Moebius ya da Kim Ki-Duk Usulü Cinsellik ve Şiddet

Kim Ki-Duk filmleri hep merakla beklenir. Lakin son çalışması ‘Moebius’, hikâyesi nedeniyle ülkesi Güney Kore’de sansür engeline takılarak zar zor gösterim izni alabilmiş olması nedeniyle izleyici karşısına çıkmadan fenomen haline geldi. İlk kez geçtiğimiz Eylül başında Venedik Şenliği’nde görücüye çıkan olay film, sadık takipçilerinin hiç de yabancısı olmadığı, cinsellik, şiddet ve ensest gibi üstadın gözde temalarını barındırıyor. Hiçbir sinema eğitimi almadan otuzlu yaşlarında çekmeye başladığı 15 küsur filmle marjinal karakterlerin, fahişelerin, sokak kabadayılarının dünyasını resmeden Kim Ki-Duk, Venedik Şenliği büyük ödüllü bir önceki çalışması ‘Acı / Pieta’da, ana ile suça bulaşmış oğulun şiddetten şefkate dönüşen ödipal ilişkisi çerçevesinde kötülük ve iyilik, günah ile kefaret, intikam ile acıma duygularının çatışmasını irdeler. Uzakdoğulu usta sinemacı ‘Acı’nın kaldığı yerden devamla, bu kez cinsellik sorunsalı üzerinden iktidar mücadelesi veren bir çekirdek ailenin şiddet yüklü hikâyesini anlatmaya soyunmuş. Bu son çalışmanın yönetmenin önceki işlerinden temel farklılığı hiçbir diyaloga yer verilmemiş olması. Bizde gösterilmemiş ‘Amen’de denemeye başladığı bu yöntemle ‘filmin görüntüler yoluyla hissedilmesini’ hedeflediğini belirtiyor yönetmen. Nitekim, haykırışlar, çığlıklar, gülme ve ağlama gibi efektler dışında insan sesine yer yok bu filmde.

Tamamı repliksiz çekilmiş bu aile dramının karakterleri, karısını aldatan koca, aldatılmaya tepki gösteren karısı ve olanların pasif izleyicisi ergenlik çağındaki oğuldan oluşuyor. İntikam peşindeki anne, babanın cinsel organını kesmeye yeltenir. Başaramayınca kendi öz oğlunun penisini yok etmek suretiyle babayı cezalandırır. Trajedinin ikinci ve üçüncü perdeleri daha da karanlık, daha da sersemletici. Cinsel organ nakli araştırmaları, bedene eziyet verme yoluyla orgazma ulaşma yöntemleri, annenin oğlunun cinsel tatmini için kendini ortaya koyması benzeri gelişmeler Kim Ki-Duk’un burjuva değerlerine ve aile kavramına alaycı yaklaşımından izler taşıyan, anlatıyı zaman zaman uç noktada bir kara güldürünün eşiğine getiren unsurlar. Cinselliğin ve onun sembolize ettiği ölümcül iktidar tutkusunun yerini Buda’ya saf yakarışın aldığı bölümlerde ise üstadın ‘İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış… ve İlkbahar’ ya da ‘Boş Ev’ gibi yapıtlarının ruhani havası filme egemen oluyor.

Kim Ki-Duk sinemasına aşina olmayanlar için zor bir deneyim ‘Moebius’. Freud ve Lacan öğretisi doğrultusunda phallus, cinsellik, iktidar ilişkisi üzerine kafa yormak için de iyi bir fırsat öte yandan.

(Bizde ilk kez 12. Filmekimi programında izleyici karşısına çıkmış olan ‘Moebius’, bu haftadan itibaren tek kopyayla Beyoğlu Sineması’nda vizyona giriyor.)

(09 Ekim 2013)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

“Moebius ya da Kim Ki-Duk Usulü Cinsellik ve Şiddet” üzerine bir yorum

  1. Film “kara mizah” değil, yazınız bir kara mizah örneği. “Üstad”ınız kafayı yemiş ama bütün müritler gibi bunu itiraf edeceğinize uçurmaya devam ediyorsunuz. Yazık yazık.

Yorumlar kapalı.