Film Festivali komitesi ülkemizdeki avangard tarzda ya da son teknolojilerle yapılmış filmleri festivale katılmak için davet ediyor. Son başvuru tarihi 30 Aralık 2006′ya kadar uzatıldı. Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi almak ve başvuruda bulunmak için festivalin http://www.dciff.org adresindeki web sitesi ziyaret edilebilir. Başvuruda bulunacak sektör ilgililerinin Se-Sam’ı bilgilendirmesi rica ediliyor.

  • Web Sitesi
  • A Mighty Heart’ın Çekimleri Devam Ediyor

    Angelina Jolie, uzun süredir uzak kaldığı film setlerine yeni filmi A Mighty Heart (Güçlü Yürek) ile geri dönecek. Güzel yıldızın kızını dünyaya getirdikten sonra kamera karşısına geçtiği A Mighty Heart’ın çekimleri, Hindistan’ın batısındaki Pune kentinde devam ediyor. Yönetmenliğini Michael Winterbottom’un üstlendiği filmde, bundan dört yıl önce Pakistan’da ayakkabı bombacısı olarak bilinen Richard Reid ile İslâmi dini lider Şeyh Mübarek Gilani arasındaki bağlantıları araştırmak için bulunduğu Pakistan’da teröristler tarafından kaçırılarak başı kesilmek suretiyle öldürülen gazeteci Daniel Pearl’ün öyküsü anlatılıyor.

    9. Uluslararası İstanbul Sinema – Tarih Buluşması

    9. Uluslararası İstanbul Sinema – Tarih Buluşması, 15 – 22 Aralık 2006 tarihleri arasında İmparatorluklar (Empires) başlığı altında Türsak (Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı) tarafından gerçekleştiriliyor.
    Beyoğlu Alkazar, Levent Mars Sinema Kanyon ve Beyoğlu Fransız Kültür Merkezi’nde yapılacak gösterimler, Yarışma, İmparatorluklar, Dünya Festivallerinden, Istvan Szabo’ya Saygıyla, İnsan Hakları, Ödüllü Filmler, Fransız Ustalardan ve Bir Ustaya Saygı: Marta Meszaros başlıkları altında gerçekleştirilecek.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • 9. Uluslararası İstanbul Sinema – Tarih Buluşması yazısına devam et

    Akbank 3. Kısa Film Festivali

    Akbank 3. Kısa Film Festivali, 09 – 19 Aralık 2006 tarihleri arasında gerçekleştiriliyor. Kısadan Uzuna, Uluslararası Bölüm, Belgesel Sinema, Canlandırma Kısalar, Özel Gösterim, Atölyeler, Söyleşiler ve Festival Kısaları bölümlerinden oluşan festivalin tüm etkinlikleri ücretsiz olarak gerçekleştirilecek. Goethe – Institut’un düzenlediği Uluslararası Kısa Film Yarışması’nda derece alan kurmaca ve belgesel kategorilerindeki kısa filmler, festivalin Uluslararası Bölümü’nde yer alacak. Film gösterimleri Akbank Sanat, Goethe – Institut İstanbul ve İstanbul İtalyan Kültür Merkezi salonlarında yapılacak.

  • Basın Bülteni
  • Goethe-Institut Programı
  • Web Sitesi
  • Senaristin Yolculuğu’nda Eve Dönüş

    Senaryo Yazarları Derneği’nin projesi Senaristin Yolculuğu, 10 Aralık 2006 Pazar günü üçüncü gösterimiyle devam ediyor. Senarist Ömer Uğur, senaristliğini yapmış olduğu Eve Dönüş filmini katılımcılarla izleyecek ve senaryonun fikir aşamasından yapım aşamasına kadar süren ilginç yolculuğunu tartışacak. 2006 yılı yapımı, başrollerini Memet Ali Alabora ve Sibel Kekilli’nin paylaştığı Eve Dönüş’ün gösterimine katılım için biletler 10 Aralık Pazar gününe kadar Senaryo Yazarları Derneği’nden veya etkinlik günü saat 12:00’den sonra Cambaz’dan (İmam Adnan Sok, No: 25, Beyoğlu, İstanbul) temin edilebilir.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Doğum Gününde Atıf Yılmaz’a Saygı Etkinliği

    Beşiktaş Belediyesi Kültür Sanat Platformu, yeni bir etkinliğe daha imza attı. Levent’teki Onat Kutlar Sinema Salonu’nda her ay bir haftasonunda Türk sinemasından bir usta ile birlikte olunuyor veya bir konsept işleniyor. Bu etkinliklerin ikincisi, Sinemada Bir Usta / Bir Haftasonu: Doğum Gününde Atıf Yılmaz’a Saygı başlığını taşıyor ve 09 Aralık Cumartesi, Saat 16.30’da Levent Kültür Merkezi, Onat Kutlar Sinema Salonu’nda gerçekleştiriliyor. Atıf Yılmaz üzerine hazırlanan bir filmin gösterimi ile başlayan etkinlikte Ali Özgentürk, Arif Keskiner, Barış Pirhasan, Burçak Evren, Lale Mansur, Leyla Özalp ve Türkan Şoray, Atıf Yılmaz’ı anlatacak.

  • Basın Bülteni
  • Atıf Yılmaz Hakkında
  • Doğum Gününde Atıf Yılmaz’a Saygı Etkinliği yazısına devam et

    Yılın Başkanı

    Barry Levinson’ın yönettiği ve Robin Williams, Christopher Walken, Laura Linney ile Lewis Black’ın oynadığı Yılın Başkanı (Man of the Year), 12 Ocak 2007‘de UNP Filmcilik dağıtımıyla UNP Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
    Bir ulusun en komik adamlarından biri ülkenin lideri olursa ne olur? Tom Dobbs, talk şovlarında politikacıları taşlamakta ve ulusun aklından geçenleri söylemektedir. Her gece sistemle ilgili sert espriler yapmaktadır, ta ki ortaya gerçekten komik bir fikir atıncaya kadar: Neden kendisi başkan olmasın? Şaşırtıcı bir açıklamadan sonra, Dobbs kendisini aday listesine sokacak olan halk hareketini ateşler.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Yılın Başkanı yazısına devam et

    Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde Film Gösterimleri

    Nazım Hikmet Kültür Merkezi‘nde film gösterileri yapılıyor. Programa göre, 06 Aralık, Çarşamba, 19:30’da 59’dan Önce,
    13 Aralık, Çarşamba, 19:30’da Fidel,
    16 Aralık, Cumartesi 19:30’da Oyun (Gala),
    20 Aralık, Çarşamba, 19:30’da Az Gelişmişlik Anıları,
    27 Aralık, Çarşamba, 19:30 Ben Küba’yım adlı filmler gösteriliyor. 59’dan Önce, 1889 Bağımsızlık Savaşı’nın bitiminden, Fidel Castro’nun Ocak 1959’da Havana’ya girişine kadarki süreci ele alan, Küba Devrim tarihinin bilinmeyenlerine ışık tutan, bağımsızlığa giden yoldaki önemli dönemeçleri ve büyük ayaklanmaları yansıtan 54 dakikalık belgesel bir film. Nazım Hikmet Kültür Merkezi, Osmanağa Mah, Ali Suavi Sok, No: 7, Bahariye, Kadıköy, İstanbul adresinde bulunuyor. Tel: 0216 4142239.

  • Web Sitesi
  • Takva

    Senaryosunu Önder Çakar’ın yazdığı, yönetmenliğini Özer Kızıltan’ın üstlendiği Yeni Sinemacılar’ın son filmi Takva 1 Aralık’ta vizyona girdi. Katıldığı festivallerde beğeni ve övgüleri toplayan film, Toronto Film Festivali’nde jüri özel ödülünü, Antalya’da ise En İyi 2. Film, En İyi Senaryo ve En İyi Erkek Oyuncu dahil olmak üzere toplam dokuz ödül almıştı. Takva, içinde Allah korkusu ve sevgisini yoğun biçimde taşıyan ve kendisine bu yolda mütevazı bir yaşam belirlemiş Muharrem’in zamanla değişimini konu alan, itinayla işlenmiş bir yapım.

    Günahsız ve yalnız bir adamın öyküsü…

    İstanbul’un eski semtlerinden birinde, dededen kalma ahşap bir evde yalnız başına yaşayan Muharrem, varoluş sorusunu Allah düşüncesiyle çözmüştür ve bu yola gönülden bağlı bir şekilde hayatını sürdürmektedir. Bozuk düzenden, dış dünyanın maddiyatçı kirliliğinden arınmış bu küçük insan, ev düzenine, ölmüş anne ve babasının hatıralarına değer vermektedir. Evinin dışındaki dünyası çuval alım satım işleriyle uğraşan Ali Bey’in yanında yaptığı basit işlerden ve bir de eski bir dergâhta örgütlenmiş bir tarikattan ibarettir. Kadınlarla ilişkiden sakınan Muharrem’in cinselliğe dair arzuları ise sadece rüyalarına giren Şeyh’in kızıyla sınırlıdır. Muharrem’in yaşamı, müridi olduğu tarikatın birtakım idari işlerinin sorumluluğunu üstüne almasıyla değişmeye başlar. Tarikatın sahibi olduğu menkûllerin kiralarını toplamakla sorumlu tutulan Muharrem, bu işler sayesinde yavaş yavaş küçük dünyasından sıyrılmaya ve maddi değerlerle yüzleşmeye başlar. Giydiği kıyafetlerdeki değişim, kullanmak zorunda bırakıldığı cep telefonu ve bindiği otomobil Muharrem’in içindeki ilâhi sevgi – korku düzenini altüst etmeye başlar. Muharrem’in değerler silsilesi arasında yaşadığı gelgitler akli dengesini yitirmesine sebep olur.

    “Bizim derdimiz din propagandası yapmak değil”

    Senarist Önder Çakar, filmin öyküsünü ve senaryosunu babasından esinlenerek kaleme almış. Çakar, senaryonun çıkış noktasını “Bu senaryoyu yazarken babamdan esinlendim. Kendisi 50 yaşından sonra İslâmi öğretilerin içine girmişti. Aslında bu hikâyeyi anlatmak, onun yaşadıklarını bilmek, öğrenmek çabasıydı” ifadesiyle dile getiriyor. Öte yandan provaları polis tarafından basılan film olarak tanınan Takva’ya yöneltilen çeşitli eleştiriler olduğu da biliniyor. Ancak şunu içtenlikle belirtebilirim ki Takva kesinlikle taraf tutmuyor, birtakım çevrelere yaranma ihtiyacı gütmüyor veya bazı olguları kıyasıya eleştirmiyor. Filmin derdi yalnızca günümüzde varolan tarikatların işleyişini ortaya koymak. Ayrıca bunu yaparken gayet mesafeli bir duruş sergiliyor. Yönetmen Özer Kızıltan filme yöneltilen eleştirilere, “Bizim derdimiz din propagandası yapmak değil, saf manevi bir yaşam mümkün müdür sorusuna yanıt aramaya çalışmaktı. Maddiyatın ağır bastığı bir dünyada, Muharrem karakteri bunu başaramadı. Ben yol boyunca Muharrem’i takip ettim, onu anlamaya çalıştım. Cevaplayamadığım soruları da ucu açık bıraktım. Bu sorulara herkes kendince cevap vermelidir” şeklinde yanıt veriyor.

    Erkan Can’ın performansı görülmeye değer

    Özetle Takva, senaryosu ve filmsel işleyişiyle ne anlatmak istediğini bilen ve objektif aktarımlarda bulunmayı başarmış bir film. Takva, herşey bir yana sadece zikir sahnelerindeki kamera hareketleri çin bile seyredilmeye değer bir film. Görüntü yönetimindeki başarı özellikle de zikir sahnelerinde dikkat çekiyor. Temponun hızlanmasına paralel hareket eden kamera, üst açıdan yakın plâna doğru cesurca geçiş yapıyor. Filmin kaçınılmaz başarısındaki bir diğer etken ise elbette ki Erkan Can’ın performansı. Erkan Can, 4 – 5 yıl önce öyküyü okumuş ve bu role hazırlanmaya başlamış. Yine bir Yeni Sinemacılar projesi olan Gemide filminin ardından Erkan Can bu filmde de başrolde göz dolduruyor. Gerçekçi, samimi ve doğal bir performans sergiliyor. Muharrem efendinin Allah korkusu ve sevgisine dair sahip olduğu dengenin yavaş yavaş bozulmasını hem oyuncunun performansıyla hem de birtakım rüya imgeleriyle pekiştirilmiş biçimde seyrettik. Son dönem Türk sinemasına ait başarılı bir yapım seyretmek isteyenler için tavsiye ederim. İyi seyirler…

    (12 Aralık 2006)

    Âlâ Sivas

    Oyun Filmi Ödüle Doymuyor

    Yönetmenliğini Pelin Esmer’in yaptığı Oyun, En İyi Akdeniz Belgeseli seçildi. Pelin Esmer ödülünü 02 Aralık 2006 tarihinde Roma’da düzenlenen törenle aldı. Oyun, 11. Akdeniz Belgesel Film Ödülleri’nde büyük ödülün yanısıra Fransız ve Cezayir televizyonlarının özel ödüllerini de kazandı. Mersin Arslanköy’de kendi yaşamlarından yola çıkarak bir tiyatro oyunu sahneleyen dokuz kadının öyküsünü anlatan Oyun, geçtiğimiz hafta İspanya Vitoria Avrupa Film Festivali’nde aldığı İnsan Hakları ödülü ve ABD Boston Türk Festivali’nde aldığı En İyi Belgesel ödülü ile birlikte ödül sayısını onüçe çıkarmış oldu.

    Sinema Tarih Buluşması’nda Avusturya Filmi

    TÜRSAK tarafından bu yıl 16 – 22 Aralık 2006 tarihleri arasında 9. düzenlenen Uluslararası Sinema ve Tarih Buluşması’na Avusturya, Nikolaus Geyrhalter’ in Our Daily Bread belgeseli filmi ile katılıyor. 22 Aralık 2006 tarihindeki kapanış etkinliği de Avusturya Kültür Ofisi’nde gerçekleştirilecek. Bu bağlamda Avusturyalı ünlü piyanist Roland Batik saat 20.00’de Mozart’ın eserlerinden oluşan bir konser verecek.

  • Geniş Bilgi
  • Konya’da “Cenneti Beklerken” İzdihamı

    İstanbul ve Ankara galasından önce Cenneti Beklerken Konya’da boy gösterdi. Derviş Zaim’in merakla beklenen Cenneti Beklerken filmi, İstanbul ve Ankara galalarından önce bir ilke imza atarak yoğun seyirci katılımıyla Konya galasıyla boy gösterdi. 04 Aralık tarihinde Konya Selçuk Üniversitesi’nde Konyalılar ve üniversitelilerle buluşan Cenneti Beklerken, gösterimin ardından uzun süre ayakta alkışlandı. Film gösteriminin ardından, yönetmen Derviş Zaim ve filmin oyuncularından Rıza Sönmez’in katılımıyla bir söyleşi düzenlendi. Filmin İstanbul galasına K. K. T. C. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın da katılması bekleniyor.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Cenneti Beklerken

    Derviş Zaim’in yönettiği ve Serhat Tutumluer, Melisa Sözen, Mesut Akusta ile Nihat İleri’nin oynadığı Cenneti Beklerken, 15 Aralık 2006’da Özen Film dağıtımıyla Marathon Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Eflâtun, İstanbul’da 17. yüzyılda yaşayan bir minyatür ustasıdır. Bir Osmanlı veziri, Anadolu’da devlete karşı ayaklanan Danyal adlı şehzadenin yakalandığını ve idam edileceğini söyler. İsyancı şehzadenin batılı tarzda bir portresini yapması istenen Eflâtun, seçme bir grup adamla başkentten Anadolu’ya doğru yolculuğa çıkar. Yolda karşılaşıp yanlarına aldıkları Leyla ile birlikte kendilerini duygu dolu büyük bir maceranın içinde bulurlar.

    Cenneti Beklerken yazısına devam et